ŞEHRE YAŞAM POMPALAMAK...
24 Ekim 2016 12:41:29
Cuma günü sabah saatlerinde Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, belediye başkan yardımcıları, birim amirleri ve kalabalık bir gazeteci ordusuyla Delihakkı'ya (Süleymanbeyler) doğru yola çıktık.
Amaç, Ereğli'ye temiz, sağlıklı içme suyu sağlayacak olan arıtma tesislerini tanıtmaktı. Kısa ama neşeli bir yolculuğun ardından, tesis önünde araçtan indik, baretlerimizi alırken çevreye geniş bir göz atma imkanı bulduk. İlk bakışta epey bir alanı kaplayan bir kompleks izlenimi veriyordu bu tesis.
Sonra dolaştıkça ilk bakışta görünen kısmın buzdağının görünen kısmı olduğunu fark ettik. Derinlik ve genişlik açısından devasa havuzlar, bu havuzların içinde ve arasında biz gazeteciler gibi fanilerin minicik kaldığı makineler, valflar, borular; merdivenlerden inişler, çıkışlar derken tesisin hepsi olmasa da büyük bölümü hakkında bir fikir sahibi olduk. Gerçekten karşıdan bakınca da büyük gözüküyor ama içinde bir dolaşınca insana huşu veren bir büyüklüğe erişiyor Ereğli'nin yeni arıtma tesisi...
Ancak bu tesis içme suyu şebekesinin sadece kalbi görevini görecek. Kızılcapınar Barajı'ndan altı kilometrelik bir isale hattıyla su gelecek. Tesisten çıkan su 11 kilometrelik bir isale hattıyla kent merkezine ulaşacak, onlarca kilometrelik kollara ayrılarak, tıpkı bir bünyedeki kan damarları gibi Ereğli'nin her tarafına yaşamçünkü su yaşamdırpompalayacak. 'Ereğli'nin su şebekesinde bu temiz suyu taşıyacak olan boru sistemlerinin yüzde 85'inin değiştirilmesi tamamlandı' diyor Başkan Uysal, 'Gerisi de bir yıl içinde tamamlanacak'
Çalışmanın maliyeti 40 milyon liraya yaklaşıyor. Para miktarı önemli değil. Çünkü çalışmanın büyüklüğünü yansıtmak için para miktarından söz etmek yeterli değil. Düşünün, tüm ana su isale hatları, her mahalleye giden büyük hatlar, her apartmana, konuta, işyerine bölünen su borularının tamamı, Başkan Uysal'ın deyimiyle 50 yıl boyunca yeni bir gereksinim duyulmayacak şekilde yenileniyor. Şehrin yaşam damarlarında bu büyüklükte bir çalışma, Ereğli tarihi boyunca çok az yaşanmıştır.
DEMEK Kİ OLABİLİYORMUŞ...
Proje yeni değil. Şu anda Hüseyin Uysal yönetimindeki Ereğli Belediyesi bu çalışmayı yürütüyor. Çalışmaların sağlıklı bir şekilde nihayete erdirilmesi an itibarıyla bu ekibin sorumluluğunda...
Fikir olarak, Ereğli nüfusunun kapasiteyi zorlamaya başlaması dışında nereden, kimden çıkmıştır bilmiyorum. Ancak önceki dönem Belediye Başkanı Halil Posbıyık döneminde DSİ ile bu konuda anlaşma sağlandığını, projenin hayat bulmasından Posbıyık'ın yanı sıra önceki Dönem Milletvekili Ercan Candan'ın da emek verdiğini biliyorum.
Mutlaka bugünkü vekiller deözellikle Faruk Çaturoğlukarınca kararınca projenin şurasından burasından tutmuş olsa gerek. Önceki dönem belediyesinde görev yapıp da şu anda başka işlerle iştigal eden kim varsa onlar, bu konuda ilçenin önünü açan kamu idarecileri ve bürokratlar, fikirleriyle bu işe yön verenler, kısacası emeği geçen herkes bu çalışma dolayısıyla övgüyü, halen projenin tamamlanması için çaba harcayan herkes desteği hak ediyor.
Demek ki çaba harcayınca bu büyüklükte projeler de başarılabiliyormuş.
POZİTİF VE NEGATİF
Bu yazıyı yazarken, aynı zamanda negatif eleştiriler yazma alışkanlığı yüzünden, yeterli etkide pozitif eleştiri yazma eksikliği yaşadığımızı fark ettim. Oysa olgular ve görüntüler söz konusu olduğunda, pozitif ile negatif bir bütündür.
Bugünlerde artık giderek unutulan bir olgu... Eskiden fotoğraf makinelerine film takılırdı. Banyo edilen filmin üstünde fotoğraftaki görüntünün renklerinin tam tersi bulunurdu. Bir agrandizör veya bu iş için tasarlanmış bir makine vasıtasıyla filmin üstündeki renklerin tersi bir fotoğraf kartına pozlanmak suretiyle fotoğraflardaki görüntüyü elde ederdik. Yani negatif olmadan pozitif olmazdı.
Eleştiri de buna benzer. Aslında negatif eleştiri diye bir şey yoktur. Eleştirinin negatif boyutu ve pozitif boyutu vardır. Negatif yöndeki eleştirilerin genellikle daha önce gelmesi normaldir. Eğer eleştiri yapılıyorsa, negatif eleştiriler de pozitif sonuçlara ulaşmanın aracıdır.
Pozitif bir görüntü elde etmek neticesine ulaşmamış bir negatifin hatıra değeri olmadığı gibi, pozitif bir sonuca ulaşmayan, muhataplarını doğru işler yapmaya yönlendirmeyen negatif eleştiriler de... ( ne diyelim; onlar eleştiri sayılmazlar.)
Yukarıda anlatılan tesisin yapılmasında emeği geçen seçilmişlerin büyük bölümü bu satırlarda negatif eleştirilerin muhatabı olmuştur. Ama bakın, bu kişiler negatif eleştiri oklarını savuşturmakla uğraşırken, bir yandan da kutlanmaya değer, önemli işler yürütüyormuş!
Bravo onlara!
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com