Otomobille motosiklet çarpıştı!
  Şüpheli Ölüm!..
  “Bir tanem yağmurlarda sana ağlıyor…”
  Cinayet zanlısı:”Babamı çağırın, o beni kurtarır!.."
  CİNAYET... CİNAYET...
  Kavga... Kavga: Bakın ne kavgası?
  Depremden kurtulmuştu..
  Garaj yangınında araçlar küle döndü!
  Servise binip okula gidecekti!!!
  Silahlı Kavga: Can Kaybı!!!
01 Nisan 2023 Cumartesi
Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
logo
  •  
    •  » GÜNCEL
    •  » KÜLTÜR
    •  » SİVİL TOPLUM
    •  » KULİS HABER
    •  » YEMEK
    •  » DİN VE MEZHEPLER
    •  » EREĞLİ TARİHİ
    •  » FOTO GALERİ
    •  » VİDEO GALERİ
    •  » YAZARLARIMIZ
    •  » RÖPORTAJ
    •  » SİNEMA
    •  » TEKNOLOJİ
    •  » DİYALOG
  • SİYASET
  • AKÇAKOCA
  • EKONOMİ
  • GÜNDEM
  • ASAYİŞ
  • YAŞAM
  • SAĞLIK
  • MEDYA
  • SPOR
  • EĞİTİM
Dünyadaki İnsanların Atası Türkler, Dillerin Anası Türkçedir

Dünyadaki İnsanların Atası Türkler, Dillerin Anası Türkçedir
07 Subat 2011 11:25:02

Yazar : Harun KARA

  • Whatsapp ta Paylaş
ATATÜRK’ÜN GÜNEŞ DİL TEORİSİ

Ön yargılı olmadan önce ATATÜRK’ün desteklediği “GÜNEŞ DİL TEORİSİ” ve sonrada Amerikalı yazarın yazdığı yeni eseri “EY DÜNYA İNSANLARI HEPİNİZ TÜRKSÜNÜZ” Okuyunuz. Amerikalının kitabının “GÜNEŞ DİL TEORİSİNİ” nasıl doğruladığını hayretler içinde göreceksiniz. Elbette DÜNYA ÜLKELERİ-ATATÜRK-TÜRK-TÜRKÇE düşmanları “GÜNEŞ DİL TEORİSİNİ “kabul etmez. Amerikalı araştırmacı-yazarın bu yazın çıkan kitabı “EY DÜNYA İNSANLARI HEPİNİZ TÜRKSÜNÜZ” kitabını okuduktan sonra dilbilimcilerin, tarihçilerin,yazarların kin-nefret dolu, söyleyecekleri sözleri,yazacakları yazıları var mı? Bu iki eserin içeriğini kısaca aşağıda sizlere sundum.

GÜNEŞ DİL TEORİSİ:

Güneş dil teorisi, 1930'lu yıllarda Mustafa Kemal Atatürk tarafından desteklenen ve bizzat geliştirilen dil teorisidir..

Teorinin ana fikri, Türk dilinin dünyada esas bir dil olduğu ve dünya dillerindeki birçok kelimenin de Türkçe'den türediğiydi. Güneş Dil Teorisinin tarih içerisinde oynadığı rol, Atatürk devrimlerinin ideolojik hattını anlamak açısından önemlidir. Ümmetten millete geçme aşamasında olan ve Batı karşısında kendisini ezik hisseden Türk milletine özgüven aşılanmak istenmiştir. Atatürk Devrimleri'nin yıktığı düzenle ve Avrupa merkezci tarih teorileriyle hesaplaşma çabası olarak değerlendirilmektedir. Teori, bilimsel ve siyasi nedenlerle desteklenmiştir.

Güneş Dil Teorisi, bütün dillerin Türkçeden geldiğini ileri süren dilbilimciler, 1930'lu yıllarda Mustafa Kemal Atatürk tarafından desteklendi ve bizzat geliştirildi, ancak Atatürk öldükten sonra dış baskılarla dilbilimciler tarafından kabul görmedi ve kısa sürede önemini yitirdi. Atatürk'ün 1938 yılında vefatının ardından İbrahim Necmi Dilmen, Ankara Üniversitesindeki Güneş-Dil Teorisi ile ilgili derslerine son verdi. Öğrencileri bunun sebebini sorduklarında; "Güneş öldükten sonra onun teorisi nasıl hayatta kalabilirdi." diye cevap vermişti.

Güneş Dil Teorisi, temel olarak dünyadaki bütün dillerin “güneş” sözcüğünden başlayarak oluştuğunu kabul eder. Bu teoriye göre, bütün dünya toplumları için Güneş, çok önemlidir. Çünkü Güneş, “ısıtma, ışıtma ve yükselme” özellikleriyle, bütün toplumların nazarında değerli ve yüce görülmüştür. Isıtma özelliği, ateş, duygu, heyecan ve sevgi; ışıtma özelliği, aydınlık, zeka, parlaklık ve güzellik; yükselme özelliği ise, esas, sahip, efendi, çokluk ve güç olarak kabul edilmiştir. Isısının insanların yaşamlarını devam ettirmesini sağlaması, ışığının yol gösterici olması, insanların yiyeceklerini güneş sayesinde bulmaları nedeniyle, insanların Güneş'e bu kadar önem vermeleri, onu bir şekilde ifade etme isteğini doğurmuştur. Bunu da en kolay ifade edilebilen “A” sesiyle dillendirmiştir. İlk bilinçli ses olan “A” sesinin yanında, sanki bir “Ğ” sesi de varmış gibi görünmektedir. Ömer Asım Aksoy’a göre yalnızca bu bile, fonetik olarak bu sözcüğün Türkçe kökenli olduğunu göstermeye yeterlidir; çünkü “Ğ” sesi, yalnızca Türkler‘de bulunmaktadır.

Teori

İnsanlar, düşünce bakımından gelişme çağına erince çevrelerinde en önemli varlık olarak Güneş'i gördüler. O, her şeyin kaynağı idi. Isıtıyor, aydınlatıyor, türlü kuvvetlere ve kavramlara kaynak oluyordu. Zaman, uzaklık yükseklik, büyüklük, renk… ondan geliyordu. Bu kavramları anlatmak için Güneş'i anlatmak yetecekti. Acaba Güneş'i hangi sesle anlattılar ? İnsanın en kolay çıkardığı, -dile, dişlere, dudaklara ve ağza hiçbir özel biçim vermeyi gerektirmeyen (A) sesidir.

Bu ses, uzunca söylenirse “ağ” olur. Bundan ilk konsonun da “ğ” olduğu anlaşılır. Demek ki ilk sözcük “ağ” dır.

“a” sesi, zamanla “e,ı,i,o,ö,u,ü” de olmuştur. Bu da güneşin adıdır ve güneş kavramı içinde bulunan “Tanrı, büyüklük, yükseklik, kuvvet, çokluk, aydınlık, parlaklık, sıcaklık, ateş, hareket, uzunluk, zaman, yer, büyüme, canlılık, ruh, renk, su…” anlamlarına gelir.

Bugün kullandığımız sözcükler ana kök olan “ağ” ile buna eklenmiş parçalardan meydana gelmiştir. Bu eklerde her ses, köke ayrı bir anlam katar. Örneğin :

M: Mülkiyeti, en yakın alanı

N: M’ye bitişik olan çevreyi

C, Ç, J, S, Ş, Z: Uzak alanı

L: Bilinmezliğe kadar yayılan bir genişliği

D,T: Yapıcılığı ve yapılmış olmayı

R: Gerçekleşmeyi, hareketin sınırlı bir alanda kalışını

K: Anlamın tamamlandığını, adlandırıldığını belirtir.

Bu temel bilgilere göre “durmak” sözcüğü şu şekilde öğelerine ayrılarak anlam alır :

Uğ + ud + ur + um + ak

İlk parça, ana köktür. Bu kökte temel kavram, “hareket”tir. Ekler, köke ulandıkça temel kavram birtakım anlamlarla tamamlanır :

Uğud: Hareketin yapılmasıdır.

Uğudur: yapılan hareketin sınırlı bir alanda kalmasıdır.

Uğudurum: sınırlı alanda kalan hareketin temel kavrama mal olmasıdır.

Uğudurumak = durmak: temel kavramın malı olan hareketsizliğin adıdır.

“A” sesinden sonra gelen “Ğ” sesinin yerine, “Y, G, K, H, U, B, M, P, T” sesleri de kullanılabilmektedir. Bunları 8 sesli harfle birleştirdiğimizde 72 tane kök oluşturulur. Bunlara da “birinci dereceden prensi bal kökler” denir. Belirtilen harflerin dışındaki sessiz harflerle 8 ünlünün birleştirilmesinden ise 88 kök oluşur. Bunlara da “ikinci dereceden prensibal kökler” denir. böylece Türkçe'nin 168 tane ana kökü meydana getirilmiş olmaktadır. Bu ana köklerden hareketle, güneş sözcüğünün Türkçe kökenli olduğu kanıtlanmaya çalışılmaktadır. Arapça'daki “şems” sözcüğünün de “güneş” sözcüğündeki seslerin yer değiştirmesiyle oluştuğu kabul edilmektedir. Ayrıca bazı adların da Türkçe kökenli olduğu, “Amazon” sözcüğünün “amma uzun” ifadesinden oluştuğu veya “Niyagara” adının “ne yaygara” ifadesinden oluştuğu gibi örnekler verilerek kanıtlanmaya çalışılmıştır.

Sonuç olarak;

Bu teori, dünyanın en eski dilinin Türkçe olduğunu ortaya koyar.. Yapılan çalışmalar sonucunda, Türkçe’nin insanoğlunun konuşmaya başladığı en eski dil olduğu ve son derece düzenli olduğu için bütün dillerin anası konumunda olduğu kabul edilmiştir. Zaten bugün yapılan araştırmalar da, Türkçe'nin en eski yazılı kaynaklara sahip dil olduğunu ortaya koymuştur. Güneş Dil Teorisi çalışmaları çok sağlam kaynaklara dayanılarak oluşturulmamış olabilir; fakat Türkçeleştirme çalışmalarının daha sistemli ve bilinçli olarak yapılmasında büyük rol oynamıştır

ATATÜRK’ÜN GÜNEŞ DİLİ TEORİSİNE KARŞI GELEN ; TÜRKİYE’DE VE DÜNYADA Kİ ATATÜRK, TÜRK, TÜRKÇE DÜŞMANLARI AMERİKALI YAZARIN BU KİTABINI MUTLAKA OKUSUNLAR.

Belki yazdıklarından, çizdiklerinden,söylediklerinden utanırlar. Araştırmadan,okumadan konuşmazlar ve yazmazlar. EY DÜNYA İNSANLARI HEPİNİZ TÜRKSÜNÜZ.!

Yazarın Kitabında ki açıklamalar da gösteriyor ki ATATÜRK ‘ÜN DESTEKLEDİĞİ “GÜNEŞ DİL TEORİSİ’Nİ” Doğruluyor. Bu gerçeklerin ışığı altında bütün dil bilimcilerin ve tarihçilerin yeniden düşünmesi ve tarihi araştırmalarını yapmaları gerekmektedir.

Tüm Dünyanın Atası Türkler;

Bu tezin sahibi çılgın bir Türk değil, Amerikalı araştırmacı Gene D. Matlock.

Konferans vermek üzere Türkiyeye gelen Amerikalı araştırmacı yazar Gene D. Matlock, AKŞAM dan Mine Akverdi’ye konuştu. Matlock, Ey Dünya İnsanları Hepiniz Türksünüz adlı kitabında din, dil, tarih ve kültür odaklı pek çok kaynak aracılığıyla tezine çarpıcı kanıtlar da sunuyor.

Kadim Türkler, tüm insanların ataları olabilir mi? Maya ve Azteklerden Kızılderililere, Ruslardan Hintlilere, Araplardan İngiliz, İtalyan ve Kuzey Avrupalılara hepsinin kökenlerinin Türk olduğu söylense inanır mısınız? Peki, acaba Hz.. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa, Hz. Muhammed ve Buda da Türk müydü? Tüm dinler Kadim Türklerin "Tengri" dininden mi tür edi?

Bunlar kafa karıştıran ama bir o kadar da merak uyandıran, cevaplaması zor sorular. Ancak bir araştırmacı bu soruların hepsine evet cevabını veriyor. Ve iddiasının doğruluğuna dair kanıtları da Ey Dünya İnsanları Hepiniz Türksünüz adlı kitabında önümüze sunuyor. İşin ilginç yanı, bu tezin sahibi Türk değil, bir Amerikalı: Gene D. Matlock.

Temmuz ayında Hermes Yayınları tarafından Türkçe olarak basılan Ey Dünya İnsanları Hepiniz Türksünüz / Kayıp Bir Uygarlığın Sırları Dünyayı Nasıl Değiştirebilir adlı kitabında Gene D. Matlock ilk insanların Türklerle başlayıp daha sonra dünyaya dağıldığını, ilk konuşulan dilin Türkçe olduğunu, bilimin, felsefe ve dinin yine Türklerden doğduğunu söylüyor. 65 yıldır Meksikada yaşayan ve hem Hıristiyanlığın kökenleri hem de Meksi kadaki Amerikan yerlilerinin kökenleri üzerine uzun yıllar boyunca araştırmalar yapan Matlockun dini kitaplar, mitolojiler, kültür, gelenekler ve özellikle de dil biliminin ışığında elde ettiği ipuçların ı birleştirerek sunduğu kanıtlar da hayli şaşırtıcı. 81 yaşındaki Matlock ile bir konferans vermek için geldiği İstanbulda buluştuk ve çarpıcı iddiası üzerine konuştuk..



Dünyadaki tüm insanların Türklerden geldiğini söylüyorsunuz. Sizi bu konuda bir araştırma yapmaya yönelten şey neydi?



Yıllar önce İsraillilerin Filistinlilere yaptığı kötü muamele sebebiyle çok üzülmüştüm ve bu insanların bir türlü paylaşamadığı kutsal toprakların tarihi ve buradaki dinlerin kökenleri üzerine araştırmalar yapmaya başladım. Bu araştırmalarımı bir yandan da yazıyordum. Araştırma ilerledikçe her şey beni önce Hindistana, daha da derinleştiğindeyse Hindistanın kuzeyine götürdü. Elimi neye atsam önünde sonunda her şeyin kaynağı olar ak karşıma Türkler ve coğrafya olarak da Türkiye ve Orta Asya çıkıyordu. Zira dikkatle incelediğimde Eski Ahit (Kitab-ı Mukaddesin ilk bölümünü oluşturan, Tevrat ve Zeburu da kapsayan 39 kitap) ve İncilde İsrailden bahsedilmediğini gördüm. Ku tsal kitaplarda bahsedilenler aslında Türkiye ile bağdaşıyordu. Nuhun Gemisi efsanesi, Büyük Tufan... hepsinin kökeni Türkiye ve Türklere dayanıyordu. Bu da bana şunu gösteriyordu: İnsanlığın başladığı yer Türkiye idi. Biz insanlar tüm uygarlığın atası olarak Sümer, Yunanistan, Mısır ve Çini görmeye yanlış bir şekilde şartlanmışız.

İNSANLIK TÜRKİYEDEN BAŞLADI

Peki, nasıl oluyor da Türkler tüm insanlığın atası oluyor?

Birkaç bin yıl önce Kuzey Kutup bölgesinde bir cennette, bolluk içinde yaşayan ileri derecede uygarlaşmış bir halk vardı... Dünyadaki bütün dinler hangi ulusa ait olursa olsun insanlığın beş kökensel ırkı olduğunu söyler. Bu beş ır ka Kurus, Krishti ya da Krishtaya deniliyordu. Yaşadıkları yere ise Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta Aden denir. Hindular buraya Uttura Kuru adını verir. Eski Yunan tarihçileri ve mitolojisi ise buraya Hiperborea olarak göndermede bulunur. Tibetli Budistlar ise Khedar Hand (Tanrı Şivanın ülkesi) ve Şambala der. Aynı zamanda buraya Tanrı Şivanın toprakları anlamında Sivariya ve Sibirya da denmektedir. Yeni ilk insanların yaşadığı cennet bahçesi Sibirya bozkırlarıdır. Buradaki ilk insan olan Adem (İngilizcedeki yazılışıyla Adam) Türk dilinde insanoğlu anlamında kullanılır. Nitekim buradaki yüksek zeka ve uygarlığa sahip ari ırk (aryan) Türktür. Türklerin kendilerinden Kıpçaklar, Kurular ya da Aryanlar diye bahsetmesi de bunun kanıtıdır. Ancak pek çok farklı din ve mitolojide geçtiği üzere bu insanlar lanetlenip bir doğal felaket yaşar, dünya ekseninde meydana gelen ani bir sapma ile yaşadıkları yer donmuş, büyük seller olmuştur. Şimdi adına Türkler dediğimiz Kurular güneye , Orta Asyaya kaçmak zorunda kalmıştır. Bu anlatılan Büyük Tufandı. Nuh ve insanlığın soyunu devam ettiren oğulları da işte bu kökenden geldi yani Türktü. Nuhun gemisinin karaya oturduğu Ararat Dağının Türkiyedeki Ağrı Dağı olduğu inancı da bunu kanıtlıyor. Böylece Türk soyundan gelen insanlık Türki yeye ve aşağıya Mezopotamya ve Hindistana dağıldı. Dolayısıyla Sümerler, Hititler, Iraklılar, Kürtler, Hintliler, Mısırlılar hepsi aslında Türktü. Kuzey Kutbundan aşağı inerek Kuzey Avrupaya İsveç, Finlandiya, İngiltereye ve tüm dünyaya yayıldılar. Bugün herkes kendi neslinin izlerini Türklere dek sürebilir.



Buna kanıt olarak neleri gösterebiliyorsunuz?

Dünyanın her köşesinde kullanılan dilden inançlara ve tanrı isimlerine kadar her şeyin dil olarak aynı kökenden geldiğini görebilirsiniz. Bu tüm dinlerin, dillerin de tek bir kaynaktan çıktığını gösteriyor: Türklerden İngiltereden, Finlandiyaya insan isimlerind en yer isimlerine Türkçe kökenli kelimelere rastlayabilirsiniz. Finlandiyada Kırkpınar diye bir yer var Urdu dilinde binlerce Türkçe kelime var. Hintlilerin Kutsal Kitabı Mahabharata aslında Türklerin tarihlerini anlatıyor. Yunanlıların büyük tanrısı Zeusun ismi de Türkçe. Kudüs, İsa gibi kelimelerin kökeni de aslında Türkçe ve dahası bu bah sedilen yerler de aslında İsrailde değil Türkiyede İsa da bu topraklarda yaşadı. Öte yandan yakın tarihte Keltlerin (İrlandalılar, Galiler, İskoçyalılar) DNAsı incelendi ve Altaydan geldikleri kanıtlandı. Vikingler, Finikeliler ve İtalyanın Roma İmparatorluğundan yıllar önce burada yaşayan ve Romanın kurucuları sayılan yerli halkı Etrüskler de Türktür. Estrüsklerin DNAlarının Türklerinkiyle yüzde 97 aynı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Amerikadaki Kızılderililerin de Türk olduğu sıkça dile getirilen bir iddiadır....

Evet, Kızılderililer Türktür, bunu kendileri de söyler. Kültür ve geleneklerindeki benzerlik aşikar. Özellikle Amerikada Türk soyundan geldiğini söyleyen Meluncanlardan olan Cherokeeler Türkiye ile bugün çok yakın ilişkiler içindedir.

Bu iddialarınızı dünyanın pek çok yerinde dile getiriyorsunuz. Peki, nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Önceleri herkes bana gülmüştü ama şimdi durum değişiyor. Amerikanın yerli halkları, Kı zılderililer, Meksikalılar bu teze çok pozitif tepki veriyor. Çoğu kabul de ediyor. Ancak ABDdeki Amerikalıların veya İngilizlerin pek hoşuna gitmiyor.

Dünya bunu kabul etse ne olur sizce?

Hepimizin kardeş olduğuna inanmak insanlığın sahip olduğu tüm sorunlar ve huzursuzluk çözüme ulaşır. Dünya daha iyi bir yer olur.

Amerikayı İspanyollar değil, Türkler keşfetti

Amerika kıtasındaki pek çok yer ismi aslında Türkçe kökenli. Meksikadaki Teotihuacan kalıntıları aslında Türkçe olan Tea (tanrı )+ Tiwa (Bir Türk boyu olan Tuvaların bugün bir cumhuriyeti de vardır) + Han (krallık anlamına gelen Türkçe kelime) kelimelerinden türemiştir. Perudaki Karal kalıntılarındaki piramitler Mısırdakilerden daha eskidir ve Türkçede hükümdar anlamına gelen kral kelimesinden türemiştir. Meksikada bugün de Türkçe kökenli birçok kelime kullanılıyor. Örneğin dağ/tepelere Meksikada tepek deniliyor Atatepek, Çapultepek isminde şehirler bulunuyor. Havasu diye bir yer bile var. İspanyollar Meksikaya ilk geldiklerinde Azteklere hangi tanrıya inandıklarını sorduğunda onlar İnana cevabını vermişti. Bu Antik Sümerde de bir tanrıçanın adı. Yani Sümerler ile Aztekler aradaki onca mesafeye, okyanusa rağmen aynı adlı tanrıya inanıyor. Dahası Meksikalılar da Hintliler de Türkleri aynı kelimeyle Karaskus diye adlandırıyordu. Demek ki Amerika’yı İspanyollar değil, önce Türkler keşfetmişti. Sonuçta bunlar gibi sayısız örnek şunu gösteriyor: Dünyanın her köşesindeki bütün uygarlıklar Orta Asya’dan geçmiş ve her yerde ortak olarak karşımıza çıkan din, dil, kültür ve inanışları buradan tüm dünyaya taşımıştır.

“Güneş dili” ve Amerikalı yazarın “Ey Dünya İnsanları Hepiniz Türksünüz” bu iki kitabı mutlaka okuyun. ATATÜRK’ ün ne kadar haklı olduğunu ve bir dahi olduğunu göreceksiniz.

DÜNYADA Kİ İNSANLAR TÜRKLERDEN KOPARAK; SONRADAN DİNİNİ- KÜLTÜRÜNÜ VE DİLİNİ DEĞİŞTİRMİŞLERDİR HARUN KARA
Bu Yazı Toplam 5967 Defa Okunmuştur

ETİKETLER : Yazdır

      Yorumlar
    Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.

     Yorumlar ( 3 )

    Ali Manav
    4 ay önce

    Yorum ekleyen arkadaşlar az kafanızı kullanın! Asya in bağrından kopmuş gelmiş bir milletin diline 90 yıllık diyenden daha cahili olamaz! Dil tarih profesörleri dahi dilimizi kabul ederken Arapçadan eski olduğunu iddia ederlerken onlar deli sizmi akillisiniz?

     Beğen

    At kafadan bilgi
    2 yıl önce

    Gerçekten siz bu yazdıklarınıza inanıyor musunuz??? Yoksa siz bizimle alay mı ediyorsunuz....Ya hayret... ya pes resmen çocuk kandırıyorsunuz...aynen Nasrettin hoca nın fıkrası gibi....

     Beğen

    Zara
    2 yıl önce

    Atatürk,e saygım sonsuz ama turkcenin geçmişi ve turkiyede konuşulan türkçenin geçmişi 90 yılı geçmiyor.... farsca ingilizce kürtçe dunya dillerinin analari sayilan dillerdir... saygilar.... bilgi ayrı bir şey irkcilik ayri bir şey bilgide yapmayin bari

     Beğen

    • s.
    • 1

     Diğer Yazıları


    • HER GÜN YASİN OKU YASİN...
      21-07-2014 | 12 : 53 01
    • Dünyadaki İlk Buluşları; Türk Bilim Adamları Yapmıştır
      28-02-2011 | 12 : 11 03
    • ÖĞRETMENİM , HAKKINI NASIL ÖDERİM !
      23-11-2018 | 17 : 05 03
    • Yılbaşı Kutlamalarının Tarihi Gerçeği
      28-12-2010 | 11 : 38 14
    • TÜRKLER'DE YILBAŞI KUTLAMALARI:
      27-12-2012 | 18 : 01 01
    • ATATÜRK OLMASAYDI!..
      06-02-2012 | 15 : 45 11
    • NAYLONLARIN-PLASTİKLERİN İNSAN SAĞLIĞINA ZARARLARI
      14-11-2011 | 09 : 24 49
    • TOPLUMDA TÜRK POLİSİNİN YERİ VE ÖNEMİ
      08-04-2013 | 10 : 25 27
    • ANNE-BABA SEVGİSİ
      07-05-2012 | 08 : 30 36
    • BU VATANI BÖLDÜRTMEYİZ !
      07-03-2018 | 22 : 59 18
    • Kitapların Dili ve Hayatımızdaki Önemi
      06-12-2010 | 12 : 25 00
    • Atatürke Atılan Çirkin İftiralar
      03-11-2010 | 09 : 35 00
    Tüm Yazıları

     Köşe Yazarlarımız


    • doğan yıldıztan
      Geçmiş olsun…
    • UĞUR DEMİROĞLU
      BİR ŞEHİR EFSANESİ! KDZ. EREĞLİ İL OLMALI.
    • Hasan Vehbi Ersoy
      DEİZM-TEİZM-ATEİZM-PANTEİZM’E BAKIŞ
    • Semih ÇOLAK
      YORGAN NİYE ZAYİ OLDU?
    • Konuk Yazar
      Temiz enerji ve gelecek mücadelesi
    • Uğuralp CİVELEK
      “Bu bir suç duyurusudur”
    • Özkan Doğan
      YEREL RADYO VE REKLAM
    • Şenol AZMAN
      “Aman doktor, yaman doktor. Derdime bir çare!” – 2-
    • Merve KIRAN
      KİLO KONTROLÜNDE KİLİT NOKTA: ARA ÖĞÜNLER
    • Özge CERRAH
      ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR...
    • İsmail DEMİREL
      15 MAYIS 2023 SABAHI TÜRKİYE
    • Harun KARA
      ÖĞRETMENİM , HAKKINI NASIL ÖDERİM !
    • Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      SEVGİ ASLA YETMEZ!
    • Dilek Şen Karakaya
      KAYIP-YAS SÜRECİ
    • Hamdi Güner
      DÜNYASI İÇİN DÜRÜST OLARAK ÇALIŞAN MÜSLÜMAN AHİRETİNİ DE MAMUR EDER
    • Hüseyin Aksakal
      HAVADAN SUDAN…
    • Elif Yapıcı
      ECHO İLE NARCİSSUS’ UN ACI VEREN HİKÂYESİ
    • Durul Mert M.A Ed.
      İNSANLARIN EN BÜYÜK ARZUSU MUTLULUK AMA NASIL MUTLU OLABİLİRİZ?
    • Kudret Yavuz Eren
      Çocuğunuz her şeyi unutuyor mu?

     Çok Okunan Köşe Yazıları


    • BUGÜN
    • BU HAFTA
    • BU AY

    » Henüz BUGÜN Yazı Görünmüyor
    • İsmail DEMİREL
      15 MAYIS 2023 SABAHI TÜRKİYE
    • İsmail DEMİREL
      YOL HARİTASININ 4.MADDESİ NE ANLAMA GELİYOR?
    • İsmail DEMİREL
      SEÇİM DÖNEMİ ÖĞRETMEN ATAMALARI
    • İsmail DEMİREL
      15 MAYIS 2023 SABAHI TÜRKİYE
    Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
             

    © degisimmedya.com

     İletişim Bilgileri
     Künye
    İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın
    Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
    •   ASAYİŞ
    •   EĞİTİM
    •   GÜNCEL
    •   KÜLTÜR
    •   KULİS HABER
    •   SİNEMA
    •   TEKNOLOJİ
    •   TÜRKİYE
    •   DÜNYA
    •   FOTO GALERİ
    •   VİDEO GALERİ
    •   YAZARLARIMIZ
    •   GÜNÜN HABERLERİ
    •   Arşiv
    Tel : 0 372 322 27 30

    E-posta: info@degisimmedya.com