Yalan Söyleme
01 Eylül 2010 10:37:00
YALAN SÖYLEME
Yalan söylemek, insanın kaygı ve korku duyduğu anlardan kurtulmak için başvurduğu savunma mekanizması, yani kendini koruma yoludur. Zararlıda olsa Zarasızda olsa yalan… yalandır. Sonuçta kişinin kendini aldatması ve bununla birlikte başkalarını da adatmaya çalışmasıdır. Bir hatayı gizleme amacı ile gerçeğe uygun olmayan bu girişim sözle olabildiği gibi bazen de, jest, yazı ve susma ile de olabilmektedir.
Yalan ile hayal gücüne dayalı abartılar birbirine karıştırılmamalı.
Yalan söyleme bir uyum ve davranış bozukluğudur.
Aileler Çocuklarda 6-7 yaşlarına kadar ( özel çocuklarda bu yaş sınırı 11 - 12 yaştır.) görülen abartılı söylemler ve hayallerle ilgili ifadeleri gerçeğin tam olarak çarpıtılması anlamına gelen yalanla karıştırılmamalıdır. Çocukların gelişim süreci içinde gerçeklik duygusunun oturması biraz zaman alır. Çocuklar anlattıkları olayları biraz abartılı ve zengin hayal güçlerini kullanarak gerçek olmayan abartılı şeyler anlatabilirler. Örneğin; dev gibi bir kedi gördüğünü, sindi bebeği ile konuştuğunu söylemesi gibi. Aileler bu anlatılanlar ile bir uyum davranış bozukluğu olan yalanla karıştırılmamalıdır
Çocuklar hiç bir sebep yokken yalana başvurmazlar. Hiç bir çocuk doğuştan yalana eğilimli değildir. Çocukları mutlaka yalan söylemeye iten ailesel, çevresel veya toplumsal bir faktör vardır. Aile içinde veya çevrede çok sık yalan söyleniyor olması çocuğun da yalan söyleme davranışını taklit etmesine ve yalan söyleyen kişileri model almasına neden olur.
Çocuklarda bir uyum ve davranış bozukluğu olarak görülen yalan söyleme davranışının altında yatan sebepler aşağıdaki gibi özetlenebilir;
Sevgi ve şefkat eksikliği
İlgi eksikliği
Değersizlik ve onaylanma gereksinimi
Aileden takdir görememe ve yetersiz ödüllendirilme
Aşırı takdir ve aşırı ödüllendirilme
Aşırı cezalandırıcı tutuma maruz kalma
Kıyaslamacı tutuma maruz kalma
Küçümseyici ve aşağılayıcı tutuma maruz kalma
Korku ve kaygılar
Aile içinde veya çevrede çok sık yalan söyleniyor olması
Çocuklar ana-babayı model ve örnek alır. Anne-babalar” yalan söyleme” konusunda da model oluştururlar. Anne-babanın yalana başvurduğuna tanık olan çocuk, yalan söylemeyi öğrenir. Ör; eve gelmek isteyen misafire anne ve babanın gerçeği söyleme yerine “akşam başka bir yere davetliyiz” şeklinde yalan söylemesi birde bu söylemin çocuğun yanında yapılması ebeveynin çocuğunun yalan söylemesine zemin hazırlamış olur.
Anne -babanın ve çevrenin yeterince sevgi, ilgi göstermemesi
Anne - babası ve çevresi tarafından sevilmediği ve ilgi görmediği hissiyle Kendini değersiz hisseden çocuk çevresindekiler tarafından değerli algılanma ve onaylanma ihtiyacıyla, sahip olmadığı bir şeye sahip olduğunu veya yapmadığı bir şeyi yaptığını ifade edebilir. Örneğin; başının ağrımadığı halde kendini acındıracak bir şekilde baş ağrısı çektiğini söylemesi, okul başarısı düşük olduğu halde anne ve babasına deneme sınavında soruların hepsini yaptığını söylemesi gibi .
Derleyen : Kezban DURGUT- Çocuk Gelişimi Uzmanı)
Sayın Kezban DURGUT Hanıma katkılarından dolayı teşekkür ederim. Haftaya bu konu ile paylaşımını sizlere aktarmaya devam edeceğim.
Yalan söylemek, insanın kaygı ve korku duyduğu anlardan kurtulmak için başvurduğu savunma mekanizması, yani kendini koruma yoludur. Zararlıda olsa Zarasızda olsa yalan… yalandır. Sonuçta kişinin kendini aldatması ve bununla birlikte başkalarını da adatmaya çalışmasıdır. Bir hatayı gizleme amacı ile gerçeğe uygun olmayan bu girişim sözle olabildiği gibi bazen de, jest, yazı ve susma ile de olabilmektedir.
Yalan ile hayal gücüne dayalı abartılar birbirine karıştırılmamalı.
Yalan söyleme bir uyum ve davranış bozukluğudur.
Aileler Çocuklarda 6-7 yaşlarına kadar ( özel çocuklarda bu yaş sınırı 11 - 12 yaştır.) görülen abartılı söylemler ve hayallerle ilgili ifadeleri gerçeğin tam olarak çarpıtılması anlamına gelen yalanla karıştırılmamalıdır. Çocukların gelişim süreci içinde gerçeklik duygusunun oturması biraz zaman alır. Çocuklar anlattıkları olayları biraz abartılı ve zengin hayal güçlerini kullanarak gerçek olmayan abartılı şeyler anlatabilirler. Örneğin; dev gibi bir kedi gördüğünü, sindi bebeği ile konuştuğunu söylemesi gibi. Aileler bu anlatılanlar ile bir uyum davranış bozukluğu olan yalanla karıştırılmamalıdır
Çocuklar hiç bir sebep yokken yalana başvurmazlar. Hiç bir çocuk doğuştan yalana eğilimli değildir. Çocukları mutlaka yalan söylemeye iten ailesel, çevresel veya toplumsal bir faktör vardır. Aile içinde veya çevrede çok sık yalan söyleniyor olması çocuğun da yalan söyleme davranışını taklit etmesine ve yalan söyleyen kişileri model almasına neden olur.
Çocuklarda bir uyum ve davranış bozukluğu olarak görülen yalan söyleme davranışının altında yatan sebepler aşağıdaki gibi özetlenebilir;
Sevgi ve şefkat eksikliği
İlgi eksikliği
Değersizlik ve onaylanma gereksinimi
Aileden takdir görememe ve yetersiz ödüllendirilme
Aşırı takdir ve aşırı ödüllendirilme
Aşırı cezalandırıcı tutuma maruz kalma
Kıyaslamacı tutuma maruz kalma
Küçümseyici ve aşağılayıcı tutuma maruz kalma
Korku ve kaygılar
Aile içinde veya çevrede çok sık yalan söyleniyor olması
Çocuklar ana-babayı model ve örnek alır. Anne-babalar” yalan söyleme” konusunda da model oluştururlar. Anne-babanın yalana başvurduğuna tanık olan çocuk, yalan söylemeyi öğrenir. Ör; eve gelmek isteyen misafire anne ve babanın gerçeği söyleme yerine “akşam başka bir yere davetliyiz” şeklinde yalan söylemesi birde bu söylemin çocuğun yanında yapılması ebeveynin çocuğunun yalan söylemesine zemin hazırlamış olur.
Anne -babanın ve çevrenin yeterince sevgi, ilgi göstermemesi
Anne - babası ve çevresi tarafından sevilmediği ve ilgi görmediği hissiyle Kendini değersiz hisseden çocuk çevresindekiler tarafından değerli algılanma ve onaylanma ihtiyacıyla, sahip olmadığı bir şeye sahip olduğunu veya yapmadığı bir şeyi yaptığını ifade edebilir. Örneğin; başının ağrımadığı halde kendini acındıracak bir şekilde baş ağrısı çektiğini söylemesi, okul başarısı düşük olduğu halde anne ve babasına deneme sınavında soruların hepsini yaptığını söylemesi gibi .
Derleyen : Kezban DURGUT- Çocuk Gelişimi Uzmanı)
Sayın Kezban DURGUT Hanıma katkılarından dolayı teşekkür ederim. Haftaya bu konu ile paylaşımını sizlere aktarmaya devam edeceğim.
Bu Yazı Toplam 573 Defa Okunmuştur
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com