SİYASET NEREYE GİDİYOR?
08 Mayis 2018 08:23:54
Adını açıkça söylemek gerek... İşin gerçeği geleneksel Cumhurbaşkanını değil, başkan seçeceğiz. Eskiden seçim sonrası gündeme gelen koalisyonlar bu kez seçimden önce gündeme geldi.
Peki neden Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı denilen seçim koalisyonları, karşı kamptan bakanlara bu kadar itici geliyor? Genel bir çerçevede cevap vermek gerekirse, partilerin değil, kampların yarıştığı bir seçim sürecini ilk kez yaşıyor olmamızdan kaynaklanıyor bu durum. Her iki kampın paydaşları, daha önceden bir araya gelmesi mümkün olmayan unsurları içeriyor.
Yine de herkesin bildiği üzere her şeyin bir başlangıcı olduğu gibi, bir sonu da olmalıdır. Siyasette ihtilaflar dönemseldir ve ne kadar sürmüş olursa olsun bunların gün gelip yerini farklı bir bakış açısına bırakması şaşırtıcı olmamalı. Bugünlerde yaşananların serinkanlı yorumu şu olabilir: Geleneksel Türk Siyasetinde bir kırılma noktasının arifesindeyiz.
Siyasette birbirlerine en sert ithamları yapan iki parti Cumhur İttifakı çatısı altında seçime hazırlanıyor. Millet ittifakı denilen yapı içinde ise cumhuriyet tarihinin en uzun süreli iktidar mücadelesini yürüten merkez sol ve merkez sağ partilerin yanı sıra, kendini bu iki yola alternatif olarak tanımlayan Milli görüş de var. Dahası Cumhur İttifakı dışında kalan partilerin önemli bir bölümü de büyük ihtimalle en azından ikinci tur için ortaklaşa hareket etmenin planlarını yapmaya başladı bile.
Göreceksiniz, hangisi kazanırsa kazansın siyaset bir daha bizim bildiğimiz yollardan devam etmeyecek. Kimi partiler ittifakın içinde eriyecek, yeni siyasi partiler kurulacak. Mevcut siyasi partiler de kimliklerinde revizyona gitmeye mecbur kalacak.
Geleneksel Türkiye Siyaseti önemli bir değişim ve dönüşüm sürecinde...
***
Peki nedir Geleneksel Türkiye Siyaseti?
Geleneksel Türkiye Siyaseti, sürekli birbirine sürtünerek gürültüler ve sarsıntılar yaratan farklı tektonik levhaları andırır. Siyasi partiler birbirlerine çelişkiler üzerinden söylem geliştirir. Osmanlı'ya karşı Cumhuriyetçiler, Doğu Bloku'na karşı batı yanlıları, İslamcılara karşı laisistler, Kürt toplumuna karşı Türk toplumu, liberal ekonomi ve özelleştirme yanlılarına karşı devletçi ekonomiyi savunanlar, globalleşme yanlılarına karşı, bağımsızlığın üzerine titreyenler gibi...
Siyasi partiler veya kanaat grupları diyebileceğimiz yapılar, genel anlamda bakıldığında bir politikayı savunurlar, arka planlarında ise Türkiyelilik, demokrasi, ifade hürriyeti gibi inançları savunurlar. Aralarında ufak tefek farklılıklar olur ama bu da siyasi parti kimlik ve aidiyetini oluşturan unsur olduğundan mazur görülebilir. Bu siyasi partilerin hemen hepsi bayrak, millet, istiklal marşı gibi konularda aşağı yukarı aynı noktada dururlar. Yine de hepsinin bu noktalarda bile diğerlerinin başka planları olduğunu düşünmesi, Türk siyasetinin aşmakta zorlandığı bir ihtilaf üretme sahasıdır.
Depremlere yol açan tektonik levhalar ve siyaset metaforuna dönecek olursak, Cumhuriyetin Kuruluşu, Nato'ya giriş, Çok Partili rejime geçiş, 60 ihtilaliyle başlayan bir askeri darbe ve muhtıra dizisi, Soğuk savaş döneminden kalma kamplaşmalar, 28 şubat süreci, Gezi olayları, 18-25 Aralık tartışmaları, son olarak da geçtiğimiz sene yapılan Başkanlık sistemi referandumu, bu tektonik levhaların, çeşitli kimlikler üzerinde aşılması zor travmalar bırakan fay hatlarıdır.
Bu travmaları aşma güçlüğü yüzünden ortalama bir siyasi parti taraftarının diğer partilere güven duyması kolay değildi bu ülkede...
***
Cari durumda problem nedir?
İlk turda her iki bloğun tabanlarının stabil kalacağını öngörmek mümkün. Her partili Cumhurbaşkanlığı seçiminde, ilk turda kendi adayına oy verir. Milletvekili seçiminde de kendi partisinin adaylarına mührü basar.
Eğer seçim ilk turda tamamlanmaz da ikinci tura kalırsa, blokları oluşturan siyasi partilerin seçmenlerinin tutumu büyük önem kazanıyor. Sadece tepede kurulan ittifaklar ikinci turda seçimi alabilmek için yeterli olmayacaktır. Aynı zamanda bloklara mensup seçmenin de ilk turdaki ittifakın gereğini ikinci tura taşıması gerekiyor.
Fakat yukarıda anlatıldığı üzere bu bloklartektonik levhalararasında aşılması güç gerilimler, yenmek lüzumu hasıl olan sürüyle travma var. İkinci turda gerek Cumhur İttifakının bir bölümü, gerekse Millet ittifakının çeşitli paydalarının karşı bloğun adayını kendilerine yakın görüp, "Tepe ittifakı"nın işaret ettiği aday yerine ilk turda rakip gördüğü adaya oy vermesi mümkün müdür? Mümkünse bu sonucu ne ölçüde etkileyebilir veya etkileyecek düzeyde bir kayma olur mu?
Bu sorunun cevabı büyük ihtimalle ittifak üyesi siyasi partilerin ilk turda birbirlerine ne ölçüde bağlanabileceğiyle ilgili. Belki seçmen algısındaki farkları minimize eden, "Öteki"ni daha da ötekileştiren bir seçim süreci yaşanır, belki de bunun tam tersi olur. Karşıt ittifaklar, öbür cephenin oyunu alabilmek için farklı stratejileri denemek isterler.
Şu an itibarıyla tek söylenebilecek olan, seçimlerin bundan böyle eskisi gibi olmayacağı. Hele Cumhurbaşkanı bir bloktan, meclis çoğunluğu öbür blokta olursa seyreyle sen manzarayı! Olmaz demeyin, yeni bir dünyada, yeni bir seçim çerçevesinde oy kullanacağız.
Bunda olmaz olmaz!
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com