DAĞARCIKTAKİ FARKLI KONULAR...
08 Agustos 2018 11:24:37
Gündemin hızlı değişmesi ve arada kaynayıp giden şeyleri görmemişiz veya görmüş de susuyormuş gibi olmamak adına kimi zaman çeşitli konuları aynı yazı içinde değerlendirmek gerekiyor.
Herkesin dikkatini çeken farklı konular olabilir. Şu rahip meselesinde kimlikli bir dış politikayı nasıl izleyeceğimizi merakla bekliyor, gelişmeleri izliyoruz mesela. Bu bölüm yazının girişi olduğundan ayrı bir başlık koymak uygun olmaz ama koysaydım "Al papazı, ver papazı" olurdu?
Rahip tam olarakyani hangi yasanın hangi maddesinin ihlaliylesuçlandığını bilemiyorum. Suçu varsa bu iş dış politikanın değil, sadece ve sadece hukukun konusudur. Bizim bir din görevlisi mesela, ABD'de satın aldığı bir evin vergisini ödemediğinde, trafik kuralını ihlal ettiğinde, bir darp eylemine karıştığında, bunu dinsel veya politik bir konu olarak ele alır mıyız? Almayız.
Rahip meselesi tee başından beri işin hukuk mecrasından çıkarılıp, politika mecrasında konuşulmasından kaynaklanıyor. Neymiş al papazı ver papazı... Yani ABD besleyip büyüttüğü Fethullah Gülen'i bize verince, burada kendisine suç isnat edilen papazı teslim etmemiz doğru mu oluyor? İsnat edilen suçların aslında işlenmediği mi ortaya çıkıyor o zaman?
Kıssadan hisse... Bir memlekete yapılacak en büyük kötülük, mülkün temeli olan adaletin, hukuk mekanizmaları dışındaki yapılarca dağıtılıyor gibi yapılmasıdır. Kişi masumsa özgürlüğünü sınırlamamak, suçluysa işimize öyle geldi diye cezasız bırakmamak gerekir.
DOLARIN PSİKOLOJİK SINIRLARI
Dolara psikolojik sınır dayanmıyor. 4 lira, 4,5 lira, 5 lira, 5,25 lira sınırları birer birer devasa bir kuşatma ordusunun karşısındaki bir kasabanın kazıktan siperleri gibi devrilip gitti.
Basitlik bir toplumun karşılaştığı en temel tehdittir. "Ne yani, doları olan düşünsün" ucuzluğuna ne demeli? Bir meseleyi sadece başınızı başka tarafa çevirmek suretiyle yokmuş gibi yapmaktan farkı ne bunun?
Senelerdir istihdam, işsizliği azaltalım diye yırtınıyor bu ülke. İşsizliği azaltacak kişiler yatırım-amortisman dengesini kurabilmek için döviz kuruna göre hesap yapıyor. Hadi geçin yatırım maliyetini, değişken maliyetler bile çoğu zaman dolara bağımlı olarak işlem görüyor. Yurtiçinde ticaret veya iş yapan bir kişi yüz birim Türk lirası kazanacağını düşünerek dolar üzerinden borçlanırsa işinde bir sıkıntı olmayacağını düşünüyor. Dolar dört liradan beş liraya çıkınca, yüz lira yerine 125 lira kazanması gerekiyor ki en baştaki öngörüleri tutsun.
Yani diyeceğim o ki siz "doları olan düşünsün!" diyerek döviz kurlarındaki artışla ilgilenmiyor olabilirsiniz. Fakat emin olun ki döviz kurları sizinle, sizin onunla ilgilendiğinizden daha fazla ilgileniyor!
MAHALLENİZİN ŞEN DELİKANLISI DENİZ YAVUZYILMAZ...
Geçtiğimiz hafta en fazla hareketlilik CHP'den ilk kez TBMM'ye giren Deniz Yavuzyılmaz cephesinde yaşandı.
Partisi tarafından görevlendirildiği KİT komisyonunda, artık "Kaşarlanmış" sayılan üyeleri dumura uğratmasıyla başladı her şey. "Ne yani, şimdi ben CHP'liyim diye partimin genel görüşü dışında oy kullanamıyor muyum?" dedi. "Yani AKP'li üyeler Zonguldak'ta mesela, TTK'nın özel durumu nedeniyle partinin genel görüşü doğrultusunda oy kullanmaya mecbur mu?" demeye getirdi.
Sonra geldi Zonguldak'a... Valiyle, Emniyet Müdürüyle, Belediye Başkanıyla, Muhtarlarla, şoförlerle görüştü. Gerek TBMM'dekiler, gerek Zonguldak kamuoyu çiçeği burnunda vekilin her alandaki gayretlerini "Mahallenin afacan delikanlısı"na duyulan hoşgörüyle değerlendirmiştir gibime geliyor.
Yine de hafife almamak gerek. Yavuzyılmaz'ın çabaları, siyasete kendi rengini ekleme gayreti olarak değerlendirilmeli. Tam da bu yüzden siyasete ömür vermiş kişilerden ziyade, onları o göreve seçenlerin yanılmadığını ispatlamaya çalışan gençlerin tercih edilmesi, gelecek için umutların artmasına vesile olacaktır.
AKP'NİN RAPORU...
AK Parti her seçimden sonra tüm ülkenin seçmen tercihlerinde etkili olan dürtülerin analiz edildiği raporlar hazırlar.
24 Haziran seçimlerinin sonucunda da bu çalışma yapıldı. İktidar partisinin en fazla oy kaybı yaşadığı yerlerde, kaybın en önemli nedeni olarak yerel yönetimlerden kaynaklanan sorunlar ön plana çıkmış. Bunun içinde belediye başkanlarının uygulamaları, imar kararları, vaatlerin yerine getirilmemesi, yerel sorunların çözülmemesi, rantla ilgili şikayetler sayılıyor.
Sonra da kriz beklentisi, piyasadaki durgunluk ve işsizlik kaygıları sayılıyor. Fakat yerel yönetimlerle ilgili şikayetlerin özellikle bizim mahallede ciddiye alınmasında yarar var gibi görünüyor. Haftada bir kez şenlik düzenlemekle cari sorunlar sona ermiyor. Başlanan projelerin yılan hikayesi gibi uzayıp gitmesi, uzayıp giden projelerde yetkili makamların sorumluluk almaktan kaçınarak, eksiklikleri başkalarına izafe etmesi sorunların çözümünü geciktiriyor. Belki de sorunun ana kaynağı budur.
Malum, her hafta mutlaka bir kez yazıyoruz. Yerel seçimler her geçen gün yaklaşıyor. Seçmen tercihleri belki değişmeyebilir ama görevdeki yerel yöneticiler adaylık düşünüyorsa, bu raporların gereğini yapmak için süre daralıyor.
Bizden söylemesi...
ETİKETLER : Yazdır
Deniz Yavuzyılmaz enerjisi ile diğer vekiller ve tüm siyasi irade üzerinde baskı oluşturuyor .. malum çok çalışan sevilmez, önümüzde yerel seçimler varken medya da bunu kullanacak denizi eleştirecektir. Umarım gençlerin önü açılır siyasette denizler buna vesile olur
- s.
- 1
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com