DOĞRU TEŞHİS...
29 Temmuz 2016 08:31:20
Onu mesleğimi bir başka vilayette icra ettiğim dönemin sonunda, memlekete dönüşte tanıdım. Yaklaşık on yıldır her karşılaştığımızda yarım saat, bir saat sohbet ederiz.
Görüşme araları uzadığında kah o telefon eder, kah ben onu ararım. Ömrünü Çanakkale Savaşı'nı anlatmaya vakfetmiş olmasına rağmen, her söylediği sözün bir yönünde barış mesajları vardır, bir yönünde birlik beraberlik mesajları.
Kimi zaman kendisini çeşitli vesilelerle eleştiren kalem erbabından dertlense de, ömrünü bu milletin yarı aç evlatlarının bir araya gelerek efsane devi Golyat'ı tuşa getirmesine vesile olan bir ruhu anlatmaya vakfettiğinden kimseyle polemiğe girmez.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Yeni Zelanda Genel Valisine, İngiltere Veliaht Prensine , Genelkurmay Başkanlarına, bakanlara da mesaj vermiştir, davetini aldığı Ereğli'nin dış mahallelerinde kalmış bir ortaokulda okuyan yarının geleceği gençlere de...
Kralların sofrasında oturup da kibirlenmeyen, yoksulların sofrasına oturup kendine acındırmayan biridir Turgut Kaçmaz...
Kendisine "Turgut Amca" diye hitap ederim.
***
Peki Kaçmaz ne anlatıyor?
Karadeniz Ereğli'nin Kestaneci köyünde doğup büyüyen, Balkan Harbine katılan, sonra Çanakkale savaşlarında çarpışan, Mustafa Kemal'e mektup götüren babası dünyanın En Yaşlı ve Son Çanakkale Gazisi, 110 yaşında Ereğli'de yaşama veda eden Hüseyin Kaçmaz'ın hatıralarını anlatıyor.
Kaçmaz'ın anlattığı sadece gençliğinin en güzel yıllarını siperlerde, cephe hatlarında geçirmiş olan babasıyla sınırlı değil. Kaçmaz, aynı zamanda içinde bulunduğumuz, 'Orta Asya'dan dörtnala gelip, bir kısrak başı gibi Akdeniz'e uzanan' bu memlekette, çorak düzlüklerden, işlenmemiş arazilerden, ele güne teslim edilmiş ticaret ortamından, dünyanın en güzel ülkelerinden birinin yaradılış öyküsünü de anlatır.
Asıl anlattığı, tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek vatan idealinin hangi temeller üzerinde biçimlendiği, bu temelin oluşması için kendisinin babasının, bizim dedelerimizin verdiği bedel, gelecek güzel günlere ulaşmak için bedel ödemeyi göze alanların içinde bulunduğu ruh halidir.
Kaçmaz bu ruh halini Çanakkale'de, Afyon'da, Diyarbakır'da, Zonguldak'ta, Bartın'da, Kars'ta; İngiltere'de, Yeni Zelanda'da, Avusturalya'da anlatıyor.
Zenginin de, yoksulun da, mevki sahibinin de, sıradan vatandaşın da aynı duygu, aynı ruh içinde yüreklerindeki gözyaşı yarıklarından tuzlu suların gözlerine yürüdüğüne tanık olmuşumdur. Konuşurken Çanakkale'yi "Halep'ten, Diyarbekir'den, Şam'dan, Bosna'dan, Selanik'ten, Kastambolu'dan, Karadeniz Ereğli'den, İstanbul'dan" güvenli ve itibarlı bir barışı çocuklarına bırakmak için sahip olduğu tek yaşamı tehlikeye atmayı göze alan, bu ülkenin dört bir bucağından evlatlarının tek bir ruh içinde nasıl birleştiğini dinlersiniz Kaçmaz'ın ağzından.
***
Kaçmaz, 1960 darbesini bizzat yaşadığını da anlatıyor. Talat Aydemir'in darbe girişimlerini gözünün önünde yaşanmış gibi anlatabilir. Darbelerin vatana millete hayrı olmadığını düşünür, düşündüğünü de her yerde açıkça söyler.
15 Temmuz Darbe girişimi esnasında; halkın, polisin ve darbeyi engellemek için mücadele veren silahlı kuvvetlerin sebatlı mücadelesinde de aynı ruhun bir kez daha ortaya çıktığını, ülkenin içinden geçtiği zorlukların reçetesinin de, 'Tek Vatan, Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Devlet' olduğunu söylüyor Turgut Kaçmaz... Ve evet, 'bu ruh oldukça, bu vatanın bölünmeyeceğini, ezanların susmayacağını' da elbette.
Bu topraklarda binbir mihnet içinde yaşamını sürdüren, kimi zaman küçümsenen, kimi zaman farklı vesilelerle kendi içinde bağları zayıflamış gibi görünen bir halkın; gün olup kendisinin olanı inatla, yaşamı pahasına korumasının iki ayrı örneği olması açısından birbirine çok benzeyen durumlar bunlar.
Doğru teşhis Turgut Amca...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com