Atatürkün Milli Eğitim Bakanı
24 Kasim 2010 09:15:00
Sevili ÖĞRETMENLERİM : Bugün Atatürk’ün Baş Öğretmenliği Kabul edişinin yıldönümünde Öğretmenler Günününüz kutlu olsun
Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK bu büyük eserini gençlere emanet ederken onları yetiştirme görevini de öğretmenlere vermiştir. Diyorki Atatürk ‘’- Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır. Cumhuriyet sizden fikri hür vicdanı hür irfanı hür nesiller ister. O’ nu biz kurduk yüceltecek ve yaşatacak sizlersiniz.’’
Bu görev bizler için kutsal ve asla vazgeçilmez bir ilke olmaya devam edecektir. Anayasamızda ifadesini bulan laik , demokratik ,hukuk devleti ilkelerine sıkı sıkıya bağlı bir nesil yetiştirmek bizlerin en birinci görevidir.
Dün olduğu gibi bugünde Ülkemiz üzerinde oynanan iç ve dış odaklı yıkıcı ve bölücü faaliyetlerin bilincinde olmak Türk Öğretmeninin asıl görevlerindendir. Farkında olacaksınız ki bu tehlikelere karşı genç kuşakları daha bilinçli yetiştireceksiniz.
Atatürk ‘ün Gençliğe Hitabesindeki şartlar Cumhuriyetten öncede vardı , Cumhuriyetten sonrada olmuştur, bugünde, yarında olacaktır. Bize düşen görev bu oyunlara karşı uyanık olmak ve mücadele etmektir. Türkiye güçlü ve çok kıymetli değerlere sahip bir coğrafyada yer almakta , doğal kaynakları ile kendi kendisine yetebilen birkaç ülkeden biridir. Bu nedenle dünyanın kirli emellere sahip sermaye kesimleri arkasına aldığı devletlerin yönetimleri ile bizim zenginliklerimizi ellerine geçirmenin her türlü hesabını yapmakta , oyunlarını en cüretkar biçimde sergilemektedirler. Bu oyunlar bazen demokrasi getirme yalanları ile , bazen masum yardım örgütlerinin faaliyetleri ile , bazen de Birleşmiş Milletlerin değişik organlarında dayatmalar halinde kendini göstermektedir. Bu oyunları boşa çıkarmanın yolu öncelikle farkında olmaktan geçer. Farkında olabilmek içinse geçmişin tarih bilgisine sahip olmak , bu günün olaylarını takip etmek ve derinlemesine inceleyebilmek gereklidir. Bu nedenle öğretmenlerimizin çok okumaları gerekmektedir. Günlük gazetelerden tutunda sosyal ve siyasal olayları , makale ve yorumları , kitapları takip etmelisiniz. Araştırma yapmalı ve kendi yorumlarınızı paylaşmalısınız .
Bugün küçük menfaatleri ve geçmişin hırs ve intikam duyguları ile öğretmenlerimizi siyasi gruplaşmalara teşvik eden basiretsiz yöneticiler de olabilir. Sizler bu oyunlara gelmeyecek kadar sağ duyu sahibi ve bilinçli olmak zorundasınız.
Kendi menfaatleri uğruna Ülkesinin değerlerine hakaret edebilen , Düşmanlarımızla kapalı kapılar ardında yaptıkları anlaşmalarla sözde demokrasi ve insan hakları savunucusu kesilen sözde aydınlarımız dünyanın emperyalist güçlerinin kurdukları masum görünümlü örgütler tarafından iki tirilyonluk ödülle ödüllendirilebilirler. Sizlere düşen görev bu oyunların farkında olmak ve öğrencilerimizi bu tehlikelere karşı bilinçli yetiştirmektir.
ATATÜRK ‘ten bir anıyla devam etmek istiyorum.
Yil 1934, o donemde Milli Egitim Bakanligi Ulus'ta . Bakan ise
Nigdeli Abidin OZMEN'dir.Bakan, makaminda calismaktadir. Kapi calinir.
ATATÜRK'ün Yaverlerinden biri, yaninda iki cocukla makama girerler.
Yaver, Bakan Abidin OZMEN'e bir zarf uzatir.
ATATURK'ten gelen bir mektuptur bu.
Abidin OZMEN zarfi ozenle acar ve mektubu dikkatle okur:
"Yaver Bey'le, size iki fakir ve kimsesiz cocuk gonderiyorum.
Bu cocuklari, uygun goreceginiz, bir liseye (parasiz yatili olarak)
kaydini yaptirip..."
Bu, ATATURK'un bir emridir. Kesinlikle yerine getirilecektir. Bakan
Abidin OZMEN, Orta Ogretim Genel Muduru'nu cagirtir ve su direktifi verir:
"Yaver Bey'in yanindaki bu iki cocugun evrakini aliniz ve bu cocuklari
Haydarpasa Lisesi'ne parali yatili olarak kaydini yaptirip her ikisi
için de ucer yillik parali yatili makbuzlarinin 'Veli ve ödeyen hanesine
ATATURK'un ismini yazdirarak bana getiriniz." der.
Bakanin emri yerine getirilmistir. Abidin OZMEN de kisa bir mektup
yazarak Yaver Bey'le ATATURK'e yollar.
Mektubun icerigi söyledir.: "Muhterem ATATURK, Yaver bey'le gondermis
oldugunuz iki cocuk hakkinda emirlerinizi aldim. Ancak, arkasinda Turkiye
Cumhuriyeti'nin kurucusu ve Cumhurbaskani ATATURK gibi biri bulundugu
icin; bu iki cocugu fakir ve kimsesiz olarak kabul etmeme, hem
yasalarimiz, hem de mantigimiz izin vermedi. Bu nedenle her iki
cocugun da emirleriniz geregi Haydarpasa Lisesi'ne parali yatili olarak
kayitlarini yaptirdim. Cocuklarin ucer yillik okul taksitlerine ait
makbuzlari ekte takdim ediyorum..."
ATATURK bu mektup uzerine, devrin Basbakani Ismet Inonu'ye
telefon ederek: "Bak"demis,"Senin Milli Egitim Bakanin bana ne
yapti" diyerek olayi anlatmis. Inonu, Bakan'i adina özür dilemis.
ATATÜRK: "Yok!" demis "Özur dileme. Cok memnun oldum. Keske her devlet
adami bu medeni cesarete sahip olabilse ve doğruyu gosterebilse..."
Sayın öğretmenlerim sizlerden ;
Bu görev bilinci ile çalışan yöneticiler yetiştirmenizi istiyorum.
Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK bu büyük eserini gençlere emanet ederken onları yetiştirme görevini de öğretmenlere vermiştir. Diyorki Atatürk ‘’- Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır. Cumhuriyet sizden fikri hür vicdanı hür irfanı hür nesiller ister. O’ nu biz kurduk yüceltecek ve yaşatacak sizlersiniz.’’
Bu görev bizler için kutsal ve asla vazgeçilmez bir ilke olmaya devam edecektir. Anayasamızda ifadesini bulan laik , demokratik ,hukuk devleti ilkelerine sıkı sıkıya bağlı bir nesil yetiştirmek bizlerin en birinci görevidir.
Dün olduğu gibi bugünde Ülkemiz üzerinde oynanan iç ve dış odaklı yıkıcı ve bölücü faaliyetlerin bilincinde olmak Türk Öğretmeninin asıl görevlerindendir. Farkında olacaksınız ki bu tehlikelere karşı genç kuşakları daha bilinçli yetiştireceksiniz.
Atatürk ‘ün Gençliğe Hitabesindeki şartlar Cumhuriyetten öncede vardı , Cumhuriyetten sonrada olmuştur, bugünde, yarında olacaktır. Bize düşen görev bu oyunlara karşı uyanık olmak ve mücadele etmektir. Türkiye güçlü ve çok kıymetli değerlere sahip bir coğrafyada yer almakta , doğal kaynakları ile kendi kendisine yetebilen birkaç ülkeden biridir. Bu nedenle dünyanın kirli emellere sahip sermaye kesimleri arkasına aldığı devletlerin yönetimleri ile bizim zenginliklerimizi ellerine geçirmenin her türlü hesabını yapmakta , oyunlarını en cüretkar biçimde sergilemektedirler. Bu oyunlar bazen demokrasi getirme yalanları ile , bazen masum yardım örgütlerinin faaliyetleri ile , bazen de Birleşmiş Milletlerin değişik organlarında dayatmalar halinde kendini göstermektedir. Bu oyunları boşa çıkarmanın yolu öncelikle farkında olmaktan geçer. Farkında olabilmek içinse geçmişin tarih bilgisine sahip olmak , bu günün olaylarını takip etmek ve derinlemesine inceleyebilmek gereklidir. Bu nedenle öğretmenlerimizin çok okumaları gerekmektedir. Günlük gazetelerden tutunda sosyal ve siyasal olayları , makale ve yorumları , kitapları takip etmelisiniz. Araştırma yapmalı ve kendi yorumlarınızı paylaşmalısınız .
Bugün küçük menfaatleri ve geçmişin hırs ve intikam duyguları ile öğretmenlerimizi siyasi gruplaşmalara teşvik eden basiretsiz yöneticiler de olabilir. Sizler bu oyunlara gelmeyecek kadar sağ duyu sahibi ve bilinçli olmak zorundasınız.
Kendi menfaatleri uğruna Ülkesinin değerlerine hakaret edebilen , Düşmanlarımızla kapalı kapılar ardında yaptıkları anlaşmalarla sözde demokrasi ve insan hakları savunucusu kesilen sözde aydınlarımız dünyanın emperyalist güçlerinin kurdukları masum görünümlü örgütler tarafından iki tirilyonluk ödülle ödüllendirilebilirler. Sizlere düşen görev bu oyunların farkında olmak ve öğrencilerimizi bu tehlikelere karşı bilinçli yetiştirmektir.
ATATÜRK ‘ten bir anıyla devam etmek istiyorum.
Yil 1934, o donemde Milli Egitim Bakanligi Ulus'ta . Bakan ise
Nigdeli Abidin OZMEN'dir.Bakan, makaminda calismaktadir. Kapi calinir.
ATATÜRK'ün Yaverlerinden biri, yaninda iki cocukla makama girerler.
Yaver, Bakan Abidin OZMEN'e bir zarf uzatir.
ATATURK'ten gelen bir mektuptur bu.
Abidin OZMEN zarfi ozenle acar ve mektubu dikkatle okur:
"Yaver Bey'le, size iki fakir ve kimsesiz cocuk gonderiyorum.
Bu cocuklari, uygun goreceginiz, bir liseye (parasiz yatili olarak)
kaydini yaptirip..."
Bu, ATATURK'un bir emridir. Kesinlikle yerine getirilecektir. Bakan
Abidin OZMEN, Orta Ogretim Genel Muduru'nu cagirtir ve su direktifi verir:
"Yaver Bey'in yanindaki bu iki cocugun evrakini aliniz ve bu cocuklari
Haydarpasa Lisesi'ne parali yatili olarak kaydini yaptirip her ikisi
için de ucer yillik parali yatili makbuzlarinin 'Veli ve ödeyen hanesine
ATATURK'un ismini yazdirarak bana getiriniz." der.
Bakanin emri yerine getirilmistir. Abidin OZMEN de kisa bir mektup
yazarak Yaver Bey'le ATATURK'e yollar.
Mektubun icerigi söyledir.: "Muhterem ATATURK, Yaver bey'le gondermis
oldugunuz iki cocuk hakkinda emirlerinizi aldim. Ancak, arkasinda Turkiye
Cumhuriyeti'nin kurucusu ve Cumhurbaskani ATATURK gibi biri bulundugu
icin; bu iki cocugu fakir ve kimsesiz olarak kabul etmeme, hem
yasalarimiz, hem de mantigimiz izin vermedi. Bu nedenle her iki
cocugun da emirleriniz geregi Haydarpasa Lisesi'ne parali yatili olarak
kayitlarini yaptirdim. Cocuklarin ucer yillik okul taksitlerine ait
makbuzlari ekte takdim ediyorum..."
ATATURK bu mektup uzerine, devrin Basbakani Ismet Inonu'ye
telefon ederek: "Bak"demis,"Senin Milli Egitim Bakanin bana ne
yapti" diyerek olayi anlatmis. Inonu, Bakan'i adina özür dilemis.
ATATÜRK: "Yok!" demis "Özur dileme. Cok memnun oldum. Keske her devlet
adami bu medeni cesarete sahip olabilse ve doğruyu gosterebilse..."
Sayın öğretmenlerim sizlerden ;
Bu görev bilinci ile çalışan yöneticiler yetiştirmenizi istiyorum.
Bu Yazı Toplam 896 Defa Okunmuştur
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com