BUZ GİBİ SOĞUK BİR SESSİZLİK
25 Ocak 2016 08:52:31
Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, kent meydanının inşasının ardından
yerlerinden çıkmaya mecbur kalacak olan Halk Otobüsleri ve Köy dolmuşlarının ne
olacağına ilişkin belediyenin geliştirdiği projeksiyonları açıkladı.
Ereğli Pazaryeri esnafın hiçbirinin yeri değişmeden
rehabilite edilecek, Sakindere yolu çevresi rekreasyon alanı olarak
düzenlenecek, yarı kapalı haldeki Pazaryeri alanı yağmurdan, kardan tamamen korunacak. Balık halinin
bulunduğu bina yenilenecek. Pazaryerinin aydınlatılması ve sosyal donatıları
gerçekleştirilecek.
Buna göre Çilek Halk Otobüsleri şimdiki İnönü parkının
Devrim Bulvarı ve Sahil yönünde kalan iki bölümüne geliyor. Rahat hareket
edebilmeleri için otobüsler için çift şerit ayrılıyor, bu iki şeridi trafikten
ayırmak için zemin boyanıyor. Trafik ise tek şeritten akıyor.
Yıkılacak olan katlı otoparkın sakinleri olan köy dolmuşları
ise Göztepe köprüsünden başlayarak İnönü
parkının çaprazına kadar olan bölümde, Göztepe eteklerine bitişik yol kenarında
konuşlanacak. Köy dolmuşları aynı zamanda ofis yolu üzerinde de kalkış
noktalarına sahip olacak. Bekleme yapmaları gerekenler için de Cumartesi Pazarı
bölgesinde park yeri ayrılacak.
Pazaryeri düzenlemesi pazarcı esnafının isteğine uygun
şekilde düzenleniyor. Proje kapsamında esnafların "Benbizne olacağım"
kaygısına mahal bırakılmıyor.
Ancak diğer iki uygulamanın aynı etkiyi yaptığını söylemek
zor. Nitekim Başkan Uysal toplantıda köy dolmuşları projesi hakkında ne
düşündüklerini sorduğunda önce, buz gibi soğuk bir sessizlik oldu. Sonra da
alkış yerine hoşnutsuzluk ifade eden bir uğultu işitildi.
İnternette konuya ilişkin haberlere ve altına yazılan
yorumlara baktım. Memnuniyetsizlik sadece köy dolmuş şoförleriyle veya onların
birlikleriyle de sınırlı değil.
Belki öyle algılayan olabilir ama konunun belediyeye
yandaş-karşıt ilişkisiyle bağlantısı yok. Bu konulara getirilen çözümler
gerçekten muhataplarını, en azından köy dolmuşçularını tatmin etmiş gibi
görünmüyor. Şehirde yaşayan vatandaşlar da doğru çözüm bulunduğu kanaatinde
değil.
Öncelikle şehrin kapalı otopark binalarına ihtiyacı olduğu
öteden beri söyleniyor. Bazı yorumcular da bu konuyu dile getiriyor. Bazı
yorumcular da şehri güzelleştirmek için Kent meydanı yapılırken, yeni toplu taşıma
düzenlemesinin çirkin görüntülere yol açacağı görüşünde.
Mesela bir yorumcu (yazım hataları düzeltilmiş hali) şunu
yazmış:
"Başkanımız kent meydanına körü körüne gidiyor sanırım,
çarsı merkezinde zaten trafik sıkıntısı var. üstüne bir de dolmuşlar buradan
kalkacak demiş :) Katlı otoparkı da yıktın Göztepe köprüsü altına da köy otobüsleri
yol kenarına park edecek öylemi? Adam 1 saatlik
köyden gelmiş otobüsünü park edecek yer arayacak, yolcu karda yağmurda bekleyecek.
Kent meydanı yapıyorsun, şehre güzellik katsın diye... Kent meydanı civarına dolmuşları
park ettireceksin. Çetin Apatay'ı güzelleştireceğiz dediniz, oraya da köy arabaları park edecekmiş. Aklın mantığın
alıyor mu başkanım nasıl bir çirkin görüntü olacağını?"
Bunu yazan bir yorumcu...
Tepkiler böyle...
Tepkilerin kent meydanı inşasına muhalefet niteliği
taşımadığı ortada. Kent meydanı yapılmasın diye bir şey söyleyenin niyetinden
şüphe etmek de gerekir.
Başkan Uysal, toplantının sonunda oda başkanlarının
getireceği itirazların da dikkate alınacağı sözünü verdi. Umulur ki, esnaf ve
oda başkanları kendi sıkıntıların çözülmesini isterken, kentsel gereklilikleri
göz ardı etmezler.
Ereğli kent merkezinin bugünkü haliyle merkez konumunu uzun
süre devam ettirmesini beklemek güç. Kent meydanının gelen turistlere hava
atmak için yapılan basit bir iş veya yandaş müteahhitlere rant sağlamanın
kapısı olarak değil, bu kentin bir ihtiyacı, yapıldığı bölgedeki bazı
sorunların çözümü olarak tasarlandı. Ereğli'nin bu meydana ihtiyacı var.
Ancak belediyenin de bu hareket siyasal bir muhalefet
hareketi(ki meselenin bazı açılardan böyle görünümleri de olabilir) imiş
gibi refleks vermeden, muhataplarını anlamaya gayret ederek hareket etmesinde
yarar var. Mutsuz insanların yaşadığı
bir kent haline gelmeyi kimse istemez.
Konuşulursa bugün konuşulmalı... İş işten geçtikten sonra konuşmanın manası yok.
Konuşmak için değil, anlaşmak, kent için en iyisini bulmak için konuşmak gerek.
Zaten (Esnaf olsun, belediye olsun) muhatabını anlamamakta
ayak direyenlerin, kendilerinin anlaşılmasını istemeye ne kadar hakkı olur ki?
ETİKETLER : Yazdır
tebrikler güzel bir uslüp ile konuyu tarafsız bir şekilde yorumlamışsınız. ancak burada sadece oda temsilcilerin değil mimar mühendisler ile sivil toplum örgütlerin yetkilileri ile de bir temas kurulmalı. yoksa ben yaptım bitti ile giderseniz yine buz kesilirsiniz
- s.
- 1
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com