HAYVANCILIKTA ÜÇÜNCÜ NESİL
Bir inekle başladı, 17 yılda 32 inek sahibi oldu…
Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde, 2005 yılında ata mesleğini yapmak için üçüncü kuşak olarak kolları sıvayan 59 yaşındaki Orhan Duru, bir inek alarak başladığı hayvancılık işinde 32 büyükbaş hayvan sayısına ulaşarak kendi işinin patronu oldu.
-Orhan Duru: “Bu iş benim sevdam, bu işi severek yapıyorum. Bu işten anlayan, imkânı olan herkese de bu işi öneriyorum. İlk ineğimin sayesinde bugünlere geldim. Benim gönlümde onun yeri ayrı. Bereketini halen daha üzerimde hissediyorum.”
Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde, 2005 yılında ata mesleğini yapmak için üçüncü kuşak olarak hayvancılığa başlayan 59 yaşındaki Orhan Duru, geçen sürede 30 inek, 2 buzağı olmak üzere 32 büyükbaşla kendi çiftliğinin patronu oldu.
Kepez Mahallesi’nde yaşayan üç çocuk babası Orhan Duru, hayvancılık yapan dedesinden miras 50 dönümlük arazide dönemin parasıyla bin 500 liraya inek, 50 liraya da hayvanını besleyecek yem aldı.
Bir yandan kurbanlık, diğer yandan da inek sütü satarak para kazanmaya başlayan Duru, zamanla inek sayısını yeni doğan buzağılarla birlikte arttırarak, kendi merasına ektiği yulaf ve yonca harmanıyla hayvanlarını beslemeye başladı.
İlk ineğinden zamanla 17 tane buzağısı doğan Duru, 17 senin ardından da 32 büyükbaş hayvanın sahibi oldu. Tek başına beslediği hayvanların çoğalmasıyla birlikte eşi, küçük kızı ve damadından da destek alan Duru, ilk ineğini hiç unutamadığını, onun sayesinde ayakta kaldığını ve duacı olduğunu anlattı.
Duru, gazetecilere, büyükbaş hayvancılıkta hem üretim yaptıklarını, hem süt ırkı ineklerinden süt ürettiklerini, hem de kurbanlık yetiştirdiklerini söyledi.
“BU İŞTE ÜÇÜNCÜ KUŞAĞIM”
Bu işe üçüncü kuşak olarak, severek başladığını anlatan Duru, şunları söyledi:
“ Dedemler zamanında buradan mera yeri almış ve hayvancılıkla uğraşmış. Ben de dedem ve babamın ardından bu işi 2005 yılında devralarak bir inekle başladım. Büyükbaş hayvancılıkta hem üretim yapıyor, hem süt üretiyor, hem de kurbanlık yetiştiriyorum. Bu işe ilk başladığımızda o dönemki şartlarda 50 balya saman 50-60 lira arasında, kepeğin çuvalı 50 lira tutarında, yemin çuvalı ise 60 lira civarındaydı. İlk ineğimi bugünkü paraya göre 1.500 liraya aldık, bu sermaye ile başladık. Her sene doğumlardan da yararlanarak buzağı aldık ve besi yerimizde hayvan sayımızı arttırarak büyüttük.
“GÜNDE 30-40 LİTRE SÜT ALIYORUZ”
Hayvancılıkta önemli mesafe aldıklarını kaydeden Duru, yeni doğum yapan bir ineğin günde ortalama 30-40 litre süt verdiğine dikkati çekti.Elde ettikleri sütün kilogramını 8 liradan sattıklarını vurgulayan Duru, şöyle devam etti:
“Bütün masraflar çıktıktan sonra üç inekten bir asgari ücret geliri kazanıyoruz. Bizim hayvanlarımız çok büyük ırk değil ama yine de bölgemizde bu şartlarda günlük süt üretimimiz 30-40 litre arasında oluyor. Elde ettiğimiz sütü burada mahalle ortamında ve perakende şeklinde satarak gelir elde ediyoruz. Bu yörenin yerli ırkı dediğimiz inekler de günlük 10, 12 veya 15 kilogram arasında süt veriyor.”
“HAYVANLARIMIZ MERADA BESLENİYOR”
Kurbanlık yetiştirdiklerinin de altını çizen Orhan Duru, ”Ramazan ve Kurban Bayramları arasında çok yoğunluk yaşıyoruz. Nedeni ise müşterilerimiz kurban almak için geliyor, kurbanlık hayvan beğeniyorlar. Bizim meramız olduğu için biz hayvanlarımızı merada yayıyoruz. Kar yağana kadar da hayvanlarımız meralarda besleniyor. Müşterilerimiz özellikle hayvanlarımız organik beslendiği için bizi tercih ediyor. Tabi hayvanlarımıza azda olsa kırma ve yem veriyoruz. Ama hayvanlarımız doğallığını hiç kaybetmeden besleniyor. Bu şekilde hayatımızı idame ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Haber : Değişim Haber Merkezi