• 

"Moda mimari gibidir, söz konusu olan oranlardır"Coco Chanel

İstanbul Fashion Week' Antrepo 3'te başladı.

Yürüyüşünüzü neye borçlusunuz?

Muhtemel bir duruşunuz olsa gerek.

Arada bir, 'en son ne zaman alt-üst oldunuz?' sorusuna herkes gibi sıradan cevap verme olasılığınız yüksek.

Henüz çok yeni, geçtiğimiz hafta İstanbul Fashion Week haftasıydı. Bu yıl yedi yaşına giren İstanbul Moda Haftası'nı Uluslararası yapmanın yollarını kim arayacak merak içerisindeyim.

Yıllar önce Vizon Şov 'ların olduğunu hatırlıyorum.

Dünyanın en ünlü mankenlerinin geldiği.

En ciddi gazetelerin sayfalarla moda yaptığı.

Bu kadar çok Moda kanalının olmadığı..

Modaya ilişik bağımdan olsa gerek görsel yazılı basından üzerime düşen düştü.

Şık, şirin sempatik tasarımlar, canlı müzik, gün boyu süren defilelerde öyle kulisler mi olur diyenleri duyduğumda şaşırmadım, disiplin dedim, kestim.

Orada bulunanlar için büfe, kahvaltı stantlarının eksikliğini görenlere hak verdim.

3 no.lu Antrepo 'ya doğru ilerleyenlerin ardından defile manzaraları.

Boşluğa ölü gibi bakarak yürüyenler unutulur unutulmasına da dünyada isim yapan mankenler yıllar geçmesine rağmen neden unutulmuyor?

Kameralar mesleğin cilvesi olan yandan değil, kişiliğini, kimliğini ortaya koyma yetisine sahip olabilirsen il 'inde, ilçende, şehrinde, ulusalında ve dünyada bir isim olmamak için 'ha gayret' ibaresi üzerinde tartılmazsın. Gerek yok.

Birbirinin aynısı olanlar her zaman her yerde 'sıkıcı' unvanı ile madalyası boynuna takılı ayna karşısında bir ömür duranlardır.

Bir şekilde bazı şeyleri takip etme zorunluluğu ile hissettikleriniz beyinde oluşan sinyalleri güdülerken içsel yolunuz aydınlanıyor.

Işıklar bu defa daha uzun bir perspektif görünümde.

Ardından güneş gibi doğan, bir nevi mutluluk işte.

Bu dönem de en büyük sizsiniz.

Başka seçenek yok.

Parşömenleri özlerim bir başka deyişle.

Bırakılan, emanet gibi bir anı eğitim yanı bahsettiğim.

Birçok manken, yeni çizgiler, hot couter vs. , eşliğinde ilgi yoğundu.

Şıklık ile yorum yarışında 'moda' denen kavramın asil yanından rüzgâr misali esmeyi bilen-bilmeyenlerin çoğunluğunda hafta etkiliydi.

Işıkların altındaki o emekçilerin haftası olan İstanbul Fashion Week'e şimdilik nokta.

Son dönem demek yanlış.

Devir ilk defa değişmiyor!

Her zamanki gibi meslek kulvarında podyuma ait mankensiniz.

Heyecanı hiç bitmeyeninden.

Prova yürüyüşleri ile dönemin asilliği baş ve ilk duruş.

Öyle ki farkı yaratan sadece sizsiniz.

Her zaman söylerim, söyleyeceğim de.

Bilindik cılız moral cümleleri ya da gökteki yıldız misali insanın kendisi olmayan hali cümleden, sözcükten uzaktır.

Bunları yazmayı tercih etmeyenlerdenim.

Kimi denizin ressamı, kimi şairi, kimi evreni olur.

Son zamanlarda tuval üzerine bir resim çizmek istedim, vazgeçtim.

Fotoğraf çekmek daha olası geldi, her karesi yaşamı bir başka vurguladığından.

Hobi gibi.

Çok şey bildiğiniz zaman şekliniz, şemailiniz değişirken mutfağı özledim, her işte olduğu gibi. İşin mutfağı önemliydi.

Gerçekten geçmişin kavgalarını ve kamplaşmalarını özleyenler var mı aranızda diye sorsam politikaya ilişkin altyapı yansıttığı olası.

Söz yaşadığım ülkeme döner dönmesine de, gözler kapalı, kuşaklar boyu dipsiz kuyu etrafında dönüp duranların ana teması neydi diye düşünmeden geçmek de olmaz hani..

Yaşamak dediğimiz sınırlı, süreli kozmik piyangonun büyük ikramiyesi, bilinen evrende hepimizin dünyasına vurmuş.

Balıklar, böcekler, kuşlar gibi bu ikramiye paylaşılmış.

Belirsiz ve çok uzun olmadığı kesin bir süre için, hepimiz "canlı" yız.

Yaşamın halayını nereden başlayarak çekmek gerek?

Farklıların birlikteliğinin gelişmiş dünyanın en büyük zenginliği olduğunu görmüyor musunuz?

Bu dönemde de her zaman olduğu gibi umarım Ülkemin başına kötü şeyler gelmez.

Tabi sizin de..

Ekonomi, Siyaset, Politika, Kültür, Sanat, Spor, Sağlık, Moda, güncel vs.

Bütçe nasıl bir 2013 çiziyor?

Ekonomistlerin işini elinden almadan dönüp dolaşıp aynı seyre mi gelinecek?

Yıllar önce para piyasaları, ekonomist uzmanı ile yapmış olduğum röportajda işin dönüp dolaşıp aynı yere geldiği, püf noktasını verdiği günden bu yana çok da değişen bir şeyler olmadığını gördüm yerine yaşadım demek şu an doğru nokta.

İstihdam artırıcı büyümeyi destekleyecek kompozisyon ile gelecek yılı 'tedbirli büyüme' ile geçirmek ve 2014'den itibaren 'yüksek büyüme koridoruna' girme gayreti, gayret değil de ne? Karşılanabilir sözcüğü düşlerimde, işin ucunu sözünde kalemini keskin kılıç gibi kullananlara bırakıp 'teslimiyet' usulü karşıya geçiş hakkımı kullanmak bana düşen.

Ülkeler usulü vizyonu geniş, her şeye sahip olanlara özentimiz özentiden, ya da batıya özenti sözcüğü içeren kesitin tam dışında.

Hayatın içinde herkes kendi hayatını yaşar yaşamasına elbette, köprüler, yollar, enerji, ulaşım.. yıkılanlar, yakılanlar.. altyapı sorunları, konutlar, umutlar, birikimler..

Kimler neleri düzeltti, 21. yüzyılın ibaresinde nereye gidiyoruz.

En berrak görüşlerini ifade edenler yaşam getirilerinin önemli bölümlerinden mahrum kalıp, kalıbın dönüşünü simgelemeye devam mı edecek!

Emelimiz, ülke bütçesinin büyüme hızında 'düzeltme ruhu' taşıması ve kaybedilen hızın yeniden yapılanmaya dair bir pistte 'uçuşu'..

Bakalım daha neler değişecek?

 "Eğitimdeki yeniliklere bu defa bakalım neler yansıdı..

Dershanelere özel okul için vergi teşviki

Dershanelerin, özel okullara dönüştürüleceği haberi paylaşılmadan geçilemezdi.. Dershane sahiplerine vergi muafiyeti, arsa tahsisi, devlet destekli kredi gibi imkânlar sunulacağı.

Milli Eğitim Bakanlığı dershanelerin kapatılıp özel okula dönüştürülmesi yönünde ilk adımı attı. Bakanlık dershanelere bir yazı göndererek, özel okul olma şartlarını bildirdi. Buna göre özel okul yapılması planlanan dershaneler, içkili mekânlara en az 100 metre uzaklıkta olacak. Binanın tüm kat mülkiyeti dershane sahibine ait olacak. Özel okula dönüştürülecek dershane en az 200 metrekare bahçeye sahip olacak. Binası olup da, belirtilen kriterlere uymayan dershanelere ise arsa ve vergi muafiyetinin yanı sıra kredi desteği sağlanacak.

İlk adım atıldı  

Özel Öğretim Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı ve içinde dershane mülkiyeti, öğrenciler ve öğretmenler ile ilgili geniş çaplı bir anket ve dershanelerin dönüşüm için isteklerinin yer aldığı bir yazı tüm il ve ilçelerdeki dershanelere Bakanlığın MEBBİS programı üzerinden gönderildi. Bakanlık dershanelerin gerekli cevabı vermeleri için 19 Ekim'e kadar zaman verirken böylece dershanelerin özel okula dönüştürülmesi projesinin ilk adımı da atılmış oldu." (kaynak- SABAH)

YAŞAM MERKEZİ 

..'bu değil, bu değil, bu da değil' ....'ben farklı bir şeyler istiyorum' diyor ya ulusal reklam sloganında büyük bir isim bizim ki o türden mi diye sormadan geçemedim.

Binalar ile şehri donatan şık sektör, inşaat!

Yeşili kaybetmeden, üst üste çıkan katların, malzeme bütünlüğü içinde yaşamınızın konforunu neye göre belirliyorsunuz?

Mantolanıyorsunuz? 

Isınıyorsunuz?

Üşümüyorsunuz değil mi?

Depreme dayanıklı mısınız?

Kumdan kaleler üzerinde misiniz?

Size kuşaklar boyu geri dönen şeylerin listesi ne?

Katım var, yatım var, arabam.. eşim, çocuğum, mutlu bir yuvam var.

İşte en önemli bu, yuvanız! ..nasıl olduğu!

Şık bir mantolanma modanın en yenisi, peki bir aileye düşen gelirden sonraki gider tablosu!

Hadi bakalım okullar açıldı, yeni bir eğitim yılı.

Gelir-gider-denklik.

Ölçün, biçin, biçimlenin.

Denge kaybı söz konusu olduğunda mantolansanız da ısınabilmek ne mümkün!

Kredi taksitleri biter de, oh derin bir nefes içinize mi çekersiniz, dışınıza mı teneffüs edersiniz işte orada takılıp kaldım.

Kendi adıma değil, çoğunluğun sesinden.

Bu 'koreograf' dalında başka bir şey yapmayı düşünmez mi?

Ve, 'yeni' kavramı insanı her şeyde olduğu gibi nasıl mutlu ediyorsa benimki de o türden. Değişim ailesi ile 2003 yılında tanıştık.

Bugünkü mutluluğum, 'yeni' kavramı ile başlayan, heyecanı hiç eksilmeyeninden.

Yine keyifli bir ekibin yanı sıra çok değerli bir isim ile birlikte yol almak tarifi olmayan duygularımdan.

Başlangıcın ilk teşekkürü bu satırlarda Değişim Medya Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Semih ÇOLAK'a.

Esen kalın.