UYSAL'IN BEYAZ KOLTUĞU...
08 Ekim 2018 08:39:35
Ereğli'de yaşayanların bugünlerde odaklandığı konuların başında şüphesiz mevcut Belediye Başkanı Hüseyin Uysal'ın belediye binasının en üst katında büyükçe bir masanın arkasında duran deri kaplı ak renkli koltuğu geliyor.
Bu koltuğun bu kadar çok konuşulmasının nedeni, iktidar partisinin üç yüz küsur gibi az bir farkla kazandığı yerel seçimden dört yıl sonra, Başkan Uysal'ın o koltuğun her milimetrekaresini doldurmakta sıkıntı yaşadığı algısı şüphesiz. Belediye Başkanlığı unvanı, bir idari makam olduğu kadar, bir halkla ilişkiler konusudur. Uysal'ın birincide ne ölçüde başarılı olduğuna ilişkin farklı görüşler var, fakat ikincisinde, yani halkla ilişkiler konusunda kendini ifade etme sorunu yaşadığına çok az kişi itiraz edebilir.
İşte bu yüzden, o koltuğu Uysal'dan daha iyi doldurabileceğine inanan, sayıları on beş ila otuz arasında değiştiği iddia edilen AK Partili aday, ön hazırlıklar için kolları sıvadı. Buna CHP'de adaylığı kesin olarak bilinen iki aday ve muhtemel beş kadar adayı da eklerseniz, Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal'ın, yaşadığı beldede en yalnız insan olduğu fikrine karşı koymanız güçtür. Uysal, bu durumu, "Zirvede olmak böyle bir şey" diyerek açıklıyor.
Zirve denilen şey, belediye binasının beşinci katındaki makam odasındaki o beyaz koltuktan başkası değil. Her zaman söylendiği gibi koltuğun sahibi diğer aday adayları ile karşılaştığında o koltuğun sahibi bir miktar avantajlıdır. Öyle ya dört buçuk sene önce, yirmi yıllık belediye başkanını , yeni üye olduğu, usulünü erkanını hiç bilmediği bir partideyken, dahası saha siyasetinde acemiyken, üstelik belediyenin tüm olanakları aleyhindeyken devirmeyi başaran bir belediye başkanıyo kızmayın, başka türlü tanımlar da yapılabilir ama bu da bir bakış açısı değil mi?her halükarda bu başarıyı gösterememiş diğer aday adaylarından avantajlı olacaktır.
Gelgelelim, ne kadar belediye başkanı bir miktar avantajlı olsa da, bu avantajın Başkan Uysal'ı o beyaz koltuğa ikinci dönem aday yapmak için yeterli olmayabilir. O koltuğa oturduğundan beri çok fazla siyasi rakibi var Uysal'ın. "Ben bir savaşçıyken vurdular koca davullara/ Cümle alem altın tozu saçtı atımın ayaklarına/Oysa yüce bir kralım şimdi, cümlesi izliyor beni/Şarap kadehimde zehir, sırtımda hançerlerle..." dörtlüğü, şu anda Uysal'ın içinde bulunduğu durumu özetliyor. Uysal açısından acı gerçek şudur; üyesi bulunduğu partinin yerel teşkilatı ve belediye meclisi içinde şu an itibarıyla kendisini ikinci dönem için destekleyecek kimse yok. Buna karşılık krem koltuğun başka taliplerinin az olsun, çok olsun belli destekleri var, zaten bu destekler onların bu yola koyulmaya tevessül etmesini sağlıyor.
İktidar partisinde fazlaca rastlanan bir uygulama geliyor akla... Mesela hiç ilgisi yokken, şimdiki Meclis Başkanı Binali Yıldırım İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı gösterilmişti. Ulaştırma bakanlığından sonra gelmişti bu adaylık. Düzce'nin önceki dönem belediye başkanı, görevden alınan Mehmet Keleş, Düzce belediye başkanı olmadan İstanbul Büyükşehir Belediyesinde bürokrattı. Siyasette isim yapmış ve dönem kuralına takılması beklenenlerden kimileri de büyükşehirlerde aday yapılmıştı. Ereğli özeline geldiğimizde, Uysal'ın asıl düşünmesi gereken yereldeki adaylar değil, böyle nereden geleceği belli olmayan adaylar olabilir mi acaba? Geçenlerde bir meslektaş, "Dışarıdan gelecek o kişinin adını bildiğini" söyledi ama kim olduğunu söylemedi, ben de üstelemedim. Her halükarda meslektaşın istihbaratı yanlış olabilir veya bildiğini zannettiği şey bir yanılsamadır. Yine de hiç düşük ihtimal değil bu.
Uysal'ı, şu an bildiğiniz aday adaylarını, muhtemel aday adaylarını ve dışarıdan bu görevin verilmesi muhtemel isimleri yan yana koyun. AK Parti genel merkezinigenel merkez mi dedim, Külliye olması gerek değil miçok zorlayacak bir seçim bu. Parti biliyorsunuz öncelikle anketler yaptırıyor, ardından bir temayül yoklaması yapılıyor, sonra da partinin bölge ve genel merkez sorumlularının kanaat bildirmesi isteniyor. En sonunda aday sayısı iki-üç kişiye düşürülüyor, sonra da Genel Başkanyani devlet başkanı/yani külliyeadayı belirliyor. Detaylarda hata olabilir ama üç aşağı beş yukarı böyle bir yöntem izleniyor. Fakat herkesin bildiği gerçek, gerek Karadeniz Ereğli, gerekse başka bir ilçe ve il belediyesinde aday olabilmenin tek yolu, külliyenin desteğinden geçiyor.
O yüzden buradaki aday adaylarının nasıl gövde gösterisi yaptığını boş verin. Aday adaylığı süreci, kimin daha havalı tanıtım yaptığını bulmaya yarayan bir yarışma değil. Koltuk gelecek dönem bir güzellik veya bilgi yarışmasını birinci tamamlayana verilmeyecek. Külliye/Başkan kimi istiyorsa ona verilecek. Bu yüzden aday adayları arasında gerçekten şansı olabilecek kişiler, Karadeniz Ereğli'de tanınırlığını arttırmak için şov nitelikli iletişimsel eylemler yapanlar değil, külliyenin gözüne nasıl gireceğini bulabilecek kişiler olacaktır.
Zaten, şu an Ereğli kamuoyuna AK Parti'den aday olması en mantıklı görünen kişiler arasından birinin aday olacağını düşünmek, sadece basın mesleğinde ve siyasette acemilik seviyesinde kalmış kişilere düşer. En mantıklı görünen aday adayı aday olsaydı, 2014'te Hüseyin Uysal aday olamazdı. Öyle olsaydı 24 Haziran seçimlerinde Fatih Çakır milletvekili adayı yapılırdı. Demek ki görünüş aldatıcı olabiliyor.
Yine de külliyenin desteğinin nasıl elde edildiğine ilişkin kriterler konusunda yüzeyseli aşacak ölçüde bilgi sahibi değiliz. Bu anlamda, bazı şehir efsanelerini yazanlar ne derse desin, Hüseyin Uysal'ın şansının diğer adaylardan az olduğunu söylemek için yeterli kriter yok. Dahası Uysal, aday adaylarıyla didişmek veya aday adaylığı ile ilgili yorumlarda bulunmaktan itinayla kaçındığına göre çalışmalarını başka planları olduğunu düşünmek de mümkün olabilir.
Anlayacağınız Uysal ve diğerlerini yan yana koyduğunuzda, Uysal'ın notu bir iken, diğerlerininki sıfır gibi gözüküyor.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com