
SONBAHAR...
05 Ekim 2016 08:19:20
Mevsimlerin sarı-kahverengi arasındaki pastel renklere büründüğü, cıvıldayan kuşların güneyi gösteren bir ok gibi uzaklaştığı bir mevsim...
Bir yıllık zaman çevrimini, bir insanın ömrüne benzetme eğiliminden ötürü muhayyile tarafından hüznün mevsimi olarak görülmeye yatkın bir mevsim... Buna göre İlkbahar çocuktur, yaz yetişkin, sonbahar yaşlılıktır. Kış ise doğanın ölümün kardeşi olan uykuya teslim olduğu üç aylık bir zaman dilimi.
Oysa bu sadece zihnin bir oyunudur. İlkbaharın sonbahardan daha renkli olduğu, sonbaharda sıcak günlerin coşkusunun bitmesi gerektiğine yönelik peşin hükümler, yanlış algılar sadece birer varsayımdır.
Bu durumda edebiyat ve şiirin binlerce yıllık sorumluluğunu da algılarsınız. Atilla İlhan bahar mevsimini sevgilinin güzelliğiyle ifade etmek için "Nasıl iş bu / her yanına çiçek yağmış/erik ağacının/ışık içinde yüzüyor/neresinden baksan/gözlerin kamaşır" dizelerini kullanır.
Oysa sonbahar için şair "Oysa ben akşam olmuşum/yapraklarım dökülüyor/usul usul/adım sonbahar" dizelerini kullanır.
Sonbahar gerçekte en renkli aylardan biridir. Hem bir yağmur damlasının serinliğini, hem bir kaşkolün sıcaklığını aynı anda duyarsınız.
***
Oysa asıl olan yaşamaktır ve mevsimler çevriminin hangi noktasında olursanız olun, yaşamanın güzelliğini algılamak için bir fırsat bulunabilir. Zaten yaşama sevinci dediğiniz şey de bundan başka bir şey değildir.
Öbür türlü hissedenler yaşamın güzelliğini algılayamaz, yaşadıkları her anı ayaklarında birer pranga, boyunlarında demirden halkalar halinde taşırlar.
Oysa yaşamak güzeldir. Öyle güzeldir ki bir sanat gibi yaşamak gerekir onu.
Yaz aylarında sıcaktan şikayet etmek yerine, bir söğüt gölgesine oturup, ayağını dereye sallandırmak kadar güzeldir. Bahar aylarında ağaç dallarından püsküren çiçeklerin kokusu kadar, kış aylarında her tarafı saran masumiyetin beyaz örtüsü kadar güzeldir yaşamak.
Elbette savaşlar, yoksunluklar, ayrılıklar ve ölümlerin hüznü de var. Bu hüznü sonuna kadar yaşamak, yaşamın esasen keyifli olması gerektiğini de öğretir bize. Bunların ilacı da yaşama coşkusundan başka bir şey değildir.
Gözünün önünde duran güzel şeyleri görme sanatının adıdır yaşamak.
***
Sonbahar geldi, kış geliyor. Gerek varsa yakacak, kiler hazırlığı, araç bakımı vesaire... Yani hazırlık yapmak gerek. Bunlar yapılması gereken, daha keyifli bir mevsim çevrimi hazırlığıdır. Buraya kadar tamam.
Fakat yaşamak bir anlamda yaşadığın anı daha keyifli kılma sanatıdır. Kışa hazırlık yaparken, sonbahar anlarını heba etmenin gereği yok.
Ereğli'de yaşıyorsanız, radar mevkisine çıkıp, Kestaneci Mahallesi'nde bir piknik yapmadan, dökülen yapraklar arasında yürümeden sonbahar aylarını geçirmemek gerekir.
Ereğli sahili boyunca bir yandan kıyıyı kucaklayan dalgalrı izleyip, bir yandan envai çeşit ağaçlar arasında dolaşmadan, diğer renklerle daha bir bütünleşen günbatımını izlerken bir çay içmeden sonbaharı geçirmemek gerekir.
Ne bileyim; kemer üzerinden Kandilli'ye araçla seyahat, dönüşte gökçeler üzerinden sarı yaprakları izleyerek durmak, Soğanlı suyunda konaklamak... Kestane toplamak, kebabını yapmak. Balık mevsiminin tadını çıkarmak. Daha binbir güzel şey. Ereğli'de yaşamak budur.
Ayrıca, sonbahardaveya ilkbaharda, yazda, kıştakeyif almayı beceremeyenlerin bilmesi gereken bir şey var.
Kış ayları için yapılan hazırlıkların kışı keyifli kılacağı garanti değil.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com