Karadeniz Ereğli Eğitim Sen Temsilcisi İbrahim Koç, Ortadoğu'da kışkırtılan kirli savaş politikalarını ve IŞİD saldırılarını protesto etmek amacıyla KESK'in 2 gün, Eğitim Sen'in de 1 gün iş bırakma eylemi yaptığını bildirdi.
Karadeniz Ereğli Eğitim Sen Temsilcisi İbrahim Koç,
Ortadoğu'da kışkırtılan kirli savaş politikalarını ve IŞİD saldırılarını
protesto etmek amacıyla KESK'in 2 gün, Eğitim Sen'in de 1 gün iş bırakma eylemi
yaptığını bildirdi.
Koç, Eğitim Sen Karadeniz Ereğli Temsilciliği'nde, sendika
üyesi öğretmenlerle birlikte yaptığı basın toplantısında, Orta Çağ karanlığının
21. Yüz yıldaki uzantısı olarak nitelendirdiği IŞİD saldırılarının Kobani'de
binlerce insanı katliam politikalarıyla karşı karşıya getirdiğini belirtti.
Yüz yıllardır kardeşçe yaşayan halkların inanç ve etnik
kimlik ayrıştırmasıyla karşı karşıya getirilmeye çalışıldığı ve IŞİD'in bu
politikanın ürünü olduğunu savunan Koç açıklamasında şu görüşlere yer verdi;
"IŞİD, günlerdir Rojova'nın Kobane kantonuna tanklar,
füzeler ve ağır silahlarla saldırmaktadır. Kobane'ye yönelik bu saldırı, sadece
Kobanê halkına yönelik değildir. IŞİD, aynı zamanda Kobane'de yaratılan
demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü değerlere saldırmaktadır.
Halkların kendi kaderini belirleme hakkına karşı yapılan her
saldırı, her katliam, açıkça insanlığa karşı işlenmiş büyük bir suçtur. Bölgede
yıllardır sürdürülen ayrımcı ve mezhepçi politikalardan güç alan IŞİD
çetelerinin herhangi bir dış destek almadan bu kadar hızlı ilerlemesi, Türkiye
sınırlarına dayanması mümkün değildir. Bugüne kadar katliamcı IŞİD çetelerini
besleyip, destekleyenlerin, Ortadoğu'da yaşanan ve önümüzdeki günlerde
yaşanması muhtemel katliamların ve acıların bir numaralı sorumlusu olduğu
açıktır.
Türkiye'de günlerdir emek ve demokrasi güçleri Kobane'de
yaşanan insanlık dramına dikkati çekmeye çalışmakta, kamuoyunu yeni bir
katliama karşı uyarmaktadır. AKP Hükümeti'nin bütün dünya tarafından bilinen
IŞİD'e desteği ve sempatisi, son birkaç gün içinde ülke çapında yapılan IŞİD
protestolarına yönelik devlet şiddeti ile bir kez daha onaylanmıştır. Polis,
faşist güçler, Hizbullah ve IŞİD yandaşları, Türkiye'nin dört bir yanında
Kobanê direnişine sahip çıkan halka silahlarla, satırlarla ve gaz bombaları ile
saldırarak 23 kişinin ölümüne, yüzlerce kişinin yaralanmasına neden olmuştur.
AKP hükümeti, IŞİD çetelerinin katliamlarına ülke içinde izlediği şiddet
politikaları ile destek vermiştir. Yine hükümetin en yetkili ağızlarından biri
ise Kobane'de IŞİD tehlikesinin
olmadığını belirterek IŞİD çetelerine açık destek sunmuştur."
"İNSANLIK YENİ BİR
SINAVLA KARŞI KARŞIYA KALMIŞTIR"
Katliamlara karşı gerçekleşen halk hareketinin iktidar
tarafından şiddet kullanılarak bastırılmaya çalışıldığını belirten Koç açıklamasının sonunda şu görüşlere yer verdi;
"Türkiye'de 1990'lı yıllardan bu yana ilk kez 6 ilde ve
onlarca ilçede sokağa çıkma yasağı ilan edilerek, yeni bir Olağanüstü Hal
(OHAL) uygulamasına gidilmiştir. Gezi'den Lice'ye Lice'den Kobane'ye halka reva
görülen yine şiddet, zor ve baskı olmuştur. Demokratik tepkilere yönelik en
yetkili ağızlardan çıkan "misliyle karşılık verilecektir" ifadeleri, siyasi
iktidarın kendi halkına karşı resmen savaş ilan etmesi anlamına gelmektedir.
Hükümetin, emniyet güçlerinin ve destekçileri olan basınının
el birliği ile demokratik eylemlere karşı uygulanan sistematik devlet şiddetini
gizleme gayretleri ise dikkat çekicidir. Hükümetin Kobane'yle dayanışma
eylemlerini kendisi için bir "iç tehdit" olarak görmesi ve sokağa çıkan, sesini
duyurmak isteyen yurttaşlara saldırmasının hiçbir haklı gerekçesi olamaz.
Bugün ağır bir saldırı altındaki Kobane'yi savunmak, sadece
Ortaçağ karanlığını temsil eden IŞİD barbarlığına karşı olmayı değil; aynı
zamanda emperyalist güçlerin savaş ve işgal planlarına karşı halkların
kardeşliğini ve demokratik geleceğini savunmak anlamına gelmektedir.
IŞİD'in ve siyasi destekçilerinin giderek şiddetlenen
saldırıları ve sokak ortasında işlenen cinayetler karşısında sessiz kalmak,
yaşananları onaylamak anlamına gelmektedir. IŞİD saldırıları ve katliamları
karşısında tüm insanlık yeni bir sınavla karşı karşıyadır. Günlerdir insanlık
için, halkların geleceği için direnen Kobane halkı, hepimiz için, tüm insanlık
için direnmektedir. Kobane'nin savunulması, aynı zamanda insanlığın en temel
değerlerinin, eşitlik, özgürlük, barış ve kardeşliğin savunulması demektir.
Eğitim ve bilim emekçileri olarak Kobane'de yaşanan insanlık
dramı karşısında sessiz ve tepkisiz kalmamız mümkün değildir. Sadece Kobane'yi
değil, insanlığın en temel değerlerini savunduğumuzu göstermek için, bir kez
daha savaş politikalarının ağır bedelini ödememek için 8 Ekim'de Eğitim Sen
olarak 9 Ekim'de de KESK olarak iki gün tüm Türkiye çapında iş bırakıyoruz."
dedi
Haber : Değişim Medya Haber Merkezi
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor