CHP İlçe Başkanı Sertan Ocakcı, Üniversite Kampüsü yapılması umut edilen eski devlet hastanesi sahasının Askeri Güvenlik Bölgesi olarak tespit edildiğine ilişkin bir belge ve basın açıklaması yayınladı ortalık karıştı.

Milletvekili Faruk Çaturoğlu, Ocakcı'nın açıklamasını "Külliyen Yalan, sorumsuzluk" şeklinde bir basın açıklamasıyla yalanladı. ( Bu arada Çaturoğlu'nu AK Parti İlçe Başkanı Fatih Çakır da izledi)

Çaturoğlu belgenin mahiyeti konusunda bir şey söylememiş. Askeriyenin bu bölgeyi isteyip, Göktepe civarında bir yeri vermek konusunda bir teklifi olduğu biliniyordu. Bu konudakı sorulara AK Parti İlçe Başkanı Fatih Çakır, "Mümkün değil, askeriye istiyor ama burası Ereğli'nin geleceği. Buna izin vermeyiz" demişti. Çakır, Ocakcı'nın açıklamasıyla ilgili olarak iddianın doğru olmadığını söyledi

Ocakcı'nın açıklaması öncesinde Çaturoğlu'na "Kampüsten umudumuzu kesmeye başlıyoruz" ifadesinin kullanılması üzerine, Vekil, "Umudunuzu koruyun, takip ediyoruz" demişti. Askeriyenin talebi konusunda da "Takip ediyoruz" demekle yetinmişti.

Talebin BEÜ'ye iletildiği, ancak o süre içinde görev yapan Rektör vekili Prof. Dr. Ali Azar'ın bunu geri çevirdiği de kamuoyuna yansıyan bilgiler arasında.

Böyle konularda askeriyenin bir açıklama yapmasını ummanın yararı yok. Askeriye emir komuta zinciri içinde, girişimlerini dosya ve evrak üzerinden yapar, neticesine göre pozisyon alır. Askeri gelenekte kamuoyuna bilgi vermek yoktur. Ancak kamuoyuna yansıyan evraklar üzerinden bu konuda fikir edinmek mümkün olabiliyor.

***

Son iki yıldır çeşitli vesilelerle kampüs meselesinin giderek karamsar bir görünüme büründüğünü yazmışız

2016'da Haziran ayında (1 Haziran) "Fakülte İşi" başlıklı yazıda "Kampüs kampüs diye debelenip duruyoruz ama bu nedir diyen yok... Eğer burada şu an itibarıyla Turizm Fakültesi haricinde bir şey yoksa, ihaleyi alan üstlenici firma neyin avam projesini çiziyor? Turizm Fakültesi ve idari binaların yerleşim planını mı?" yazmışız.

2 Haziran'da aynı konuda "Anlayacağınız ilçede kanaat lideri pozisyonundakilerin üstünde öğle uykusunun mahmurluğu var. Umut etmekten vazgeçmemek gerek ama inisiyatifi kimin alacağını görememek moral bozucu..." demişiz.

Aynı yıl 11 Ekim'de "Sonra bu kampüs meselesinin devamına ilişkin de şüphe uyandıran durumlar var. Gerçekten ilçede üniversite öğrencisinin sayısını büyük oranda arttıracak bir kampüs projesi hazırlanıyorsa, burada kalacak öğrencilerin lojistik meseleleri niye hiç gündeme gelmiyor? Yurt alanı olarak imarda ayrılan bir yer niye konuşulmuyor? Ayrıca, Turizm Fakültesi ile ilgili durum da net değil. Bu okul hesapta turizm İşletmeciliği, Konaklama İşletmeciliği, Rekreasyon Yönetimi, Yiyecek İçecek İşletmeciliği, Gastronomi ve Mutfak Sanatları, Turizm Rehberliği bölümleriyle eğitim-öğretim faaliyetlerini gerçekleştirecek. Böyle denildiği zaman sanki her şey hazır da öğrenci kabul etmek dışında bir sıkıntı yok gibi görünüyor ama fiili durumla yazılıp çizilenler arsındaki uçurum ayak sürüme izlenimi veriyor."

Bugün bir de bakıyoruz, turizm fakültesine kayıt iki elin parmaklarını bulmuyor.

2017 yılında da belki onu aşkın yazı yazmışız. Bu meselede siyasilerin ayak sürümesinde bir gariplik olduğunu çeşitli açılardan anlatmışız.

***

Meselenin başka bir boyutu daha var. Askeriyenin teklifinin bir takas anlamı içerdiği söyleniyordu ya. Bu sene 6 Ocak'ta bu takas ile ilgili olarak da şunları yazmışız:

"Anlaşılan Orman Müdürlüğü, askeriyeye yer tahsisi konusunda sıkıntı çıkarmazken, Üniversiteye kampüs alanı olarak yer tahsis etmesi mümkün olamıyormuş. Buradan—kendi değerlendirmeme göre—şu sonuç çıkıyor. Askeriyenin talebi gerçekleşirse, kampüsü falan unutup üstüne su içmek gerekebilir."

19 Şubat'ta ise durum şu:

"Nato hattı filan dediler, Anıtlar Yüksek Kurulu'nun bir bina üzerine itirazı dediler, askeriye bu alanı almak istiyordu takas istedi falan dediler. Bugüne kadar söylenen şeylerin tamamı, bu işin önündeki engeller ve o engellerin cansiperane çabalarla aşıldığı oldu. Gerçekte yakından baktığımızda, Ereğli'ye yeni, derli toplu bir üniversite kampüsü kurulacağı konusunda, somut, elle tutulur sayacağımız herhangi bir kanıtımız yok."

15 Mart'ta 'Tefe konulacaklar listesinin ilk sırası' başlıklı yazıda "İnatçılık iyi midir tartışma götürür.Fakat bu Üniversite kampüsü meselesi gelecek seçime kadar bir hale yola girmezse, bunun üzerinden siyaset yapanları tefe konulacakların ilk sırasına koymak konusunda taviz yok" yazmışız.

22 Mart'ta, "Rektör Beye Mektup" başlıklı yazıda yeni rektör Prof. Dr. Çufalı'ya hitaben, "Sürecin daha şeffaf yürümesini, makul bir takvimin belirlenmesini,en azından makamınızdan, "Ereğli Kampüsü'nün üniversitenin stratejik bir yatırımı olduğunu ve mutlaka gerçekleştirileceğini" ya da "Böyle bir planımız, projemiz yok" mealinde bir beyanınızı duymayı diliyoruz. Bunu diliyoruz ki, bu konudaki umutlarımızın, ikbal peşindeki siyaset ve sivil toplum yöneticilerimiz tarafından sömürülmesi bir son bulsun" demişiz.

***

Hani perşembenin gelişi çarşambadan bellidir derler ya... Bu iş yeni değil. Gerçekten alan askeri güvenlik bölgesi içine alınarak kampüs işi umudu sona erdirildiyse, siyasilerimiz tefe konmak için kendilerini hazırlasın.

Eğer hala Çaturoğlu'nun (Ve de Çakır'ın)dediği gibi "Külliyen yalan" durumu varsa, bu konudaki girişimlerin ne noktada olduğunu açıklasın, üç beş milyonluk bir bütçe bulup yatırıma başlasınlar ki inanalım.

Çünkü artık sözler ikna ediciliğini yitirdi. Demek sözün bittiği yer böyle oluyormuş.