HOP, ENDİŞEYE MAHAL YOK!
08 Ocak 2019 08:50:03
Kar yağdı, okullar tatil mi değil mi meselesi öğrenci kardeşlerimizin en önemli gündem maddesine dönüştü. Ne yaklaşan yazılılar, ne yıl sonunda yapılacak olan türlerini saymak mümkün olmayan sınavlar... Yarın okul tatil mi değil mi?
Hop diyelim, endişeye mahal yok. Bakın Zonguldak Kent Merkezi, Kozlu, Kilimli ilçelerinde okullar tatil edildi. Karadeniz'in incisi Ereğli'de ise sadece taşımalı eğitim yapılan okullarda tatil yapıldı. Fakat endişeye mahal yok dedik ya. Aylardan Ocak, hararet zemheriyken elbet kaymakamlık veya milli eğitim bir sonraki gün için gereğini yapar.
Biz lise öğrencisiykenöyle eski bir zaman ki dinozorların nesli tükenmiş miydi hatırlamıyorumbir ara çok fena kar yağmıştı. Armutçuk Lisesi öğrencisiyiz. Gökçeler'de oturuyoruz. Okul da Kandilli'nin hemen girişi olan, şimdiki Alacaağzı kömür ocağının bulunduğu yerde. Her sabah üç kilometre yol yürüyerek okula gidiyoruz.
Derken kar yağdı, okul tatil edildi. Önce iki gün dediler. İki gün boyunca da kar yağmaya devam etti. O günlerde öyle internet siteleri falan yok. Yahu ne günlermiş, cep telefonu yok, evlerde bile telefon yok. Okuldan aldığımız bilgi ölçüsünde tatil yapabildiğimiz, sadece zeki ve çalışkan olanların değil, fiziksel olarak güçlü olanların da okula gidebildiği bir dönemdi. İki günün sonunda okulun tatil olup olmadığını öğrenmek için okula gitmemiz gerekti. Bele kadar karda üç kilometre yürürsün, okulda kapı duvar. İn cin top oynuyor. Sonra aynı yoldan geri dönersin.
O zamanlar okulun arka arkaya birkaç gün tatil edilmesi mevzubahis değildir. Ertesi günü yine aynı yolu tepersin, yine aynı. Üçüncü güne kadar okulların bir hafta tatil edildiği haberini alamadık. Haliyle üç gün boyunca okula gittik, geldik. Pabuçlar su çekmiş, paçalar ıslak, yürekler bembeyaz örtünün kaldırdığı okul mecburiyetinin kalkmasıyla ferahlamış...
Geriye doğru yolculuğumuza devam edelim. Zira bu daha bir şey değil. Armutçuk Özel Ortaokulu öğrencisiyiz, yine kış ayı. Bizi okula götürecek paso arabasınabilenler vardır, hani şu kamyondan bozma, ahşap kabinli, küçük camlı, temelde EKİ'ye işçi naklinde kullanılan servis araçlarıulaşmak için üç buçuk kilometre yol yürümek icap ediyor. Okulun tatil olduğunu anlamanın tek bir yolu var. Bu yolu yürürsünüz, servis gelirse okul vardır, yoksa yoktur. Yol üzerinde Esentepe denilen bir yer var ki kar yağmaya bir başladı mı, Cemaller yönünden esen rüzgar sizi Bayat Köyü cenahına savuracak kadar güçlüdür. Kimimiz lastik çizmelerle, kimimiz gızlavet lastikle gidiyoruz, ayaklar su içinde, paçalar ıslak, donmak işten değil. Servisin tam zamanında geldiği vaki olmadığından bir saate yakın durakadı durak; yoksa yapı falan değil. Servisin geçtiği nokta sadecenoktasında beklersiniz. Gelmeyince ya birazdan gelirse diye korku ve gelmez artık diye bir umut kırıntısıyla aynı yoldan geri dönersiniz. Haliyle her gün aynı yolu yürümeniz gerekir okulun tatil olup olmadığını anlamak için. Armutçuk'ta EKİ İşçisi olarak çalışanlardan haber gönderilip, üç gün okul yok denildiğinde bu çileye geçici bir ara verilir sadece.
Daha gerisi de var bu işin. Sücüllü köyünde ilkokul öğrencisiyiz. Telefon yok, internet yok diyeceğim ama elektrik yok ki bunlar olsun. Geçtim öğrencilerden, öğretmenler bile okulun tatil olup olmadığını bilemiyor. Haliyle ne kadar kar yağarsa yağsın okula gidilmesi gerek. Beş yıl süren ilkokul hayatımız boyunca, velilerin öğrencileri okula getirip almaya geldiğini görmüşlüğüm yoktur. Fakat o yıllarda çift dikiş öğrencilik hayatın gerçeği olduğundan, on beş-on altı yaşına kadar siyah önlük giyenler vardı Allahtan. Yoksa bir buçuk metreye yakın kar içinde "Çındır" denilen patikayı açmak mümkün olmayabilirdi. Sağolsunlar bu patikanın açık kalmasına günde üç vardiya işlerine giden EKİ işçileri de katkı sağlardı.
O zamanlar öğrencilerin kar tatili ancak cumartesi öğleden sonra başlayan, Pazar günü devam eden haftalık tatillerde mümkündü. Ne hikmetse öğretmenler öğrencilerin bir şeylerden keyif almasından pek hazzetmiyordu. Bu tatil günlerinde evlerinde ocağın veya sobanın başında ders yapacağına, sokakta kartopu oynarken, kardanadam yaparken, kızağa binerken muvazzaf subay sertliğindeki öğretmenlerine yakalanan öğrenciler haftanın ilk eğitim gününde münasip görülen cezalara çarptırılırdı ki bu büyük olasılıkla alüminyum bir cetvelle ellere vurulması şeklinde oluyordu.
Bu kar tatili meselesinin daha eskisi bizi aşıyor. Babalarımızın döneminde bölgede eğitim veren tek ilkokul komşu köydeymiş. Dile kolay, beş kilometre. Doğru düzgün yol yok. Yürüyerek gidip geleceksin. Ama onlar başka bir hikaye... Seksenli yılların ilk yarısından itibaren bunun bir benzerini ortaokul öğrencileri yaşamıştır. Kandilli'deki ortaokul artık bölgeden öğrenci almadığından, komşu köydeki ortaokula gitmek gerekiyordu. Ama çoğunlukla servis vardı. Yine de kış aylarında bu yolu yürümeye mecbur kalan çok öğrenci vardır. Mesela şimdiki Zonguldak Milletvekillerinden Ünal Demirtaş bunlardan biridir. Gençlik, çocukluk hep güzeldir ama başka ne vardır derseniz verecek cevap bulamam. Zor günlerdi onlar.
Bu yüzden şimdi diyorum ki, sevgili öğrenciler, okullar tatil mi diye kafaya takmanıza gerek yok. Evinizde otururken Kaymakam Bey gereken açıklamayı yapacaktır. Üstelik fırsat bulup da kardanadam yaparsanız öğretmeniniz size kızmayacaktır. Yollar açılınca nasılsa servisiniz sizi evinizden alıp okula götürür.
Endişeye mahal yok yani!
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com