DEĞİŞİM İHTİYACI...
11 Nisan 2018 11:10:53
Bir sosyal, ekonomik ortam, gün geldiğinde kendini üretemez olur, yönetenler sahadaki işleri çözmek yerine kendi vehimlerini hayata geçirmeye, çevreye bunları dikte etmeye başlar, kurumsal yapılar rutin dışındaki problemler karşısında esnekliğini yitirir. O zaman bir değişim dönemi geldiğini hissedersiniz.
Bu değişim ihtiyacı, anasır-ı erbaa gibi karşı konulmaz bir güçtür. Nasıl dağların ovaların, ormanların yer değiştirme vakti geldiğinde , fay hatları üstünde bulunan her şeyi kendisiyle birlikte hareket ettirerek karşı konulmaz şekilde yer değiştiriyorsa, sosyoekonomik ortamlar kendini yeniden üretemez hale geldiğinde yeni, daha az konformist, daha cesur bir dünyaya, bugünden farklı bir geleceğe doğru evrilir.
Değişim kaçınılmazdır. Herhangi bir çağ öncesinde oluşturulmuş kurumsal yapılar, kendilerini buna göre yenilemezse, en baştan daha müreffeh, daha kolay, daha işlevsel bir sosyal hayat için oluşturulmuş kurumsal yapılar bizatihi tıkanıklığın kendisine dönüşürler... Her ülke, her bölge, her il, ilçe, köy dünyanın dönüşüyle kendisi arasındaki ahengi düzenli aralıklarla yeni baştan kurgulamak zorundadır.
Yoksa işler yolunda gitmez...
***
Şimdi soru şu:
Zonguldak'ta veya Karadeniz Ereğli'de bir değişim ihtiyacı var mıdır?
İlçede otuz yıldır aşağı yukarı aynı kanaat önderleri veya kanaat biçimleri hakimiyetini sürdürüyor. Bu anlayışa göre, her şey yolundayken kimseye söylenecek bir şey yoktur, yapılacak bir şey de yoktur. Tüm yapılması gereken, düzenin aynen olduğu gibi devamını sağlamaktan ibarettir. Belki kimi zaman paslı bir iki dişlinin değişmesi ihtiyacı karşılanır o kadar.
Fakat bu anlayış, gelecekte muhtemel problemlerin çözümü konusunda hazırlıklı değildir; mesela teşvik sistemleri değişirken, problemler ortaya çıkmadan önlem almayı vaz etmez bu görüş. Problemleri bir kez ortaya çıktıktan sonra, çözüm için başa çıkılamayacak büyüklükte mekanizmaları tersine işletmek gerektirdiğinden, problem çözmede de yeterli değil cari yaklaşım.
Bakın, Tersaneler meselesi, Alacaağzı ocağının kapanması, TTK'nın hızla özelleştirme anaforuna savrulması, Kampüs alanı gibi problemlerin çözümü için, daha bu problemler ortaya çıkmadan atılabilmiş doğru düzgün bir adım var mı? Bu sonuçlara mahkum edilmemizde belki tek tek bireylerin de sorumluluğu vardır ama temelde tüm bu "Bekle-gör-ondan sonra seçenek belirle, eylem en sonra gelir" mantalitesinin artık sorgulanmaya açılması gerekiyor.
Dünya ve Türkiye'de muhtemel gelişmeleri takip edecek, onların bölgeye yansımalarını beklemeden analiz edebilecek yeni bir mantaliteye, Zonguldak'ta, Ereğli'de, belki tüm Batı Karadeniz Bölgesinde yeni bir ufuk harekatına ihtiyacımız var.
Bu da demek oluyor ki bir değişim ihtiyacı var.
***
Bilindiği üzere sekiz aya yakın süredir, Ereğli TSO seçimlerini konuşuyoruz. Hafta sonu bu seçim sonuçlanacak. Seçime üç aday girecek ama sekiz ay içinde ismi başkan adaylığı için geçenlerin sayısı altı kişiyi buldu. Bu durum burada bir değişim talebinin olduğunu gösterir. Bu önerme doğruysa, er geç değişim, hafta sonu olmazsa sonraki süreçte kendini ortaya çıkaracaktır. Yine de bu seçimde değişim talebinin ne ölçüde olgunlaştığını endazeye vurma imkanı olacak.
Değişim talebi varsa, bunun sadece TSO seçimleri ile sınırlı kalacağını varsaymak hatalı olur. Muhtemelen gelecek sene bu zamanlarda yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri de bu değişim ihtiyacının olgunlaştığı bir platform sağlayacak. Tıkanıklığın sürmesi halinde ise aynı değişim rüzgarının çeşitli düzeyde siyasi süreçleri etkileyeceğini gözlemleyebilirsiniz.
Anlayacağınız, bugün ne kadar karamsar bir tablo çizilirse çizilsin, en koyu karanlıklar bile bir kibrit çakışına boyun eğer. Zaman, hiçbir yerde sahildekileri beklemek için durmayan akarsulara benzer.
Er ya da geç değişmesi gerekenler değişecek...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com