NEYİ BULACAKSAK?
24 Eylül 2018 10:02:34
Okullar açıldıktan bir hafta sonra Ereğli'de kitap fuarı açıldı. Birçok yazar gelip kitaplarını imzalayacak.
Böyle etkinlikler ilçede sık olmuyor. Senenin başlarında da AKM'de bir kitap fuarı açılmıştı. Bu seferki Aycity karşısındaki otoparkta büyük bir çadırda açılıyor. Malum ilçede yayın dünyasını yakından takip edebilen, gerçek anlamda kitapçıların sayısı çok az.
Ne kadar her şeyi bildiğini iddia edenlerin, en azından öyle poz kesenlerin sayısının fazlalığına rağmen ilçemizde kültürel hayat, buna orantılı şekilde gelişmiş değil. Müsamere seviyesini aşabilen sanat etkinliklerinin sayısı çok az. Eskiden tiyatro kumpanyalarının Anadolu turnelerinin uğrak yeri olan Karadeniz Ereğli, bu alanda artık nal topluyor.
Festival işini biliyorsunuz. Maliyeti esnafa yıkıldığından yeni dönem belediyesi tarafından yapılmamasına karar verildi. Yerine getirilen binbir türlü şenlik, festival vesaire de panayır seviyesini geçmeyi başaramadı.
Kitap fuarı etkinliği bu yüzden önemli. İlkinin profili biraz düşük olsa da ikincisinde ne var ne yok henüz bilmiyoruz. Gidip bakmakta yarar var.
DEMİRTAŞ'IN GİRİŞİMİ...
Bizde tuhaf bir algı var. İktidar milletvekilleri hakkında söylenen, "kendine hayrı var, Ereğli için ne yaptı" cümlesinin aynen muhalefet partilerine mensup milletvekilleri için de söylenmesi...
Elbette muhalefet partileri muhalefet etmek için seçiliyor. İcraat iktidarda bulunan partiye mensup olanların işi. Anlayacağınız, biri işi yürütecek, öbürüyani muhalefette olanonun iş yapma biçimindeki eksiklikleri dile getirecek. Gücün yakınında konumlanıp propagandasını yapanlar ne derse desin, bu iş demokrasilerde böyle yürüyor.
CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, bizim yıllardır tartıştığımız, üzerinde yazıp çizdiğimiz kampüs konusunu TBMM gündemine taşıdı. Çevre ve Şehircilik Bakanına bir soru önergesi vererek bu işin akıbetini sordu.
Demirtaş açısından bu soru önergesi, bir sürü soru önergesi arasında bir soru önergesi midir bilemiyoruz. Fakat Ereğli'nin uzun yıllardırdört yıl olmuşkonuştuğu, iktidarın yerel teşkilat mensupları ve arada geçen bir sürü seçimin aday ve aday adaylarının temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önümüze koyduğu, İktidar partisi belediye başkanının yan yollar aramaya başlamasıyla yeni bir boyut kazanan, neticede bir arpa boyu yol alınamayan Ereğli kampüsü hakkında, Zonguldak il sınırları dışında gerçekleştirilen ilk girişim olarak altına not düşmek gerek bunu.
Bugüne kadar kampüs kampüs diye başımızın etini yiyen, seçimlerde nemalananlar daha Zonguldak il sınırları dışına çıkan bir girişimde bulunmamışken, konuyu doğruca TBMM'ye götürmek Demirtaş'ın hanesine artı yazılmalıdır.
İktidar mensupları buradan artı puan almak istiyorsa yapmaları gereken bir netice almaktır. Laf üstüne laf eklemek değil.
KRİZ...
Biliyorsunuz Kandilli'de Alacaağzı'nı bir dönem işleten şirketin Bartın'da da taşkömürü üretimi alanında yatırımları vardı. Bu şirket rödevans sözleşmesindeki bazı hususları bahane ederek Kandilli'deki faaliyetlerine son vermişti. Yıllardır burada çalışan 800 işçi ülkenin dört bir yanına savruldu. Kolay değil onlarınki. Belli sigorta primi sayısına ulaştıktan sonra yaşı beklemeden emekli olma şansları vardı. Dışarıda iş bulsalar emeklilik süreleri yeraltında olduğuna kıyasla çok uzayacak ve hak kaybına uğrayacaklar. Bunların bir kısmı bunu göze alarak yeni işler buldu, bir kısmı da halen işsizler ordusunun bir neferi olarak yaşamını sürdürüyor.
Aynı şirket, Amasra'da bulunan işyerinden de 200'ün üzerinde işçinin çıkarılması kararı vermiş. GMİS'in açıklaması doğruysa, şirket her zaman olduğu gibi ekonomik krizi bahane ederek-- bu işçilerin içerideki alacaklarını ödeyemeyeceğini beyan ediyormuş. Emin olun bankalara, yurt dışındaki iş bağlantılarına yönelik sorumluluklarını yerine getiriyordur bu şirket. Güçleri sadece işçiye yetiyor ki bunu söylüyorlar. Allahtan işçilerin büyük bölümü sendikalı. Yoksa tümden sahipsiz kalırlardı.
Türkiye'de artık çalışanın haklarını alabileceği bir çalışma düzeni kurmanın vakti geldi de geçti bile. Zira emekçi maaşını alamadığında evindeki tencere boşalırken, şirketler kendini kollayabiliyor. Şirket sahiplerinin yaşam standartları nadiren bu problemlerden etkileniyor. Teşvikler şirketlere verildiği, bu şirketlerin çalışanları teşvik sistemi vasıtasıyla kollanmadığı sürece bir şey değişeceği filan da yok.
Ya işsizler... Çalışırken işsiz kalanlar... Kendileri için kurulan işsizlik fonundan bile doğru düzgün yararlanamayan yüzbinlerce kişi var...
Bunları değiştirmek gerek.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com