TEDHİŞ KÜLTÜRÜ...
13 Temmuz 2016 08:32:43
Bu yazıda ilk anlatılan olay yaşanabilirdi, belki bir yerlerde yaşanmıştır ama gerçek kişileri suçlama maksadı olmadığından gerçek olayları anlatmak yerine, kurmaca üzerinden gitmek tercih edilmiştir.
Adam, içki faslının ardından narkotik denemelere girişmiş, muhabbeti ilerlettiği arkadaşıyla sudan sebepten kavga çıkarıp onu öldürmüştür.
Önce polis, sonra 112 ambulansı sirenlerini çala çala gelir, bir emniyet şeridi çekilir. Zanlı suç aleti kanlı bıçakla yolun kenarında hıçkırmaktadır. Bu arada olayı duyan basın mensuplarının hemen ardından hem mağdurun yakınları, hem de zanlının yakınları olay yerine avdet ederler.
O sürünün Alfa Erkeği (doğadaki yırtıcı gruplarının liderliğine oynayan kişidir bu) "N'oluyor burada?" diye bağırır. Polisin yanına yaklaştıkça sesini alçaltır. Maksat zaten ilk narayla hasıl olmuştur. Sonra reis sürüsünü daha kolay bir hedefeolayın hiçbir şekilde tarafı olmayan, sadece görüntüsünü, fotoğrafını çekip olay mahallinden ayrılacak olan basın mensuplarıyöneltir.
"Ne çekiyon la!", "Burada filim mi oynatılıyor?", "Sen beni biliyor musun?", "hele bekle, beş dakka sonra yakacağım-yıkacağım"; "O kamerayı/fotoğraf makinesini alıp..."
Sanırsın sarhoş bağımlıyı gazeteci azmettirmiş! Elinde kanlı bıçakla kenarda duran herif uluslararası lobilerin kurduğu bir komplo kurbanıdır. Lobi yöneticileri de basın mensubu kılığında olay mahallini seyretmektedir.
Bu olayın ufak tefek farklı versiyonlarını yaşamayan gazeteci yok denilse yeridir.
***
İkinci olay yaşanmış bir olay. Hem de önceki gün...
Ereğli'de kza yaşanıyor. Kazayı kendi yakınlarının yaptığını zanneden bir grup kişi olay mahalline geliyor. Olay mahalline gelen iki gazeteciye "Çekmesene la!" diye bağırırlar. Sonra da tekme ve yumruklar havada uçuşur, polis araya girerek olayın daha da vahim bir boyuta ulaşmasını engeller.
Bu olay sadece gazetecilere mahsus zannedilmesin. Allah göstermesin, bu kişiler hastaneye yaralılarını veya hastalarını götürdüklerinde, hastanede o an tedavi görmekte olan yüzlerce hastanın terk edilip kendilerininkine müdahale edilmesini beklerler. Hastane rutinini aşamadıklarında da sağlık personeline "Size kim olduğumu göstereceğim!" diyerek tedhiş eylemine girişirler. Sanki gazeteci çekildiğinde yaşanan olay hiç yaşanmamış olacakmış gibi...
Ereğli Devlet Hastanesi'ne gittiğinizde, sağlık personeline şiddetin yanlışlığı konusunda sürüyle duvar panosu görürsünüz. Bu durum, toplum içinde evrenin hakimi gibi davranma eğilimine kapılan kişilerin sayılarının ne kadar fazla olduğunun göstergesidir.
Aynı kişiler trafikte sollamak istediğinizde yol vermeyebilir. Yol onların hakkıdır çünkü. Okulda öğrencilerinin yanlışlarını düzeltmek, onları terbiye etme gayreti içindeki öğretmenden hesap soran kişilerdir bunlar.
Düğünlerde, bayramlarda, kutlamalarda belinden silahını çekip, havaya ateş ederken bir sürü cana mal olan atışları yapan, alışveriş kuyruklarına sondan değil, ortadan girmeyi kendi hakları olarak gören, politik bir tartışmayı bile kişisel bir mesele olarak kavgaya dönüştürmeyi başaran, düşüncesizlikleri yüzünden kendilerini sanık sandalyesinde bulduklarında "Pişmanım" diyerek merhamet dilenmenin alfa erkeği rolleriyle ne kadar taban tabana zıt olduğunu algılamaktan aciz, vasat zekalı kişilerdir bunlar.
Kendi başlarına bir eğitim problemidir bunlar...
***
Bu olayların her gün farklı versiyonlarını haber programlarında izlersiniz. En canavarca amellerin ardından, tüm dünyayı suçlamayı adet edinmiş bir vandal kültürünün, evreni okumayı egosentrisizm- benmerkezcilik dışında bir yoldan beceremeyen zavallılar her gün yeni bir acının kaynağıdır.
Doğduğunda melekler kadar masum olan insanları, toplumsal kültür içinde neyin canavarlaştırdığını bulmak için bu tedhiş kültürünün sorgulanması zorunludur. Zira toplumsal sözleşmenin temelini oluşturan kurallar dizgesinin yerini kaba güç aldığında, ortada toplum diye bir şey kalmayacaktır. Toplum denilen şeyin ta kendisidir o kurallar...
Demek ki amaç, tek bir örneği kınamak, onu cezalandırmak değil, bu kişilerin uyumsuzluğuna yol açan nedenleri tespit edip ortadan kaldırmak olmalı.
Önceki günkü olayda saldırıya uğrayan Gazeteci arkadaşlarımız Sinan Kabatepe ve Vedat Kılıç'a geçmiş olsun diyorum. İnşallah saldırganlar aklını başına devşirir, bu olamıyorsa haklarında gereken yapılır.
İnşallah böyle olaylar bir daha yaşanmaz.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com