KENT VE KÖY... ET VE TIRNAK...
28 Agustos 2018 09:57:55
Hafta sonu Yalı bölgesinde düzenlenen 34. Yalı Boyu Yaz turnuvası esnasında sahadan ayrılan Belediye Başkanı ile seyirciler arasında yürürken kendisine, "Burada bizim muhtardan çok sizin seçmeniniz var" dedim. O esnada yanımızda bulunan Sücüllü köyü muhtarı Hasan Kural da "Doğrudur" dedi.
Yalı Boyu Futbol turnuvaları bir fenomendir. Çok sayıda köy maçları izlemek için bir araya gelir. İlk düzenlendiğinde merhum Turgut Özal Başbakan, Kenan Evren Cumhurbaşkanıydı. Aradan dört cumhurbaşkanı geçti, başbakanların sayısı belki onu buldu ama bu turnuva hala devam ediyor. İlk turnuvalarda şampiyon olmak her şeydi, bu nedenle bir sürü kavga gürültü çıkmış, bazı turnuvalar iptal edilmiştir. Seneler geçtikçe, şampiyon olmanın olayın sadece bir boyutu olduğu, bu etkinliğin insanların kaynaşmasına etkisinin daha fazla olduğu ortaya çıktı. 34. Yalı Boyu turnuvası, bu anlamda yeşil sahalarda görülmemiş seviyede bir centilmenliğin adresi oldu. Sadece final maçınıki final maçları gerilimin dorukta olduğu maçlardırizleyen Ereğli Belediye Başkanı Uysal'ın bile dikkatini çeken bir olgu bu.
Eskiden bölgeye bu ismin verildiğini pek bilmezdik. Turnuva, "Yalı Bölgesi" kavramının yerleşmesinde de önemli etkenler arasında yer aldı.
Uysal ile yürüyenler arasında Bayat Köyü muhtarı Ahmet Eyrilmez de vardı. Bayat, CHP eski ilçe Başkanı Muhammet Arslan'ın köyüdür. Aslında Arslan, turnuvaya ayrı bir takımla katılan, bir köy büyüklüğündeki Cebeci mahallesindendir. Ayrıca GMİS eski yöneticilerinden İsmet Demirhan, Önceki Dönem Ereğli Belediye Başkan Yardımcılarından Turan Demirhan bu köydendir.
Yolda Belediye Başkanı Uysal'ı, Yıldız Teknik Üniversitesi Birincisi Ozan Atalay'ın Babası Cemil ile tanıştırıyorum. Uysal "Ereğli'yi bu yükselen eğitimli nesil daha güzel noktalara taşıyacak, böyle gençlerle gurur duyuyoruz" diyor. İki gün önce Ozan Atalay da aynı turnuvada defans oyuncusu olarak takımına destek veriyordu.
Şampiyon ev sahibi ama kimileri açısından en değerli ödül kabul edilen Centilmenlik kupasını Üçköy alıyor. Üçköy dediğiniz gazeteci arkadaşlarımızdan Recep Akkaya'nın köyüdür. Turnuvaya katılmasına rağmen başarılı olamayan Ballıca mesela... CHP Milletvekili Ünal Demirtaş'ın köyüdür. Dahası Demirtaş da o turnuvada oynayan oyunculardandır.
Turnuvada bir şöhretler takımı var ki, önceden bu turnuvada oynayan veteranların top koşturduğu bir takım. İddiasız olmasına rağmen, sadece sahanın tozunu yutmak için hevesini yitirmeyen, çeşitli köylerden oyuncuların bir araya gelmesiyle kurulmuş bir takım. Bu takımın oyuncularının büyük bölümü de Ereğli kent merkezinde oturuyor. Mesela Uysal'ın bayanlarla çektirdiği resmin içindeki az sayıda erkek arasında, eşiyle birlikte bulunan Cevdet Akbulut Ereğli KEAL memurlarındandır.
Ve nihayet, klavyesi aracılığıyla izlenimlerini okuduğunuz bu satırların yazarı da Ereğli kent merkezinde yaşayıp oy kullanmasına rağmen, köyüyle bağını koparmayan kişiler arasında yer alır. (Sabah biraz fındık topladıktan sonra patpatla köye dönüp finali izlemek üzere sahaya gitmiştim zaten)
Yanisi, gerçekten Pazar günü sahada, oradaki herhangi bir muhtardan ziyade Hüseyin Uysal (Lehte veya aleyhte) için oy kullanacak seçmenler yer alıyordu. Gelin bakalım bu insanlar o köyün ahalisi mi, Ereğli halkı mı karar verin.
***
Kıssadan bir hisse çıkarmak gerek değil mi?
Büyükşehir, bütünşehir gibi bir proje var biliyorsunuz. Bu hayata geçerse, Zonguldak tek, bütün bir belediye olacak. Köylerin büyük oranda bu gelişmeye karşı olduğunu ifade edelim ama belediye başkanlarının seçmenlerinin büyük bölümünün ikili bir yaşam sürdüğünü-kentte ve köyde-kabul edelim artık.
Bu ikili yaşam biçiminin iki tarafında da sorunlar var. Kent tarafındaki sorunları muhakkak biliyorsunuzdur. Trafik, hava kirliliği, gürültü kirliliği, yaşam pahalılığı vesaire...
Fakat köyler konusunda bu ikili yaşamın üyesi olmayanların çok da bilgisi olmadığı görüşündeyim. Önce olumlu taraflardan bahsetmek gerekirse şunlar söylenebilir: Bugün köy dediğiniz yerde hemen her evde internet var. En azından yalı bölgesinde durum böyle. Neredeyse tüm evlerde güneş enerjili ısıtma sistemleri var. Bunlar Orköy çalışmalarının sonucu olarak yaygınlaştı. Konfor açısından bakıldığında köylerde yaşayanların evleri, kentte yaşayanlardan daha kötü değil.
Nedir eksik olan? Yollar henüz istenilen kalitede değil. İmarla ilgili konular hala kördöğüşü şeklinde yürütülüyor. Çöplerin toplanma hızı, köylerin çöp üretme hızından geride kalıyor. Bayramda çöp toplayan özel idare ekipleri tatil yaptığından çöp konteynırları dolduktan sonra yanlarında çöp tepecikleri oluşmuş. Köyler gerek devlet desteği, gerek kendi çabalarıyla içme suyu sorunlarını büyük oranda çözmüş.
Maalesef köy yaşamı denilen şeyden çok fazla tavizler verildi. Eskiden kentte yaşayanlar köyden bahçe mahsulleri, hayvansal gıda takviyesi alırdı. Bugün bu takviyenin yönü tersine döndü. Köylerde hayvancılık da azaldı tarım da...
Ama kent ve köy arasındaki ilişkinin her geçen gün biraz daha ayrılmaz hale geldiğini, bu durumun getirdiği yeni politikaların geliştirilmesini zorunlu kıldığını da görmeliyiz artık.
Kent ve köy artık et ve tırnak gibi...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com