İktidar partisinin zafer yaratma potansiyeline hayran olmamak için kör olmak gerek. Bir şeye başlarlar, sonra döner dolaşır iş olmaz. Bunun yerine daha düşük profilli işlerle uğraşmaya başlarlar. Bunları da zafer olarak sunarlar.

Yeni Ereğli Devlet Hastanesi'ne daha kolay ulaşım sağlayacak diye başlanan üstgeçit, arazi ihtilaflarının mahkemelik olması nedeniyle durdu. Nasıl oluyor da bu ihtilaflar işin büyük bölümü tamamlandıktan sonra ortaya çıkıyor anlaşılamadı ama netice itibarıyla iş durdu. Malum o köprü yapılırken ulaşım servis yolundan veriliyordu. Bu yol da çok bozuk.

Eğer bir iki ay daha çalışılsa köprü büyük oranda bitecekti ama onu yapamayınca, servis yoluna asfalt döktüler, bunu da basına servis ettiler ki, zaferlerini dünya alem duysun... Artık sağ olsunlar sayelerinde çok daha güzel bir servis yolundan yolculuk etme imkanı bulduk.

Anlaşılan epey bir süre servis yolunu kullanmaya devam edeceğiz. Sonra köprülü kavşak tamamlandığında bir zaferi de oradan icat edecekler. Bizden de alkış bekleyecekler. Alkışlamazsak, neden alkışlamadığımızla ilgili sivri yorumlara muhatap olacağız.

Ne diyelim, bize göre alkış işi, hastane tamamlanıp da yol işi düşünülmediği anlaşıldığında geçmişti. O yüzden hastane yapılınca alkışladık ama bu pek yüksek sesle olmadı. Sonra da itirazlar dile geldi. Hastaneyi iki yılda toparlayıp, üç yılda bağlantı yolunu yapamayanların neyini alkışlayalım?

BİR BUÇUK FAKÜLTE...

Şu Bülent Ecevit Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi Kampüsü en fazla zafer üretilen konular arasında. Bir zafer arsanın tahsisi için, sonra avam projesi olmayan avam proje resimleriyle bir zafer daha, tapuyu ele aldık bir zafer daha... Yıkım ihalesi için bir zafer borusu daha öttürelim. Yıkım tamamlanınca yeniden zafer naraları atalım. Oraya gidelim, buraya dönelim derken bir de ne görelim, iki buçuk yıl sonra daha kampüsün önceden yapıldığını zannettiğimiz avam projesinin yapımı hala sürüyor. Alkışlanacak bir başarı hakikaten!

"Kampüs" denilince akla idari binaları, birkaç fakültesi birkaç yüksekokuluyla, sosyal donatı, yeşil alanları, içinde kolunun altında kitaplarla gezinen öğrenciler geliyor değil mi? Peki bu alanda inşa edilecek yeni kaç fakülte var? Turizm fakültesi var. Eğitim, Denizcilik fakülteleri ve yüksekokullar fiziki yapı olarak yetersiz olsalar da yerlerinde kalacaklar. Başka? Eğer yaparsa Ereğli Demir Çelik Fabrikaları Metalurji fakültesi yapacak. Bir ihtimal yapılırsa bir ihtimal kampüs alanında olacak bu fakülte.

Bir fakülte, bir de muhtemel fakülte bir kampüs eder mi etmez mi siz karar verin.

YAĞMA YOK

Sonra, üniversite kampüsleri öyle sıfırdan fakülte binalarıyla falan yapılan yerler değil. Ödenek tek seferde çıkmıyor çünkü. Önce bir fakülte binası yapılacak. Sonra diğeri, sonra bir diğeri derken kampüs peyderpey oluşacak.

İlk binanın Turizm binası olacağı anlaşılıyor. Asıl mesele bundan sonraki fakülte ve yüksekokulların ne olacağıdır. Ereğli'de cazibe merkezi niteliği taşıyan bir Eğitim Fakültesi var. Hukuk, Mühendislik, Tıp, Fen Edebiyat gibi başka cazibesi yüksek fakülteler mi gelecek, yoksa okyanusa sınırı bulunmayan bir ülkenin oşinograflarını yetiştirecek bir fakültemiz mi olsun istiyoruz?

Elbette Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer'in kafasında bir plan vardır ama gelin bu fakültelerin ilçeye kazandırılması sürecinde seçme hakkı konusunda kamuoyu olarak biz de ısrarcı olalım.

AYKIRI BİR GÖRÜŞ...

Geçenlerde merkezi Kırmacı bölgesinde bulunan bir sivil toplum kuruluşu temsilcisi, kampüs alanının burası yerine Kandilli'ye yapılmasının çok daha verimli olacağını söylemişti. Bu bölgede kampüs oluşumu tamamlandığında önemli trafik ve altyapı sorunları yaşanacağını söylüyordu bu kişi...

Zaten, en baştan 'burası boş kaldı ne yapalım, burası kampüs olsun' diye yola çıkılmasının sorgulanması gerekirdi ama pişmiş aşa su katan olmak kimsenin işine gelmediğinden yüksek sesle dile getiren olmadı bu görüşü. Son dönemde bu görüşün o kadar çok kişi tarafından dile getirildiğini işittim ki. Sayısına şaşarsınız.

Gerçekte böyle negatif yorumları dile getirenlerin hiç biri haklı çıkmak istemiyor. Keşke burada yaşanabilecek sıkıntılar için şimdiden önlem alsalar da o günler geldiğinde sıkıntı yaşanmasa şeklinde bir ruh hali içinde hepsi.

Neyse, gelin siz kimsenin canınızı sıkmasına izin vermeyin; bu mesele çok zafer narası kaldırır.