DÜNDEN DEVAM...
13 Haziran 2017 08:43:42
Bir gün önce, bu satırlarda normal kabul edilmesine rağmen akla uydurulması güç olgu ve durumları anlatmaya başlamıştık. Pek tefrika işleri bize uymaz ama bir seferlik istisna yapıp bir gün önceki yazıya devam etmekten herhalde zarar gelmez.
Biliyorsunuz hafta sonu Muhtarlar Derneği kongresi yapıldı. İki aday vardı biri kazandı, biri kaybetti. Kazanana görevinde, kaybedene yaşamında başarılar dilemekten başka yapacak bir şey yok.
Muhtarlık görevi tek parti döneminden bugüne dek sürekli kan kaybeden bir idari kurum oldu. Son dönemde maaşları enikonu iyileştirilince muhtarlık yeniden erişilmesi gereken bir hedef haline geldi. Bir de Saray'a davet edilmek, Türkiye Cumhuriyeti'nin en üst makamı tarafından ağırlanmak da var tabii...
Elbette muhtarlara duyulan ilginin büyük bölümü onlar üzerinden siyaset yapmak ihtiyacından kaynaklanıyor. Sonuçlar bu siyaset tarzının belli bir anlamı olduğunu gösteriyor mu, yoksa muhtarlar sonuçlardan yararlanıyor mu sorgulamak gerek.
Mantık, çok zor bir seçim türü olan dar bölge seçimlerinde aday olan muhtarın siyasi olarak seçmeninin genel eğilimlerine, seçmenin genelinin muhtarın siyasi tavrına bağlı olduğundan daha fazla bağlı olmalıdır diyor. Mahalle muhtarları belediyeye bağımlıdır ama özellikle köy muhtarları, tabanıyla ters düşmemek için siyasette renklerini itinayla gizleyip bağımsız kalmaya çalışırlar. Bağımsız...
Zaten muhtar bu demek değil mi?
ANANAS KALMADI, ARMUT VERELİM
Bir gün evvel TEOG sınavına ilişkin şüphelerimizi paylaşmıştık. Bu arada LYS sınavı da yapıldı. Hoş o kadar çok sınav kısaltması var ki doğru yazılıp yazılmadığını kontrol etmek gerekiyor. Mesela ben bir önceki cümlede önce YGS yazdım, sonra bakıp düzelttim.
Önce ÖSYS sınavları vardı. Birinciye ÖSS, İkinciye ÖYS deniyordu. O dönemde Yeterlilik sınavı diye öğretmenlere özel bir sınav vardı. Sonra KPSS diye tüm kamu işleri sınava bağlandı. Daha küçükler için DPY sınavları var. Kısaltmalarını tam bilemediğimiz envai türden mesleki dil sınavları, lisansüstü eğitim sınavları filan derken işin iyice şirazeden çıktığı görülüyor.
Dikkat ederseniz, eğitim yaşamında üniversite sınavına kadarki sınavlar, öğrencinin gitmek istediği bölüme değil, puanının yettiği okula gitmesi için dizayn edilmiş. Yani çocuğa diyoruz ki, senin aklın bu okullara yetmedi, sen buradan mezun olup vatana millete hayırlı hizmetler veremezsin. Senin puanın bu kadar, sen git filanca bölümü oku... Bunun canı ananas çeken birine armut yedirmekten bir farkı var mı?
Bunun yerine, öğrencilerin okumak istedikleri bölümlerin ortak yaptığı sınavlara girmesi daha mantıklı olmaz mıydı?
Sonra çocukların ömrünün (ortalama) üçte biri aynı sıralarda okuduğu arkadaşlarıyla rekabet ederek geçiyor. Bu çocukların ortak iş yapma yeteneklerini köreltmekten başka bir işe yaramıyor. Ondan sonra diyoruz ki, niye bu siyasiler böyle, niye bu kamu yöneticileri birlik beraberlik içinde çalışamıyor filan...
Başka ne bekleyebiliriz ki?
ÇALIŞMALAR BAŞARILI ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR...
AK Parti İlçe Başkanı Fatih Çakır, ilçe genelindeki eğitim ve yol altyapısına büyük önem verir. Her basın toplantısında bunlarla ilgili bilgiler verir. Zaman zaman çalışmaların yapıldığı yerleri ziyaret eder, yetkililerden bilgi alır.
Bu kez Ereğli Devrek yolunda incelemelerde bulunmuş. Kasım ayı itibarıyla Ereğli Çaylıoğlu arasındaki yolun hizmete gireceğini söylemiş. Seneye de işin tamamı bitecekmiş.
Çakır, genç yaşına rağmen tecrübeli bir siyasetçi. Muhtemelen Ereğli'nin gelecek on onbeş yıllık sürecinde siyasetin bir noktasında hizmete devam edecektir. İktidar partisinin ilçe başkanı olmak da bardağın dolu tarafını görmeyi gerektirir.
Fakat bardağın boş tarafının bulunmadığı anlamına gelmez bütün bunlar. Zira ilçede sürüncemede kalmış öyle yol ve okul işleri var ki bunları konuşmadan geçmenin imkanı yok. Mesela Ereğli Devlet Hastanesi'nin yeni binasına ulaşımı kolaylaştıracak yol meselesini, beraberinde Ereğli terminaline bağlantı yolunu yapmak mümkün olmadı. Ereğli OSB üzerinden aynı kavşağa ulaşacak ve kent içi trafiğin yükünü belli ölçüde kaldıracak olan çevre yoluna kazma bile vurulmadı.
Evet, Ereğli Zonguldak yolunda bir sürü noktada aynı anda çalışmalar sürüyor, belki bu sene bu iş belli bir noktaya ulaşır ama sürüncemede kaldığı yılların bir muhasebesinin yapılmasına engel mi bu? Kaldı ki, sözde Kandilli Sapağı Kepez tepesi arası geçen senenin sonunda bitecekti. Şimdi arada bir de köprülü kavşağa ilişkin bir de mahkeme süreci çıktı. Orası bitmediği sürece yol çalışmalarının bittiğini söylemek boşuna. Onun da bu sene biteceği çok ama çok şüpheli...
Bir de şu Üniversite kampüsü meselesinin durumu var..
Bunları ve birkaç şeyi daha saymazsanız çalışmalar başarılı şekilde devam ediyor...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com