ŞU BİZİM ESKİ MESELE
25 Aralik 2018 09:54:09
Ereğli Devlet Hastanesi'nin alanının üniversite kampüsüne dönüştürülmesine ilişkin biz yazmaktan bıktık, maşallah siyasilerimiz bir arpa boyu yol almayı başaramadığı gibi, incir çekirdeğini dolduracak bir açıklama yapmaya da tenezzül buyurmadılar.
Yine bir seçim dönemine geldik, bu konunun en kısa zamanda halledileceğine dair beyanlar olacak muhtemelen ama artık seçim zamanında yapılan açıklamalar karın doyurmuyor. Zira bugüne kadar o açıklamalardan öyle fazla yedik ki artık ağızda ekşi bir tat bırakıyor bunlar. Bu saatten sonra artık "Ayineşi iştir kişinin lafa bakılmaz" önermesi daha gerçekçi gözüküyor.
İşin siyasiler dışında kalan kısmı konusunda kimsenin ağzını bıçak açmaması ayrı bir mesele. Belediye Meclisi hastane alanının güvenlik bölgesi olarak imara işlenmesine ilişkin askeriyenin talebini ikinci kez reddetti. Meclis yelkenleri suya indirmiş olsaydı bu konunun defteri dürülüp, sümen altına itilecek, dört seneyi aşkın süre önce ağzımıza çalınan bir parmak bal, unutuluşun koridorlarında kaybolup gitmiş olacaktı. Gerçekte Üniversite kampüsü konusunda bir girişim olmadığı açık seçik ortada bugün. Yoksa ilçede bu süre içinde görev yapan üç kaymakamdan herhangi birinin bu konuya ilişkin hiç değilse bir iki beyanı olurdu. Hepsi ateşten elini sakınmak isteyenlerin temkiniyle bu konudan uzak durdu.
Bu konu gündeme geldikten sonra biri vekaleten olmak üzere görev yapan üç rektörden de konuya ilişkin işe yarar bir açıklama gelmedi. Ne ilçedeki mezuniyet törenlerinde birisi bu noktanın yatırım programına alınmasından dem vurdu, ne de sürecin nasıl işleyeceğine, rektörlüğün bu işin asıl sahibi olduğuna işaret eden sözler söyledi. Yarın oraya kampüs kurulsa, hangi bölümlerin açılacağını bile bilmiyoruz daha.
***
Eski TBMM Başkanlarımızdan, bölgenin "Ağabey"i Köksal Toptan'ın "İkinci üniversitenin Filyos bölgesine, Çaycuma'ya yakıştığına" ilişkin beyanları ayrı bir problem. Toptan, Ereğli halkının kampüs talebini bilmiyor mu, yoksa kulaklarını taammüden tıkamayı mı tercih etti onu da bilmiyoruz. İkincisi daha muhtemel. Zira "Ağabey" Toptan, aynı açıklamada "Ereğli'nin talepleri var ama..." ifadesini kullanmaktan çekinmedi.
Aslında Toptan'ın istemiş olsa bu konuda yapacağı girişimlerin sonuca biraz daha yaklaşmayı mümkün kılacağını düşünecek nedenler var. Zira TBMM başkanlığı gibi stratejik bir göreve getirilecek önemde bir siyasetçinin sadece tecrübesi bile işe yarardı. Bu konuda girişimde bulunması halinde, sonuç alınmasında şu ana kadar bize çeşit çeşit renkli masallar söyleyen masalcı siyasetçilerimizden çok daha kısa sürede sonuç alınması mümkündü.
Fakat Toptan böyle yapmadı. Demek ki Zonguldak Merkez veya Ova bölgesi için çok sapasağlam görüşler üreten dimağı, Ereğli'ye geldiğinde bir şekilde köreliyor. Yoksa Ereğli söz konusu olduğunda başını başka tarafa çeviriyor mu demek gerekiyor?
'Ağabey, bir iki kelime de Ereğli için söyle,' demek geliyor insanın içinden.
***
Velhasılkelam, iş sürekli ilerleyeceğine, baş aşağı gitmeye devam ediyor.
Hani kalkınma bakanlığı 2019 bütçesinde kampüs için yer ayıracaktı. Görüşmelerde konu gündeme gelmiş olsa şimdiki, çiçeği burnunda iktidar vekillerimiz Polat Türkmen, Ahmet Çolakoğlu ve Hamdi Uçar müjdeyi vermiş olmaz mıydı? Acaba parti yetkilileri bir şey demeden konuşmanın tedbirsizlik olacağını mı düşünüyorlar? Hadi bunları boş verelim, "Hepimiz Ereğli'nin vekiliyiz" diyerek ilçenin dört bir yanında, "Ereğli halkı istiyorsa o kampüs olacak" diyen vekiller, bütçeye Ereğli kampüsünün girmesi için girişimde bulundu mu? Bulunduysa ne yaptı?
Onlar bir şey demeyecekse muhalefet milletvekilleri iki kelam etsin bari diyeceğiz ama muhalefet vekilleri de bugünlerde konuya ilişkin bir şey söylemiyor. Asgari ücret, emekli maaşları, bir iki yol meselesi falan gibi dostlar alışverişte görsün babından açıklamalar duyuyoruz ama kampüs konusunda tık yok. Yok. İktidar vekillerinin uyuduğu yerde muhalefet vekillerinin daha uyanık olması gerekmez miydi. Ondan da yok herhalde.
Geçen sene bugünlerde bir sürü sivil toplum kuruluşunun kongresinin, genel kurulunun yapıldığı dönemde ilçedeki sivil toplum kuruluşlarının başında bulunan kişiler de bu konuda okkalı açıklamalarda bulunuyordu. Herkes seçimini yaptı, kimisinde eski yönetimler devam etti, kimisi yeni yönetimlere görevi devretti ama bugünlerde onların da ağzını bıçak açmıyor. Yerel yönetimlerin belirlenmesinin ardından oluşacak yeni konjonktürde yerlerini sağlama aldıktan sonra mı konuşacaklar? Vatan millet aşkına, hayırlı bir haber, yararlı bir iş için risk alabilecek birileri oralarda da mı yok?
***
Bu işlerin böyle olması bizim talihsizliğimiz midir? Yoksa bu kadar heyecanla beklediğimiz, çocuklarımızı eğitim için gurbet ellerin yollarına demir çarık demir asa yola koyulmaktan kurtarabilecek, ilçenin kültürel, ekonomik yaşamına katkı sağlayabilecek bir yatırımın unutuluşun çöplüğünü boyladığı bir dönemde ağızlarımızı bıçak açmaması, herkesin hayrına olan şeylerin yerine otoriteyle komşuluğu tercih etmemiz nedeniyle biz de sorumluluğu paylaşıyor muyuz?
Amma fazla soru varmış sorulacak... Cevabı yeterince istekli şekilde talep etmiyor olabilir miyiz? Ne dersiniz?
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com