Uçuruma yuvarlandı!....
  CHP'de son dakika gelişmesi...
  Otobüsten inerken düştü…
  Buzlu yolda düşerek ağır yaralanmıştı… Hayatını kaybetti…
  Kısıtlama kaldırıldı!
  Okullar tatil edildi
  Zonguldak yolu uzun araçlara kapatıldı...
  Yüzer vinç dereye sürüklendi, 5 kişi AFAD ekiplerince kurtarıldı
  Trafiğe çıkmaları yasaklandı…
  Facia ucuz atlatıldı!
14 Mayıs 2025 Çarşamba
Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
logo
  •  
    •  » GÜNCEL
    •  » KÜLTÜR
    •  » SİVİL TOPLUM
    •  » KULİS HABER
    •  » YEMEK
    •  » DİN VE MEZHEPLER
    •  » EREĞLİ TARİHİ
    •  » FOTO GALERİ
    •  » VİDEO GALERİ
    •  » YAZARLARIMIZ
    •  » RÖPORTAJ
    •  » SİNEMA
    •  » TEKNOLOJİ
    •  » DİYALOG
  • SİYASET
  • AKÇAKOCA
  • EKONOMİ
  • GÜNDEM
  • ASAYİŞ
  • YAŞAM
  • SAĞLIK
  • MEDYA
  • SPOR
  • EĞİTİM
SANSÜR KALKMIŞ GİBİ YAPILMAYA BAŞLANMASININ YIL DÖNÜMÜ...

SANSÜR KALKMIŞ GİBİ YAPILMAYA BAŞLANMASININ YIL DÖNÜMÜ...
24 Temmuz 2017 15:17:51

Yazar : Hüseyin Aksakal

  • Whatsapp ta Paylaş

Düşünün... 1900'lerin başında gazetecilik mesleğini icra ediyorsunuz. Haber merkezi haberleri topluyor, mürettipler sayfaları diziyor... Sonra bir prova çıktısını alıp devletin görevlendirdiği sansür görevlilerinin denetimine sunuyorsunuz.

Sansür görevlisi gazetedeki iki haberin yayınını uygun bulmayınca onun yerine yedekte tuttuğunuz çiçek böcek haberlerini yerleştiriyorsunuz. Sonra tekrar sansür kuruluna gidiyorsunuz onay verirse basıyorsunuz.

Osmanlı devletinde sansür, 1864 tarihli Matbuat Nizamnamesine dayanıyordu. Bu nizamname kapsamında hükümetten izin almadan gazete çıkarmak yasaktı. Yasaklar, resmi yazıları yayınlamamak, iç güvenliği bozmaya yönelik kışkırtıcı yayımlarda bulunmak, genel adap ve ahlaka aykırı yayınlar yapmak, padişaha saldırı sayılabilecek yazılar yazmak, dost devlet liderlerine dokunan söz ve deyimler kullanmak, devlet memurlarını, yabancı diplomatları kötülemek gibi suçları da kapsıyordu.

İş bu kadarla kalsa iyi... 1867 yılında çıkarılan Ali Kararname ile muğlak ifadelerden oluşan yeni yasaklar da eklenince, birçok gazete kapatıldı, birçok gazeteci meslekten men edildi. 1876 yılında yeni bir kararname ile gazetelerin basılmadan önce denetlenmesi usulü getirildi.

***

Tarihlere dikkat edin.

Önceden denetlemeyi getiren 1876 tarihi aynı zamanda Sultan Abdülhamit'in tahta çıktığı ve 1. Meşrutiyetin kurulduğu yıldır. Meşrutiyet kısa ömürlü olsa da, otuz iki yıl basın üzerindeki denetim bu şekilde devam etti. Sonra 24 Temmuz 1908'de ikinci meşrutiyet ilan edildi. Bu olayla birlikte gazetelerin basılmadan önce kontrol uygulamasına son verildi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, bir basın günü oluşturmak için 1946'da girişimlerde bulundu. İlk gazetenin çıkış tarihi araştırıldı, konu üzerinde hemfikir olunmadığı ortaya çıktı. Nihayet gazeteci Falih Rıfkı Atay, bayramın 24 Temmuz'da kutlanması fikrini ortaya attı.

Basından sansürün kaldırılmış gibi yapılmasının tarihini böyle kutlamaya başladık.

***

En baştaki kısma dönelim...

Gazetesinin akşam denetleneceğini bilen bir yazı işleri ekibi, denetimden geçebilmek için ne yapar? Önce kendini sansür memuru yerine koyarak otosansür uygular. Bu nasılsa geçmez diye bazı haberleri hiç koymaz, bazı haberleri de böyle geçmez diye 'gerçeği mülayimleştirerek' koymayı tercih eder.

Belki aklınıza gelmiştir ama ben söyleyeyim.. Bu otosansür zorunluluğu, sansür kurulunun onay vermediği haber sayısından çok daha fazlasını yazı işleri müdürünün odasındaki çöp kutusuna atmıştır.

Otosansür, bu nedenden ötürü, normalde yasal çerçevede uygulanan sansürden çok daha zarar vermiştir demokratik sürecin gelişimine.

Zira toplumun sağlıklı, doğru bilgi alamadığı yerde demokrasi filan olmaz...

***

Yazıyı okurken—okuyormuş gibi yapmıyor, sahiden okuyorsanız—bugünkü yayıncılık ortamı ile o günleri karşılaştırıyorsunuzdur mutlaka...

Hapiste sürüyle gazeteci var. Muhalif gazetelere şu veya bu sebeple kayyum atanmış, el konulmuş, başka, bunlar hükümete yakın kesimlerin eline geçmiş. Muhalif basın kuruluşlarının sayısı bir elin parmaklarından daha az kalmış.

Gazetecilik mesleğinden ihraç edilme diye bir şey yok çok şükür. Fakat devlet sarı bir kart vererek onaylamazsa, gazeteci kabul edilmeyenler de var, bu kartı alamadığı için kendisini gazeteci kabul etmeyenler de. İsterseniz destekleme ilanlarının gücünün somut etkilerine hiç girmeyelim. Muhalif yayınlar yaptıkları için vergi memurlarıyla muhatap olan ulusal gazetelere ilişkin iddialar var en azından. Kimi infial uyandıracak asayiş olaylarında mahkemenin saliseler içinde verdiği yayın yasakları da öyle. Bunlar işin kamusal tarafı.

Fakat yine de otosansür daha tehlikeli. Bu koşullar altında yukarıda anlatılan otosansür mekanizmasının bu koşullar altında ortadan kalkmış olabileceğine inanmak mümkün diyorsanız ona bir şey diyemem. Fakat birilerinin gözlerini kapatması, gerçeği ortadan kaldırmayacaktır.

Otosansürün genel etkisi büyük ulusal basınla ilgili olduğunu zannetmeyin sakın. Yerel basında—yani Ereğli basınında—Erdemir veya belediyeden ilan alamamanın yayın kuruluşları için bitirici bir etkisi olduğu, bu kurumların yeri geldiğinde kendileri açısından dikensiz gül bahçesi çizmeyen yayın kuruluşlarına uygulanan destekleri kestiklerine dair çok sayıda örnek var. Yazı işleri, bu çerçevenin dışına çıkacak haberleri "Aman!" nidalarıyla karşılayabilir sadece.

Halkın böyle bilgi aldığı bir ortamda demokrasinin kalitesi ne olur dersiniz?

Bu Yazı Toplam 657 Defa Okunmuştur

ETİKETLER : Yazdır

      Yorumlar
    Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
    Henüz bir yorum yapılmamış

     Diğer Yazıları


    • HAVADAN SUDAN…
      30-09-2019 | 07 : 59 53
    • KAMPÜS SORULARI
      30-03-2018 | 08 : 44 13
    • DÖNER ÜSTÜ HABER...
      19-07-2017 | 09 : 50 49
    • UNUTMADIK DİYORUZ AMA…
      17-08-2019 | 08 : 32 06
    • İYİ PARTİ, MHP, SAADET PARTİSİ
      19-07-2018 | 08 : 03 14
    • GUGUK KUŞU YUMURTASI...
      10-08-2016 | 08 : 43 05
    • ALAPLI’DA ALTIN ARAMAK…
      04-09-2019 | 10 : 22 27
    • EKSİK OLMASINLAR...
      08-03-2018 | 08 : 05 49
    • BİR... İKİ...ÜÇ... ERDEMİR!
      27-06-2016 | 09 : 01 26
    • EŞİT MESAFE PARADOKSU...
      07-03-2018 | 08 : 21 15
    • MAHALLENİN YAKIŞIKLISI MURAT BOZ...
      01-02-2017 | 08 : 40 25
    • BEN "HAYIR" DİYECEĞİM
      23-01-2017 | 08 : 36 09
    Tüm Yazıları

     Köşe Yazarlarımız


    • doğan  yıldıztan
      doğan yıldıztan
      Bir Başka Avrupa!
    • UĞUR DEMİROĞLU
      UĞUR DEMİROĞLU
      HALKIN PARTİSİNDE YENİ YÖNETİM BELİRLENDİ…
    • Hasan Vehbi Ersoy
      Hasan Vehbi Ersoy
      DEİZM-TEİZM-ATEİZM-PANTEİZM’E BAKIŞ
    • Semih ÇOLAK
      Semih ÇOLAK
      SEÇMEN NE DEDİ?
    • Konuk Yazar
      Konuk Yazar
      Temiz enerji ve gelecek mücadelesi
    • Uğuralp CİVELEK
      Uğuralp CİVELEK
      “Bu bir suç duyurusudur”
    • Özkan Doğan
      Özkan Doğan
      YEREL RADYO VE REKLAM
    • Şenol AZMAN
      Şenol AZMAN
      “Aman doktor, yaman doktor. Derdime bir çare!” – 2-
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Op. Dr. Erol GÜNEN
      Çocuğum Düz Taban mı? İçe mi Basıyor? Ne Zaman Endişelenmeli?
    • Merve KIRAN
      Merve KIRAN
      KİLO KONTROLÜNDE KİLİT NOKTA: ARA ÖĞÜNLER
    • Özge CERRAH
      Özge CERRAH
      ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR...
    • İsmail DEMİREL
      İsmail DEMİREL
      MİLLETVEKİLİMİZ SAFFET BOZKURT’A AÇIK MEKTUP
    • Harun KARA
      Harun KARA
      ÖĞRETMENİM , HAKKINI NASIL ÖDERİM !
    • Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      SEVGİ ASLA YETMEZ!
    • Dilek Şen Karakaya
      Dilek Şen Karakaya
      KAYIP-YAS SÜRECİ
    • Hamdi Güner
      Hamdi Güner
      DÜNYASI İÇİN DÜRÜST OLARAK ÇALIŞAN MÜSLÜMAN AHİRETİNİ DE MAMUR EDER
    • Hüseyin Aksakal
      Hüseyin Aksakal
      HAVADAN SUDAN…
    • Elif Yapıcı
      Elif Yapıcı
      ECHO İLE NARCİSSUS’ UN ACI VEREN HİKÂYESİ
    • Durul Mert M.A Ed.
      Durul Mert M.A Ed.
      İNSANLARIN EN BÜYÜK ARZUSU MUTLULUK AMA NASIL MUTLU OLABİLİRİZ?
    • Kudret Yavuz Eren
      Kudret Yavuz Eren
      Çocuğunuz her şeyi unutuyor mu?

     Çok Okunan Köşe Yazıları


    • BUGÜN
    • BU HAFTA
    • BU AY

    » Henüz BUGÜN Yazı Görünmüyor
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Çocuğum Düz Taban mı? İçe mi Basıyor? Ne Zaman Endişelenmeli?
    • doğan yıldıztan
      Bir Başka Avrupa!
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Hastalık Yoktur, Hasta Vardır!
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Sınıkçılardan Uzak Durun, Bilime Güvenin!
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Yanlış Ayakkabı: Ağrılı Ayak ve Ayak Bileği!
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Çocuğum Düz Taban mı? İçe mi Basıyor? Ne Zaman Endişelenmeli?
    Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
             

    © degisimmedya.com

     İletişim Bilgileri
     Künye
    İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın
    Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
    •   ASAYİŞ
    •   EĞİTİM
    •   GÜNCEL
    •   KÜLTÜR
    •   KULİS HABER
    •   SİNEMA
    •   TEKNOLOJİ
    •   TÜRKİYE
    •   DÜNYA
    •   FOTO GALERİ
    •   VİDEO GALERİ
    •   YAZARLARIMIZ
    •   GÜNÜN HABERLERİ
    •   Arşiv
    Tel : 0 372 322 27 30

    E-posta: info@degisimmedya.com