ARSLAN KELEŞ...
27 Mart 2018 08:36:39
Arslan Keleş, basın toplantısı düzenledi... Ereğli için yapacaklarının hangi çerçevede gerçekleştirileceğini anlattı, soruları yanıtladı.
Aslında Arslan Keleş, TSO seçimlerinin Kasım ayında yapılacağı açıklandığında, bu çerçevenin ana hatlarını o günlerde düzenlediği basın toplantısında da ortaya koymuştu. Bu çerçeveyi anlayabilmek için o günlere, hatta daha da eskisine, merhum Yaşar Tetiker'in ipi göğüslediği daha önceki TSO seçimlerine gitmekte yarar var.
Geçtiğimiz TSO seçimlerine Arslan Keleş'in grubu, İrfan Erdem'in grubu, Yaşar Tetiker'in grubu seçimlere girmişti. O seçimde Muhammet Likoğlu'nun da kendi grubunda bağımsız olarak seçime girdiği hatırlanacaktır. Neticede ipi Merhum Yaşar Tetiker göğüsledi, seçim sonrasında Erdem ve Keleş'in ayrı ayrı seçime girmesinin Tetiker'in önünü açtığına dair hayli "Can sıkıcı" ifadeler kullanıldı. Özellikle Keleş ve Erdem grupları arasında kapanmaz bir uçurum açılmış gibiydi.
Süleyman Demirel'in bir lafı vardır. "Barışmayı bilmeyen kavga etmesin" derdi merhum siyasetçi. Merhum Cumhurbaşkanı, "Dün dündür, bugün bugündür" de derdi aynı zamanda. Bu ifadeler, beraber yürüyenlerin ayrılabileceği, ayrı yürüyenlerin de daha sonraki süreçte bir araya gelebileceğini gösteren, çoğu kişinin erişmeyi hayal edemeyeceği bir olgunluğun göstergesi olan ifadelerdir. Genel anlamıyla, kırgınlıkların bir an önce bitmesinin daha yararlı olduğunu, bunları sürdürmenin başka koşullarda anlamsız olduğunu kabul edebilmek gerekir. Böyle olmasa, savaşların ebediyen sürmesi ve yol açtığı acıların kronikleşmesini kanıksamamız gerekirdi.
Nitekim, 2017 yılının son çeyreğinde, TSO seçimlerinin Kasım ayında yapılacağı düşünülüyordu. Arslan Keleş'in bu dönemde düzenlediği basın toplantısına, ilçede en önemli sosyal figürlerden birine dönüşen İrfan Erdem'in yeni bir sayfa açıldığı ve ayrılıkların yerine birlikteliklerin temel alındığı yeni bir dönemin kapısının aralandığı anlamına gelen uzlaşmacı tutumu damgasını vurdu. O günlerde bu sadece Erdem ve Keleş'in gruplarının güç birliği yaptığı şeklinde yorumlandı ve daha derin bir anlam içerdiği pek akla gelmedi.
Sonra beklenmedik bir şekilde TSO seçimleri Nisan ayına ertelendi. Seçimlerin ertelenmesi her grup açısından risk ve avantajları beraberinde getirir. O günlerde, ertelemenin adayların söylemlerini havada kalması sonucunu doğurduğunu düşündük. Elbette ertelemeler mevcut yönetimlerin lehine olacaktı. Bir süre bu durum böyle de göründü. Ne de olsa Merhum Yaşar Tetiker hala adaydı ve bu süreyi en iyi şekilde değerlendirecekti. Tetiker'in üzücü bir şekilde terk-i alem etmesi, TSO seçimlerindeki bir kırılma noktası oldu aynı zamanda. Sertan Yalçın yerine önce TSO başkanı, sonra da yeni dönemin adayı olarak ortaya çıktı.
Gelişmeler malum. Halen TSO Meclis Başkanı olarak görev yapan İşadamı Faruk Yazıcı'nın da adaylığı gündeme geldi bu arada. Fakat karşılıklı görüşmeler neticesinde, Yazıcı da adaylıktan çekildi ve Arslan Keleş'i destekleme kararı aldı. Adaylığını açıklayanlardan Mustafa Özkan yarıştan çekildiğini açıkladı bu arada.
Buraya kadar anlatılanlar, Keleş'in TSO başkanlığı veya TSO Organ Seçimleri dediğimiz süreçte "Birliktelik" kavramını temel aldığı ortaya çıktı. Sadece bir önceki seçimde rakipleri olan grubun hatırı sayılır bir kısmıyla değil, bu seçimde ayrı olarak yola çıkmış bir grupla da bir araya gelmeyi başardı. Dahası, bir önceki seçimin galibi olan gruptan, bu seçimde Keleş'i destekleyen birçok kişi var. Basın toplantılarında Keleş'in en temel dayanağı olan "Birliktelik" temasına adayla birlikte, en az aday kadar sahip çıkıyorlar.
Basın toplantısında, "Projeleriniz nedir?" diye soruldu Keleş'e... Elbette ilçenin problemlerini çözmek için belli çözüm matrisleri de geliştirilecektir amane kadar Keleş bunu söylese de kimse üstünde doğru şekilde durmuyoren büyük proje gözler önünde duruyor aslında... Ereğli'nin birlikteliğe ihtiyacı var. Her konuda değil ama. Sadece asgari müştereklerde bir araya gelmek yeterli.
Siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının kongrelerinde tüm adaylar aynı şeyi yapacaklarını söylemesine rağmen, bunu "Öteki"nin değil, kendisinin yapacağını, öbürünün "kimin adamı" olduğu konusunda spekülasyon yapıldığına tanık olmuyor muyuz? Amaç bir problemi çözmekse, onu mutlaka birinci tekil şahsın tekeline almanın yararsız olduğunu çok gördük bugüne kadar...
Arslan Keleş'in projesi tam olarak budur: Dünkü tutumu ne olursa olsun, ilçenin asgari müştereklerinde bir araya gelebilecek insanları aynı amaç etrafında toplamak, bunu torbadaki tumturaklı laflar arasında olduğu için değil, gerçekten yapılması gereken bu olduğu için, Ereğli'nin başka bir çıkışı olmadığı için gerçekleştirmek...
Bunun ne gibi mühendislik sonuçları doğuracağıki ekip ruhu korunduğu sürece mutlaka diğer projeler muhakkak gündeme gelecektirtali bir meseledir.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com