KÖR VE SAĞIR... KEL VE FODUL...
10 Temmuz 2017 08:44:55
Kimi durumlar vardır ki, ilgi alanları dışında her şeye kör ve sağır olanlar, gidişatın önüne getirdiği gündemin üzerine dört elle sarılırlar.
1991 başlarında b mezun olmak üzere bir üniversiteliyken, Ankaralı hükümet yanlılarına Büyük Madenci Yürüyüşü'nü anlatma çabası deveye hendek atlatmakla eşdeğer bir güçlük içeriyordu. Daha ziyade kot pantolon markaları, alışveriş merkezlerinde neyin bulunabileceği gibi şeyler haricinde ekonomik konular alakası olmayanlar, makro dengelerden, istihdam oranlarından falan dem vurmaya başlayıvermişti.
Bunda garip bir şey yok. Zira o zamanlar ne kadar maden işçisi emeklilerden az maaş alır duruma düşürülmüş olursa olsun, hükümet üyeleri istenen talebin iş gücü piyasası ve makro dengelere etkileri konusunu savunup duruyordu. Madencilerin talepleri büyütülüyor, çektikleri sıkıntılar önemsizleştiriliyordu.
O an itibarıyla hükümet yanlısı olan gruplar, vardıkları sonuçlara özgür bir akıl süzgecinden geçerek değil, sadece kendilerine konfeksiyon olarak sunulan görüşleri temel veri olarak kabul ederek ulaşmıştı. Başka bir deyişle gerçeklere kör ve sağır, propaganda gereği üretilen manipülatif söylemlere açıktılar.
Bu söylemleri öylesine şiddetle savunuyorlardı ki, karşılarında normal bir fikir tartışması yürütmek mümkün değildi. Zira böyle kişiler sıkıştıkları anda meseleyi kişiselleşme eğilimine kapılır ve en hafifi karşısındakine "Zaten sen memleketin iyiliğini istemezsin" anlamına gelen yakıştırmalara yönelir. Zaten mantığın yerini konfeksiyon şablonlara bırakmak, kel ve fodul olanların işidir.
Bugün o sürecin sonundaki madenci eylemine "Büyük Yürüyüş" diyoruz.
***
Ara not: Kel ve fodul olmak, kusurlarına veya yeteneksizliğine rağmen belli bir konuda övünçlü tutum içine girenleri ifade eder.
Kel ve fodul diye tabir edilen kişiler temelde siyaset ve ekonomide başarıyı yakalayamamış ya da fazla yüksek tuttuğu hedeflerin uzağına düşmüş kişiler arasından çıkarlar. Başarısız denemeleri sırasından kurdukları ilişkilerden beslenirler, tamamı da kamuoyu tarafından tanınırlığını arttırmakla ilgilidir.
Bu ruh hali sadece şahısları ilgilendirdiğinde zararsızdır ama bu işler sosyal yaşama yansıdığında olumsuz yansımaları olabiliyor. Hem de çok kötü...Yine de olumsuz sonuçlar ortaya çıktığında, bu kişilerin yanlışa meşru mazeret bulduğu unutulup gidiverir. Onlar da yaptıklarını unutup yeni hedeflere yönelirler.
Bu kişilerin yedikleri naneler daha çok su kaldırır ama bir köşe yazısında hepsini alt alta saylanın imkanı yok. Sadece örnekler vermek mümkün.
***
2005 yılından itibaren Fiskobirlik'in etkisizleştirilmesi sürecindearalarında bu satırların yazarının da bulunduğubirçok kişi, Fiskobirlik yönetiminin kusursuz olmadığı ama bu birliğin ortadan kalkmasının ülkedeki fındık üretimi ve fiyat istikrarı açısından olumsuz sonuçları olacağını defaatle dile getirmiştir.
2007 yılında devlet Fiskobirlik'e daha önceleri fındık alımı için verdiği krediyi vermeyince, üreticiler alacaklarını tahsil edemedi. Birlik protestolara maruz kaldı. Kel ve fodul yaradılışta olan bazıları, "Vermek zorunda mı, vermezse vermez" diye savunmaya geçti. Hiç kimse, Fiskobirlik'in daha önceki alımlardan kaynaklanan kredi ödemelerini hiç aksatmamış olduğunu söylemedi. Meselenin bu cehpesine kör ve sağır kaldılar. Bu birliğin fındık üreticisinin şah damarı olduğu söyleyenlere "Üreticinin sırtından devasa bir imparatorluk kurdular, malları şu kadar, arsaları bu kadar" diyerek cevap verildi, kurum itibarsızlaştırıldı.
Sonra ne oldu, önce Toprak Mahsuleri Ofisi'nin iki yıllık destekleme alımı, sonra da alan bazlı fındık desteğiyle üreticinin ağzına bir parmak bal çaldı. Rekolte açıklamaları tek elden yapılsın derken, bir de baktık ki kimse bu işlere bakmıyor, seksen yıllık ulusal fındık politikası yerini politikasız bir fındık üretimine bırakmış.
Üretici yine hasat hazırlıklarına başladı ama endişe halinde. Rekolte güzel ama fındık para edecek mi? Ne piyasaya güveniyor, ne devlet politikalarına... Elinde iki yıllık fındığı bulunanlar varken girilen bir hasat mevsiminin tadı olur mu?
Gelinen noktada Fiskobirlikli istikrar günleri güzel bir hayal oldu.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com