SÖMÜRECEK İŞÇİ VAR...
15 Subat 2016 08:38:52
Ereğli TSO Başkanı Yaşar Tetiker'in, Türk Metal Sendikası'nın OSB'de bazı işyerlerinde örgütlenme çabalarına muhalefeti yaşamını emeğiyle geçinerek sürdürenlerin kulaklarını hayli tırmalamış olmalı.
Yani bazı firmalar var, "Ya sendika benim işyerimde de örgütlenirse" kaygısıyla Ereğli'de yatırım yapmaktan vazgeçmişler.
Tetiker, "Örgütlenmek işçinin anayasal hakkı. Buna bir şey demek söz konusu olabilir mi? Biz sadece yatırımcı işini olgunlaştırsın, ondan sonra gelecekse yine bu arkadaşlar(Türk Metal) gelsin demek istiyoruz" diyor.
TSO'da düzenlenen basın toplantısında "Ereğli'de yatırım yapmaktan vazgeçen yatırımcı kim?" sorusuna Tetiker, "Eğer bilmek istiyorsanız özelde söylerim ama bunu buradan açıklayıp yatırımcıyı hedef haline getirmek doğru olmaz" minvalinde cevap verdi.
Yani TSO başkanının söylediği bunlar... İsteyen istediği gibi yorumlasın... Yine de emekçinin görüşünün ikinci plana atıldığı, yatırımcınınhem de ne pahasına olursa olsun ön plana çıkarıldığı bir bakış açısı bu.
"Gelin Ereğli'de sömürecek işçi var" demenin başka bir yolu...
***
Ereğli istihdam ve yatırım açısından güzel günlerden geçmiyor. Kamuoyunda "yılbaşından sonra kapanacak işyerleri" diye birtakım listeler konuşuluyor. Yatırımcıya sahiden ihtiyaç var. Adeta bur kurtuluş savaşı yürütecek günlerdeyiz...
Durum ne kadar kötü olursa olsun, her halükarda kuzuyu kurda teslim edelim demenin bir mantığı yok. Ereğli bir sanayi bölgesi, Ereğli OSB adı üstünde sanayi işçilerinin çoğunlukta olduğu bir yer. İş kazaları, mesleki tehlikelerinin karşısında birtakım sosyal güvencelerin konulması şart. Yahu ne diye anlatmaya çalışıyoruz ki?
İş demek, çalışmak demek zaten bu iş güvenliği-Sosyal güvence-Makul bir refah seviyesi demek değil mi?
İşveren gelecek, "Sendika olmasın" diyecek. "Tamam" diyecekler...
"Arsa ucuz olsun, mümkünse bedava olsun," diyecek cevap: "Eyvallah"
"ÇED raporu ile uğraşamayız. Bunu bir kitabına uydurun" diyen olacak. "Zaten hava kirli burada, çevre konusunu kim takar" denilecek.
"Asıl işi taşerona veririz, sesinizi çıkarmayın, yan işleri sosyal güvencesiz yarı zamanlı çalışanlara yaptırırız, sigortaları asgari ücretten yaparız, her yıl bir kere işçilerle sözleşme yenileriz ki tazminat yükü oluşmasın" falan diyecekler...
Nereye kadar "He" diyecekler?
TSO Başkanı Yaşar Tetiker ve TSO yönetiminin bu konudaki yaklaşımlarını bir daha gözden geçirmesi gerek.
***
Eğri oturup doğru konuşalım...
20. Yüzyılın önemli tarihçileri, tarihsel zaman öncesindeki kültürünü oluşturmaya başlayan dönem olan Neolitik çağda yaşayanlara "barbarlar" derdi. Ondan önceki paleolitik dönemde yaşayanlar ise "Vahşiler" olarak anılırdı.
Özellikle 12 Eylül 1980 sonrası Türkiye'de oluşturulmaya çalışılan kapitalizmin vahşet derecesi belki Paleolitik dönemden de önceki dönemlerle tarif edilebilir.
Vahşi kapitalizmin Bir üretim aracı olarak "Emek" deyip birim karşılık verdiği işçiler veya her türden çalışanlar kiminin evladı, kiminin babası, kiminin eşi, kiminin akrabasıdır... Bizim insanlarımız bunlar.
Örgütsüz işyerlerinde çalıştıklarında hepsinin çalışma güvencesi, iş sağlığı ve güvenliği gibi konular işverenin iki dudağı arasındadır. Tek tek hiç birinin kendi hakkını arayabilme yeteneği yoktur. "Ama.." diyecek olsa kendini işsizlik maaşı için İŞKUR önündeki kuyrukta buluverir.
O yüzden gelmek isteyen varsa gönüller sonuna dek açık olsun. Önlerine kırmızı halılar serilsin, havaalanlarına makam araçları tahsis edilerek gönderilsin. Ama kimse bir insan hakkı olan örgütlenme hakkından birilerinin ilçeye yatırım yapması için vazgeçilmesini istemesin.
Ereğli'de Türk Metal Sendikası hep tartışılmıştır. Tartışılacaktır da... Ancak Ereğli'nin kayıpları konuşulurken, ilçedeki en önemli ekonomik grubun grevli toplu sözleşmeli sendikal haklarını kullanabilen kesimler (ERDEMİR ve TTK) olduğu akıldan çıkmasın.
Türkiye'nin "Orta Gelir Tuzağı" denilen seviyelerde çakılıp kalmasının en önemli nedeninin çalışma hayatında örgütlenmenin yetersiz olduğuna yönelik uzman görüşleri de öyle...
Ereğli için ekonomik anlamda bir Kurtuluş Savaşı yürütülmeli gerçekten... Bu savaşın kazanılmasının yolu ilçedeki "Düzenli orduyu" kışlasında tutmaktan, başka bir deyişle "Gelin sömürecek işçi var" demekten geçmiyor olsa gerek.
Böyle "Vahşiden daha vahşi" bir tutumla gelecek olan hiç gelmesin...
ETİKETLER : Yazdır
Evet aynen size katılıyorum Bu bakış açısı aynen sömürülecek işçi var mantığıdır. Ben Yaşar beye sizin nezdiniz de sormak istiyorum Ereğli deki esnafın bütün derdi bitti de sadece örgütlenen yani iş güvencesi edinen yani sendikalaşan işçi mi kaldı.Ben 30 yıldır Ereğli de çalışan bir bir vatandaşım Yaşar bey'in bir kere esnafla bir araya gelip dertlerini dinlediğini bir sorunlarını çözdüğünü görmedim oturdukları yerden konuşup duruyorlar.Erdemir'in özelleştirilmesi esnasında eğer işçiler sendikalı olmasa idi hepsi kendini kapının önünde bulacaktı ve bu paraya çalış denecekti Yaşar bey o zaman görecekti Ereğli'nin halini sendi ... DEVAMI
- s.
- 1
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com