Büyük kavga… Çok sayıda ekip sevk edildi…
  Ağaçtan düştü…
  Feci kazada 2 kişi öldü!
  Başkan Ünlüer ve Yönetimi de katıldı
  İşçi servisine çarptı!
  Kontrolden çıkınca!.....
  FRENİ PATLAYINCA!.......
  Feci kaza…
  Refüje çıktı!....
  Talihsiz genç ölü bulundu
15 Aralık 2025 Pazartesi
Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
logo
  •  
    •  » GÜNCEL
    •  » KÜLTÜR
    •  » SİVİL TOPLUM
    •  » KULİS HABER
    •  » YEMEK
    •  » DİN VE MEZHEPLER
    •  » EREĞLİ TARİHİ
    •  » FOTO GALERİ
    •  » VİDEO GALERİ
    •  » YAZARLARIMIZ
    •  » RÖPORTAJ
    •  » SİNEMA
    •  » TEKNOLOJİ
    •  » DİYALOG
  • SİYASET
  • AKÇAKOCA
  • EKONOMİ
  • GÜNDEM
  • ASAYİŞ
  • YAŞAM
  • SAĞLIK
  • MEDYA
  • SPOR
  • EĞİTİM
EY TÜRK GENÇLİĞİ ! "EMANETİNE SAHİP ÇIK"

EY TÜRK GENÇLİĞİ ! "EMANETİNE SAHİP ÇIK"
17 Mayis 2016 12:52:44

Yazar : Harun KARA

  • Whatsapp ta Paylaş

Türk Tarihinde kutlanması gereken günler vardır. Bunlardan biri 19 Mayıs 1919'dur. 19 Mayıs 1919 Anadolu'da yeni Türk Devleti'nin fiilen temellerinin atıldığı gündür ve Türkiye Cumhuriyeti tarihimizin başlangıcıdır. Yüce Önder Atatürk'ün Büyük Nutkunu bu olayla başlatması, doğum gününü soranlara 19 Mayıs'ı işaret etmesi bunun kanıtı sayılmalıdır. 19 Mayıs'ın millî bayram olarak ilân edilmesi bu yargıyı daha da pekiştirmektedir. Atatürk, gerek Millî Mücadele döneminde, gerekse Cumhuriyet döneminde yurdumuzun birçok şehrini ziyaret etti. Bu ziyaretler, o şehirlerin mahallî övünç günleri olarak kutlandığı halde sadece 19 Mayıs yasa ile millî bayram kabul edildi.

19 Mayıs, sadece Türk millî kurtuluş hareketinin başlangıcı olmakla kalmadı, yeni Türk devletinin çağdaş değerlerle milletler ailesi içerisinde yerini almasını da sağladı. Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıktığı andan itibaren zihnini meşgul eden problem millet iradesinin devlet hayatımıza yansıtılmasını sağlamaktı. Hatta denilebilir ki bunu kurtuluşun önüne koymuş millî mücadelenin vazgeçilemez ilk şartı saymıştı. 19 Mayıs'ı izleyen günlerde yapmış olduğu yazışmalardaki terminolojiye bakılacak olursa, bu açıkça görülür. İzmir söz konusu olduğunda "ordu ve millet bu işgalî tanımayacaktır" derken bunu kastediyordu. Samsun'dan Kâzım Karabekir Paşa'ya çektiği telgrafta "millet ve memlekete medyûn olduğumuz en son vazife-i vicdaniye"den amacı da buydu. Kurtuluş mücadelesi ancak milletle birlikte kazanılabilirdi. Milletle kazanılan mücadeleyi, yine milletle taçlandırmak lâzımdı. Yayın hayatına başlamalarına öncülük ettiği ilk iki gazeteden biri İrade-i Millîye, diğeri Hakimiyet-i Millîye adını taşıyordu. Bu değerler ve kavramlardır ki onu Türk Milletinin kalbinde "milletin kurtarıcısı", "devletin kurucusu" payesine yükseltmiştir.
19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihindeki dönüm noktalarından biridir. Atatürk'ün Samsun'a ayak bastığı tarih olan 19 Mayıs aynı zamanda "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanmaktadır. Atatürk Millî Mücadele sıralarında Türk milletini ileri götürecek olanların ve köhnemiş fikirlere karşı gelecek olanların genç fikirler olduğunu görmüştü. Bu nedenle de "gençlik" kavramı Atatürk için ayrı bir önem taşımaktadır. Atatürk gençlerden sık sık bahsederken, yaş sınırı dışında fikri olarak gençliği yani, fikirde yeniliği ifade etmiştir. O'nun şu sözü çok anlamlıdır:"Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir."

Atatürk'ün gençliğe armağan ettiği ve "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanan 19 Mayıs tarihinin önemini daha iyi anlayabilmek için Atatürk'ün 16-19 Mayıs 1919 tarihleri arasında gerçekleştirdiği Samsuna çıktığı gece milli kurtuluş gecesidir

Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihindeki önemli olaylardan biri Atatürk'ün Samsun'a ayak basışıdır. Türk Milleti Birinci Dünya Savaşı sonrasında kötüleşen koşullar içinde kurtuluş çareleri ararken büyük bir lider Mustafa Kemal Atatürk ortaya çıktı ve Samsun'a ayak basarak "Kurtuluş" yolunu açtı. Dolayısıyla Atatürk'ün 16-19 Mayıs 1919 İstanbul'dan başlayan yolculuğu bir kurtuluş dönemini simgeler. Samsun'a ayak basışının taşıdığı önem Atatürk'ün Büyük Nutku'nu 19 Mayıs 1919 Samsun'a çıkışı ile başlatmasından anlaşılmaktadır ki şimdi bu yolculuğu kısaca anlatmaya çalışalım.

Atatürk bu konuşmada plânlarının sezilmiş olabileceği duygusuna kapılmıştı ama, O'nu bekleyen ve O'na güvenen bir"Türk Milleti" vardı.

Atatürk beraberindeki kişilerle beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra "Bandırma" adındaki eski bir vapurla Galata rıhtımından ayrılır. 17Mayıs 1919 Cumartesi günü Bandırma Vapuru saat 21.40 sıralarında İnebolu'ya varır. 18Mayıs 1919 Pazartesi günü beklenen yolculuğun sonuna gelinir. Yolcular Kalyon Burnu denilen yerden sandallarla Merkez iskelesine çıkarılırlar. Bu sandallardan birinin sahibi olan İsmail Yurtsever, o zaman için Atatürk'ü tanımadığını söyler,Atatürk'ü sandalda ve Samsun'da iken geniş yakalı lejyon kaputu ve başında kalpakla gördüğünü anlatır.

Atatürk, İstanbul'dan başlayan ve Samsun'da sona eren yolculuk esnasında görevli bir askerdi ve giyimi de buna uygundu ancak Samsun'a ayak bastığı günden birkaç gün sonra asker değil, sivil olarak hareket edecekti.

Atatürk'ün Samsun'a çıkışında gördüğü manzara pek parlak değildi. Şehirde İngiliz işgal kuvvetleri vardı. Pontusçular sokaklarda kol geziyordu. Halk kendisini koruyamayacak durumdaydı. Atatürk bugün müze haline getirilen Mıntıka Palas'ta kaldıkları süre içinde hep bu sorunları düşündü, yolculukta geçirdiği uykusuz geceler sona ermemişti; şimdi de burada uykusuz geceler başlıyordu. Ama, O'nda ve O'nun gibi düşünenlerde bu azim oldukça hiçbir engel aşılmaz değildi.

Kısaca vermeye çalıştığımız bu yolculuk Türk Milleti için bir dönüm noktası oldu ve kurtuluşun başlangıcıydı. Millî Mücadele'yi başlatmak üzere Samsun'da Anadolu topraklarına bastığı 19 Mayıs 1919 tarihinin önemi nedeniyle de 19 Mayıs'ı Türk gençliğine armağan etti. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi gençlik kavramı genel anlamda fikirlerdeki yeniliği anlatmaktadır.

Atatürk"Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler!Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum" derken Türk gençliğine olan güvenini de anlatmıştır.

Atatürk açısından gençlerin en önemli sorumluluğu Cumhuriyet'in ilan edilmesi ile başlamıştır. Gerek dünyanın içinde bulunduğu siyasi belirsizlik, gerekse yeni Cumhuriyet'e karşı iç veya dış kaynaklı kurulan çeşitli komplolar en az Milli Mücadele dönemi kadar zor bir dönemin yaşanmasına neden olmuştur. Bir yandan ekonomik zorluklar, bir yandan savaş sonrası yaşanan sosyal problemler gibi yeni kurulan bir devletin karşılaştığı çeşitli sorunların aşılmasında Atatürk gençlerin dinamizmine, enerjilerine ve hepsinden önemlisiAtatürk ilkelerine duydukları sadakate güvenmiştir. Bu nedenledir ki, Türkiye'nin geleceğinin en önemli dayanaklarından biri olarak gördüğü gençliğe şöyle seslenmektedir:

Gençler! Cesaretimizi takviye ve devam ettiren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz eğitim ve kültür ile, insanlık meziyetinin, vatan, fikir hürriyetinin en kıymetli sembolü
olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil! İstikbâl sizindir. Cumhuriyet'i biz kurduk; onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz.

Bu sözleri ile Cumhuriyet'i yalnızca korumak değil, yükseltmek görevini de gençlere veren Atatürk, bunun ancak güzel ahlakı, adaleti, haksızlıkla ve zulümle mücadele etmeyi, milli ve manevi değerlerimize bağlı kalmayı, tarihimizle gurur duymayı bununla birlikte yüzümüzü de sürekli geleceğe dönük tutmayı öngören ilkelerinin ayakta tutulması ile sağlanacağına dikkat çekmiştir. "İsterim ki, daima idealimi gençlere aşılayasınız ve daima korumak hususunda çalışasınız." sözleri ile dile getirilen bu istek, bir anlamda Atamızın bizlere en önemli miraslarından biridir. Bunu yerine getirebilmek için çaba göstermek, Atatürk'ü anlamak veanlatmak için faaliyette bulunmak gençliğin bilinçlenmesinde önemli bir rol oynayacak, böylece Atatürk'ün başlatmış olduğu reformlar tam olarak hedefine ulaşacaktır.
Atatürk Genç Nesile Güveniyordu
"Milletin bağrından temiz bir kuşak yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkada kalmayacak" diyen Mustafa Kemal Atatürk, Türk gençliğine her zaman için büyük güven duymuştur:

M.K.Atatürk diyorki;Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum! Demiştir Dünyada böyle bir lider var mıdır ? İşte Atatürk gibi bir lidere sahip olmanın onuru-gururu Türk Milletine aittir "Ne Mutlu Türküm Diyene " ne anlamlı sözdür

Eğitimci-Araştırmacı Yazar-Şair Harun KARA son olarak diyor ki Bu günde 2016 da; Türkiye Cumhuriyeti'ni bekleyen iç ve dış tehlikeler göz önünde bulundurulduğunda, Atatürk'ün gençliğe neden bu kadar önem verdiği daha iyi anlaşılacaktır.

Atatürk'ün şu sözleri hepimiz için bir rehber olmalıdır:" Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir" demiştir. Atatürk'ü anlamak, yaşadıklarını ve fikirlerini bilmekle mümkündür. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasında yaşanan zorlukları her zaman göz önünde tutarak, 19 Mayısları Atatürk'ün emanetine "GENÇLER" daima sahip çıkmalıdır Bu milli duygularla Milli bayramları kutlamalıyız.

Mustafa Kemal ATATÜRK ,Cumhuriyeti Gençlere emanet ederek, kullandığı genç sözcüğüyle ,üniversitede,orduda,basında ve iş hayatında yer alan kafası ve ruhu genç tüm yurttaşları amaçlıyordu. Ulusal güçlerin tümü, görevlerinin başında bulundukça, Cumhuriyet, Demokrasi,Mustafa Kemal Atatürk 'ün devrimleri ve ilkeleri sarsılmayacaktır. Bu TÜRK ulusu için bir amaçtır Bu amaç bu amaç ulusal milli Eğitimin ilkelerini de içermelidir. Gençlerin Atatürk ilke ve devrimlerini benimsemesi, O'nun Gençliğe Hitabesinde, Gençliğe verdiği görevi, gençlerin yerine getirmeleri için Atatürk'ün Samsun'a çıkış tarihi olan 19 mayıs 1919 Gençlik ve Spor Bayramı, İlk defa 24 mayıs1935 de " ATATÜRK GÜNÜ" adı altında kutlanmıştır. 20 Haziran 1938 tarihli kanunla ""Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanan bu Milli Bayramın adı 12 Eylül Darbesinden sonra "Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı "adını almıştır. "Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı " Seksen yıldır kutlanmaktaydı. Ama 2012 de Hükümetin aldığı bir kararla Milli Bayramlar havanın soğuk olması nedeni ile bu açıdan öğrencilere ve velilere yük olmaması gerekçesiyle milli bayramın Başkent ANKARA dışında ki illerde –ilçelerde stadyumlarda kutlanması MEB Orta Öğretim Genel Müdürlüğünce okullara gönderilen bir yazı ile engellenmiştir Bu kara Türk Milletini –öğrencileri derinden üzmüştür Bu konuda Milli Bayramların kaldırılması ile ilgili Alper Ayhan tarafından bir dava açılmış ve kazanılmıştır Milli bayramlar yeniden kutlanabilir kararı alınmasına rağmen MEB lığınca uygulamaya konulmamış Milli bayram ANKARA ile sınırlı kalmıştır Bu yanlış uygulamadan dönülmesi;

Kutlamalar Türk Milletine milli şuur verirken,Milli duygular içinde; öğrencilere aileleri ile birlikte kutlanmalıdır Milli bayramlar; Türk Gençliğine canlılık,coşku, birlik beraberlik ,bayrak,vatan ve millet sevgisi aşılamaktadır

Milli bayramlarımız ,milli duygularla büyük Türk Milletine yakışır şekilde Büyük coşkuyla,şölenlerle,törenlerle,yedi bölgede gök kuşağı renginde halk oyunları ile ,gençlerin gösterileriyle kutlamak istiyoruz

EY TÜRK GENÇLİĞİ ! " EMANETİNE SAHİP ÇIK "

Bu Yazı Toplam 2370 Defa Okunmuştur

ETİKETLER : Yazdır

      Yorumlar
    Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
    Henüz bir yorum yapılmamış

     Diğer Yazıları


    • HER GÜN YASİN OKU YASİN...
      21-07-2014 | 12 : 53 01
    • Dünyadaki İlk Buluşları; Türk Bilim Adamları Yapmıştır
      28-02-2011 | 12 : 11 03
    • 30 Ağustos ZAFER BAYRAMI ANLAM VE ÖNEMİ...
      26-08-2017 | 13 : 40 23
    • ÖĞRETMENİM , HAKKINI NASIL ÖDERİM !
      23-11-2018 | 17 : 05 03
    • Atatürke Atılan Çirkin İftiralar
      03-11-2010 | 09 : 35 00
    • Yılbaşı Kutlamalarının Tarihi Gerçeği
      28-12-2010 | 11 : 38 14
    • TÜRKLER'DE YILBAŞI KUTLAMALARI:
      27-12-2012 | 18 : 01 01
    • NAYLONLARIN-PLASTİKLERİN İNSAN SAĞLIĞINA ZARARLARI
      14-11-2011 | 09 : 24 49
    • TOPLUMDA TÜRK POLİSİNİN YERİ VE ÖNEMİ
      08-04-2013 | 10 : 25 27
    • ANNE-BABA SEVGİSİ
      07-05-2012 | 08 : 30 36
    • ATATÜRK OLMASAYDI!..
      06-02-2012 | 15 : 45 11
    • Kitapların Dili ve Hayatımızdaki Önemi
      06-12-2010 | 12 : 25 00
    Tüm Yazıları

     Köşe Yazarlarımız


    • doğan  yıldıztan
      doğan yıldıztan
      Bir Başka Avrupa!
    • UĞUR DEMİROĞLU
      UĞUR DEMİROĞLU
      HALKIN PARTİSİNDE YENİ YÖNETİM BELİRLENDİ…
    • Hasan Vehbi Ersoy
      Hasan Vehbi Ersoy
      DEİZM-TEİZM-ATEİZM-PANTEİZM’E BAKIŞ
    • Semih ÇOLAK
      Semih ÇOLAK
      SEÇMEN NE DEDİ?
    • Konuk Yazar
      Konuk Yazar
      Temiz enerji ve gelecek mücadelesi
    • Uğuralp CİVELEK
      Uğuralp CİVELEK
      “Bu bir suç duyurusudur”
    • Özkan Doğan
      Özkan Doğan
      YEREL RADYO VE REKLAM
    • Şenol AZMAN
      Şenol AZMAN
      “Aman doktor, yaman doktor. Derdime bir çare!” – 2-
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    • Merve KIRAN
      Merve KIRAN
      KİLO KONTROLÜNDE KİLİT NOKTA: ARA ÖĞÜNLER
    • Özge CERRAH
      Özge CERRAH
      ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR...
    • İsmail DEMİREL
      İsmail DEMİREL
      SAĞLIKTA OLUMSUZ İŞLER
    • Harun KARA
      Harun KARA
      ÖĞRETMENİM , HAKKINI NASIL ÖDERİM !
    • Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      SEVGİ ASLA YETMEZ!
    • Dilek Şen Karakaya
      Dilek Şen Karakaya
      KAYIP-YAS SÜRECİ
    • Hamdi Güner
      Hamdi Güner
      DÜNYASI İÇİN DÜRÜST OLARAK ÇALIŞAN MÜSLÜMAN AHİRETİNİ DE MAMUR EDER
    • Hüseyin Aksakal
      Hüseyin Aksakal
      HAVADAN SUDAN…
    • Elif Yapıcı
      Elif Yapıcı
      ECHO İLE NARCİSSUS’ UN ACI VEREN HİKÂYESİ
    • Durul Mert M.A Ed.
      Durul Mert M.A Ed.
      İNSANLARIN EN BÜYÜK ARZUSU MUTLULUK AMA NASIL MUTLU OLABİLİRİZ?
    • Kudret Yavuz Eren
      Kudret Yavuz Eren
      Çocuğunuz her şeyi unutuyor mu?

     Çok Okunan Köşe Yazıları


    • BUGÜN
    • BU HAFTA
    • BU AY

    » Henüz BUGÜN Yazı Görünmüyor
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedide Robotik Cerrahiler: Geleceğin Tıbbına Açılan Kapı
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
             

    © degisimmedya.com

     İletişim Bilgileri
     Künye
    İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın
    Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
    •   ASAYİŞ
    •   EĞİTİM
    •   GÜNCEL
    •   KÜLTÜR
    •   KULİS HABER
    •   SİNEMA
    •   TEKNOLOJİ
    •   TÜRKİYE
    •   DÜNYA
    •   FOTO GALERİ
    •   VİDEO GALERİ
    •   YAZARLARIMIZ
    •   GÜNÜN HABERLERİ
    •   Arşiv
    Tel : 0 372 322 27 30

    E-posta: info@degisimmedya.com