Uzmanından "sanal bağımlılık" uyarısı!
Uzmanından "Sanal Bağımlılık" uyarısı!
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Güzel, her geçen gün yaygınlaşan internet ve video oyunu bağımlılığını " Sanal dünyada hiç yapamadığınız şeyleri yapmaya başlıyorsunuz. Birçok kişiden alkış alıyorsunuz. Son dönemde insanlar oyun esnasında aldıkları dereceleri satarak para kazanıyor. Bunların her biri bağımlılığı çok arttırıyor. Şiddeti bir şekilde oyunlar esnasında öğretiyoruz." ifadeleriyle değerlendirdi.
Değişim Radyo'da yayınlanan ve Arzu Tekin'in hazırladığı "Arzu ile Devri Âlem" programına katılan Prof. Dr. Ahmet Güzel, çocuklarda İnternet ve Video Oyunu Bağımlılığı konularında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Güzel, programda, yaşadığımız dünyada ikinci bir dünya bulunduğunu, bunun da sanal dünya olduğun ifade etti.
Bunlara açılan pencerelerin bilgisayarlar, tabletler, telefonlar olduğunu ifade eden Güzel şöyle konuştu:
"Bu sanal dünyanın bizi cezbeden bir tarafı var. Buna karşı olan bağımlılık giderek artıyor. İlk defa televizyon 1923 yılında bulundu, 1943'te ilk oyunlar ortaya çıktı. Son yıllarda yapılan araştırmaya göre, sanal dünyaya açılan dünya konusunda sıklı vermek adına şunu söyleyeyim. Şu anda ülkemizde 2015 yılı verilerine göre telefonla iletişim kuran kişi sayısı yüzde 99. O kadar çok yoğunuz ki ölçme şansını kaybettik bu konuyu. Artık kendi hastalarımdan biliyorum, altı aylık, dokuz aylık bebekler karşılarında telefonla yemek yiyor."
Çocukların gelişim süreçleri içerisinde dikkat edilecek noktalardan birinin alıcı panellerinin açık oluşu olduğunu belirten Güzel " Çocuklar kendilerine iletilen her şeyi alırlar. Son dönemde ebeveynler, çocuklarının yaşından büyük sözler ifade ettiğini söylüyor. Bu çocuğun zekâsı ile ilgili değil. İnternet dünyası o kadar hayatımıza girdi" ifadelerini kullandı.
"ASIL KRİTER GERÇEK DÜNYADAN BAĞINIZIN KOPMASI..."
Prof. Dr. Güzel, her oyun oynayan çocuğu internet bağımlısı olarak adlandırılabilir mi, sorusuna şu cevabı verdi:
"Bu önemli bir konu. Burada dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var. Bağımlılık sizi gerçek dünyadan koparan, hayat akışınızı engelleyen, devam eden sürecinizi engelleyen şeydir. Çoğu zaman aileler bu soruyu soruyor. Yapılan çalışmalar şunu göstermiş. Eğer bir kişi ne olursa olsun 3,8 saatten fazla internetle iç içeyse, bağımlılıkla süresi bu kabul ediliyor. Fakat burada kaliteli, kalitesiz zaman dediğimiz bir kavram da var. 3,8 saati işinizle de ilgili olabilir. Bunun normal hayat sürecini etkilememesi gerekiyor. 4 saat sanal dünyadaysanız, bağımlılık için adaysınız. Fakat ben ondan çok şunu düşünüyorum. Bunu bir saat indirgemesi yapmak da doğru değil. Gerçek dünyadan bağınızı kopartıyorsanız, 30 dakika bile bağımlı sayılır. Asıl önemli olan gerçek dünyayla bağınızı kopartıp kopartmadığınız. Bir çocuğun size ihtiyaç hissettiği anda size yaklaştığını düşünün, siz 'bir dakika dur oyun oynuyorum' diyorsanız gerçek hayattan kopukluğa bir örneksiniz."
"BAĞIMLILIĞA İTEN UNSURLAR"
Bağımlılıkta önemli olan noktalardan birinin de o ortamdan uzaklaşıldığında huzursuzluğun artışı ve eksiklik hissi olduğunu ifade eden Güzel şunları söyledi:
"Bu hazları aslında çok iyi kullanan bir sanal dünya var. Çocuk oyun esnasında para kazanıyor, alkış alıyor, puan kazanıyor. Sizi bu bağımlılığa iten unsurlar böyle. Facebook'ta like almak, İnstagram'da takipçi almak gibi. Bizim gerçek dünyadan kopartan unsurlar bunlar. Facebook depresyonu diye bir şey var artık. Bunu sadece çocuk olarak düşünmeyin. Tehlike olarak gördüğümüz için bunları söylüyoruz. Dünyada ilgilenmeniz gereken şeylerden, aktivitelerden uzaklaşıyorsanız bağımlı hale geliyorsunuz. Erişkinlerde müzik indirme, video seyretme alışkanlığı ve bağımlılığı gibi, Haber bağımlılığı, sosyal medya bağımlılığı gibi bağımlılıklar sizi gerçek hayattan koparıyor.
Ebeveynlerin sözlerinden biri, zamane çocuklarını bilgisayardan nasıl kopartabilirsin' şeklinde. Akılcı kullanım diye bir kavram var. Her şeyi akıllı ve yerinde kullanımı gerek. Biz bilgisayardan, tabletten uzak dur demiyoruz ama gerçek dünyayla araya bir engel olarak bunu koymayın. Asıl netice budur. Çocuklarda gerçek dünyadan kopma oluyor. Gelen hastalarımla muhabbet ediyorum, kelime dağarcıkları çok az iletişim problemleri yaşıyorlar. Niçin? Sanal dünya ikili iletişimlere kapalı. Hep seyirle devam eden bir iletişiminiz var. O yüzden karşınızdaki insanla iletişim kurarken zayıflık hissediyorsunuz."
"ŞİDDET İÇERİKLİ OYUN BAĞIMLILIĞI"
Çocukların şiddet sahnelerini seyrettiğinde eskiden korktuğunu, gözlerini kapattığını, arkasını döndüğünü belirten Prof. Dr. Güzel şu anda bunları çocukların rahat rahat seyredebildiğini hatırlattı.
Prof. Dr Güzel şunları söyledi:
"Çocuklar hayatın normal akışı içinde şiddeti görerek öğrenebilir deniyor. Bir dönem bu konu üzerinde deneyler yapıldı. Üzerinde tartışıldı. Bakmışlar ki şiddet öğrenilebilir bir davranış. Oyunlar bunu sağlıyor. Sanal dünyanın gerçek dünyadan farkı akışın çok hızlı olmasıdır. Oyunlarda sürekli bir hareketlilik vardır. Bunun çocuklarda olan yansıması internet ortamından koptuğunda 'ben çok sıkılıyorum' cümlesidir.
Kendisini başarılı hissedemeyen bir çocuk, sanal dünyadaki bir başarıdan aldığı alkıştan haz alır. Bu çocuk parayla, alkışla, puanla, verilen canla tatmin olur. Sanal dünyada hiç yapamadığınız şeyleri yapmaya başlıyorsunuz. Birçok kişiden alkış alıyorsunuz. Son dönemde insanlar oyun esnasında aldıkları dereceleri satarak para kazanıyor. Bunların her biri bağımlılığı çok arttırıyor. Şiddeti bir şekilde oyunlar esnasında öğretiyoruz. Çocuk eline bıçak alıyor, bir başkasına arkasından yaklaşarak onu öldürüyor. Bir oyunda bir benzin bidonu alıyorsunuz, ne kadar kişiyi yakarsanız puan alıyorsunuz. Bir araba oyununda ne kadar kişiyi ezerseniz o kadar puan alıyorsunuz. Bir silah oyununda kaç kişiyi öldürürseniz o kadar puan alıyorsunuz. Böylece şiddeti iliklerinize kadar öğrenmiş oluyorsunuz."
"SARA HASTALIĞINI TETİKLEYEBİLİYOR!"
Güzel, ebeveyn sorumluluğunun her zaman hissedilmesi gerektiğini ifade ederek, "Sanal dünyaya çocuğunuzu kendiniz itmeyin. Çocuğun sizden alacağı ve gerçek dünyadan alacağı çok şey var. Sanal dünyanın gereklilikleri, gerçek dünyanın gerekliliklerini örtmesin. Bu iki dünyanın mutlaka ayrılması gerekiyor" dedi.
Bu alışkanlıkların fiziksel rahatsızlıklar da yapabileceğini ifade eden Güzel, "Oyuna ayrılması gereken vakit arttırıldığında fiziksel problemler ortaya çıkabiliyor. Dikkat ettiyseniz oyunlarda şimşek çakar gibi ışık huzmeleri olur. Flaşlar patlar. Çok sık olur bunlar. Bu ışık yansımaları nerede önemli? Sara nöbeti geçiren kişiler tekrar oyunlar esnasında krize girebiliyor. Epilepsi ataklarını tespit için kullandığımız fotik stimulasyon, ışık huzmeleri göze geldiğinde, çocuk sara hastasıysa bu atakların oluşmasına neden oluyor. Benim oyun oynarken nöbet geçiren hastalarım var" dedi.
Oyun esnasında dikkatin çok arttığını belirten Güzel, "Oyuna devam için gözlerinizin açık olması gerekiyor. Sürekli ekrana bakan çocuklarda göz kuruluğu yer açıyor. Gözlerini sürekli oğuşturmak zorunda kalıyor. Bu da ileride hastalıklara yol açabiliyor" dedi.
Oyunlar esnasında çocukların enerji içeceğine yöneldiğini, bunun nedeninin uyku problemini ortadan kaldırmak olduğunu belirten Prof. Dr Güzel, "Bu da kalp krizlerini arttırıyor" ifadelerini kullandı. Güzel, sürekli ekran karşısında bulunmanın da duruş bozukluklarına yol açtığını, Mouse kullanmanın da ellerde atrofiye yol açtığını belirtti.
Haber : Hüseyin Aksakal
ETİKETLER : Yazdır
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor