FERASETİN DİBİ...
16 Ekim 2018 08:58:53
Sosyal medya fıkra gibi...
Ömründe bir tane şiir okumamış biri çıkıyor öyle bir dörtlük paylaşıyor ki takipçileri can evinden vurulmuşa dönüyor.
Hayatında bir kez başkasının yerine kendini koymamış kişiler, tüm alemin derdiyle hemhal paylaşımlar yapıyor.
Bakıyorsunuz herkes akıllı, herkes bilgili, herkesin her konuda bir fikri var. Herkes ferasetin dibine vurmuş.
Bu yüzden sosyal medyada böyle şeyler paylaşırken ince eleyip sık dokumaya mecbur hissediyor insan kendini. Biz kimiz ki böyle bilge, muhterem kişilerin yazı yazdığı, paylaşımlarda bulunduğu ulvi platformlara kaba, sığ düşüncelerimizi yamayalım?
SAHTELİK...
En büyük sorunun eğitim olduğunu öğreniyoruz ama maşallah bu mecralarda kendi eğitimine toz konduran kimse yok. Herkesin bir doktorası falan var herhalde... Adeta herkes bir konuda, kimileri her konuda uzman...
Ne kadar zeki olduğunu ortaya koymak için çeşitli yollar var burada. Cevabını kimsenin bulamadığı sorular diye bir başlık atılıyor, sonra o soruya gelen cevaplar üzerinden milletin ayküsu üzerine zevzeklikler yapılıyor. Tencere dibin kara diyor ama kendi dibi paslanmaz çelikten olduğundan iğneyi kendine batırmak zul geliyor.
Aslında tanımadıklarımızın bilgelik katsayısını ölçmek haddimiz değil. Fakat kimilerini şahsen tanıdığınız, kimilerini de kamusal ortamlarda tanıdığınız kişilerin hikmet yumurtaları var ya... Öyle değerliler ki omlet yapmaya kıyamazsın.
Eskiden "Falancanın çocuğu, filancanın kızıyla..." diye başlayan sosyal medya dışı dedikoduların, önce "Falanca dizide filancanın başına gelenler" e, sonra da "Filan arkadaşın son paylaşımını gördünüz mü?" evresine terfi etmesi, hiç şüphesiz yurdum insanının zihinsel inkişafının, beyin, bilgi gibi şeylerden ziyade, sahip olunan bilgisayar, cep telefonu, tablet gibi icatlarda gerçekleştiğini gözler önüne seriyor.
Değişmeyen tek şey, özenti ve sahtelik.
POSTMODERNLER NEREYE KAYBOLDU?
Bundan on beş yıl önce Postmodernizm diye bir akım vardı. Muhtemelen insan aleminin topluca kapıldığı son toplu sanrı buydu. Bunların son dönemde ortalıkta görünmeyişini hayra yormak mı gerek bilinmez.
Bu arkadaşların ortalıktan kaybolması şöyle gerçekleşti:
Amerika Birleşik Devletleri'nde bu arkadaşların sıkıca takip ettiği bir dergide, "Kuvantum gravitesinin dönüştürücü hermönitiğine doğru" başlıklı, Ünlü bir bilim adamınca (Adı Alan D. Sokal oluyor) yazılan bir makalenin yayınlanmasının yarattığı sansasyon bu arkadaşların dimağlarını kuruttu muhtemelen.
Yazar, feminizm, insan hakları ve çeşitli sosyal konulardaki postmodernist yaklaşımların, bilimsel olarak kanıtlanabileceğini, önemli referanslar göstererek izah ediyor bu yazıda. Olay postmodern çevrelerde büyük yankı buluyor. Yazının kendi akımlarının haklılığını gösteren en önemli makaleler arasında sayılması gerektiğine inanıyorlar.
Sonra makale yazarı birden çıkıyor, "Bu makaleyi uydurdum. Bilimsel olduklarını iddia eden postmodernistlerin temelde bilgiye dayanmadan..." filan diye özetlenebilecek ikinci bir makale yazıyor. Olayın bilim çevrelerinde yarattığı skandal nedeniyle ülkemizde de o günlerin marjinal gruplarının hayli feyz aldığı bu akım gözden düşüyor...
YANİSİ...
Şimdi postmodernizm ve sosyal medya kullanımı alışkanlıklarının ne alakası var diyebilirsiniz. Eğer gerçekte, içselleştiremediğiniz ama güzel bulduğunuz için paylaştığınız şeyler üzerinden imaj yaratmaya çalışıyorsanız, erinde geçinde varacağınız sonuç baltayı taşa vurmak olacaktır.
Ha, siyasileri, özellikle de yaklaşan yerel seçimde çeşitli seviyeden aday olacakların da böyle tutumlara girmesinin sonucu da farklı değil...
Yanisi, bir şeyi bilen birinin yapacağı, bir şeyi bilmiyorsa, onu bilmediğini açıkça kabul etmek, eğer bu bir eksiklik ise öğrenmeye çalışmaktır.
Kıssadan hisse...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com