ŞAİBE ALGILARI...
09 Nisan 2019 10:23:20
31 Mart seçimlerinin üzerinden bir haftadan fazla zaman geçti ama bir türlü seçim bitmiş, un elenmiş, elek asılmış havasına giremiyoruz.
Bunun nedeni İstanbul'da uzayıp duran itiraz ve yeniden sayım süreci. Acaba daha önce önde tamamladığı açıklanan İmamoğlu mu mazbata alacak, yoksa yeniden sayım sonucu değiştirecek ve Binali Yıldırım yeni dönem belediye başkanı mı olacak?
Halen geçersiz oyların sayımı devam ediyor. Bu arada AK Parti cenahından tüm oyların yeni baştan sayılmasına ilişkin sesler yükselmeye başlandı. Haliyle seçim sonrasında kamuoyunda düşmesini beklediğimiz gerginlik katsayısı bir türlü düşmüyor. Dahası artarak devam ediyor.
Aziz trol kardeşlerimiz kızacak ama bu işin sonucunda ne olduğundan ziyade nasıl algılandığının daha önemli olduğunu vurgulamak gerek.
Bakın burada sonucun ne olacağına karışmıyoruz, sadece algının nasıl şekilleneceğine yönelik bazı tespitlerde bulunuyoruz.
Burası unutulmasın...
***
Şimdi diyelim ki Ekrem İmamoğlu yeniden sayım sürecinin sonucunda büyükşehir belediye başkanlığı koltuğuna oturdu.
Kamuoyu nezdinde (sevgili trol kardeşlerimi tenzih ederek ifade ediyorum), önüne konulan her türlü engellere rağmen seçimi kazanmış bir demokrasi kahramanı algısı oluşacak. Daha önce de haksızlıklar vardı, denilecek, bu kez biri çıktı bu oyunu bozdu. Hani Tatar Ramazan filminde vardır ya, "Ben bu oyunu bozarım" der baş karakter. Aynı öyle.
Diyelim ki yeniden sayım sonuçlandığında Binali Yıldırım İstanbul Belediye başkanı oldu. Bu kez de İmamoğlu, hakkı olan elinden kamunun zorlayıcı gücü kullanılmak suretiyle elinden alınmış bir mağdur algısıyla yüceltilecek. Bundan sonra söylediği her şey, Büyükkşehir Belediye Başkanı Binali Yıldırım'ın içinde bir sızı olacak.
Burada dikkat çekilmesi gereken şey şudur. Türk Halkı mağduriyete yol açan uygulamalardan nefret eder. Yasakların kaldırılması için oy kullanılan referandumda, (yıl 1987 oluyor)Demirel, Erbakan, Türkeş gibi siyasilerin yasaklarının kalkmaması yönünde kampanya yürüten Özal, devletin tüm olanaklarını kullanarak başa baş bir sonucu ancak elde edebilmiş ancak çok az bir farkla yasaklar kalkmıştı. Merhum Cumhurbaşkanı, 'aslında ben de yasaklardan yana değildim' meyanında bir açıklama yapsa da durumu kurtaramamıştı. Bir sonraki yerel seçimde seçmen Anavatan partisini öyle bir cezalandırmıştı ki, parti o günden sonra bir daha toparlanamadı.
Hem bu durum AK Parti'nin iktidara geldiği dönem için de geçerli değil mi? İnsanlar unutuyor ama mevcut Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, seçilme hakkının elinden alındığı dönemde iktidara gelmişti. Yani bizim halkımız, mağdur edildiğini düşündüğünü savunur, mağdur edenleri cezalandırır demek istiyorum.
İstanbul seçimi öyle uzadı ki kimsenin mağdur olmadığını söylemenin yararı yok. Zira neticede bu bir algı meselesidir ve algı İmamoğlu'nun mağdur edildiği yönündedir.
***
Tek başına İstanbul seçimlerini konuşuyor olsak belki bu kadar etkin bir mağduriyet algısı söz konusu edilemezdi. Ancak daha önce yaşananlar bu mağduriyet algısının altını çiziyor, daha bir belirgin hale getiriyor.
Geçen genel seçimde, mühürsüz oyların geçersiz sayılamayacağı açıklaması, daha önce trafoya kedilerin girdiğine ilişkin açıklamalara yol açanbula bula seçim akşamını bulmuşlar elektrik kesintileri, oyların yeniden sayımı taleplerinin 'Gerekçe yok' denilerek reddedilmesi olayları falan gibi. Hadi çok uzağa gitmeyelim, 2014 seçimlerinde CHP'nin Karadeniz Ereğli'de gerek ilçe seçim kurulu, gerek il seçim kurulu "Gerekçe yok" diyerek yeniden sayımı reddetmemiş miydi?
Aynı seçimdeyani 31 Mart 2019seçimlerinde başka yeniden sayım taleplerinin reddedilmesi işin cabası.
Burada bir hile hurda döndüğünü iddia etmiyoruz. Kimsenin herhangi bir politik mülahazayla kamu görevini bir siyasi parti lehine kullandığını öne sürecek kanıtlara sahip değiliz. Ortadakiler sadece izaha ihtiyaç duyan emarelerdir. Fakat hepsi bir araya gelince, yukarıda ifade edilen mağduriyet algısını destekliyor.
Bu işin neticesi bir şekilde sonraki dönem seçimlerinde de etkili olacak bir algının temelini oluşturacak. İktidar partisi cenahı, son dönemde seçimden duydukları şüpheleri yüksek sesle ifade etmeye başladı. Biraz dikkatli bakarsanız, Türkiye'de tüm siyasi görüşlerin şikayet ettiği seçim süreçleri yaşamış oluyoruz böylece. Böylece, daha önceki seçimlerde yaşanan "Şaibe algıları" da meşruiyet kazanmış oluyor.
Algıların gerçekliğini iddia etmek acelecilik olur, yine de algıların sonuçları vardır. Bu dönemde bu sonuçların yeterince hesap edilmediğini söylemek herhalde yanlış olmaz.
Muhterem trol kardeşlerimize gelince... Ne diyeyim? Allah onlara siyasi görüşlerini sövmeden, saymadan ifade edebilecek belagat ihsan eylesin!
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com