YAŞANAN TARİHİ ALGILAMAK...
10 Haziran 2016 08:48:51
Tarih, dönüşüme yol açan çelişkileri bulup analizini yapmakla ilgili bir disiplindir. Her devirde olduğu gibi, iki bin on altı yılının Haziran ayında yaşayan herkes bir tarih kesrinde yaşıyor.
Bugün, geleceğin tarihi olduğuna göre, geleceği yaratacak çelişkileri bulmak için belki de başımızı onlardan yana çevirmemiz yeterli olacaktır.
Bugünün haberlerine bir bakmak gerek...
Kayyum atanan madende, alacakları ve haklarını alamadıkları için açlık grevi yapan madenciler CHP genel merkezine gidiyor. CHP Zonguldak Milletvekilleri Ünal Demirtaş ve Şerafettin Turpçu rehberliğinde Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile görüşüyorlar. İşçiler, iktidar partisi vekilleriyle görüşmek istediklerini ama ulaşamadıklarını söylüyor.
Kilimli beldesinde, özelleştirmenin ardından maaşlarının ödenmediği gerekçesiyle eylem yapan, bu esnada iş akitleri feshedilen işçiler, işe iade davasını kazandı. Meğer işçiler termik santralde asıl işi yapmalarına rağmen, temizlik işçisi olarak gösterilmişler.
Genel Maden İşçileri Sendikası özelleştirme söylentilerine yönelik görüşlerini açıklamış. Böyle devasa bir Kurumun özelleştirilmesinin, müesseselerinin parçalanmasının, havza madenciliğinin terk edilmesi deme olduğunu,. Bunun sonucunun katliam olacağını bildirmiş.
İşçiler arasında bir sıkıntı var. Buna binaen geçmişte yaşanan olaylar var mıydı dersiniz?
Mesela, Kandilli Alacaağzında bir dönem özelleştirilen maden ocağında, maaşlarını alamadığı gerekçesiyle işçilerin kaç kez eylem yaptığını hatırlayan var mıdır? Net sayıyı artık orada çalışmayan işçiler bile bilmiyor olabilir. Biliyorsa eski CHP İlçe Başkanı Hayrettin Kartal biliyordur, zira her eylemde Alacaağzı mevkisinde çalışan işçilerin yanındaydı.
Mesela, birkaç ay evvel Terzi ve Gökçeler köyü arasında kalan bir kumsalda, kuvars kumu üretimi yapan bir şirkette, haksız işten çıkarmaları protesto etmek için eylem yapan işçiler... Birkaç yıl önce tersanelerde çalışan işçilerin kent merkezine yürümesi.... Bu yazının kapsamına sığmayacağından ötürü birçok örneği buraya almadık. İsteyen bu örnekleri sınırsız sayıda çoğaltabilir.
Çalışma hayatında örgütsüzlükten kaynaklanan büyük bir sıkıntı var. Aha şuraya yazıyorum, bölgenin ekonomik geleceğini bu çelişkiler ve bunlara çözüm olarak bulunan yöntemler belirleyecek.
***
Özelleştirme aşamasına, zarar eden kamu kurumları, siyasilerin KİT'leri arpalık olarak kullanması, herkesin yakınını buralarda işe koyma telaşı gibi meseleler yüzünden gelindi. Bugün özelleştirme sürecinin büyük bölümü geriye bakılınca tarih olmuş gibi görünüyor.
Yukarıda anlatılan olaylar , özelleştirme, taşeronlaşma, çalışanların her geçen gün daha örgütsüz, güvencesiz çalışmaya mecbur bırakılma sürecinde ortaya çıkan sıkıntılara işaret ediyor. Tüm bu anlatılanlardan çıkan netice şöyle: Süreç bu şekilde devam ettirilmeye çalışılırsa, sosyo-ekonomik doku fena halde zarar görecek.
Bu durum değişecek. Belki on yıl-yirmi yıl sonra ikibinli yılların ikinci onyıllık bölümüne baktığımızda, bugün yeterince farkına varılamayan dönüşüm sancılarını net olarak analiz edebiliyor olacağız.
Bu durum değişmeli... Belki pansuman tedbirlerle değişimin gecikmesi sağlanır, belki değişim gerekliliği vaktinde fark edilerek, değişimin önü açılır. Belki de büyük ekonomik güçler ve kamu otoritesi değişim sancılarını bastırmak için kullanılır. Belki gelecek döneme damgasını vuracak dönüşümlerin önünde duran güç odakları, selin şiddetine dayanamayan kunduz yuvaları gibi dağılıp gider. Şekli konular ne olursa olsun neticenin değişmeyeceğini kabul etmek gerek. Değişim geliyor; değişim şart...
***
Özel sektör çalışanlarının ağırlıklı bir çoğunluğunun asgari ücret seviyesinde çalıştığı, özel sektörde çalışanların büyük bölümünün kıdem veya ihbar tazminatı almasının sağlanamadığı, sendikaya üye olan işçilerin işten atılmasına bir türlü çare bulunamayan, işçilerin kamu elinde kalmış tek tük yerler veya son dönemde özelleştirilmiş yerler haricinde açlık sınırının üstüne çıkamadığı bu düzen ne kadar devam edebilir?
Bölge kaynıyor... Etrafta yaşanan olaylara "Aaa, falancanın oğlu filanca işe geçmiş, işten çıkmış, girmiş, işsiz kalmış" gözüyle bakmayın. Tarih, sizin, komşunuzun, komşunun oğlunun çalıştığı işyerlerinde, işsizlik sıkıntısı içinde volta attığı sokaklarda şimdiden yazılıyordur belki de.
Fakat bunu görmek için biraz daha yakından bakmak gerek.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com