Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, Ereğli, Alaplı ve Zonguldak Merkez ilçelerde faaliyet gösteren gazetecilere yaptığı çalışmaları anlattı.

Belediye başkanı büyük ihtimalle yaptığı çalışmaların hepsine inanıyor. Ancak bir gün içinde 22 başlık altında tanıtım gerçekleştirmek, hele bunu aynı haber içinde anlatmak gerektiğinde, hepsi bir sürü şey arasındaki şeylerden birine dönüşüyor. Bilmem maksat ne kadar hasıl olmuştur?

Gezi boyunca Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti, Karaelmas Gazeteciler Derneği, Ereğli Gazeteciler Derneği, Alaplı Gazeteciler Derneği, Kozlu Gazeteciler Derneği başkanları da Uysal'ı yalnız bırakmadı. Bu vesileyle Zonguldak'tan gelen güzide basın mensupları ile kaynaşma imkanından da mahrum kalmadık. Ereğli Gazeteciler Derneği Başkanını bir tarafa bırakırsanız—o dernek için belediyenin yer tahsis etmemesinden şikayetçidir—diğer başkanların çalışmalar konusunda Uysal'ı motive ettiğini gözlemledik. Bu motivasyon çabalarına, belediyenin ilan portföyündeki bazı basın mensuplarının da tam gaz katıldığını düşünürseniz, Başkan Uysal'ın moralini yükselten bir gezi olduğu sonucu çıkarılabilir.

Ne kadar otobüsle dolaşsak da, kimi mekanlarda fazlaca yürüme veya ayakta durma mecburiyeti olması gezinin handikaplarından biriydi. Zira gezinin çoğunu aynın koltukta tamamladığımız arkadaşla, baştan iki koltukta sıkışırken, son etaplarda harcadığımız efor yüzünden daha rahat oturur olduk. Bir açıdan 'Ereğli Ereğli olalı böyle zulüm görmedi", başka bir açıdan da Sağlıklı Yaşam Gezisi olarak değerlendirilebilir bu gezi...

***

Gezide, büyük oranda belediye tarafından yürütülen çalışmalar konusunda bilgi alındı. Elbette öyle uzun geziydi ki, bazı soruları sormak mümkün olmadı, kimilerini de muhtemelen belediye başkanı pas geçti.

Mesela, arıtma tesisi'nin test aşamasında olduğu meselesi... Geçen sene yine cümbür cemaat bir otobüse doluşup Delihakkı'daki tesisi ziyaret ettiğimizde, Belediye Başkanı 'Önümüzdeki Nisan, bilemedin mayıs başı Ereğli Halkı memba kalitesinde su içecek' demişti ama bizim musluktaki suda Aralık başı itibarıyla bir değişiklik yok. Gecikmenin nedenini, sorumlusunu; ne zaman bu memba kalitesinde suyu içeceğimizi sormaya vakit olmadı. Zira dediğim gibi gayet uzun bir geziydi ve bu bölüm de gezinin başında otobüste anlatıldı. Sorsan, curcuna içinde sesini duyurmak bir mesele, cevabı anlamak başka bir mesele. Belediye Başkanı da bu konulardan 'Hassasiyetle' kaçınmış olmalı diye geliyor akla.

Keşke, o otobüsle gezerken—mesela Erdemir Caddesi'nden geçerken—birimiz çıkıp da "Bu trafik de ne böyle, siz üniversite ile Kent İçi Toplu Taşıma ve Ulaşım Master Planı diye havalı ismi olan bir projeniz yok muydu?" diye sorabilseydi. Trafik meselesi Dombay Deresi—bu ismi biri çirkin bulup Sakindere adını koymuş niyeyse—çalışmalarını incelerken, trafik probleminin içinden çıkılmaz hale gelmesine başkan ve beraberindeki basın ordusunun fena halde katkıda bulunduğunu gözlemledik. Oradan geçerken bu kalabalığı aşmakta zorlanan sürücülerin yayalar hakkındaki yorumlarını öğrenmeyi hiç istemezdim. Aynı şey, Muhtarlar Derneği önünde de yaşandı. Ama şansımıza muhtarlar varken, fazla gürültü patırtı çıkarmak bizim vatandaşın adeti değildir.

***

Gezinin belli bölümlerinde—Uzun Mehmet Anıtı, Seyir Terası, Kent Müzesi filan—turizm vurgusu ön plana çıktı. Seyir terası dediğiniz, demirden bir iskele, manzara olarak lojmanlar, kavaklık civarı, Erdemir'in bir bölümü görünüyor. Alan güzel, piknik masaları güzel, manzaranın güzel olduğunu da belediye başkanı söylüyor. O böyle deyince itiraz etmek ayıp olurdu.

Fakat, seyir terasının asıl yapılması gereken yer Göztepe idi. Bu konuda bundan yaklaşık dört beş yıl önce bir köşe yazısı yazdığımı hatırlıyorum. Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, göreve geldikten sonra Göztepe'ye bir merdiven yapılacağını söylemişti. Bir ara teleferik filan da konuşuldu ama böyle şeyler Ereğli dışındaki yerlerde yapılabilir. Buranın havası müsait değil anlaşılan. Göztepe'den şehrin izlenmesine olanak vermeyen bir turizm konseptini kimsenin izah etmeye çalışmasına gerek yok. Bu olmaz. Engeller vardır ama tüm siyasilerimiz bu engelleri aşmak için seçilmiyor mu?

Sonra turizm kenti denilen yerde belediyenin doğru düzgün bir kültür merkezi olmamasını kabul etmek mümkün değil. Kimse Kültür Bakanlığı işbirliğiyle güzel toplantı salonları, sineması, tiyatro salonu, sergi salonları olan bir kültür merkezi yapımı olanaklarını araştırmış mıdır bilinmez. Merkezin şu an tam kapasite çalışmayan, eski bir bina olduğunu herkes söylüyor, fakat bu konuda ağzını açıp doğru düzgün bilgi veren biri yok. Haliyle Belediye Başkanı da bu suskun konvoyda kendine bir yer edinmiş gibi görünüyor.

Başkanın söylediklerine gelince, onlar zaten bugün gazetede okuyacağınız haberde var. Takdir bizim değil Ereğli'de yaşayanların.