Büyük kavga… Çok sayıda ekip sevk edildi…
  Ağaçtan düştü…
  Feci kazada 2 kişi öldü!
  Başkan Ünlüer ve Yönetimi de katıldı
  İşçi servisine çarptı!
  Kontrolden çıkınca!.....
  FRENİ PATLAYINCA!.......
  Feci kaza…
  Refüje çıktı!....
  Talihsiz genç ölü bulundu
20 Aralık 2025 Cumartesi
Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
logo
  •  
    •  » GÜNCEL
    •  » KÜLTÜR
    •  » SİVİL TOPLUM
    •  » KULİS HABER
    •  » YEMEK
    •  » DİN VE MEZHEPLER
    •  » EREĞLİ TARİHİ
    •  » FOTO GALERİ
    •  » VİDEO GALERİ
    •  » YAZARLARIMIZ
    •  » RÖPORTAJ
    •  » SİNEMA
    •  » TEKNOLOJİ
    •  » DİYALOG
  • SİYASET
  • AKÇAKOCA
  • EKONOMİ
  • GÜNDEM
  • ASAYİŞ
  • YAŞAM
  • SAĞLIK
  • MEDYA
  • SPOR
  • EĞİTİM
Cihan Padişahını İyi Tanıyalım..!

Cihan Padişahını İyi Tanıyalım..!
24 Ocak 2011 14:31:00

Yazar : Harun KARA

  • Whatsapp ta Paylaş
Padişahımız hakkında çok yazıldı ,çizildi,yorumlar yapıldı. Tüm bunlara cevap olsun diye yanlış bilinenleri düzeltmek ve doğruları bilgilendirmek için bu yazımı kaleme aldım.



KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN (1495 - 1566)

Kanûnî Sultan Süleyman 27 Nisan 1495 Pazartesi günü Trabzon'da doğdu. Babası Yavuz Sultan Selim, annesi Hafsa Hatun'dur. Hafsa Hatun Osmanlı ya da Çerkezdir. Kanûnî Sultan Süleyman yuvarlak yüzlü, ela gözlü, geniş alınlı, uzun boylu ve seyrek sakallıydı.

Kanûnî Sultan Süleyman devri, Türk hakimiyetinin doruk noktasına ulaştığı bir devir olmuştur. Babası Yavuz Sultan Selim, onu küçük yaşlardan itibaren çok titiz bir şekilde yetiştirmeye başladı. Benzeri görülmemiş bir terbiye ve tahsil gördü. İlk eğitimini annesinden ve ninesi Gülbahar Hatun'dan (Yavuz Sultan Selim'in annesi) aldı. Yedi yaşına gelince tahsil için İstanbul'a, dedesi Sultan İkinci Bayezid'in yanına gönderildi. Şehzade Süleyman, burada Karakızoğlu Hayreddin Hızır Efendi'den tarih, fen, edebiyat ve din dersleri alırken, savaş teknikleri konusunda da öğrenim görüyordu.

15 yaşına kadar babası Yavuz Sultan Selim'in yanında kalan Şehzade Süleyman, kanunlar gereği sancak istemesi üzerine, önce Şarki Karahisar'a oradan da Bolu, kısa bir süre sonra da Kefe sancakbeyliğine tayin edildi (1509). Yavuz Sultan Selim'in 1512 de tahta geçmesi üzerine İstanbul'a çağırılan Şehzade Süleyman, babasının kardeşleriyle mücadeleleri sırasında İstanbul'da kalarak babasına vekalet etti. Bu sırada Saruhan sancakbeyliğinde de bulundu. Babası Yavuz Sultan Selim'in ölümü üzerine, 30 Eylül 1520'de 25 yaşındayken Osmanlı tahtına geçti.

Kendisinden başka erkek kardeşi olmadığı için tahta geçişi kolay ve çatışmasız oldu. Çok ciddi ve kendinden emin bir padişah olan Kanûnî Sultan Süleyman, azim ve irade sahibiydi. Yapacağı işlerde hiç acele etmez, gayet geniş düşünür ve verdiği emirden asla geri dönmezdi. İş başına getireceği adamlara, kabiliyet derecelerine göre görev verirdi. Zigetvar kuşatmasını idare ederken, 7 Eylül 1566 yılında 71 yaşında vefat etti.

Kendisine "Kanûnî" denmesi, yeni kanunlar icad etmesinden değil, mevcut kanunları yazdırtıp çok sıkı bir şekilde tatbik etmesinden dolayıdır. Kanûnî Sultan Süleyman adaleti seven bir padişahtı. Mısır'dan gelen vergiyi haddinden fazla bulup, yaptırdığı araştırma sonunda halkın zulme uğradığını düşünmesi ve Mısır Valisini değiştirmesi bunun açık kanıtıdır. Kanûnî Sultan Süleyman, tahta çıktığı sırada Osmanlı Devleti dünyanın en zengin ve en güçlü devleti konumundaydı. Babasının ölümü ve kendisinin padişah olması, "Arslan öldü, yerine kuzu geçti" diye düşünen Avrupalıları sevindiriyordu. Ancak Avrupalılar, çok geçmeden hayal kırıklığına uğradılar.

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMİ

Babasının yaptığı yeniliklerle sağlamlaşmış temeller üzerinde duran bir devletin başına geçen Kanuni, iç bunalımlarla çok uğraşmasına gerek kalmadan Batı dünyasını inceleme ve Osmanlı'yı gözlemlerine dayanarak geliştirme fırsatını buldu.

Yavuz Sultan Selim döneminde Mısır'ın alınmasının ardından, Şam Valisi olarak atanan Canbirdi Gazeli'nin çıkardığı ilk isyanla başlayan bir dizi isyanı kontrol altına almaya çalışan Kanuni, amacı Memlük Devleti'ni yeniden kurmak olan Canbirdi Gazeli'yi, Ocak 1521'de Dulkadiroğulları'ndan Şehsuvaroğlu Ali Bey komutasındaki Osmanlı kuvvetleriyle bozguna uğratılarak yakalattı ve idam ettirdi. Takip eden yıllarda yine Mısır'da sadrazamlık hakkının kendisinde olması gerektiğini savunan Ahmet Paşa, Anadolu'da Safeviler'in desteğiyle ortaya çıkan Kalender Çelebi ve 1527'de vergi sistemini bahane ederek ayaklanan Baba Zünnun isyanlarıyla uğraşan, Kanuni Sultan Süleyman, çıkarılan bütün isyanları başarıyla bastırıldı.

Kanuni döneminde Avrupa'nın en güçlü devleti olan Roma-Germen İmparatorluğu hükümdarı Şarlken, Macaristan'a hakim olabilmek amacıyla, Macar Kralı II.Lui ile yakın ilişkilere sahipti. II. Lui, Şarlken'e güvenerek vergilerini ödemiyor ve kendisine gönderilen Osmanlı elçilerini öldürtüyordu. Bunun üzerine, Kanuni harekete geçti ve Belgrad, karadan ve Tuna Irmağı'ndan kuşatıldı. 29 Ağustos 1521'de ele geçirilen şehre, Belgrad Muhafızı olarak Balı Paşa getirildi. Kanuni Sultan Süleyman'ın ilk fethi olan bu olay sonrasında, İstanbul'a gönderilen bazı Belgrad'lılar kurulan Belgrad köyüne yerleştirildi. Belgrad'ın fethinin önemli olmasının bir başka sebebi de bundan sonraki seferler açısından, Osmanlı'nın Avrupa'ya açılan en büyük kapısı olmasıydı.

Alman İmparatoru Şarlken'in, fikirlerine karşı çıkan Fransa Kralı François'yı esir almasının ardından, François'nın annesi Düşes Dangolen'in yardım istemesi üzerine, Barboros Hayreddin Paşa'yı Fransa'nın Akdeniz kıyısındaki Nice şehrine gönderen Kanuni, Şarlken'in donanmasını alt ederek, hem Fransa'yı hem de Fransız Kralı'nı kurtardı.

Daha sonra François'nın da baskılarıyla Şarlken'e karşı savaş açmaya karar veren Kanuni, orduyu Tuna Nehri'nden geçirerek Macaristan'a soktu. 29 Ağustos 1526 tarihinde I. Viyana Kuşatması'nın ardından Macar ordusuyla Mohaç'ta yapılan savaş sonunda Budin alındı. Macaristan Osmanlı topraklarına katıldı ve başına Macar soylularından Jan Zapolya getirildi.

Macaristan'ın fethi, Osmanlı'yı Avusturya ile karşı karşıya getirdi. Macaristan'ın Osmanlı hakimiyetine girmesini istemeyen Avusturya Dükü Ferdinand'ın, Şarlken'in de desteğiyle Jan Zapolya'yı tanımayarak ve Budin'e girmesinin ardından karşı sefere çıkan Kanuni, Budin'i geri aldı. Tekrar savaşa girmeyi göze almayan Ferdinand ve Şarlken'in Avusturya'nın başkenti Viyana'ya çekilmelerinin ardından 26 Eylül 1529 tarihinde Viyana kuşatıldı. Ancak kış mevsimine girilmesi nedeniyle 16 Ekim'de kuşatma kaldırıldı. Osmanlı'nın, Viyana kuşatmasından bir sonuç elde edememesine rağmen, Macaristan'daki durumunu güçlendirmesinin ve Avrupa'nın karşı saldırı yapmasını engellemesinin ardından, Kanuni'ye bir elçi göndererek, vergi karşılığında Macaristan'ın kendisine verilmesi isteğinin kabul edilmemesi neticesinde Ferdinand Budin'i kuşattı.

Bunun üzerine Almanya seferine çıkan ve Budin'i geri alıp Estergon'a kadar ilerleyen Osmanlı ordusu, Avusturya ve Almanya içlerine akınlar düzenledi. Yedi ay süren Almanya seferi sırasında Avusturya'da bir çok kasaba, şehir ve kale fethedildi. Fetihlerin ardından Ferdinand'ın barış istemesi sonucunda 22 Temmuz 1533 tarihinde imzalanan İstanbul Antlaşması ile bir süreliğine Ferdinand ve Şarlken'in hem Macaristan hem de tüm Avrupa'yı ele geçirme çabalarının önüne geçilmiş oldu. Ancak Ferdinand'ın Macaristan'dan vazgeçmeye niyetli değildi. Ferdinand'ın Budin'i tekrar kuşatmasının ardından 1540 yılında Macaristan seferine çıkan ve Budin'e giren Kanuni'nin, Sigismund'u Erdel Beyliği'ne ataması ve Macaristan'ı Osmanlı Devleti'ne bağlı Budin eyaleti haline getirmesinin ardından Süleyman Paşa bu bölgenin beylerbeyliğine atandı. Avusturya'nın elinde sadece Kuzey Macaristan'ın kaldığı bu sefer sonrasında, Osmanlı-Macaristan, Almanya, Avusturya ilişkileri Kanuni'nin ölümüne kadar devam etti.

Kanuni Sultan Süleyman'ın Avrupa'ya yönelmesini değerlendirmek isteyen Safevi Devleti, doğuda Osmanlı İmparatorluğu için tehlike yaratmaya başladı. Avrupa'da İstanbul Antlaşması'yla geçici de olsa barışı sağlamasının ardınan, İran üzerine ilk seferine çıkan ve Azerbaycan, Tebriz ve Hamedan'ı alan Kanuni, Irakeyn seferiyle de 1534 senesinde Bağdat'ı ele geçirdi.

Kanuni'nin Avusturya'ya sefer düzenlemesinden yararlanmak isteyen Safevi Şahı Tahmasb'ın, kardeşinin Osmanlılar'a sığınmasını öne sürerek, Tebriz, Nahçıvan ve van'ı ele geçirmesi üzerine Kanuni, ikinci kez İran'a sefer düzenledi. 1548'de seferden Van ve Tebriz geri alınmış olarak dönüldü. 1553 yılında tekrar saldırıya geçen Safeviler, Doğu Anadolu'da ilerleyerek mus'a kadar gelip, Erzurum'u kuşattılar. Bu olay üzerine üçüncü İran seferine çıkan Kanuni'nin, Revan, Nahçıvan ve Karabağ'ı almasının ardından Şah Tahmasb'ın isteği üzerine barış yapıldı ve 1555'de Amasya Antlaşması imzalandı. Osmanlı İmparatorluğu ve İran arasında yapılan ilk resmi antlaşma özelliğini taşıyan antlaşma sayesinde, Yavuz Sultan Selim döneminden beri devam eden İran sorunu çözüme kavuşurken, Doğu Anadolu, Tebriz ve Bağdat Osmanlı hakimiyetinde kaldı.

Denizciliğe önem verilen Kanuni döneminde Rodos Adası, St Jean Şövalyeleri'nin elindeydi. Korsanlık yaparak denizlerde huzuru bozan ve Türk donanmasına zarar veren Şövalyeler'i durdurmak için 1522 yılında düzenlenen seferle Rodos ele geçirildi.

Cezayir'in 1516'da Baba Oruç ve kardeşi Barbaros Hayreddin Paşa tarafından İspanyollar'dan alınmasının ve 1518 senesinde Barbaros Hayreddin'in, Cezayir'in başına geçmesinin ardından Kanuni, 1533 senesinde Barbaros Hayreddin Paşa'yı İstanbul'a çağırarak Kaptan-ı Derya'lığa getirdi. Böylece, Cezayir Osmanlı topraklarına katılmış oldu. Osmanlı Donanması'nın başına geçen Barbaros, daha sonra Ege Denizi'nde Venedik'lilerin elinde bulunan adaları aldı. Osmanlı Devleti tarihine geçmiş denizcilerden biri olan, Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa, Kuzey Afrika'yı da ele geçirdi.

Osmanlılar'ın Akdeniz'de kuvvetlenmeleri ve tüm Ege denizine hükmetmeleri Avrupa'yı harekete geçirirken, devam eden Avusturya ve Macaristan seferleri büyük bir Haçlı donanması hazırlanmasına neden oldu. Venedik ve Ceneviz'liler dışında Malta, Portekiz ve İspanya'ya ait gemilerin de bulunduğu Andrea Doria komutasındaki Haçlı donanmasıyla, 27 Eylül 1538'de Preveze Körfezi'nde yapılan savaşta, Barbaros Hayreddin Paşa komutasındaki Osmanlı donanması büyük bir zafer elde etti. Tarihe Preveze Deniz Zaferi olarak geçen bu savaş sonunda, Akdeniz'in hakimiyeti tamamen Osmanlı'nın eline geçti.

1541'de Haçlı donanması Cezayir'e saldırdıysa da Osmanlı donanması karşısında bozguna uğradı. Barbaros tarafından yetiştirilen Turgut Reis Trablusgarb'ı karadan ve denizden kuşatarak aldığı seferle, 1551'de Bingazi de Osmanlı Devleti topraklarına dahil oldu.

Turgut Reis'in, İspanyollar'a ait olan Cerbe Adası'nı kuşatmasının ardından, Andrea Doria komutasındaki bir Haçlı donanması İspanyol güçlerine yardıma geldi. Savaş sonrasında kazanılan zaferle Cerbe Adası 1559 yılında Osmanlı'nın oldu.

1522 yılında, Rodos'un fethinin ardından Malta'ya yerleştirilen St. Jean Şövalyeleri'nin, Osmanlı için bir tehlike oluşturması sebebiyle, Trablus ve Cezayirin güvenliği için Malta'nın alınması gerekiyordu. Ancak 1565 senesinde çıkılan ve Turgut Reis'in hayatını kaybettiiği kuşatma başarılı olmadı.

Coğrafi keşiflerin ardından sömürge arayışlarının başlamasının, Portekiz ve İspanya gibi devletleri sömürge elde etmeye yöneltmesi, Kızıldeniz ve Hint ticaret yollarına hakim olmaya çalışmaları ve Ümit Burnu'nun keşfi, Osmanlılar'ın baharat ticaretine büyük darbe vurdu. Bu sebeplerden ötürü Kanuni döneminde, dört kez Hint deniz seferi düzenlendi. Ancak Osmanlı donanmasının okyanus şartlarına uygun olmaması nedeniyle bu seferlerden hiçbiri tam başarıyla sonuçlanmadı. Ancak Yemen, Eritre, Sudan sahilleri ve Habeşistan'ın bazı bölgeleri Osmanlı topraklarına katıldı. Arap yarımadası tamamen Osmanlı denetimine girerken, Kızıldeniz'de de Osmanlı egemenliği sağlandı.

1551 yılında düzenlenen İkinci Hint Seferinde Osmanlı donanmasının başında bulunan Piri Reis, bu sefer sırasında Maskat'ı alarak Portekiz donanmasını bozguna uğrattıysa da, donanmayı Basra'da bırakıp ganimetlerle geri döndüğü için Mısır'da idam edildi.

1520 – 1566 seneleri arasında tahtta kaldığı 46 yıllık dönemde babası Yavuz Sultan Selim'den 6.557.000 km kare olarak devraldığı Osmanlı topraklarını 14.893.000 km kareye çıkaran Kanuni Sultan Süleyman saltanatı döneminde mimari çalışmalara da önem verdi. Yavuz Sultan Selim tarafından temelleri atılan İstanbul'daki Sultan Selim Camii'ni tamamlamasının yanı sıra döneminde, Gebze'de Çoban Mustafa Paşa Camii ve Külliyesi, Afyon Sincanlı Sinan Paşa Camii, Bozöyük Kasım Paşa Camii gibi yapılar da inşa edildi.

Kanuni döneminde Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli ve tanınmış mimarı Mimar Sinan da pek çok esere imza attı. Halep Hüsrev Paşa Camii, İstanbul Haseki Külliyesi, İstanbul Şehzade Camii ve Medresesi, Üsküdar Mihrimah Camii, İstanbul Süleymaniye Camii ve Külliyesi, Tekirdağ Rüstem Paşa Camii ve Külliyesi, Silivri Kapı İbrahim Paşa Camii, İstanbul Rüstem Paşa Camii, İstanbul Sinan Paşa Camii, Topkapı Kara Ahmet Paşa Camii ve Külliyesi, Fındıklı Molla Çelebi Camii, Babaeski Semiz Ali Paşa Camii, Büyükçekmece Kanuni Sultan Süleyman Külliyesi ve Köprüsü, Süleymaniye Tekkesi bunlardan en önemlileri arasındadır.

Ciddiyeti, iradesi, ve kendine güveniyle tanınan Kanuni, etraflı düşünür, verdiği emirden asla geri dönmezdi. Kendisine "Kanuni" denmesinin sebebi, yeni kanunlar koymasından değil, mevcut kanunları kayda geçirip, çok sıkı bir şekilde uygulamasından dolayıydı. Batı kaynakları ve tarihçileri de, büyük ve kudretli vasfindan dolayı kendisini 'Muhteşem' ve 'Büyük' (Magnificent, Magnifique, Der Practige, Grand Turc) gibi isimlerle andılar.

Adaletli bir padişah olarak bilinen Kanuni, Mısır'dan gelen vergiyi fazla bulup, halka zulm ettiği gerekçesiyle Mısır Valisi'ni görevden alması gibi örneklerle bu yönünü ortaya koyuyordu. Avrupa tarihçilerinin Muhteşem Süleyman şeklinde andıkları Kanuni, büyük dedesi Fatih Sultan Mehmed gibi birçok seferde ordusunu bizzat yönetti. Devlet adamı vasıflarının beraberinde, Kanuni aynı zamanda ünlü bir şairdi.

Son seferi olan Macaristan seferinde Zigetvar Kalesi'ni kuşatan Kanuni'nin, 7 Eylül 1566 tarihinde, kuşatma devam ederken ölmesine rağmen kale fethedildi. Kanuni Sultan Süleyman'ın cenazesi Mimar Sinan'a yaptırdığı Süleymaniye Camii'nin avlusundaki türbeye gömüldü. Daha sonra karısı Hürrem Sultan da buraya gömüldü.

II. Selim, Bayezid, Abdullah, Murad, Mehmed, Mahmud, Cihangir, Mustafa adlarında sekiz erkek çocuğu ve Mihrimah Sultan, Raziye Sultan adında da iki kız çocuğu olan Kanuni'den sonra tahta, Hürrem Sultan'dan olan oğlu II. Selim geçti.

Eğitimci-Yazar-Şair HARUN KARA diyor ki; ŞEHRİMLE, TÜRKLÜĞÜMLE, OSMANLI TARİHİMLE GURUR DUYUYORUM.

NE MUTLU BİZE Kİ ;DÜNYAYA HAKİM OLMUŞ BİR MİLLETİN TORUNLARIYIZ.

TRABZON DA DOĞDU, BÜYÜDÜ, EĞİTİM GÖRDÜ, PADİŞAH OLDU VE DÜNYAYA HAKİM OLDU.

ŞEHZADELER ŞEHRİ TRABZON; PADİŞAHLAR YETİŞTİREN İLİM-İRFAN YUVASIDIR.
Bu Yazı Toplam 791 Defa Okunmuştur

ETİKETLER : Yazdır

      Yorumlar
    Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
    Henüz bir yorum yapılmamış

     Diğer Yazıları


    • HER GÜN YASİN OKU YASİN...
      21-07-2014 | 12 : 53 01
    • Dünyadaki İlk Buluşları; Türk Bilim Adamları Yapmıştır
      28-02-2011 | 12 : 11 03
    • 30 Ağustos ZAFER BAYRAMI ANLAM VE ÖNEMİ...
      26-08-2017 | 13 : 40 23
    • ÖĞRETMENİM , HAKKINI NASIL ÖDERİM !
      23-11-2018 | 17 : 05 03
    • Atatürke Atılan Çirkin İftiralar
      03-11-2010 | 09 : 35 00
    • Yılbaşı Kutlamalarının Tarihi Gerçeği
      28-12-2010 | 11 : 38 14
    • TÜRKLER'DE YILBAŞI KUTLAMALARI:
      27-12-2012 | 18 : 01 01
    • NAYLONLARIN-PLASTİKLERİN İNSAN SAĞLIĞINA ZARARLARI
      14-11-2011 | 09 : 24 49
    • TOPLUMDA TÜRK POLİSİNİN YERİ VE ÖNEMİ
      08-04-2013 | 10 : 25 27
    • ANNE-BABA SEVGİSİ
      07-05-2012 | 08 : 30 36
    • ATATÜRK OLMASAYDI!..
      06-02-2012 | 15 : 45 11
    • Kitapların Dili ve Hayatımızdaki Önemi
      06-12-2010 | 12 : 25 00
    Tüm Yazıları

     Köşe Yazarlarımız


    • doğan  yıldıztan
      doğan yıldıztan
      Bir Başka Avrupa!
    • UĞUR DEMİROĞLU
      UĞUR DEMİROĞLU
      HALKIN PARTİSİNDE YENİ YÖNETİM BELİRLENDİ…
    • Hasan Vehbi Ersoy
      Hasan Vehbi Ersoy
      DEİZM-TEİZM-ATEİZM-PANTEİZM’E BAKIŞ
    • Semih ÇOLAK
      Semih ÇOLAK
      SEÇMEN NE DEDİ?
    • Konuk Yazar
      Konuk Yazar
      Temiz enerji ve gelecek mücadelesi
    • Uğuralp CİVELEK
      Uğuralp CİVELEK
      “Bu bir suç duyurusudur”
    • Özkan Doğan
      Özkan Doğan
      YEREL RADYO VE REKLAM
    • Şenol AZMAN
      Şenol AZMAN
      “Aman doktor, yaman doktor. Derdime bir çare!” – 2-
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    • Merve KIRAN
      Merve KIRAN
      KİLO KONTROLÜNDE KİLİT NOKTA: ARA ÖĞÜNLER
    • Özge CERRAH
      Özge CERRAH
      ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR...
    • İsmail DEMİREL
      İsmail DEMİREL
      SAĞLIKTA OLUMSUZ İŞLER
    • Harun KARA
      Harun KARA
      ÖĞRETMENİM , HAKKINI NASIL ÖDERİM !
    • Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      SEVGİ ASLA YETMEZ!
    • Dilek Şen Karakaya
      Dilek Şen Karakaya
      KAYIP-YAS SÜRECİ
    • Hamdi Güner
      Hamdi Güner
      DÜNYASI İÇİN DÜRÜST OLARAK ÇALIŞAN MÜSLÜMAN AHİRETİNİ DE MAMUR EDER
    • Hüseyin Aksakal
      Hüseyin Aksakal
      HAVADAN SUDAN…
    • Elif Yapıcı
      Elif Yapıcı
      ECHO İLE NARCİSSUS’ UN ACI VEREN HİKÂYESİ
    • Durul Mert M.A Ed.
      Durul Mert M.A Ed.
      İNSANLARIN EN BÜYÜK ARZUSU MUTLULUK AMA NASIL MUTLU OLABİLİRİZ?
    • Kudret Yavuz Eren
      Kudret Yavuz Eren
      Çocuğunuz her şeyi unutuyor mu?

     Çok Okunan Köşe Yazıları


    • BUGÜN
    • BU HAFTA
    • BU AY

    » Henüz BUGÜN Yazı Görünmüyor

    » Henüz BU HAFTA Yazı Görünmüyor
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedide Robotik Cerrahiler: Geleceğin Tıbbına Açılan Kapı
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
             

    © degisimmedya.com

     İletişim Bilgileri
     Künye
    İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın
    Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
    •   ASAYİŞ
    •   EĞİTİM
    •   GÜNCEL
    •   KÜLTÜR
    •   KULİS HABER
    •   SİNEMA
    •   TEKNOLOJİ
    •   TÜRKİYE
    •   DÜNYA
    •   FOTO GALERİ
    •   VİDEO GALERİ
    •   YAZARLARIMIZ
    •   GÜNÜN HABERLERİ
    •   Arşiv
    Tel : 0 372 322 27 30

    E-posta: info@degisimmedya.com