Uzun, çetin bir yol... Nereden nereye? ŞEMSİ DURDU
Uzun, çetin bir yol... Nereden nereye?
<br>ŞEMSİ DURDU
Genç yaşta babasını kaybeden, eğitimini çalışma hayatına atılma mecburiyeti yüzünden yarım bırakan, dokuz çocuklu bir ailenin girişimci oğluydu. İşadamı Şemsi Durdu, çay dağıtarak başladığı çalışma hayatında, birçok sektörde 400 kişiye hitap eden çok sayıda şirketin sahibi pozisyonuna ulaşan zorlu bir yolu tırmandı.
Düzce ve Karadeniz Ereğli'nin önde gelen işadamlarından Şemsi Durdu, heyecanını hiç yitirmeden, sürekli değişimi takip ederek, onu yönlendirerek geçen iş hayatında geçtiği çetin yolu Değişim Dergi Haber Koordinatörü Özge Cerrah'a anlattı.
"1962 Giresun Tirebolu'da doğdum. 1966 yılında rahmetli babam ile birlikte 9 kardeş olarak Düzce'ye yerleşen ve o günden bugüne Düzce ve bölgesinde her dakikası diyebileceğim kadar heyecanla yaşamını sürdüren evli 3 çocuk babası olarak hayatını sürdürmeye devam eden birisiyim" diye söze giriyor Şemsi Durdu.
1966'da Düzce'ye geldikten sonra babasının 1972'de bir trafik kazasında Hakk'ın rahmetine kavuştuğunu belirten Durdu, şöyle devam etti:
"Sonrasında 9 kardeş annemin çabalarıyla gelişen, büyüyen bir aile olduk. Annem bizi çapa yaparak, süt satarak büyüttü, zorluklara göğüs gerdi. Bu yüzden her zaman hürmetle saygıyla anıyorum ne yaparsak yapalım hakkını ödeyemeyeceğimiz kadar da bize katkıları olduğunu belirtmek istiyorum.
Eğer iş hayatı denirse, çalışmaya öğrencilik yıllarında çay garsonluğuyla başladım. Henüz ortaokula giderken bile boş zamanlarımda şehrin önemli bir yerinde çay garsonluğu yaparak etrafta esnaflara çay askısıyla cay dağıttım. Bunun adı belki tam olarak bir iş hayatı değil ama çalışmak suretiyle para kazanmayı orada yaşam biçimi şekline getirmiş olduk. Böyle devam ederken tabi sorumluluklarımız olduğunu görüp 2.sınıfta, daha yaşım tutmazken ilk vergi levhalı işim olan bilardo salonunu açtım. Salonu açtığım yer Düzce'nin çok önemli bir merkeziydi, salon çok tuttu. O yıllarda farkında olmadan bir ilke imza atmışım. Yıl 1976'ydı henüz yaşım 14'tü.Okulu devamsızlıktan tasdikname alarak bırakmış oldum. İş hayatım böyle başladı."
EREĞLİ YOLUNDA...
"Yıl 1980. O yıl bir otobüste binip Karadeniz Ereğli'ye gittim. Bu, Kdz. Ereğli'ye ilk gidişimdi. Düzce'de yürüttüğüm işleri aileme bıraktım, Ereğli'de de Düzce'de yaptığım işi daha geliştirerek Cafe Bulvar diye bir yer açtım. Meydanbaşı Caddesindeki bu işyeri, daha modern bir mekândı. Ereğli'de TED Koleji'nin oluşu Askeriye'nin oluşu, bunlar hep girişimcilik açısından artı yaratıyordu. Bir süre ilerledikten sonra daha ne yapabilirim diye düşündüm. Meydanbaşı yokuşunda dönemin FİAT Tofaş bayisi vardı. O zaman FİAT adı yoktu. Keleşler İşhanında Tofaş Bayisinin bitişiğinde kocaman bir yer kiraladım. Arkadan da giriş kapısı olan, üst katında dans yarışları yapılan, doğum günü partileri verilen, dans pisti bulunan çok fonksiyonlu bir yer açtım. Dondurma, pastane, bilardo salonları, oyun, okey, taş okey oynatılacak bir yerdi burası. Fıçı bira satılan bir yer açarak, Ereğli'de de bir ilke imza atmış oldum. Yaşım daha 18 idi. Cafe Bulvar adındaki işyeri ilçede o dönemde müthiş ilgi gördü, müthiş bir müşteri potansiyeli vardı. 1982'de askere gittim, dönüşte artık bu işleri yapmamaya ve başka işlere yönelmeye karar verdim.
Ereğli'de beyaz eşya dükkanı açtık birkaç yıl sonra. İlk işyerimiz İstanbul Yol ayrımında Özen Pazarlama diye bir yerdi. Çekyat satan bir firmaydı bu. Özen Ticaret Limited Şirketi diye bir şirket. Tabi çekyat ürününün değişik modellerini nasıl satabilirim, satış modellerinde nasıl değişim olabilir diye düşünmeye başlamıştım. Daha satışa başlamadan evvel dükkanı doldurdum çekyatlarla. Pazarlama teknikleri icat etmeye, öğrenmeye çalıştım.
Mesela, belediyeye anons yaptırdım. ''Dikkat ,dikkat çekyat satışlarımız günde 1 lira ayda 30 lira taksitle çekyat satışlarımız başlamıştır'' diye. 50 bin adet A4 boyutunda ev ilanı hazırladım ''Dikkat, dikkat İstanbul yol ayrımında, peşinatsız günde 1 lira p ayda 30 lira taksitle çekyat satışlarımız başlamıştır adres İstanbul yol ayrımı Özen Pazarlama'' diye. Bu ilanları 2 kişi ben ile bir tane çalışanım tüm Ereğli'nin her yerine dağıttık. Belediye bir yerden anons yapıyor ben ilanlarla dağıtıyorum. O dönemde radyo yok. Reklam araçları bunlarla sınırlıydı. Dükkanı bir açtık, önünde kuyruklar oluştu. Çekyatları evlere teslim ettik. İnsanlara 1 liralarını biriktirmeleri için kumbaralar hazırladım, üstüne Özen Pazarlama yazdırdım. Kumbaranın anahtarı bizdeydi. Alıcılar her gün 1 lira atıyor, ayın sonunda 30 lirayı getiriyor, taksitlerini ödüyordu. Eksik çıkarsa gelecek ay alırız, fazla çıkarsa gelecek aydan düşeriz diyerek yarı esprilerle çekyat sattık. Bu arada rakiplerimiz çoğaldı, Bu kişiler de aynı işleri yapmaya başladı. Biz de pasta bölündükçe ne yapabiliriz diye düşünmeye başladık. Çekyat sattığımız aynı işyerinde bir hafta içinde karar alıp soba satmaya başladık. Türkiye'de ne kadar soba çeşidi varsa, Eskişehir'den, Kayseri'den, İzmit'ten, İzmir'den sobalar getirdik. İzmir'den uyuyan sobalar, Düzce'den kuzineler, köylüye, şehirliye hitap eden tüm sobaları sunduk."
BİR YUVA KURMAK...
Şemsi Durdu, daha önce müşterisi olarak tanıştığı eşi Nuran Hanım'la burada tanıştığını anlatıyor.
Durdu bu özel günleri "Nuran Hanım bizden avize alıyor, eve eşyalar alıyor, işte raks mini çamaşır makinesi alıyor, soba alıyor derken, nasip oluyor evleniyoruz. Çocuklarımız orda doğmaya başlıyor. Ticaretimize devam ederken 3 çocuğumuz oluyor. Hepsi bu işyerleri devam ederken doğdu , hepsini okullarına burada kaydettirdik" diyerek anlatıyor.
YENİ BİR FIRSAT...
Durdu, şöyle devam etti:
"Yaşam devam ederken, değişim de devam ediyor. Değişime ayak uydurmak adına, 1992, 1993 yıllarında yine ne yapabiliriz diye düşünürken, ikinci el Otomobil ticaretine girdik. 1992 yılında Özen Oto, ikinci el satım yeri. Bugün Oto Kuaför adı verilen yıkama işyerlerinde hazırlayıp, temizleyip ikinci el işyerine çeviridik. Bu bizim ilk otomobil işimiz oldu. Hafta sonları arabalarımızı alıyoruz, araçları Düzce'de Adapazarı'nda araç pazarlarına götürüyor, orada satıyoruz veya yeni arabalar alıyoruz. Bunları Ereğli'ye getiriyoruz veya getirdiklerimizi orada satıyoruz. Hacmimiz böylece büyüyor. Bu arada yaptığım işin Düzce'de de şubelerini açıyorum. Hep Ereğli'ye bağlı kalmıyoruz. Düzce'den aileden kardeşlerim, etrafım, abimler, yeğenler; bunlar da ben Kdz. Ereğli'de ne iş yapıyorsam Düzce'nin merkezi yerlerinde şube olarak bunlar da aynı şekilde şube olarak ticaretlerimizi yapıyor. Düzce ve Ereğli olarak böyle hep ilerliyoruz böyle gidiyoruz."
HYUNDAİ İLE İLK TANIŞMA
Otomobil işinde de değişime ayak uydurmaya çalıştıklarını belirten Durdu, iş hayatında yeni bir döneme girişlerini şöyle anlattı:
"Değişime ayak uydurmak adına Kdz. Ereğli'nin sahil bölgesinde bulunan Bozhane mevkisindeki yeri 1996 yılında satın alarak, bir açılım daha yaptık, bir değişime daha imza attık. Hem kapalı alanlar hem açık alanlarda satış yapmaya başladık ve iş daha da hızlanmaya başladı . 1996 ve 1999 yıllarında müthiş derecede ikinci el yapmaya başladık.
Bu arada deprem oldu 1999'da. 17 Ağustos maalesef İzmit'in Gölcük ilçesi ve Düzce de iki büyük deprem yaşandı. Allah bir daha ülkemize bölgemize ve ülkemize Dünya'ya böyle afetler göstermesin. Deprem olunca Düzce'de Opel bayiliğinin satılık olduğunu öğrendik, bu otomotivin ikinci elinin zirvesi artık kurumsallaşma adına da biz yeniliğe, değişime ayak uyduralım dedik. Nasip oldu Düzce Opel bayisini satın aldık 1999 depreminden hemen sonra. Böylece bünyemize hem ikinci el hem bayilik olarak devam etmeye başladık. Kadromuz büyüdü çalışanlarımız çoğaldı istihdam sağlamanın, devletimize vergi ödemenin gururunu, heyecanını yaşadık. Heyecanımız bitmedi. Opel'den ayrılan kimi üst düzey yöneticiler Hyundai ve Nissan'ın genel müdürleri oldu. Bu iki genel müdürüm dedi ki siz çok iyi Opel'i bölgede ve şehrinizde çok iyi yerlere götürdünüz, çok iyi başarılara imza attınız, hatta Türkiye birincilikleri aldınız. Bu ödüller hala ofisimizde asılıdır. Türkiye birinciliği almıştık iki yıl üst üste 2002-2003 yıllarında bu başarılardaki bu üst düzey yöneticiler bize hem Hyundai hem Nissan bayilerini gönüllü verdiler. Biz de onların tavsiyeleri üzerine Kdz. Ereğli merkezli Hyundai bayiliği yerini satın alarak kurduk. Plazanın akabinde de bir yıl sonra yine Nissan'ı satın alıp kurmak nasip oldu. 2005 yılında da Nissan'ı kurduk ve Hyundai ve Nissan'la da böyle bir iş evliliği yapmış olduk."
Asla müşteri memnuniyetini asla ve asla aksatmayız. Müşterilerimizin detaylarını ve şikayetlerini dinleyip değerlendiririz. Girdiğin sorumluluğa, markaların bayraklarına, dünya markaları veya yerel markalar da olsa asla ve asla bunların kalitesinden vazgeçmemeli, müşteri memnuniyetini en üst seviyelere çıkarmak adına çabalarından uzak durmamalıyız diye düşünüyorum. "
NATURKÖY ADIMI 2011 YILINDA ATILDI
Sürekli olarak yeni ne yapabileceği, yeni olarak gördüğü bir şeyi bölgeye veya ülkeye nasıl kazandırabileceğini temel alan bir bakış açısı, bir modeli olduğunu vurgulayan Şemsi Durdu şöyle devam etti:
"Bu anlamda size Naturköy Sapanca'yı örnek vermek istiyorum. Bu işleri yaparken dostlarla tanışıyoruz, toplantılara gidiyoruz, ailece tanışıyoruz. Ailece tanıştığım bir grup, Nissan açılışıma gelen bir aile ile birlikte üç aile birlikte Sapanca'ya gitmiştik. Sapanca'ya gittiğimizde davet edebildiğim Naturköy adı altında kahvaltısı meşhur olan bir yerde buluştuk. Havaalanına giderken hep beraber kahvaltı yaptık. Oranın satılık olduğunu da biliyordum. Bir şirket kurduk ve 2011 Haziran ayında Allah bize Naturköy'ü satın almayı nasip etti ve büyüttük. Sapanca'ya, Sakarya'ya, İstanbul'a , Araplara hitap eden, hatta Türkiye'ye hitap eden bir yer oldu. Zaten güzeldi daha da güzel oldu, toplam alanları büyüdü; konaklaması oldu, insanlar çok memnun oldu. İstanbul'dan Yalova'dan; şehir dışından, Arabistan'dan, Orta Doğu'dan gelen müşterilerimiz çoğaldı. Baktık ki bu iş çok iyi gidiyor, belediyenin de Seyir Terası diye bir yeri vardı. Belediyeler ticaretten uzak duralım diye bir anlayışta oldukları için ihale yaptı, ihale de bize kaldı. Seyir Terası şubesi açtık. Yaklaşık bir ay evvel bir tarafı göl gören öteki taraf göl görmeyen, kendine münhasır doğal yaşam köyü haline getirdiğimiz Naturköy'ü, bir de göl manzaralı üç katlı düğün-nişan yapabileceğimiz halka açık bir yer yaptık. Heyecanımız burada bir daha ortaya çıktı. Sürekli daha ne yapabilirim şeklinde ortaya çıkar bu heyecan.
İşte bunlar gösterge çalışanlarımızın sayısı arttı, toplam çalışan sayısı 200'ken 300, 350, 400'lere çıktı. inşaatlar yapıyoruz. Düzce'de üç tane site kurduk. Prestij, 2. Prestij, 3 Metek Konutları, tekrar Metek Konutları 2 diye toplam 520 tane daire bitirdik. İki buçuk yılda insanları ucuz, herkesin ödeyebileceği şekilde ev sahibi yaptık bunun gurunu yaşıyoruz.
Haber : S Kabatepe-Ö Cerrah
ETİKETLER : Yazdır
Şemsi Durdu.Örnek bir hayat hikayesi.
Mücadelenin başarıya ulaşımında çalışmanın örnek gösterilebilecek müteşebbisi.
Sevgili kardeşim;
Gerçekten gururlandığımız,övündüğümüz ,aktabamıx
Memleketimize,milletimize hizmette sınır tanımayan
Güzel adam
Yolun açık olsun
Başarılarının devamını
Diliyorum
Sağlık ve mutluluklar
Musa
Ada
- s.
- 1