İTTİFAK KARMAŞASI...
02 Nisan 2018 09:11:42
Erken seçim olmazsa gelecek sene iki seçim var. Biri mart ayının sonunda yapılacak mahalli idareler seçimi, ikincisi Kasım ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimleri...
İttifak planlamaları Kasım'daki seçimler üzerinden yapılıyor. Fakat onun öncesinde bir de mahalli idareler seçimi olması "Evdeki hesabın çarşıya uymaması" neticesini doğurma riski taşıyor.
Normalde, siyasi partilerin ittifak yapması görülmemiş bir şey değil. Oy potansiyeli olan ama barajı geçme sıkıntısı olan partilerle, iktidara yakın ama tek başına iktidar olma ihtimali bulunmayan partiler bugüne kadar seçim ittifakları yaptı. Yani ittifak Cumhurbaşkanlığı Hükümeti modelinin getirdiği bir şey değil. Bu ittifak, her zaman milletvekili seçimlerinde oldu. Yerel seçimde parti genel merkezleri arasında bir ittifak olduğuna dair bir kayıt yok. Bu alanda ancak yerelde, bir partinin aday göstermemek veya göstermelik bir aday gösterip seçimlere asılmamak şeklinde yapılmış uygulamlar vardır.
Fakat gelecek seneki yerel seçim, bir sonraki Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerini tuhaf şekilde etkileme potansiyeline sahip.
***
Yerel seçimde yasal bir zeminde ittifak imkanı olmasının mümkün olamayacağını bizzat hükümet yetkilileri açıkladı ki doğrudur. Hiçbir parti kendi seçmenine başka partiye oy ver demek istemez.
Fakat şimdiden ittifak ortamı oluşturmuş partiler var. Gelecek genel seçimde başka bir partinin adayına oy vermesi gereken seçmen, bu seçimde gelecek seçimde oy vereceği partinin yerel unsurlarından ne gibi bir destek göreceğini görmek isteyecektir.
Bu bir al gülüm, ver gülüm olayı değil... Her durumda tuhaf sonuçları olabilecek bir paradoks. Somutlaştırmak için küçük A partisi ve Büyük B partisinin genel seçimler için ittifak yaptığını düşünün. Her iki partinin yerel seçimlerde alacağı toplam oy, gelecek genel seçimlerdeki ittifakta rol dağılımını değiştirecek.
Diyelim bir seçim bölgesinde, mesela Ereğli'de A Partisi seçmenlerinin büyük parti olan B partisinin adayına oy vermesine karar verildi. Bu durumda zaten oyu az olan partinin oyu daha da az gözükecek ve ittifak değeri düşecektir. Büyük parti B'nin seçmenine küçük partinin adayını desteklemesi telkin edilmiş olsa, bu kez de büyük partinin oyları düşecek ve kamuoyunda bir zafiyet algısı ortaya çıkacak ki büyük partiler için bu algının sonuçları çok can sıkıcı olabilir.
Bu arada oyunu vicdanının emrettiğinden başka bir partiye vermek zorunda kalacak olan seçmenin durumunu da düşünmek gerekiyor. Seçmenin bir kısmı uysalca partisinin üst yönetiminin belirlediği politikaya uyabilir ama herkes iyi bilir ki partisine en sadık seçmen, hatta üye bile böyle zorlamalar karşısında öfkeye kapılabilir ve üçüncü bir partiye oy verebilir.
Yerel seçimlerde ittifak işi ağza alınmasın denilebilir... Bu durumda da gelecek seçimde başka partinin adayı için oy kullanması isteneceği bilinen parti, yerel seçimlerdeki adaylarını kamuoyuna nasıl anlatacak problemi var. Seçmen dinler mi geleceği belirsiz bir partinin hamasi nutuklarını? Küçük parti, ufaktan bir destek görmeyecekse, külliyen zarara girmek dışında bir sonuç bekleyemez bu durumdan.
Çık çıkabilirsen işin içinden...
***
Normalde, ittifak sadece Cumhurbaşkanlığı seçimini kapsamalı elbette. Normalde ittifak işi birinci turda değil, ikinci turda gündeme gelmeliydi. Çünkü yeni sistem böyle. Daha yeni kurulmuş bir sistemin genleri bile bu şekilde bir ittifak girişiminin sonucunda zorlamaya maruz kaldı.
Sonuçların ne olacağını bir miktar kestirmek suretiyle tahmin edebiliyoruz ama bu işte şimdiden öngörülemeyecek birçok risk faktörü de kendini ortaya koyacaktır. Hepsi aynı sistem zorlamasının sonucu olacak bunların.
Çok şenlikli bir seçim dönemi bekliyor bizi... Kimin avantajlı, kimin dezavantajlı olacağını adaylar ortaya çıktıktan sonra göreceğiz büyük ihtimalle.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com