Büyük kavga… Çok sayıda ekip sevk edildi…
  Ağaçtan düştü…
  Feci kazada 2 kişi öldü!
  Başkan Ünlüer ve Yönetimi de katıldı
  İşçi servisine çarptı!
  Kontrolden çıkınca!.....
  FRENİ PATLAYINCA!.......
  Feci kaza…
  Refüje çıktı!....
  Talihsiz genç ölü bulundu
20 Aralık 2025 Cumartesi
Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
logo
  •  
    •  » GÜNCEL
    •  » KÜLTÜR
    •  » SİVİL TOPLUM
    •  » KULİS HABER
    •  » YEMEK
    •  » DİN VE MEZHEPLER
    •  » EREĞLİ TARİHİ
    •  » FOTO GALERİ
    •  » VİDEO GALERİ
    •  » YAZARLARIMIZ
    •  » RÖPORTAJ
    •  » SİNEMA
    •  » TEKNOLOJİ
    •  » DİYALOG
  • SİYASET
  • AKÇAKOCA
  • EKONOMİ
  • GÜNDEM
  • ASAYİŞ
  • YAŞAM
  • SAĞLIK
  • MEDYA
  • SPOR
  • EĞİTİM
ANA, BACI, YAR...

ANA, BACI, YAR...
08 Mart 2017 09:20:07

Yazar : Hüseyin Aksakal

  • Whatsapp ta Paylaş

Bugün Dünya Kadınlar Günü... Kadınlarımız... Ana, bacı, yâr. Hem "Bizim" hem değil; çünkü varlıkları bize—erkek cinsine—ait değil. Erkek ne kadar insansa, onlar da o kadar insan...

Dünya Kadınlar Günü de aslında sadece kadınlarla veya kadın haklarıyla ilgili değil. Bunu daha ziyade "Dünya İnsan Hakları Günü" diye algılayın.

Kadınlar gününü kadın haklarının geliştirilmesi ekseninden değerlendirirseniz yanlış bir noktadan başlamış olursunuz. Kadınlar özelinde, her türlü kimlik problemlerini barış içinde aşmanın yollarının konuşulacağı, tartışılacağı bir gün olarak algılamak gerekir bu günü.

Zira söz konusu olan İnsan Haklarıdır. Erkekler için sosyal alanda söz konusu olmayan sınırlamaların sırf kadın oldukları için insan türünün yüzde ellilik bir kesri üstünde uygulanması, sadece kadınların mı problemidir?

Önce insanoğluna şöyle bakmayı öğrenmek gerek. Her insan, bir annenin, bir babanın çocuğudur. En küçük aile bir kadın ve bir erkekten oluşur. Dünyada insan türünün yarısı erkekten, yarısı kadından oluşur. Aynı türün mensuplarının cinsel kimliklerinden ötürü farklı uygulamalara ve sınırlamalara maruz kalması temelde o cinsin değil, tüm insanlığın ortak meselesi olmalıdır.

Kadınlara bir hakkın verilmesi değil söz konusu olan... İnsan olmaktan kaynaklanan haklarını kullanmalarını engelleyen her türlü sınırlamanın kaynağını kurutmak... Kadın ve erkeğin aynı türün iki ferdi olarak yan yana, başları dik şekilde yürüyecekleri bir dünya oluşturmak...

O zaman, belki de Dünya Kadınlar Günü'nü kutlamaya—yüzyirmi kadının bir devlet ve toplum şovenizmiyle katledilmesinin yıldönümünde kutlamak da ne demekse—gerek kalmayacak.

***

"Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!"

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün bu sözü çok katmanlı anlamlar üretmeye müsait cümlelerdendir.

Kadınların sosyal yaşamda yerini almadığı bir ülkenin gelişmesini tamamlayamayacağı şeklinde okuyabilirsiniz bu cümleyi.

Eğer bir ülkenin gelişmesinden söz ediyorsanız, toplumun yarısını dışlayarak ilerleme diye bir şeyin mümkün olmadığını anlayabilirsiniz.

İnsan türünün, doğayla mücadelesi ve işbirliğini ancak iki cinsiyetinin eşitliği ve dayanışması içinde gerçekleştirebileceğini düşünebilirsiniz.

***

Kadın hakları konusunda en sağlam yaklaşımlar Atatürk'ün eseridir.

Atatürk, Türk Kadını hakkında da "Dünyada hiç bir milletin kadını "Ben Anadolu Kadınından fazla çalıştım. Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu Kadını kadar emek verdim," diyemez!" der.

Kadının sosyal yaşamda önünü tıkayan engellerin kaldırılmaya başladığı dönemde Türk kadınının ne durumda olduğunu iyi düşünmek gerek.

Nazım Hikmet, Cumhuriyetten hemen önce, Kurtuluş Savaşı'nda kadınları "ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen /ve soframızdaki yeri /öküzümüzden sonra gelen" diye tanımlıyor. Şairin kurtuluş mücadelesine verdiği katkıları, "bizim kadınlarımız /şimdi ayın altında /kağnıların ve hartuçların peşinde /harman yerine kehribar başlı sap çeker gibi/aynı yürek ferahlığı/aynı yorgun alışkanlık içindeydiler. /Ve on beşlik şarapnelin çeliğinde /ince boyunlu çocuklar uyuyordu" diyerek anlatıyor.

Böyle bir mücadele sonunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin savaşlarda kanını döken erkekler kadar, kadınların da mülkü olduğunu düşünmek gerekmez mi? Onun üstünde tasarrufta bulunma hakkının her iki cins için de eşit olmasını istemek gerekmez mi? Cumhuriyet başka şeylerin yanı sıra, bu soruların cevabını vermek için gerçekleştirilmiş bir devrimdir.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde, tüm insanlar için eşitlik ve barış diliyorum.

Bu Yazı Toplam 666 Defa Okunmuştur

ETİKETLER : Yazdır

      Yorumlar
    Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
    Henüz bir yorum yapılmamış

     Diğer Yazıları


    • HAVADAN SUDAN…
      30-09-2019 | 07 : 59 53
    • KAMPÜS SORULARI
      30-03-2018 | 08 : 44 13
    • DÖNER ÜSTÜ HABER...
      19-07-2017 | 09 : 50 49
    • ZAM DİYE BİR ŞEY …
      07-09-2019 | 08 : 17 26
    • UNUTMADIK DİYORUZ AMA…
      17-08-2019 | 08 : 32 06
    • "TAŞ İŞTE..."
      22-12-2016 | 09 : 23 15
    • GUGUK KUŞU YUMURTASI...
      10-08-2016 | 08 : 43 05
    • ALAPLI’DA ALTIN ARAMAK…
      04-09-2019 | 10 : 22 27
    • İYİ PARTİ, MHP, SAADET PARTİSİ
      19-07-2018 | 08 : 03 14
    • EKSİK OLMASINLAR...
      08-03-2018 | 08 : 05 49
    • CHP... CHP... CHP...
      10-09-2018 | 10 : 05 30
    • YİNE CHP...
      16-11-2018 | 10 : 53 45
    Tüm Yazıları

     Köşe Yazarlarımız


    • doğan  yıldıztan
      doğan yıldıztan
      Bir Başka Avrupa!
    • UĞUR DEMİROĞLU
      UĞUR DEMİROĞLU
      HALKIN PARTİSİNDE YENİ YÖNETİM BELİRLENDİ…
    • Hasan Vehbi Ersoy
      Hasan Vehbi Ersoy
      DEİZM-TEİZM-ATEİZM-PANTEİZM’E BAKIŞ
    • Semih ÇOLAK
      Semih ÇOLAK
      SEÇMEN NE DEDİ?
    • Konuk Yazar
      Konuk Yazar
      Temiz enerji ve gelecek mücadelesi
    • Uğuralp CİVELEK
      Uğuralp CİVELEK
      “Bu bir suç duyurusudur”
    • Özkan Doğan
      Özkan Doğan
      YEREL RADYO VE REKLAM
    • Şenol AZMAN
      Şenol AZMAN
      “Aman doktor, yaman doktor. Derdime bir çare!” – 2-
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    • Merve KIRAN
      Merve KIRAN
      KİLO KONTROLÜNDE KİLİT NOKTA: ARA ÖĞÜNLER
    • Özge CERRAH
      Özge CERRAH
      ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR...
    • İsmail DEMİREL
      İsmail DEMİREL
      SAĞLIKTA OLUMSUZ İŞLER
    • Harun KARA
      Harun KARA
      ÖĞRETMENİM , HAKKINI NASIL ÖDERİM !
    • Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      SEVGİ ASLA YETMEZ!
    • Dilek Şen Karakaya
      Dilek Şen Karakaya
      KAYIP-YAS SÜRECİ
    • Hamdi Güner
      Hamdi Güner
      DÜNYASI İÇİN DÜRÜST OLARAK ÇALIŞAN MÜSLÜMAN AHİRETİNİ DE MAMUR EDER
    • Hüseyin Aksakal
      Hüseyin Aksakal
      HAVADAN SUDAN…
    • Elif Yapıcı
      Elif Yapıcı
      ECHO İLE NARCİSSUS’ UN ACI VEREN HİKÂYESİ
    • Durul Mert M.A Ed.
      Durul Mert M.A Ed.
      İNSANLARIN EN BÜYÜK ARZUSU MUTLULUK AMA NASIL MUTLU OLABİLİRİZ?
    • Kudret Yavuz Eren
      Kudret Yavuz Eren
      Çocuğunuz her şeyi unutuyor mu?

     Çok Okunan Köşe Yazıları


    • BUGÜN
    • BU HAFTA
    • BU AY

    » Henüz BUGÜN Yazı Görünmüyor

    » Henüz BU HAFTA Yazı Görünmüyor
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedide Robotik Cerrahiler: Geleceğin Tıbbına Açılan Kapı
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
             

    © degisimmedya.com

     İletişim Bilgileri
     Künye
    İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın
    Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
    •   ASAYİŞ
    •   EĞİTİM
    •   GÜNCEL
    •   KÜLTÜR
    •   KULİS HABER
    •   SİNEMA
    •   TEKNOLOJİ
    •   TÜRKİYE
    •   DÜNYA
    •   FOTO GALERİ
    •   VİDEO GALERİ
    •   YAZARLARIMIZ
    •   GÜNÜN HABERLERİ
    •   Arşiv
    Tel : 0 372 322 27 30

    E-posta: info@degisimmedya.com