Ereğli Belediye Meclisi, her zaman tartışmalı meclisler arasında yer almıştır. Üç meclis toplantısının tartışmasız, şaşırtıcı bir olay yaşanmadan geçtiğini görmüşlüğümüz yoktur.

Daha önce Halil Posbıyık döneminde iktidarda olan partinin kendi tercihini hayata geçiremediğini gözlemliyorduk. Şimdi yine Hüseyin Uysal döneminde iktidar partisinin muhalefetten çalım yiyerek, elde edebileceği sonuçlardan mahrum kaldığını görüyoruz. Bu ikisi bir bakıma aynı kazanda, aynı çorbanın karıştığını gösteriyor.

Çorba belki de tam olarak aynı. Zira çorbanın karışmasına neden olan üyelerin isimleri bile aynı. En azından AK Partili Meclis üyesi Yusuf Kalay'ın ifadelerine bakılırsa durum öyle. Yine de tedbirli olmakta yarar var. Yapılan oylama gizli oylama olduğundan, Kalay'ın verdiği isimlerin doğruluğunu iddia etmenin bir sorumluluğu olması gerekir. Grup kararına uyulmaması iddiası ise garip. Zira gizli oylamada grup kararını uygulamak pek mümkün olmaz.

Yine de CHP'li üyelerin encümen seçimlerinde AK Partili üyelere, AK Partili üyelerin de CHP'ye oy vermesi yüzünden bu sonuç alındı diye düşünmektense, çoğunluktaki partiden fire olduğunu düşünmek daha doğru...

Mesele sadece partililerin gruplarının tercihiyle uyumsuz oy kullanması da değil. Toplantılara mazeret bildirerek gelmeyen üyelerin, gerçekten mazeretleri nedeniyle mi gelmediği, yoksa toplantıda alınacak kararlarda pay sahibi olmamak ve bir nevi şike yapmak için mi böyle yapıldığı da tartışılıyor bugünlerde. Nitekim, toplantı anında konuştuğumuz basın mensubu arkadaşlar da, daha encümen seçimi olmadan oyların eşit olması nedeniyle sıkıntı yaşanabileceğini düşündü ve bunun üzerinde akıl yürüttü.

Sadece bu kadarla da sınırlı değil. Hadi AK Parti grubu fire verdi diyelim. CHP grubu acaba bu fireden önceden haberdar mıydı sorusu da havada duruyor. Sonucun alınmasının ardından CHP grubundaki müstehzi tebessümler görülesi şeydi. Aynı zamanda CHP İlçe Başkanı olan meclis üyesi Sertan Ocakcı, toplantının başında, 'Tek adam benim' diye şaka yollu konuşan Başkan Uysal ile 'Demek ki bu işler tek adamlıkla olmuyormuş' diye takılmayı da ihmal etmedi.

Netice: CHP'ye bir sayı...

***

Fakat bu tartışmanın biteceğini düşünmek saflık olur. Zira önceden ihtisas komisyonu görevinden istifa edeceğini deklare eden üyeler istifa etmekten vazgeçti. Haklarıdır. Fakat Bu üyelerden Yusuf Kalay'ın tepkisini dile getirirken kullandığı cümlelerin satır arası, Nisan ayı toplantılarının ikinci birleşimine AK Parti Ereğli İlçe Başkanı Fatih Çakır ve yönetim kurulu üyelerinin de katılması, bu olayın bir de arkaplanı olduğunu göstermeye yeterli.

Yüzeysel olarak baktığınız zaman, ne kadar sürüden ayrılan kuzuların kimler olduğu –neredeyse—biliniyor olmasına rağmen, bu kişiler hakkında hukuken veya parti idaresi açısından yapılacak bir şey yok gibi...

Gizli oylamada grupla birlikte oy kullanmadığı iddiasıyla birileri hakkında soruşturma açmak, şu andaki gibi hassas politik dengelerin bulunduğu bir ortamda, "Antidemokratik ve keyfi" bir soruşturma olarak değerlendirilecektir. AK Parti'nin başının bu konuda epey ağrıyacağı anlaşılıyor.

Öte yandan, bu meseleyi halının altına süpürmek de mümkün. Fakat bu durumda da benzeri hareketlerin engellenmesi için bir şey yapılmaması nedeniyle parti disiplininin zarar görmesi gibi bir olasılık da var.

Sonuçlar bakımından encümenin muhalefete geçmesinin belediye yönetiminin sıkıntıya düşeceği durumlar da yaşanabilir muhtemelen. Hadi iyimser olalım, bu durumun kentte uzlaşma kültürünün gelişmesine katkı sağlayacak bir emrivaki olduğunu düşünelim. Yine de bu ihtimal öyle uzak ki, buna peşinen inanmak saflık olur.

Peki bu işler neden oldu dediğinizi hisseder gibiyim. Kimileri, bunun belediye başkanı Uysal'ın altını oymak için yapılan parti içi bir operasyon olduğunu düşünüyor, kimileri de ihtisas komisyonlarında görev alacak üyelerden bazılarına yönelik bir tepki olduğunu... Belediye başkanının da bu muhalif isimlerin hareketinden önceden haberdar olduğuna yönelik eleştiri biraz uçuk kaçıyor. Ona bir şey demeye gerek yok.

Sonuç ne olursa olsun, Ereğli Belediye Meclisi, ilçenin cadı kazanı olma niteliğinden, yıllar gelip geçse de en ufak bir şey kaybetmemiş.... Anlaşılan bu.