GAYRIMEŞRU VE BİLİMSEL
16 Aralik 2015 09:37:52
İnsanlık tarihinin en eski meslekleri arasında yer alan dolandırıcılığın ulaştığı noktaya parmak ısırmamak elde değil. Dolandırıcılar mesleklerinde ilerlerken, onlara yem olmak istemeyenlerin debu da vatandaş olarak hepimiz oluyoruzaynı ölçüde donanımlı olması zaruret halini aldı.
Yasadışılık ayrı bir tarihin konusudur. Örnekle izah etmek gerekirse eskiden kendi koydukları dışında kanun tanımayan mahalle kabadayılarına sempati duyulduğuna yönelik basmakalıp bir inanış vardır.
Bu kabadayılar sözde korudukları mahalleler tarafından sözde öyle sevilirmiş ki Yandım Ali, Ustura Kemal gibi ikonik karakterlere temel oluşturmaları şaşırtıcı görülmemeli. Popüler kültürde yer aldığı hali ister istemez cazibeli kılınsa da, bu gibi kabadayılar dönemin karakollarının kavga suçlarının gediklisiydi. Yani yasadışı, kulağı kesik tiplerle iş gören kanun tanımaz insanlardı.
"Korudukları" mahallenin halkına sorsanız muhtemelen yürekleri başka söylerdi dilleri başka. "Efendiden, babayiğit adamdır" demese kabadayının hışmına uğrama riski var. İşte bu kabadayıları bugünün ikonlarına dönüştüren mahallelinin bu korkusudur.
Mahallelinin korkusunu sömürerek kendilerine iktidar alanı oluşturan bu kabadayılar hırsızlık, kapkaç, dolandırıcılık gibi suçların zanlılarını kaçamak çalışmalarından ötürü küçümsermiş.
Sanki kendi yaptıkları bir bakıma dolandırıcılık değilmiş gibi...
***
Yakın dönem tarihimizin en önemli dolandırıcısı Sülün Osman'dır. O da arkasındanen azından kurbanları tarafından--hayırla yad edilmeyen karakterler arasında önemli bir yer işgal eder.
Asıl adı Osman Ziya Sülün olan bu gayrımeşru meslek erbabı Fatih'te kiraladığı evin sahibini dolandırarak işe başlamış.
20. yüzyılın ortalarında "Şehir hatları vapuruna kaz gibi", "Haydarpaşa Garına yanaşan banliyö trenine öküz gibi bakan" köyden şehre inmeye başlayan taze zenginlere sattıkları arasında Galata Kulesi, Saat Kuleleri, Şehir Hatları Vapurları, Beyoğlu'ndaki Tramvay gibi birçok şeyi satma becerisini göstermiş önemli bir meslek büyüğüne dönüşmüştür.
Son işinde Galata Köprüsü'nü satmak üzereyken şans eseri yakalandı. Tahliyesinin ardından ortalıktan kayboldu. Ölümüne ilişkin söylenenlerin hepsi rivayetten ibaret. 1984 yılında Beyoğlu'nda kaldığı otelde ölüp kimsesizler mezarlığına gömüldüğü öne sürülür.
Sülün Osman'dan her laf açıldığında, konu "Ya memlekette salak tükenir mi?" noktasına dayanır ki üstadın başarısı muhtemelen bu cümleye dayanıyordu.
Yani "Ben o kadar salak değilim" özgüvenine ve sahiden de memlekette böyle şeyleri yutmaya meyilli yurttaşların sayısının fazlalığına...
***
Bugün, artık bu işlerde bilgisayar, cep telefonu ve telsiz gibi elektronik aletler önemli yer tutuyor. Bilgisayar kullanıp da yan tarafta gözüken içeriklerden birinin çekiciliğine kapılmamış insan neredeyse yoktur.
Aklı başında kabul edilen bir tanıdık, Afrika'dan İngilizce olarak kendisine merhum kocasından miras kalan parayı Türkiye'ye nakletmesi karşılığında kendisine külliyatlı bir para ödeyeceğini ifade eden bir dula cevap yazmak istediğini söylediğinde bu işin öyle sanıldığı gibi "Memleketteki salaklar" kavramına sığmayacağı ortaya çıkmış oldu. Ünlü bir diyetisyen profesör de aynı tongaya basmamış mıydı?
Ereğli Emniyet Müdürlüğü'nün açıklaması bu konuda ayrıntılar veriyor.
Dolandırıcılar telefonda kendilerini polis, asker, savcı vb tanıtarak, banka hesabının teröristler tarafından boşaltılacağını söylüyor. Bu arada arkadan telsiz sesleri, amirim şöyle nidaları da geliyor elbette. İlk hamlede kimliğinin kabul edilmesini sağladığı anda yem ağa takılmış oluyor. Kurban gerçeği anlayana kadar hem kendini kurtardığını, hem de güvenlik güçlerine yardımcı olduğunu düşünüyor.
Ayrıca telefonlar "Hediye kazandınız", "Kontör kazandınız", "Geçen yıl ücretsiz hizmetten yararlandınız devamı için arıyorum" deyip sonra da "Vazgeçmek için cayma faturası düzenliyorum" gibi gerekçelerde aranıp duruluyor.
Yolda 'falancanın hastalığı için dergi satıyorum" diyen halim selim görünüşlü gençlerle karşılaşmayan var mıdır?
Bunlara karşı uyanık olmakta yarar var.
Yandı gülüm keten helva demeden...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com