mhamdiguner@hotmail.com
AİLELER BERHEVA EDİLMEDEN O SÖZLEŞME İPTAL EDİLMELİDİR
23 Temmuz 2020 07:36:03
Günerle Cuma Sohbetleri
24 Kasım 2011 tarihinde TBMM’de HDP dahil tüm partilerin evet demesiyle kabul edilen İstanbul sözleşmesinin büyük tahribata sebep olacağı çeşitli yazar ve mahfiller tarafından altı çizilerek ifade edildi. Sayın Cumhurbaşkanı da “nas değildir” diyerek değiştirilebileceğine işaret etti. İktidar yanlısı insanlara bu konuyu açınca onlar da başkan el attı bir haftaya varmaz değiştirilecek diyerek yerenleri baştan savdılar. Henüz o menfur sözleşmenin iptali yönünde bir adım atılmış değil. Unutturulmak mı isteniyor?
Dokuz yıldır yürürlükte olan o sözleşme yüzünden şimdiye kadar 2000 (ikibin) kişinin evinden atıldığı birçok haberde yer aldı. Aslında AB Konseyi Sözleşmesi adını taşıyan bu ucube sözleşme bazı Avrupa ülkelerince kabul edilmediği gibi aile için tehlikeli olduğunu görerek ABD, İngiltere ve Rusya bu sözleşmeyi imzalamamıştır.
Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş’ın corona virüsüne karşı tedbir alınan bir camide irad ettiği hutbede zina ve livatanın Kur’anda lanetlendiğini dile getirmesi üzerine o sözleşmeye dayanarak Başkanın görevden alınmasını isteyebildi. Bu vesile ile basın üzerine gitti. Hiçbir yazar onu savunamadı.
Kadını koruma adına çıkarıldığı anlaşılan bu sözleşmeye birçok hanım efendi karşı çıktı. Sayın Ebru Asiltürk bu sözleşme için “Aile Yapımıza Atılan bir Bombadır” derken Sema Maraşlı “En ağır sonucu Türkiye Yaşıyor diye attığı başlık altında “İstanbul Sözleşmesi Kaçak Göçek Bir Şekilde Meclisten Geçirildi” alt başlığı yanında “Avrupa Birliğine Girmek için Değerlerimizden Taviz Veriliyor”, İstanbul Sözleşmesinden Nemalananlar Var” başlıklarıyla uyarıda bulundu. Merve Aydın Küçük hanımefendi ise “Bu Sözleşme İptal edilmelidir” Başlığı altında “Aile Yapımıza Zarar Verecek Her Adım Engellenmeli” alt başlığıyla sözleşmenin zararlarına dikkat çekti.
İhsan Şenocak ise “İnsanı Tarihten Silme Projesidir” başlığı altında 15 alt başlık ile tam bir sayfada Sözleşmenin aleyhinde uyarıda bulundu ki ancak 5 A4 sayfasına sığabilir. Avukat Mustafa Yaman da “İstanbul’a Yabancı İfsat Sözleşmesi başlığı altında yine tam bir sayfa eleştiri yaptı. Prof. Dr. Burhanettin Can ise “İstanbul Sözleşmesi Bir Sömürgeleştirme Metnidir” Manşeti altında yarım sayfa (ki en az iki A4 sayfası yapar) ile ilgilileri uyarmaya çalıştı. Şeyh Abdullah Taylan da “Kirli Sözleşme Gündem ve Hayatımızdan Çıkarılmalı” manşeti altında “Aile Mefhumundan Zerre Nasibi Olmayanlar aİle Kurumuna Saldırıyor” gibi alt başlıklarla ikazlarını yaptı. Mücahit Gültekin ise “İstanbul Sözleşmesini Feshetmek Meclisin Vatandaşa Borcudur” manşeti altında susturucu ifadeler kullandı. Yazar Adem Çevik de “İstanbul Sözleşmesi İslam Dünyasına Yönelik Bir Tehdittir” manşetiyle (sözleşmeye dayanılarak çıkarılan) 6284 sayılı yasa şiddeti artırdı”, Ülkemiz için Bu Tehlikeden Vazgeçilmeli”, “Biz Önce Aile Diyen Bir Toplumuz” alt başlıklarıyla sözleşmenin yıkıcılığına dikkat çekti. Prof. Dr. Yunus Yavuz ise “Aileyi Başsız ve Babasız Bırakmak İstiyorlar” Manşetiyle “Sözleşme Kur’an’dan ve Dini Değerlerden Üstün Konuma Getirildi”, “Kadını Koruyacak, Mutlu Edecek Tek Sistem İslam’dır”, TBMM. Bu Sözleşmeyi İptal Etmelidir” alt başlıklarıyla gerekenleri söyledi. Yazar Mustafa Kasadar da “İnsan Fıtratı ve İlahi Kanunlarla Savaş Felaket getirir” Manşetiyle sözleşmenin felaket getireceğini ispatladı. Prof. Dr. Safa Saygılı ise “İstanbul Sözleşmesi İnanç Prensiplerimizi Yok Sayıyor” manşetiyle sözleşmeyi feministlerin çıkarttırdıklarını iddia ettiklerini ifadeyle yazısına başlaması feministlerin uğruna felakete sürüklendiğimize işaret etmiş oldu. Prof. Dr. Nevzat Tarhan da “Biyolojik olarak Üçüncü Bir Cinsiyet Yok” manşetiyle üçüncü bir cins insan ortaya çıkarmaya çalışan Sözleşmenin tezatlar içinde olduğunu ortaya koydu. Yazar Adnan Öksüz ise “İstanbul Sözleşmesinde Grevio Skandalı” manşetiyle ne kadar garip bir duruma düştüğümüzü dile getirmiştir. Bekir Gündoğmuş”un yazısı “Küresel Güçlerin LGBTİ ve Feminizm Dayatması” manşetiyle başlıyordu ki Feminizme kapılmanın çok büyük bir felaket getireceğini daha başta anlatmış oluyor. Eserlerini akıcı bir üslupla yazan Şerafettin Kalay da “Aile Bozulursa Cemiyetin Sağlam Yapısı da Bozulur” başlığıyla tam bir uyarı manifestosu ortaya koymuş. Dr. Uğur Balin ise “Her Türlü Sapkınlık Meşru Hale geldi” manşetiyle koca bir sayfa, Abdülaziz Kıranşal da o sözleşme için “Toplumsal Cinnet Projesidir” başlığıyla, Prof. Dr. M.Halil Çiçek ise “Milli Şahsiyetimizi Yok Etmenin Projesi” manşeti altında “Hesap Edilerek Yapılmış Bir İş Değildir” çeşitli alt başlıklarla uyarılarda bulunmuştur.
Ben de Naçizane o sözleşmeyle ilgili fikrimi bir cümleyle ifade etmek istiyor ve diyorum ki o sözleşme adeta bir “Körleşme” belgesidir. Aileler berhava edilmeden iptal edilmelidir.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com