Ahi Evran Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mine Altun Dikici, KOAH'ın mikrobik olmayan iltihaba bağlı gelişen, hava yollarında tıkanıklık ve akciğer harabiyetine kadar giden ilerleyici ve ölümcül bir hastalık olduğunu söyledi. Dikici, "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada yaklaşık 3 milyon insan KOAH nedeni ile hayatını kaybetmektedir" dedi.

KOAH'a bağlı ölüm nedenlerinin kansere bağlı ölüm nedenlerinden fazla görüldüğünü anlatan Dikici, "KOAH Türkiye'de üçüncü büyük ölümcül hastalıktır. KOAH'a bağlı ölüm nedenleri kansere bağlı ölüm nedenlerinden daha fazla sayıda görülmekte, son 30-40 yıl içerisinde diğer nedenlere bağlı ölümlerde azalma söz konusu iken KOAH'da bir artış söz konusudur. Bu artışa giderek yaşlı nüfusun artması bu hastalığın yeterince bilinmemesi ve artan sigara içme oranlarıdır" diye konuştu.

"EN ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRÜ SİGARA İÇİMİ"

KOAH rahatsızlığının artmasında en önemli risk faktörünün sigara içmek olduğunu anlatan Dikici, "20 yıldır günde bir paket sigara tüketiyorsanız KOAH gelişme riski çok yüksektir. Bunun dışında diğer tütün ürünlerinin kullanımı, pasif içicilik, tozlu ortamlarda çalışıyor olmak kırsal kesimlerde KOAH'dan sorumlu olarak gösterilen evde tezek, odun gibi organik yakıt kullanımı da diğer risk faktörleri arasında yerini alabilir. KOAH'da hastalığın evresine göre en sık öksürük, nefes darlığı ve balgam çıkarma olarak görülebilir. Hastalar ise bu tür şikayetleri genel olarak sigara ve yaşlılığa bağlayarak önemsemekteler. Hekime başvurulmadığı için de erken tanı konulması ve müdahalesi gecikmekte Türkiye'de KOAH'lı hastaların yüzde 90'ı hasta olduklarını bilmemektedir. Türkiye'de sigara içen her 40 yaş üzerindeki her 5 hastanın birinde KOAH bulunmaktadır. Bu kişilerden ise yalnızca yüzde onluk bir dilim hastalığını bilerek tedavi olmaktadır. Yapılan nefes ölçüm testi ile de kolayca KOAH'a tanı konulabilir" ifadelerini kullandı.

KOAH'a maruz kalmamak için en önemli adımın sigarayı bırakmak olduğunu ifade eden Dikici, düzenli fiziksel aktivite ile de hastalığın önlenebileceğini hastalığın erken tanısının da çok büyük öneme sahip olduğunu aktardı.