GERÇEK GÜNDEM, YAPAY GÜNDEM
25 Ekim 2017 12:34:25
Mesela hayat pahalılığını, göçleri, giderek azalan kamusal yapılara güven problemleri yerine neden müftülerin nikah kıymasını konuşuyoruz. Müftülerin nikah kıyması gerekliliği nereden ortaya çıktı? İnsanlar nikahımızı neden müftü kıymıyor diye ağlıyor muydu, yoksa nikah dairelerinin önünde uzun kuyruklar mı vardı?
Neden her ay açıklanan işsizlik rakamları ve hayat pahalılığı verilerini tartışmak yerine değerler üzerinden tartışmaları asıl gündem haline getirdik?
Seçimlerin yapılmasının ardından, ülke ve bölgede işsizliğin azaltılması için çaba harcayan bir siyasi veya sivil toplum kuruluşu gördünüz mü? Bölgeye yapılacak yatırımları, bölgenin kaybettiği ekonomik değerleri konuşmak yerine, herhangi bir sivil toplum kuruluşunun başına kimin geleceğine kafa yormayı niye alışkanlık haline getirdik?Niye Ereğli Kampüsü'nün akıbetinin ne olduğunu, Tersanelerde çalışan yetişmiş elemanların başka bölgelere göç edişini, Kandilli'de Alacaağzı ocağının göz göre göre kapatılmasını konuşmuyoruz da il mi olacağız, bütünşehir mi olacağız diye debelenip duruyoruz?
***
Ben size söyleyeyim. Siz görmüyorsunuz diye hayatınızı etkileyen negatif unsurlar ortadan kalkmazlar. Neticeye etki eden girişimlerde bulunmadığınız sürece karşılaştığınız problemleri çözemezsiniz. Bir şeyler yapmak gerekir?
Bir de ne görelim? Ereğli Kampüsü'nde milletvekilinin bakanın önünde söz verildiğini açıkladığı Metalurji ve kimya fakültesi konusunda Erdemir tarafından alınmış bir karar yokmuş meğer. Yaz aylarında biteceği açıklanan Ereğli Zonguldak yolu kış ayları yaklaşırken çalışmalar hala devam ediyor. Bu gidişle yetişeceği filan yok.
Pazartesi günü karşılaştığım bir büyüğümüz, "Ereğli'de siyaseti nasıl görüyorsun" diye sordu. Kendisine "Ben neticeye bakarım," dedim. "Siyasiler siyaset alanında başarılı olabilir, seçim kazanabilirler, pozisyonlarını koruyabilirler. Bunu yapınca da başarılı sayarlar kendilerini. Bizim bakmamız gereken, o başarılı siyasetçinin kentin sorunlarının çözümü için nasıl yaklaşımlarda ve girişimlerde bulunduğudur" diye ekledim.
Hakikaten başarılı siyasetçilerimiz var. Kendi siyasi ikballeri için yapılması gerekenleri çok iyi biliyorlar ama ilçenin içinde bulunduğu problemlerden çıkış konusunda gerçek bir önerisi olan yok. Adeta bu "Böyle gelmiş, böyle gider" hali işlerine geliyor. Öyle ya, her seçimde "Cak-cek" diye konuşmak varken, yaptıklarını anlattıklarında "geçmişe mazi derler" şeklinde dudak bükenlere rastlamaları kaçınılmaz. Belki işin devam etmesi, bitmesinden daha çok işlerine geliyordur.
***
Belediye meclisinde, kimin kime kazık attığı kadar belediyenin kentin problemleri konusunda yaptıklarınıveya yapamadıklarınıkonuşamıyoruz. Niye kişilerin karakterini kamusal alanda yapılması gerekenlerden daha fazla konuşuyoruz.
İhanet falan diyorlar ya... İhanet sözcüğü iletişim problemlerinin en ciddilerinden sayılan sen dilinin parçasıdır. Ben şunları yaptım demek yerine, o şunları yaparak kente, kamuya vb ihanet etti demek daha kolaydır.
Artık kişiler ve kimlikleri üzerinden tartışmayı bir yana bırakıp, olgular ve fikirler üzerinden konuşmaya çalışmamız gerek.
Yoksa yarın çok geç olacak.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com