ÇOK ŞIK HAREKETLER...
25 Eylül 2018 09:27:32
Siyaset ve kamusal alan işleri kimi zaman usandırıcı olabiliyor. Öyle ki en olmadık yerlerden çıkan güzel bir haber burnumuzda tütüyor. Bu durum, Ereğli gibi Bizans Oyunları havasından bir türlü kurtulamamış bir cadı kazanında daha da belirgin hale geliyor.
Fakat iyi ki bu ilçede çok şık hareketler de oluyor. Geçen hafta, engelli çocukların ailelerinin vefatından sonra bakımını sağlayacak bir vakıf girişiminde bulunulması, bunun için kamuoyuna çağrıda bulunulması bunlardan biriydi. Bununla ilgili değerlendirmeler, bu satırlarda geçen hafta yapıldı.
Şık hareketler bununla da sınırlı değil. İlçede faaliyet gösteren dört büyük takımın taraftar derneği bir araya gelerek bir kan ı ve kök hücre bağışı kampanyası düzenliyor. Yeşil sahaların azılı rakipleri, iyilik hareketi olduğunda en yakın müttefiklere dönüşüyor bu kampanyada. Beşiktaş Taraftarlar Derneği Başkanı Tarkan Adik, Galatasaray Taraftarlar Derneği Başkanı Timur Şen, Fenerbahçe Taraftarlar Derneği Başkanı Serdar Özbek ve Trabzonspor Taraftarlar Derneği Başkanı Sadık Mercan alışık olmadığımız, güzel bir tablo sundu önümüze. Belediye Başkanı Hüseyin Uysal da bu tabloda yerini aldı.Sırf farklılıkların güzellik olduğunu ve bunlar üzerinden nifak üretmenin gereksizliğini hepimizeözellikle de siyasetçileregöstermesi bakımından çok şık bir hareket bu.
Oysa bu hareketin şıklığı bununla sınırlı değil. Önceki sene düzenlenen kampanyada bulunan bir kök hücrenin, İstanbul'da bir hastanın derdine derman olduğunu anlatıyor Tarkan Adik. Düşünsenize bir kan veriyorsunuz, kök hücreniz umutsuz bir hasta ile uyumlu çıkıyor ve karanlık bir tünelin ucundaki ışığı yakan kişi oluyorsunuz. Kan bağışı ile sürekli bir ihtiyacı karşılayan Kızılay Kan Merkezi'ne verdiğiniz katkı cabası. Bu da ufak bir şey değil. Kanınızın bir kazanın ardından başka birini hayata bağladığını düşünsenize!
Kampanya 28 Eylül günü 11.00'de sahil kesiminde bulunan amfitiyatroda başlayacak. Günlük hayatın hayhuyu arasında şık bir hareket yapın ve bu kampanyaya destek verin derim.
ŞU OTOPARK DEDİKLERİ...
Şu kent meydanı yapılacak alandaki otopark ne güzel oldu. İlçede araba koyacak yer sıkıntısı büyük oranda bitti. Büyük oranda diyorum, zira çoğu bölgede hala bu işler sıkıntı yaratıyor.
Yanlış bir algı var bu konuda. Otopark sıkıntısı yaşanmasında en büyük sorumlu olarak ilçedeki araç sayısının artması gösteriliyor. Bu durum, dükkanı su bastıranın önlem almayan işyeri sahibi, belediye ve diğer kamu kurumları değil de yağmuru yağdıran Hak Teala olduğunu söylemeye benziyor.
Ben size söyleyeyim, beş yıl sonra ilçedeki araç sayısı bugünkünden çok daha fazla olacak. Bugün daha fazla olacağını beş sene, on sene, onbeş sene önce de biliyordum. Ben biliyordum da bu işleri çözme sorumluluğu olanlar bilmiyor muydu? Ha, belki kendi aracımın otoparkı konusunda ben de sorumluyumdur ama ilçenin otopark sorununu çözmekle mükellef olanlar bu işin baş sorumlusudur.
Bunu öyle rastgele bir suçlama veya bireyleri karalamak için söylenmiş sözler olarak görmeyin. Beş sene, on sene önce ilçede otopark görevi gören alanlar buhar olup uçmadı mı? Mesela, Yalı Caddesinin altındaki otopark nereye gitti, sahilde bulunan otoparkın yerinde Alemdar gemisi duruyor şimdi. Özdemir AVM'nin olduğu yerde de hayli işe yarayan bir otopark vardı. Sonracığıma, şu anki belediye binasının yanında bir otopark vardı. Öğretmenevi binasının yanında bir otopark vardı. Şu an aklıma gelenler bunlar.
Bütün bu otoparklar şu veya bu nedenle bugün yok. Yerine yeni otopark alanları oluşturuldu mu? Ne gezer. Tek yapılan yol boylarını müstecire vererek otopark haline getirmek oldu. Bunlarda da akıl izan hak getire. Allahaşkına, Orta Cami civarındaki dar yolun bir tarafının otopark yapılması hangi mantığa sığıyor?
Neyse, demek istediğimiz, ilçede araç sayısı artacağı bilinirken, kamusal alanlarda otoparkları azaltan, bunun için de zaten giderek sıkışan yolların kenarlarını çözüm olarak gören bir şehircilik anlayışı konusunda bir şeyler söylemeye edebim müsaade etmiyor.
SİYASET NOTU
Madem çeşitli konulara girdik.. Bir de siyaset notu düşelim.
Yerel seçimler için aday adayları arz-ı endam etti ya. Her gün bir gazetede bu aday adaylarının tanınırlıklarını artırmaya yönelik haberlerini görüyorsunuz. Elbette bunlar aday adayları tarafından bizatihi servis edilen haberler. Aslında haber de değil, halkla ilişkiler. Public Relations-PR-diyorlar ya... işte ondan.
Kamuoyu bu PR faaliyetlerine bakıp da adayın kim olacağı konusunda kafasını karıştırıyor bence. Ereğli Belediye Başkanlığı, Zonguldak Belediye Başkanlığı gibi makamlar konusunda tek yetkili partilerin genel başkanları çünkü. Aday adaylığını geride bırakıp adaylık harmanisini kuşandıktan sonra yapılması gerekenlerin bugün çok manası yok. Aday göstermezlerse bunların çoğu boşa gidecek.
Aday adaylarının bugünlerde asıl yapması gereken, partilerin genel merkezlerinde bir o kapıyı, bir bu kapıyı aşındırmak. Elbette il ve ilçe teşkilatlarına da görüş sorulur, milletvekilerine de. Bunların sınırlı ölçüde etkisi olacaktır. Görün bakın, adayın kim olacağını bu sayılan yerel yetkililerin hiç biri son ana dek bilemeyecek. Daha önceki seçimlerde böyle olmadı mı?
Dahası bugünlerde ilçe çapında algı operasyonlarına girişmek, önümüzdeki zamanın uzunluğu göz önüne alındığında ters de tepebilir. Fazla göz önünde olanın hataları diğerlerinden daha fazla göze batacaktır. Bu da ekstra engel demektir...
Hani hatırlatmış olalım da...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com