ŞEYTANIN GÖR DEDİKLERİ...
08 Haziran 2019 08:29:43
Karadeniz Ereğli'de bazı konular yazılı medyadan ziyade sosyal paylaşım sistemlerinde konuşuluyor. Sosyal medyacılar, bu durumu yazılı medyaya yönelik eleştirilerde kullanıyor. Olabilir, yazılı medya da sütten çıkmış ak kaşık değildir. Hiçbir zaman da olmamıştır.
Yine de eleştirilerin somut ve anlaşılabilir olgulardan ziyade, bizim medya türü sizin medya türünden iyidir gibi bir sidik yarışından daha öteye geçmediğini tespit etmemiz gerekir. Yazılı medya doğrulanamayan olgular üzerinden haber yapmaya sosyal medya kadar hevesli değildir.
Zira yazılı medyadaen azından bu işi düzgün yaptığı iddiasını korumaya çalışanlar arasındabir haberin yeni, kesin ve sıra dışı olmasına özen gösterilir. Her zaman yaşanan ama bir gün bir fotoğraf üzerinden yapılan yorumlar yeni ve sıra dışı olmadığından pek muteber değildir. Konunun ne olduğu ve olası sonuçları konusunda bir uzman değerlendirmesi, kaynağından bir iddia yokken kesinlik kazanmaz.
Havada UFO gördüm demek, "Tasnif edilemeyen nesne" gördüğünüz anlamına gelir. Uzaylıların dünyayı istila ettiği anlamına değil. Böyle yorumladığınızda yaptığınız bilgilendirme değil, sansasyonel sonuç çıkarmak, aşırı yorumlamak olur.
DUMAN...
Yine de ilgili kurumların açıklamasına ihtiyaç duyduğu konular bunlar...
Mesela Erdemir bacalarından çıkan sarı renkli toz veya dumanın ne olduğu konusunda sosyal medya hesapları üzerinden yapılan yorumlar... Burada kamusal bir konu var, detaylar konusunda bilgi sahibi olmakta yarar var.
Sosyal medyada bunun "zehirli ve ilçeyi yaşanmaz hale getiren hain Erdemir yöneticilerinin günahı" olarak yaftalandığını biliyorsunuz. Gerçekte konuya hakim olmayan kişilerin ileri geri paylaşımlarına dayanarak kanaat oluşturmaktansa, bunun her zaman yaşanan bir durum mu olduğunu, gazın insan sağlığına ne gibi bir zararı olduğunu bu konuda bilgisi olan birinin izah etmesi gerekir. Eğer Erdemir bu konudaki uzman görüşüne karşı bir görüşe sahipse bunu kurumsal kimliği içinden açıklamalıdır.
Sosyal medya-yazılı medya karşıtlığı diye bir şey olduğundan değil bu... Yapılması gereken bu olduğundan. İl Sağlık Müdürlüğü'ne başvurup dumanın analizini istersiniz. Gerçekten sıkıntılı bir durum varsa gereğinin yapılmasını hep beraber talep ederiz. Bu işlemlerin her birinin haber niteliği olur.
Tüm bu bulanık suların içinde kesin olan bir şey var. Duman var. Fotoğraflar fotoshop hilesi filan değil.
Hiçbir şey şeffaflığın yerini tutamaz. Bu yüzden, Erdemir'in bu konularda kurumsal bir bilgilendirme yapması, kaynağı belirsiz şüphelerin hedefi olmasından çok daha iyidir. Bu yapılmadıkça, şüpheler daha ikna edici olacak, daha fazla taraftar bulacaktır.
OTOBÜSLER...
Karadeniz Ereğli Belediyesi biliyorsunuz daha önce Ereğlilileri il merkezine ve Üniversite hastanesine taşıyan kısa mesafeli şehirlerarası otobüslerin kalktığı noktadaki ofisleri kapattı. Bu otobüsler şimdilik eski terminal alanındaki otoparkın girişinden hareket edecek. Zamanla şehirlerarası terminal bu otobüslerin kalkış ve varış noktası olacakmış.
Bu konuda fazla bilinen bir şey yok. Sosyal Medyada heyecanlı tepkiler dikkat çekiyor. Karar İlçe Trafik Komisyonu'na mı, yoksa belediyeye-dolayısıyla Başkanlık makamına-ait belli değil. Vatandaşlar şu andaki düzenden ziyade, gelecekte terminale gitme mecburiyeti ihtimalinden şikayetçi.
Kararı kim vermiş olursa olsun, bu uygulamanın ilçe trafiğinin hangi boyutunun düşünülerek hayata geçirildiğinin derli toplu bir şekilde izahı gerekiyor. Artık açıklamayı kaymakamlık mı yapar, belediye mi yapar bilmem. Toplum bu konuda bilgilendirme bekliyor.
Unutulmaması gereken şey, doğru düzgün bilgilendirme yapılmayan konular altında çapanoğlu aranmasında şaşılacak bir şey olmadığıdır.
BAYRAM KAZALARI...
Bayram tatilinde yine kazalar, yine ölümler...
Meslektaş sohbetlerinde konuşulan konulardan biridir bu. Keşke bayramda kaza olmasa da biz de bunun haberini yapmak zorunda kalmasak. Basın mensupları da insandır. İnsan olma sorumluluğunu başkalarının duyduğundan daha fazla duymakla mükelleftirler üstelik. Bu özelliklerinden dolayı bayramda hiçbir zaman menzile erişmeyecek, hayat serüveni sıla yolunda son bulmuş yolcuların haberini yapmak tüm basın mensuplarının içini burkan bir şeydir.
Duygusallığı bir yana bırakalım gene de... Bayram tatili diye bir şey yok. Trafik kuralları yılbaşında da aynıdır, milli bayramlar, dini bayramlarda da... Hız limitlerine uyacaksın, yaya geçitlerinde duracaksın, kırmızı ışıkta geçmeyeceksin filan... Tatil başka, kuralsızlık başka şeydir.
Eğer bu kafa değişmezse, biz hayatın daha güzel olabileceğinin ispatı olan bayram günlerinde cehennemi çok yaşarız...
KARAR VEREMEDİĞİM KONU...
Evlere, otomobilin motor bölümlerine giren yılanlar, tarla fareleri, envai türden böceklere ilişkin ihbarlarla daha fazla karşılaşıyoruz.
Bundan kırk yıl önce tarla olarak işlenen alanlar bugün ormana terk edilmiş durumda. Kadastro çalışmalarının tamamlanmasıyla, halen işlenen bazı tarlalar bile ormana terk edildi. Bu doğal yaşam alanlarının artışıyla ilgili bir konudur diyeceğim ama...
Son dönemde zirai mücadelede kimyasalların daha az kullanıldığını, bu nedenle koca bir yaşam döngüsü oluşturan beslenme zincirinin halkalarının güçlendiğini de düşünmek mümkün. Baba ocağım olan köyde ayı görülmüş. Farklı tanıklıklar var. Şahsen bir yıl kadar önce o pençeli, kocaman ayak izini de görmüşlüğüm var. Şehir merkezlerinde bile kulak verenler için daha fazla kuş cıvıltısı var.
Bilmem üretime ayrılan tarım alanlarının, bu sektörde gösterilen faaliyetlerin azalmasına üzüleyim mi, yoksa bölgenin ekosisteminin yeni türlere ev sahipliği yapacak ölçüde güçlenmesine sevineyim mi?
Karar veremedim...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com