FINDIK PLANTASYONU...
02 Agustos 2017 09:59:42
Fındık üreticisinin işi gün geçtikçe sarpa sarıyor. Türkiye'de tekel oluşturmasından kaygı duyulan firma, faaliyet alanlarını genişletiyor. Böyle giderse Karadeniz bölgesi birkaç sene sonra "Fındık Plantasyonu"na dönüşecek.
İtalyan menşeli bu firma malum... Fiskobirlik'in siyasiler eliyle tasfiyesininveya piyasanın etkisiz elemanına dönüştürülmesinin de diyebilirsinizardından, ülkenin en büyük fındık alıcısı haline dönüşen ve birkaç ilde aynı anda faaliyet gösteren bir Türk firmasını satın aldı.
Bu firma, dünyanın her tarafında tüketilen çikolata veya fındık kreması gibi ürünleri imal ediyor. Yani nihai ürün ondan çıkıyor. Şu andaki duruma bakılırsa, bu İtalyan şirketi, üretim sahaları üzerinde de belli bir kontrol oluşturma gayretinde. Mesela, Doğu Karadeniz'de birkaç ilde aynı anda fındık kurutma tesisleri kurulumu gerçekleştiriyor. Üretici buraya fındığını veriyor, fındık nemi yüzde altıya düşene dek kurutuluyor. Yağışlı bir bölgede büyük bir kolaylık sağlıyor bu uygulama.
Firmanın hammadde sürecine bu şekilde girmesinde geleceğe yönelik negatif algılar üreten bir durum var. Haliyle yabancı bir firma üretim süreçlerinin risklerinipatpat kazaları, fındık tarlasında elma ağacından düşen mevsimlik işçi, don, sis, güneydoğudan gelenlerin yolda geçirecekleri kazalar, böcek ısırması, yılan sokmasıgibi binbir türlü riski üstlenmek istemez. Bunun sonucunda, mülkiyet edinmeden sahada kendi arazisinde üretim yapanların üretim koşullarında belirleyici olmak ister.
Bu İtalyan firması tam olarak bunu yapıyor şu anda. Bu da Karadeniz Bölgesi'nin tek bir şirketin kontrolündeki devasa bir plantasyona dönüştürmesi tehdidini yanında getiriyor.
***
Plantasyon sözcüğü, büyük miktarlarda tarım yapılan geniş arazileri ifade eder. Kahve Plantasyonları, Muz Plantasyonları, mısır plantasyonları filan gibi. Bu plantasyonlar tek bir kurum veya birlik tarafından kontrol edilir. Kimi zaman bu şirket-birlikler bu vasıtayla toplum üzerinde önemli ölçüde siyasal, sosyal bir güç elde eder.
Bizim siyasilerin bir şeye kızdıklarında söyledikleri "Muz Cumhuriyeti" kavramı, aslında bu plantasyon uygulamaları sonucunda, kendi kurallarını koymaktan aciz duruma düşmüş, muz plantasyonlarının güdümündeki memleketleri ifade eder.
Bugünün ölçüleriyle düşünüldüğünde bağımsızlığına düşkün Karadeniz insanları için böylesi bir plantasyon fikri karanlık, neredeyse distopik bir kavram. Plantasyon niyeti önündeki en önemli engel de herhalde Karadenizlinin kişisel bağımsızlık duygusu olacak.
***
Gönül bir fındık üretim sahasını ve fındık üreticisini muz plantasyonu ve bu plantasyonların yönetimini andıran uygulamalarla muhatap olsun istemiyor.
Fakat Fiskobirlik'in 2006 yılından sonra aniden devreden çıkması, devletin destekleme alımlarını bırakıp doğrudan desteğe geçmesinin sonuçları öyle vahim oldu ki, gidişatın devam etmesi halinde sonucun nereye varacağını kestirmek zor. Bu yazı olabilecek en karamsar tablonun ne olacağını göstermeyi amaçlıyor.
Örnek verelim: Ziraat Odaları ve Tarım Müdürlükleri eliyle rekolte tespiti yapılıyordu. İki sene önce aradaki ihtilafın yanlışlığına dem vurularakniye yanlış olduğu ayrı bir sorgulama konusu, zira fındık harmana indiğinde kimin üreticinin yanında olduğunu da anlamak mümkün oluyordu. İki kurum daha doğru tahmin yapmak için yarışıyor, bu da doğruluk oranını arttırıyordurekolteyi sadece Tarım Bakanlığı'nın açıklamasına karar verildi.
Haliyle tek elden yapılan açıklama ikili sisteme göre manipülasyona daha açık. Üreticiler tek tek bu işi yapamayacağına göre, ne söylenirse kabul etmeye mecburlar. (Bir plantasyon işçisi davranışı) Siyaset kurumunun herhangi bir alanda güvenilirliği bu ülkede hiçbir zaman üst sıralarda olmamıştır zaten. Bu çok iyi bir şey değildi yani.
Üstüne üstlük, 2017 rekoltesini Tarım Bakanlığı bile açıklamadı. Yurt dışında yapılan bir sempozyum mu, seminer mi öyle bir yerde, yabancı bir kurumun temsilcisi açıkladı. Açıklanan rakamın gerçek rekolteyi çok aşacak bir şekilde (670 bin ton) açıklanması, sahada uluslararası şirketlerin manipülatif girişimlerde bulunduğunun işareti değil midir?
Sırf o açıklama yüzünden fındığın fiyatı bugünlerde yedi buçuk liralarda geziniyor. 2006 öncesinde bugünleri birisi anlatsa inanmazdık. Eğer üretici aleyhine bu gidiş devam ederse sonu konusunda bu yazıda anlatılan karamsar tablonun gerçekleşmesi işten değil...
Bunu engellemenin tek yolu da üreticinin bir şekilde ortak hareket edebileceği bir platformda buluşmasıdır.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com