CUMHURİYET GÜNEŞİ!
27 Ekim 2014 08:54:03
CUMHURİYET'İN TÜRK MİLLETİNE KAZANDIRDIĞI DEĞERLER
Türkiye Cumhuriyeti Devleti;
Türk Ulusunun "sömürgeci ve işgalci" düşman güçlerine karşı Mustafa Kemal
Atatürk'ün liderliğinde Samsun'a çıkarak Anadolu'da başlattığı "Kurtuluş
Savaşı" Zaferle sonuçlanmış, yıkılan Osmanlı imparatorluğunun yerine yepyeni,
çağdaş bir devlet olan "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" kuruldu.
Cumhuriyet;
Cumhuriyet Türk insanının çağdaş dünyanın kavram ve değerleriyle
buluşmasını, uygarlığın imkânlarından en üst düzeyde yararlanmasını amaçlayan
bir yönetim şeklidir. Cumhuriyet bu anlamıyla aynı zamanda, yeni kurulan Türk
Devletinin adında, Devletin niteliğini belirten bir sözcük olarak da yer
almıştır.
Mustafa Kemal Atatürk;
Türk Milletinden aldığı güçle, bağımsızlık Savaşı'nı kazandıktan sonra
Türk Milletini uygar bir toplum yapmak için her alanda devrimler yaptı. En
önemlisi Saltanat yönetimini (Babadan oğla geçen) kaldırdı. Halkın kendi,
kendisini yönetmesi olan "Cumhuriyet yönetimine geçti"
Cumhuriyet yönetiminin en önemli özelliklerinden biri olan "ümmet
bilinci" ile birbirine bağlı olan toplum bireyleri "TÜRK ULUSU" bilincinde
birleşerek "TÜRK VATANDAŞI" konumuna yükselmiştir. Adına da TÜRK MİLLETİ
demiştir.
Cumhuriyet yönetiminde;
Türk halkı, aklın ve bilimin üstünlüğünü benimseyen, özgürce düşünebilen,
kararlarını sorumluluk bilinci içinde verebilen, yürekli, inançlı, kendine
güvenen bireylerden oluşan bir toplum yaratılmıştır.
Cumhuriyetin getirdiği özgürlükçü düşünce ortamında bireylerin " kendini
ifade etme ve geliştirme" imkânı bulan vatandaşlarımız, çağdaş dünya ile
ülkemizi bütünleştirmiştir.
Padişah yönetiminde;
Egemenlik, devletin başı olan Padişah 'da olurdu. Padişahlık
babadan oğla geçerdi Seçme ve seçilme hakkı yoktu Din işlerini Şeyhülislam
yönetirdi Şeyhülislam ya da Şeyh-ül İslam Osmanlı'da dini
konularda en yüksek derecede bilgi ve yetkiye sahip olan kimse anlamına gelir.Osmanlı Devleti zamanında
şeyhülislam dini konularda en yüksek yetkiye sahip devlet görevlisiydi.
Gerektiği zaman dini sorunlarla ilgili görüşlerini fetva yayınlayarak açıklardı
Bu günkü adıyla Diyanet İşleri Başkanıydı. Yani Osmanlı
döneminde de Laiklik vardı Cumhuriyet yönetiminde ise seçme ve
seçilme hakkı Türk Ulusunda olduğundan vatandaşların özgür düşünceleriyle
kendini yönetecekleri seçme hakkına sahiptirler.
Cumhuriyet;
Cumhuriyet yönetim şekli olarak, insan yaşamına ve toplumsal düzene aklın
ve bilimin ışığında yön vermesini kabul eder. Cumhuriyet toplumsal aydınlanmayı
sağlayan bir sistemdir.
Atatürk;
Atatürk; Türkiye'nin " çağdaş uygarlık seviyesine " çıkması için, hatta
gelişmiş çağdaş ülkelere önder olması için köklü cumhuriyet devrimleri
yapmıştır.
Harf devimi, kılık-kıyafet, hukuk, eğitim, kültür, sanat, ekonomi, tarım
ve toplumsal alanlarda büyük devrimler yapmıştır. Birçok yasa ve kanunları
TBMM'de çıkararak hayata geçirmiştir.
Laik Cumhuriyet;
Atatürk'ün laiklikle ilgili sözlerini aynen yazıyorum. Çok iyi
düşünelim-anlayalım...
Laiklik, yalnız din ve dünya
işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet ve din
hürriyeti de demektir.(1930)
Laiklik, asla dinsizlik olmadığı
gibi ,(yobaz hocaların) sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı
için gerçek dindarlığın gelişmesi imkânını temin etmiştir(1930)
Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya
çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz(1926)
Türkiye Cumhuriyeti Devletinde yönetim dini esaslara göre değil, akıl ve
bilimin ışığında, çağdaşlığın bir gereği olarak yapılmasıdır ki buna laiklik
denir
Kısacası Devlet yönetimiyle, din işlerinin ayrı, ayrı yürütülmesine
laiklik denir. Laiklik, herkesin dini inançlarını özgürce yapmaları için
güvence altına alınmasıdır.
Bu sözlerden sonra kimse laiklik hakkında yanlış konuşmasın... Laikliğe
sahip çıksın.
Atatürk; kılık-kıyafet devrimini dinimiz gereği yapmıştır.
( Cumhuriyet dinin hükmünü yerine getirmiştir.) işte tarihi belge;
Çarşaf yasağı;
Halifenin dinimiz gereği verdiği hükümdür, yasaklanmıştır. Kadınların
rahibeler gibi baş bağlamaları ve Çarşaf giymesini yasaklayan Hükümdar
emridir. 2 Nisan 1892 Hükümdarın Başkâtibi Süreyya
Ayrıca Atatürk diyor
ki;
Cumhuriyet yönetimi, belirli kişi veya topluluğun değil, Türk toplumunun
hepsini kapsayan, çıkarlarını koruyan, kanun ve yasa ile korunmasıdır.
Demokratik yönetim demek; toplumu yönetecek yöneticilerin yönetime
seçimle gelip, seçimle gitmesi, fikirlerini topluma özgürce ifade etmesidir.
Demokraside dayatma, zor kullanma yoktur. Bir kişiye özel, bir guruba veya topluluğa-bölgeye
özel yasa, kanun çıkarılamaz.
Yönetime gelenlerin, ayrım yapmadan halkı yönetmesi, ulusunu çağdaş
medeniyet düzeyine çıkarması için çalışması gereğine inanmalıdır.
Cumhuriyet kadınlarının kazanımları:
Yasalar önünde-sosyal hayatın içinde eğitimde-TBMM' sinde Kadın/erkek
eşitliğini getirmiştir.
Öncelikle şunu belirtmek isterim:
Türk Milleti; İnançlı, imanlı, Dinine bağlı, başörtüsü sorunu olmayan,
çağdaş, uygar düşünen ve yaşayan, fikri ile zihniyeti ile tepeden tırnağa kadar
medeni bir Millettir.
Türkiye; Dünyada Dinini en iyi şekilde yaşayan, dinde zorlama, baskı
kurmayan laik tek İslam Ülkesidir. Kaldırın kadınlar üzerindeki bu
gereksiz baskıyı. Dinimizde kadın-erkek eşittir. Allah yerde ve gökte ne varsa
tüm insanlığa eşit olarak sunmuştur. Kadın-erkek ayrımı yapmamıştır.
Cumhuriyet kadınlarımıza, çağdaş ve gelişmiş ülkelerden önce, seçme
ve seçilme hakkı verildi. Bizi örnek alan Dünyadaki ülkeler de
kadınlarına yıllar sonra bu hakkı verdiler.
Kadınlarımız erkeklerin gerisinde yürür, ilimde, fende ve hiçbir
mesleğin içinde yer alamazlardı.
Atatürk'ün onlara verdiği haklarla; cumhuriyet kadınlarımız
erkeklerinin yanında, hatta önünde yürür hale gelmiştir. Eğitimde,
bilimde, sanatta, sağlıkta, siyasette, hukukta, velhasıl her mesleğin içinde
yükseliyorlar. Yükselmenin kadınlarımız için bir sınırı yoktur.
Evet; çağdaş düşünen-çağdaş yaşayan-güzel giyinen, aydın düşünceli,
İlmi ile-bilgisi ile ışık olan kadınlarımız da islamın beş şartını
yaşıyorlar, hem de en güzel şekilde. Çağdaş yaşamakta budur düşüncesi İslamiyet
öncesi kadınlara yapılan zulümdür-karanlık bir düşüncedir. Kadınlarını
ezen-değer vermeyen-kapatıp ve çarşaf içine koyup geride dur evde otur diyen
Ülkeler karanlıkta kalmaya mahkûmdur. Okuyan-kendini yetiştiren Laik Cumhuriyet
Kadınlarımız asla bu oyunlara gelmeyeceklerdir.
Cumhuriyet kadınları karanlıkları geride bırakarak
ilmiyle-kültürüyle-bilgisiyle bir güneş gibi doğmuşlardır. Türkiye'mizde
aydınlık düşüncesiyle etrafına ışık saçmaktadırlar. Bununla birlikte;
Laik Cumhuriyet kadınları; İslamiyeti özünde yaşayan ve yaşatan,
islamiyette sosyal adaleti en iyi uygulayan,
görünüşüyle-giyimiyle-ilmiyle-kültürüyle toplumda yerini alan, aydınlık,
çağdaş Türkiye'nin geleceğine yön verendir. Yetiştirdiği evlatlarıyla ve nesillerle
çağdaşlığı yakalayan Ülke olmak Kadınlarımıza bağlıdır. Kadınlarına değer veren
ülkeler, diğer Ülkelere önder olur. Çağdaş Türkiye'ye yakışan görüntü de
budur...!
Cumhuriyet kadınlarımızın yükselişinde yanında olan, onları destekleyen,
onlarla gurur duyan kendini yetiştirmiş aydın düşünceli Türk eşlerini,
babalarını da kutlamak gerek. Türk erkekleri kadınıyla birlikte her alanda
dünya ülkelerine örnek olmaya devam ediyorlar. Kadınlarımızın sahip çıktığı
Cumhuriyet bir güneş gibi Türkiye'yi aydınlatacaktır
Mustafa Kemal Atatürk; Türk Ulusuna en büyük mirasın, akıl ve bilim
olduğunu" Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" (Hayatta en gerçekçi yol gösterici
ilimdir.) sözüyle ifade etmiştir. Çağdaş yaşamda ilmin önemini vurgulamıştır.
Bilgi çağının etkin, ülkeleri arasında yer almamızı, her alanda gelişmemizi,
çağdaşlaşmamızı istemiştir. Bu da yalnızca aklın ve bilimin ışığında
olabileceğini kabul etmiş. Bu temel kavramın Türk Milletine başarıları
getireceğini belirtmiştir.
Hukuk Devleti ilkesine tam olarak bağlı, Demokrasi sürecini
tamamlamış, toplumun her bireyine fırsat eşitliği sağlanmış, bilgi toplumu
olmuş, geleceğe güvenle bakan bir ülke durumuna gelmektir. Türk Milleti bu güce
ve yeteneğe sahiptir.
SONUÇ OLARAK; Eğitimci-
Araştırmacı Yazar- Şair HARUN KARA diyor ki;
Türkiye ve Türk devletleri laik Cumhuriyetle yönetimi ile yönetilir.
Dünyadaki bütün Müslüman ülkeler ve Arap ülkelerinde Laik
Cumhuriyet yönetimi olmadığı için Kadınların da özgürlükleri yok denecek kadar
azdır Bu ülkelerde kadınlar insan yerine bile konmuyorlar Kadın olarak hiçbir
hakları yok. Araba bile kullanmaları yasak köle gibi yaşıyorlar.
Türkiye'de Laik Cumhuriyet yönetiminde Kadınlarımız erkeklerle eşit
haklara sahipler Kadınlarımız insan olmanın erdemliğinde, onurlu, saygın insan
olarak yaşıyorlar Erkeklerin yaptığı her mesleği çok başarılı olarak yapıyorlar
TC kadınları Milletimizin gurur duyduğu en çağdaş insanlarıdır. Onun için;
Atatürk 'ün ilke ve Devrimlerinin korunması, laik Cumhuriyetin tüm
değerlerine sonsuza kadar sahip çıkmak ve yaşatmak, tüm bireylerin ortak görevi
ve sorumluluğudur.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin; Ülkesi ve Milletiyle bölünmez
bütünlüğü, birlik, dirlik, düzenine, laik Cumhuriyetin Anayasasında belirtilen
niteliklere herkesin sahip çıkması, koruması her TÜRK vatandaşının
kayıtsız şartsız görevidir.
Bu anlayış içinde Türkiye Cumhuriyeti Devletimizde yapılan çalışmaları
asla yeterli görmeyip, daha çok çalışarak ülkemizi medeniyetin beşiği konumuna
getirip, çağdaş kalkınmış ülkelerin önünde yer almasını sağlamalıyız.
Bilmeliyiz ki yükselmenin sınırı yok. Durmadan, yılmadan, yorulmadan
Ülkemiz için çalışmaya devam etmeliyiz.
CUMHURİYET MEŞALESİNİ KADIN-ERKEK ELELE TAŞIMALIDIR.
CUMHURİYET MEŞALESİ EBEDİYETE KADAR YANACAK, SÖNMEYECEKTİR
Atatürk'ün CUMHURİYET FAZİLETTİR. Sözü bize rehber olmalıdır.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com