Mesleğinde İyi ve Kötü Öğretmen
27 Eylül 2010 12:31:00
ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ NEDİR?
Atatürk'e göre öğretmen " yetiştirici, eğitici, öğretici, yaratıcı, geliştirici" olmasının yanı sıra aynı zamanda " öncü, kurtarıcı, kılavuzlayıcı, yenileştirici, savaşımcı-devrimci, değişimci-dönüşümcü, örnek olucu, yükseltici , yüksek hizmet verici , kutsal bir görev üstlenici" dir. Bütün bunlarla Atatürk'ün tanımladığı öğretmenlik tam anlamıyla gerçek öğretmenliktir.
Atatürk'ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde gerçek öğretmenlik mesleği ile Atatürk, Cumhuriyet, ulus ve çağdaşlaşma arasında doğal köklü ve sımsıkı bir bağ ve iç içe geçen derin bir ilişki vardır. Bu dönemde çağdaş Cumhuriyet öğretmenliği öne çıkan bir meslektir.
Genel anlamda öğretmenlik, öğretmenin görevi, meslek ise bir kimsenin geçimini sağlamak için yaptığı sürekli iş demektir.
Buna göre öğretmenlik mesleği denince öğretmenin geçimini sağlamak için yaptığı sürekli öğretme, eğitme işi veya öğretme - eğitme görevidir.
Meslekler genellikle babadan oğulla , anadan kıza geçer. Meslek toplumsal , kültürel ve ekonomik yapının ve teknolojinin gerektirdiği bir iş bölümüdür..
Az gelişmiş Ülkelerde usta- çırak ilişkisi sonucu öğrenilir Gelişmiş Ülkelerde örgün eğitimle, çağdaş Ülkelerde diploma gerektiren profesyonel bir uğraş niteliği kazanır. Bu olgu öğretmenlik mesleğe için de geçerlidir.
Günümüzde öğretmenlik mesleği Eğitim Fakültelerini bitirmiş , öğretmen olan kimseler tarafından öğretmenlik yapma yetkisini almış kimselerdir.
Öğretmenlik mesleği” öğretme “ görevi ile sınırlı değildir. Çünkü öğretme –eğitme yani eğitim-öğretim ile içi içe gerçekleşir. Böylece öğretmenlik mesleği öğretme –eğitme odaklı bir eğitimcilik mesleğidir.
İnsanlık tarihinde olduğu gibi Türk tarihinde de öğretmenlik kökü tarihin derinliklerine dayanır.
Öğretmenliğin alan niteliği kazanması , öğretmenliğe dönüşmesi ve öğretmenliğin meslekleşmesi çok yenidir. Öğretmenliğin kendine özgü bir uzmanlık mesleği olması ise çok daha yenidir.
Günümüzde öğretmenlik profesyonel meslek alanıdır. Genel anlamda profesyonel , bir işi kazanç sağlamak amacıyla ve ustalıkla , uzmanlıkla yapan kimsedir.
Günümüzde öğretmenlik , profesyonel bir meslek olarak kabul edilir. Öğretmenlik özel alanda uzmanlık, akademik çalışma , mesleksel formasyon ve üniversite diploması gerektiren kendine özgü bir profesyonel meslek statüsü kazanmıştır.
Meslekte yükselme ; öğretmen , uzman öğretmen, baş öğretmen , Dr öğretmen, Prof. Dr öğretmen gibi (eğitim görevlisi) değerler kazanmıştır.
Eğitimci-Yazar-Şair HARUN KARA ‘ ya göre iyi ve ideal öğretmen ve kötü öğretmen şu şekilde tanımlanır:
İYİ VE İDAEL ÖĞRETMEN ;
* Sınıfa güler yüzle girer, öğrencilerle bireysel olarak ayrı ,ayrı ilgilenir. Sevgiye dayalı yaklaşım içinde varsa sorunlarını dinler, çözer, onlara değer verdiğini hissettirir sınıfta birlikteliği sağladıktan sonra derse başlar.
*Sevgiye ve saygıya dayalı bir disiplin ortamı sağlamalı.
*Çocuk ve insan psikolojisini çok iyi bilmeli
*Kendini çok iyi yetiştirmeli, derslerde iyi bir verici olmalıdır.
*Öğrencilerle her konuda çok iyi bir diyalog kurabilmeli.
*Öğrencilerin yeteneklerini, isteklerini ve kişiliklerini tanımalı olumlu yönde geliştirmeli
*Öğretmen –veli- öğrenci kapsamında iletişimi ve paylaşımı içinde olmalı. Veliyi eğitimin içine çekmeli.
*Öğrenci ve ailelerini olumlu bir şekilde yönlendirir ve ortak çalışma gereğini kabul eder.
*Başarısızlığın kaynağını bulup, başarıya dönüştürmeli.
*Yerine göre iyi bir arkadaş, yerine göre sırdaş, yerine göre psikolog ve rehber olmalı.
*Öğrencileri sınıfta, okulda kültürel etkinliklerin içine çekmeli gizli yönlerini ve yaratıcılığını öne çıkarmalı sosyal etkinlikleri arkadaşlarına, velilere yaşatmalı.
*Çok okuyan, öğrencilerine okuma sevgisi ve öz güven veren kişi olmalı.
*Dersi işlerken; anlatımın ve görselliğin yanında öğrencilere konuyu yaparak , yaşatarak ,sunumu arkadaşlarıyla paylaştırarak işlemeli.
*Yeni buluşlarını, sunumlarını sınıfın dışında öğretmen arkadaşlarıyla da paylaşmalı, kendini sürekli yenilemeli.
*Araştıran, okuyan, öğrendiği bilgileri öğrencilerine ve arkadaşlarına aktaran kişi olmalı.
*Kesinlikle set davranışlardan kaçınır
*Eleştirmek, aşağılamak, dışlamak, ceza vermek yerine ödüllendirmek yoluna gitmeli.
*Çalışma hayatına ve görev anlayışına inanır, mesleğini severek yapar.
*Böyle bir öğretmen tarafından yönetilen sınıf canlı, ilginç,ve başarılı öğrencilerle dolu olacaktır. Az stres ve küçük bir gerginlikler olacaktır. Buna karşın bir çok grup iş birliği içinde olacaktır. Öğrenciler öğrenmek için istekli olacak ve ona göre davranacaklardır. Ayrıca hepsi kendilerine değer verildiğini bilen, sevgi dolu olarak, kendilerine güvenilen ,kendi kendilerini disipline etmiş ve kendine inanan ,güvenen kişilikli öğrenciler olacaklardır.
YETERSİZ-BAŞARISIZ -KÖTÜ ÖĞRETMEN;
*Sınıfta korkuya, baskıya dayalı bir eğitim yürütür.
*Konuları bir kere anlatır geçer.
*Sürekli sert, asık yüzlü, gergin bir davranış içindedir.
*Ödülden çok ceza verir, çok az gülümser.
*Sınıfta öğrencilere söz hakkı vermez.öğrenci buluşlarını yadırgar ,onlara zaman ayırmaz.
Veli- öğretmen- öğrenci iletişimini kuramaz. Öğrenci ailelerini olumsuz yönde etkiler.
*Veliye –öğrenciye kendini ifade etme hakkı vermez
*Hiçbir sosyal etkinliğin içinde yer almaz.
*Öğrenci ve insan psikolojisi konusunda yetersizdir.
*Kendinde olan bilgiyi öğrencilere aktaramaz. İyi bir verici değildir.
*Kendinde ki bilgiyi yeterli görür, okuma,araştırma gereği duymaz.
*Eleştiri ve cezayı ön planda tutar.
*Çalışkan, istekli, atılgan, yaratıcı öğrencileri kendisi için tehdit olarak görür.
Sınıfta cetvel veya sopa elinden düşmez.
*Her zaman cezalandıracak bir şeyler bulur ve bir olayda bunu yapılandırır.
*Sınıfında her zaman pasif öğrencileri tercih eder.
*Böyle bir öğretmen tarafından yönetilen sınıfta hiçbir başarı elde edilemez. Öğrenciler kendine olan güveni, yaratıcılığını ,sevgisini kayıp eder. Hırcın, kavgacı, bilgiye aç , kin ,nefret dolu ,yetersiz insanlar olarak yetişirler.
SONUÇ OLARAK;
Sonuç olarak, öğrencilerin ideal öğretmen tanımları kalın çizgilerle şöyle belirlenebilir; öğrencileriyle dostça ve iş birliği içinde çalışma alışkanlığı kazanmış, alan bilgisi tam, öğrencisinin tabiatını ve ihtiyacını anlayan, genel eğitiminde ve bilimsel tavrında eksiği olmayan, saygılı, sevgi dolu, öğrenciler arasındaki bireysel ayrılıkları analiz edebilen, derslerinde çeşitli metot ve teknikleri kullanabilen öğretmen.
Çağdaş literatüre göre bir öğretmende bulunması gereken üç genel özellik vardır. Bunlar; alan bilgisi, genel kültür ve öğretmenlik meslek bilgisidir. Bu özelliklere sahip olan öğretmen, idealize edilmiş öğretmen davranış gruplandırmalarının birçoğunda ortak olan sevgi, saygı, hoşgörü, iş birliği gibi özelliklere sahip olduğu zaman öğrencileri ile daha etkin bir iletişime geçebilir.
Diğer taraftan öğretmenin kişilik özellikleri bir müddet sonra öğrencilerce çözümlenmektedir. Dolayısıyla öğretmen ne bildiğiyle değil, kendisiyle yüzleşmektedir. Birtakım olumsuz durumların bertaraf edilmesi için öğretmen, öncelikle öğrencilerin tutum ve davranışlarını iyi analiz ederek, ona göre kendisi tutum ve davranış geliştirmelidir.
HARUN KARA
Atatürk'e göre öğretmen " yetiştirici, eğitici, öğretici, yaratıcı, geliştirici" olmasının yanı sıra aynı zamanda " öncü, kurtarıcı, kılavuzlayıcı, yenileştirici, savaşımcı-devrimci, değişimci-dönüşümcü, örnek olucu, yükseltici , yüksek hizmet verici , kutsal bir görev üstlenici" dir. Bütün bunlarla Atatürk'ün tanımladığı öğretmenlik tam anlamıyla gerçek öğretmenliktir.
Atatürk'ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde gerçek öğretmenlik mesleği ile Atatürk, Cumhuriyet, ulus ve çağdaşlaşma arasında doğal köklü ve sımsıkı bir bağ ve iç içe geçen derin bir ilişki vardır. Bu dönemde çağdaş Cumhuriyet öğretmenliği öne çıkan bir meslektir.
Genel anlamda öğretmenlik, öğretmenin görevi, meslek ise bir kimsenin geçimini sağlamak için yaptığı sürekli iş demektir.
Buna göre öğretmenlik mesleği denince öğretmenin geçimini sağlamak için yaptığı sürekli öğretme, eğitme işi veya öğretme - eğitme görevidir.
Meslekler genellikle babadan oğulla , anadan kıza geçer. Meslek toplumsal , kültürel ve ekonomik yapının ve teknolojinin gerektirdiği bir iş bölümüdür..
Az gelişmiş Ülkelerde usta- çırak ilişkisi sonucu öğrenilir Gelişmiş Ülkelerde örgün eğitimle, çağdaş Ülkelerde diploma gerektiren profesyonel bir uğraş niteliği kazanır. Bu olgu öğretmenlik mesleğe için de geçerlidir.
Günümüzde öğretmenlik mesleği Eğitim Fakültelerini bitirmiş , öğretmen olan kimseler tarafından öğretmenlik yapma yetkisini almış kimselerdir.
Öğretmenlik mesleği” öğretme “ görevi ile sınırlı değildir. Çünkü öğretme –eğitme yani eğitim-öğretim ile içi içe gerçekleşir. Böylece öğretmenlik mesleği öğretme –eğitme odaklı bir eğitimcilik mesleğidir.
İnsanlık tarihinde olduğu gibi Türk tarihinde de öğretmenlik kökü tarihin derinliklerine dayanır.
Öğretmenliğin alan niteliği kazanması , öğretmenliğe dönüşmesi ve öğretmenliğin meslekleşmesi çok yenidir. Öğretmenliğin kendine özgü bir uzmanlık mesleği olması ise çok daha yenidir.
Günümüzde öğretmenlik profesyonel meslek alanıdır. Genel anlamda profesyonel , bir işi kazanç sağlamak amacıyla ve ustalıkla , uzmanlıkla yapan kimsedir.
Günümüzde öğretmenlik , profesyonel bir meslek olarak kabul edilir. Öğretmenlik özel alanda uzmanlık, akademik çalışma , mesleksel formasyon ve üniversite diploması gerektiren kendine özgü bir profesyonel meslek statüsü kazanmıştır.
Meslekte yükselme ; öğretmen , uzman öğretmen, baş öğretmen , Dr öğretmen, Prof. Dr öğretmen gibi (eğitim görevlisi) değerler kazanmıştır.
Eğitimci-Yazar-Şair HARUN KARA ‘ ya göre iyi ve ideal öğretmen ve kötü öğretmen şu şekilde tanımlanır:
İYİ VE İDAEL ÖĞRETMEN ;
* Sınıfa güler yüzle girer, öğrencilerle bireysel olarak ayrı ,ayrı ilgilenir. Sevgiye dayalı yaklaşım içinde varsa sorunlarını dinler, çözer, onlara değer verdiğini hissettirir sınıfta birlikteliği sağladıktan sonra derse başlar.
*Sevgiye ve saygıya dayalı bir disiplin ortamı sağlamalı.
*Çocuk ve insan psikolojisini çok iyi bilmeli
*Kendini çok iyi yetiştirmeli, derslerde iyi bir verici olmalıdır.
*Öğrencilerle her konuda çok iyi bir diyalog kurabilmeli.
*Öğrencilerin yeteneklerini, isteklerini ve kişiliklerini tanımalı olumlu yönde geliştirmeli
*Öğretmen –veli- öğrenci kapsamında iletişimi ve paylaşımı içinde olmalı. Veliyi eğitimin içine çekmeli.
*Öğrenci ve ailelerini olumlu bir şekilde yönlendirir ve ortak çalışma gereğini kabul eder.
*Başarısızlığın kaynağını bulup, başarıya dönüştürmeli.
*Yerine göre iyi bir arkadaş, yerine göre sırdaş, yerine göre psikolog ve rehber olmalı.
*Öğrencileri sınıfta, okulda kültürel etkinliklerin içine çekmeli gizli yönlerini ve yaratıcılığını öne çıkarmalı sosyal etkinlikleri arkadaşlarına, velilere yaşatmalı.
*Çok okuyan, öğrencilerine okuma sevgisi ve öz güven veren kişi olmalı.
*Dersi işlerken; anlatımın ve görselliğin yanında öğrencilere konuyu yaparak , yaşatarak ,sunumu arkadaşlarıyla paylaştırarak işlemeli.
*Yeni buluşlarını, sunumlarını sınıfın dışında öğretmen arkadaşlarıyla da paylaşmalı, kendini sürekli yenilemeli.
*Araştıran, okuyan, öğrendiği bilgileri öğrencilerine ve arkadaşlarına aktaran kişi olmalı.
*Kesinlikle set davranışlardan kaçınır
*Eleştirmek, aşağılamak, dışlamak, ceza vermek yerine ödüllendirmek yoluna gitmeli.
*Çalışma hayatına ve görev anlayışına inanır, mesleğini severek yapar.
*Böyle bir öğretmen tarafından yönetilen sınıf canlı, ilginç,ve başarılı öğrencilerle dolu olacaktır. Az stres ve küçük bir gerginlikler olacaktır. Buna karşın bir çok grup iş birliği içinde olacaktır. Öğrenciler öğrenmek için istekli olacak ve ona göre davranacaklardır. Ayrıca hepsi kendilerine değer verildiğini bilen, sevgi dolu olarak, kendilerine güvenilen ,kendi kendilerini disipline etmiş ve kendine inanan ,güvenen kişilikli öğrenciler olacaklardır.
YETERSİZ-BAŞARISIZ -KÖTÜ ÖĞRETMEN;
*Sınıfta korkuya, baskıya dayalı bir eğitim yürütür.
*Konuları bir kere anlatır geçer.
*Sürekli sert, asık yüzlü, gergin bir davranış içindedir.
*Ödülden çok ceza verir, çok az gülümser.
*Sınıfta öğrencilere söz hakkı vermez.öğrenci buluşlarını yadırgar ,onlara zaman ayırmaz.
Veli- öğretmen- öğrenci iletişimini kuramaz. Öğrenci ailelerini olumsuz yönde etkiler.
*Veliye –öğrenciye kendini ifade etme hakkı vermez
*Hiçbir sosyal etkinliğin içinde yer almaz.
*Öğrenci ve insan psikolojisi konusunda yetersizdir.
*Kendinde olan bilgiyi öğrencilere aktaramaz. İyi bir verici değildir.
*Kendinde ki bilgiyi yeterli görür, okuma,araştırma gereği duymaz.
*Eleştiri ve cezayı ön planda tutar.
*Çalışkan, istekli, atılgan, yaratıcı öğrencileri kendisi için tehdit olarak görür.
Sınıfta cetvel veya sopa elinden düşmez.
*Her zaman cezalandıracak bir şeyler bulur ve bir olayda bunu yapılandırır.
*Sınıfında her zaman pasif öğrencileri tercih eder.
*Böyle bir öğretmen tarafından yönetilen sınıfta hiçbir başarı elde edilemez. Öğrenciler kendine olan güveni, yaratıcılığını ,sevgisini kayıp eder. Hırcın, kavgacı, bilgiye aç , kin ,nefret dolu ,yetersiz insanlar olarak yetişirler.
SONUÇ OLARAK;
Sonuç olarak, öğrencilerin ideal öğretmen tanımları kalın çizgilerle şöyle belirlenebilir; öğrencileriyle dostça ve iş birliği içinde çalışma alışkanlığı kazanmış, alan bilgisi tam, öğrencisinin tabiatını ve ihtiyacını anlayan, genel eğitiminde ve bilimsel tavrında eksiği olmayan, saygılı, sevgi dolu, öğrenciler arasındaki bireysel ayrılıkları analiz edebilen, derslerinde çeşitli metot ve teknikleri kullanabilen öğretmen.
Çağdaş literatüre göre bir öğretmende bulunması gereken üç genel özellik vardır. Bunlar; alan bilgisi, genel kültür ve öğretmenlik meslek bilgisidir. Bu özelliklere sahip olan öğretmen, idealize edilmiş öğretmen davranış gruplandırmalarının birçoğunda ortak olan sevgi, saygı, hoşgörü, iş birliği gibi özelliklere sahip olduğu zaman öğrencileri ile daha etkin bir iletişime geçebilir.
Diğer taraftan öğretmenin kişilik özellikleri bir müddet sonra öğrencilerce çözümlenmektedir. Dolayısıyla öğretmen ne bildiğiyle değil, kendisiyle yüzleşmektedir. Birtakım olumsuz durumların bertaraf edilmesi için öğretmen, öncelikle öğrencilerin tutum ve davranışlarını iyi analiz ederek, ona göre kendisi tutum ve davranış geliştirmelidir.
HARUN KARA
Bu Yazı Toplam 7506 Defa Okunmuştur
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
6 yıl önce
benim ikizlerim var kasabada yaşıyoruz geçen gün çocukları saat 8.00 de okula bıraktım okul açık deyildi öğretmeni aradım beyefendi rahatsız olmuş 8 yaşındaki çocuklara bürsürü söz söylemiş bende aradım çocuklara neden böyle birşey yaptığını sordum şimdi de benim çocuklarıma ödev vermemiş diğer öğrencilere vermiş sizce doğru mu ben bu öğretmene nekadar çocuklarımı güvene bilirim ha bu arada müdürlere konuştum şikayet edeceğim dedim de istediğin yere git dedi ne yapmalıyım bir akıl verir misiniz teşekkürler.
- s.
- 1
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com