İKTİDARSIZLIK
10 Mayis 2011 15:59:45
SERTLEŞME SORUNU-EMPOTANS- EREKTİL DİSFONKSİYON
Her cinsel sorun bir rahatsızlık ya da kaygıda kaynaklanır; bununla birlikte, hiçbir şey zamanında meydana gelmeyen bir ereksiyon kadar yıkıcı olamaz. İşini kaybetmenin dışında hiçbir olay erkeğin kendini bu kadar işe yaramaz ve umutsuz hissetmesine yol açmaz.
Cinsel ilişki için gerekli sertliği başlatamama, sağlayamama veya devam ettirememe durumunda sertleşme bozukluğundan bahsedilebilir. Cinsel temas esnasında, cinsel istek duyulmasına karşın, erkek cinsel organının sertleşme bozukluklarına, yeterli veya kesinlikle sertleşmemesine "iktidarsızlık", "erektil disfonksiyon" yada "empotans" denir
İktidarsızlık, cinsel isteksizlik değildir. Boşalma sorunlarından farklıdır. Ve erken boşalma veya kısırlıkla kesinlikle karıştırılmamalıdır. İktidarsız bir erkek orgazm ve baba olabilir.
Erkeğin bir süre işlev gördükten sonra bazı nedenlerle iktidarsız hale gelmesi şeklindeki ikincil erektil fonksiyon bozukluğu erkeklerde en sık rastlanan sorunu oluşturmaktadır. Terapinin erken başladığı sorunun hafif olduğu veya yalnızca zaman zaman ortaya çıktığı hallerde tedavi oldukça kolaydır. Cinsel teması gerçekleştirebilen ama hemen arkasından ereksiyonunu yitiren erkeklerde de tedavisi daha kolaydır.
Eğer birincil erektil fonksiyon bozukluğu söz konusuysa ve kişi hiçbir zaman cinsel temas için gerekli sertlikte bir ereksiyon sağlayamamışsa, bu tedavisi güç olan ve nadir görülen bir olgudur ve genellikle nedeni fizikseldir.
Hastalardaki iktidarsızlık koşullara göre değişiyorsa, hasta sabahları ereksiyonla uyanıyorsa veya kendi kendine tatmin(mastürbasyon) sırasında sert bir ereksiyon sağlanıyorsa; Bu iktidarsızlık olayının altında psikolojik faktörler var demektir. Fiziksel ve psikolojik faktörlerin bir arada bulunma olasılığı yüzünden hastaların mutlaka ürolojik muayeneden geçmelerini öneririm.
Çoğu ereksiyon probleminin problemlerinin nedeni psikolojiktir. Psikolojik nedenler kişisel ve sosyokültürel etkilerin bir bileşkesi şeklindedir. En yaygın sebep muhtemelen kaygıdır ve olumsuz koşullamaya yol açar. Cinsel davranış, cinsel eylemle bazı hoş olmayan ve kaygı yaratan olaylar arasında bağlantı kurulur, bu bağlantı öğrenilir ve bu konuda endişe taşıyan bireyin zihninde yereder. Bu nedenle ereksiyonun gerekli olduğu hallerde haz ve cinsel uyarılma yerine kişi endişe ve kaygı hisseder. Hoş olmayan duygulanımlar ereksiyonu engeller. Bu tip kaygılar gerçekten olmuş veya olması beklenen birden çok nahoş olayla bağlantılı olabilir. Cinsel açıdan baskı altında geçirilmiş bir çocukluk, partnere yönelik düşmanca hisler, hamilelik korkusu, hastalık korkusu (özellikle AIDS), keşfedilme korkusu, reddedilme korkusu, ereksiyon problemlerinin tekrarlayacağı korkusu, stres, aşırı çalışma, kalp krizi gibi geçirilmiş bir bedensel hastalığın tekrarlayacağı korkusu. Böyle bir kişide olabilecek en şiddetli korkulardan biride cinsel performansın kendi ideallerini veya partnerin hayal edilen beklentilerini karşılamakta yetersiz kalabileceğidir. Ereksiyon problemlerinde yüksek oranda performans anksiyetesi söz konusudur. Baskıcı yetiştirme tarzının yol açtığı olumsuz koşullanma da belki de en sık ve yaygın nedenlerden biridir ve cinselliğin günah ve pis olduğu düşüncesinin yerleşmesine yol açar.
Sertleşme bozukluğunun en yayın tıbbi olmayan nedenlerden biri erken boşalmadır. Yurt dışında yapılan bir çalışmaya göre; erken boşalma olan yaklaşık 3 erkekten biri aynı zamanda sertleşme sorunu da olduğunu belirmiştir.
Kısacası iş ve eş sorunları, ekonomik sorunlar, ruhsal gerginlikler, yorgunluk, ilişkideki diğer problemler vb. nedenlerden dolayı her erkek hayatının bir döneminde ereksiyon yani sertleşme problemiyle karşılaşabilir. Bu doğal ve olağan bir durumdur. Çünkü her zaman ve bütün koşullarda yeterli ereksiyonun sağlanmasını beklemek cinsel bir mit olmaktan ileri gidemez. Fakat ereksiyon problemi sık tekrar eder, ısrarcı olursa ve cinsel birleşmeyi sık engellerse; bu durum tedavi gerektirir.
Sertleşme sorunlarının başarılı bir şekilde çözülebilmesi için aşağıdaki ölçütlerin yerine gelmesi gerekir:
1. Kişi seks için ideal ortamın yaratılmasını sağlamalıdır yani iyi seks yapabilmek için ihtiyaç duyduğu tüm koşulları yerine getirmelidir.
2. Kişi yalnızca canı istediği zaman seks yapmalıdır. Yani kişi havasında olmadığında ?hayır? diyebilmelidir.
3. Kişi gergin olduğunu fark ettiğinde rahatlamaya çalışmalıdır.
4. Kişi yalnızca istediği türde seks yapmalıdır.
5. Kişi istediği türde uyarı almalı ve bu uyarılar üzerine yoğunlaşmalıdır.
6. Kişi düşünmek yerine beynini kapatmalı ve duygulara, hissetmeye, ruhunu ve bedenini partneriyle paylaşmaya odaklanmalıdır. Yani kişi cinselliği iş gibi görmemeli, zevk alıp vermeyi sağlayacak bir şekilde algılamalı ve cinsel ortamın sorumluluğunu alabilmelidir. Doğal olarak bu becerilerin uygulanabilmesi için, kişinin partneriyle iletişim kurabiliyor olması gerekir.
Sonuç olarak yukarıdaki sayılan ölçütleri yerine getirdiğinizi düşünüyorsanız ve hala sertleşme sorununuz devam ediyorsa bir uzmandan mutlaka yardım almalısınız.
Sağlıklı bir cinsellik ve sağlıklı bir toplum için; dostluk, sevgi ve saygılarımla.
Her cinsel sorun bir rahatsızlık ya da kaygıda kaynaklanır; bununla birlikte, hiçbir şey zamanında meydana gelmeyen bir ereksiyon kadar yıkıcı olamaz. İşini kaybetmenin dışında hiçbir olay erkeğin kendini bu kadar işe yaramaz ve umutsuz hissetmesine yol açmaz.
Cinsel ilişki için gerekli sertliği başlatamama, sağlayamama veya devam ettirememe durumunda sertleşme bozukluğundan bahsedilebilir. Cinsel temas esnasında, cinsel istek duyulmasına karşın, erkek cinsel organının sertleşme bozukluklarına, yeterli veya kesinlikle sertleşmemesine "iktidarsızlık", "erektil disfonksiyon" yada "empotans" denir
İktidarsızlık, cinsel isteksizlik değildir. Boşalma sorunlarından farklıdır. Ve erken boşalma veya kısırlıkla kesinlikle karıştırılmamalıdır. İktidarsız bir erkek orgazm ve baba olabilir.
Erkeğin bir süre işlev gördükten sonra bazı nedenlerle iktidarsız hale gelmesi şeklindeki ikincil erektil fonksiyon bozukluğu erkeklerde en sık rastlanan sorunu oluşturmaktadır. Terapinin erken başladığı sorunun hafif olduğu veya yalnızca zaman zaman ortaya çıktığı hallerde tedavi oldukça kolaydır. Cinsel teması gerçekleştirebilen ama hemen arkasından ereksiyonunu yitiren erkeklerde de tedavisi daha kolaydır.
Eğer birincil erektil fonksiyon bozukluğu söz konusuysa ve kişi hiçbir zaman cinsel temas için gerekli sertlikte bir ereksiyon sağlayamamışsa, bu tedavisi güç olan ve nadir görülen bir olgudur ve genellikle nedeni fizikseldir.
Hastalardaki iktidarsızlık koşullara göre değişiyorsa, hasta sabahları ereksiyonla uyanıyorsa veya kendi kendine tatmin(mastürbasyon) sırasında sert bir ereksiyon sağlanıyorsa; Bu iktidarsızlık olayının altında psikolojik faktörler var demektir. Fiziksel ve psikolojik faktörlerin bir arada bulunma olasılığı yüzünden hastaların mutlaka ürolojik muayeneden geçmelerini öneririm.
Çoğu ereksiyon probleminin problemlerinin nedeni psikolojiktir. Psikolojik nedenler kişisel ve sosyokültürel etkilerin bir bileşkesi şeklindedir. En yaygın sebep muhtemelen kaygıdır ve olumsuz koşullamaya yol açar. Cinsel davranış, cinsel eylemle bazı hoş olmayan ve kaygı yaratan olaylar arasında bağlantı kurulur, bu bağlantı öğrenilir ve bu konuda endişe taşıyan bireyin zihninde yereder. Bu nedenle ereksiyonun gerekli olduğu hallerde haz ve cinsel uyarılma yerine kişi endişe ve kaygı hisseder. Hoş olmayan duygulanımlar ereksiyonu engeller. Bu tip kaygılar gerçekten olmuş veya olması beklenen birden çok nahoş olayla bağlantılı olabilir. Cinsel açıdan baskı altında geçirilmiş bir çocukluk, partnere yönelik düşmanca hisler, hamilelik korkusu, hastalık korkusu (özellikle AIDS), keşfedilme korkusu, reddedilme korkusu, ereksiyon problemlerinin tekrarlayacağı korkusu, stres, aşırı çalışma, kalp krizi gibi geçirilmiş bir bedensel hastalığın tekrarlayacağı korkusu. Böyle bir kişide olabilecek en şiddetli korkulardan biride cinsel performansın kendi ideallerini veya partnerin hayal edilen beklentilerini karşılamakta yetersiz kalabileceğidir. Ereksiyon problemlerinde yüksek oranda performans anksiyetesi söz konusudur. Baskıcı yetiştirme tarzının yol açtığı olumsuz koşullanma da belki de en sık ve yaygın nedenlerden biridir ve cinselliğin günah ve pis olduğu düşüncesinin yerleşmesine yol açar.
Sertleşme bozukluğunun en yayın tıbbi olmayan nedenlerden biri erken boşalmadır. Yurt dışında yapılan bir çalışmaya göre; erken boşalma olan yaklaşık 3 erkekten biri aynı zamanda sertleşme sorunu da olduğunu belirmiştir.
Kısacası iş ve eş sorunları, ekonomik sorunlar, ruhsal gerginlikler, yorgunluk, ilişkideki diğer problemler vb. nedenlerden dolayı her erkek hayatının bir döneminde ereksiyon yani sertleşme problemiyle karşılaşabilir. Bu doğal ve olağan bir durumdur. Çünkü her zaman ve bütün koşullarda yeterli ereksiyonun sağlanmasını beklemek cinsel bir mit olmaktan ileri gidemez. Fakat ereksiyon problemi sık tekrar eder, ısrarcı olursa ve cinsel birleşmeyi sık engellerse; bu durum tedavi gerektirir.
Sertleşme sorunlarının başarılı bir şekilde çözülebilmesi için aşağıdaki ölçütlerin yerine gelmesi gerekir:
1. Kişi seks için ideal ortamın yaratılmasını sağlamalıdır yani iyi seks yapabilmek için ihtiyaç duyduğu tüm koşulları yerine getirmelidir.
2. Kişi yalnızca canı istediği zaman seks yapmalıdır. Yani kişi havasında olmadığında ?hayır? diyebilmelidir.
3. Kişi gergin olduğunu fark ettiğinde rahatlamaya çalışmalıdır.
4. Kişi yalnızca istediği türde seks yapmalıdır.
5. Kişi istediği türde uyarı almalı ve bu uyarılar üzerine yoğunlaşmalıdır.
6. Kişi düşünmek yerine beynini kapatmalı ve duygulara, hissetmeye, ruhunu ve bedenini partneriyle paylaşmaya odaklanmalıdır. Yani kişi cinselliği iş gibi görmemeli, zevk alıp vermeyi sağlayacak bir şekilde algılamalı ve cinsel ortamın sorumluluğunu alabilmelidir. Doğal olarak bu becerilerin uygulanabilmesi için, kişinin partneriyle iletişim kurabiliyor olması gerekir.
Sonuç olarak yukarıdaki sayılan ölçütleri yerine getirdiğinizi düşünüyorsanız ve hala sertleşme sorununuz devam ediyorsa bir uzmandan mutlaka yardım almalısınız.
Sağlıklı bir cinsellik ve sağlıklı bir toplum için; dostluk, sevgi ve saygılarımla.
Bu Yazı Toplam 4192 Defa Okunmuştur
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com