SONUÇ NE OLUR?
01 Nisan 2017 08:31:51
Siz bu yazıyı okurken, Nisan ayının şakasıyla ünlü ilk gününe girmiş olacağız. Referanduma iki hafta artı bir gün kalmış olacak.
Bir süre sonra netice tahmini yapmak mümkün olmayacak. Yerelde köşelerinde görüşlerini yazan arkadaşların çoğu, destekledikleri taraf kazanmazsa, referandum sonrasında yaşayacakları ekonomik sıkıntıların hesabı içinde görüşünü yazmaktan imtina ediyor.
Bu demek değil ki basın mensupları arasında bu işler konuşulmuyor. Bugünlerde bir toplantı mahalline giden bir gazeteci görürseniz, mutlaka gecikmeler konusunda homurdanıyordur. İki gazeteci görürseniz genelde referandum ve sonuçları üstüne yorum yapıyordur.
Bu sohbetlere fazlasıyla katılan biri olarak vardığım sonuç şu: Ağırlıklı kısmını belediye ve AK Parti çevrelerinde konuşlananların oluşturduğu basın mensupları evet diyor. Bunun dışında kalanların hemen hepsinin Hayır oyu kullanacağı anlaşılıyor.
İşin ilginç tarafı, hayır kullanacak olanların hayır kullanacağını, Evet cephesinin tüm hatları da biliyor ama bunu deklare etmedikleri sürece problem edilmiyor. Referandum tavrını açık açık deklare eden kişilerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.
Zahiri olarak kararsız görünen ama hakikatte kararlı olan bu kişilerin oyları seçim sonucunu çok şaşırtıcı kılabilir.
***
Geçenlerde sevdiğimiz bir ağabeyimizle bir telefon sohbeti yapıyoruz.
Kendisi siyasete çok da yakın olmak istememekle birlikte "Evet"e kendini yakın hissediyor. Malum biz de oyunu "Hayır" olarak belirleyen, üstelik bunu deklare edenler arasındayız.
Bu büyüğümüz, "Oyların çok yakın olduğunu, ancak evet oylarının önde çıkacağını" söylüyor. İster istemez, "Oyların yakın olabileceğini ama sonucun Hayır çıkacağına" ilişkin görüşümü paylaşıyorum. Bir yandan şakalaşıyoruz, öbür taraftan da referandum gibi soğukkanlı karar verilmesi gereken bir konuda, itham, hatta ihanet seviyesine varan suçlamaların toplum üzerinde yarattığı travmadan şikayet ediyoruz.
Öyle ya, on yedi gün sonra referandum tamamlandığında, bu işlerin esamisi okunmazken 'Dostum', 'Abicim', 'Kardeşim' demekten mutlu olduğumuz insanlar, sırf teknik bir konuda bizimle aynı fikirde değil diye selamı sabahı kesecek değiliz.
Komşusundan bir selamı kesme niyeti olanın kararlarını ve ruh halini yeniden dengelemesinde yarar var.
***
Yeni bir Türkiye, istikrarlı bir yönetim, hızlı karar alınan bir idari sistem... Evet cephesinin söyledikleri bunlar... Eğer iyi niyetli, engin bilgilere sahip, kararlı ve güçlü bir lider olursa, bir ihtimal işe yarayabilir. Bu liderin olmadığı durumlarda ne olacağını izah edebilen varsa beri gelsin.
İstikrarsızlık, anayasa kitapçığının atılması, koalisyon diye tu kaka edilen dönemlerin sancılarının, bir sistemin aşırı müdahalelere kendini savunması olarak görülmelidir. İktidar, hukuk çerçevesinden çıktığında, sistemin diğer unsurlarının onu bu çerçeveye geri getirmek için gerekeni yapmasına dayalıdır parlamenter demokrasi...
Burada sorulması gereken sorular var:
Yeni sistemde cumhurbaşkanı, yasama, yürütme ve yargıyı kontrol ediyor mu?
Cumhurbaşkanı mecliste çoğunluğu olan partinin lideri olduğundan, yasamada büyük ölçüde söz sahibi olacak. Yürütmeyi zaten kendi belirleyecek, hükümeti kuracak. Yüksek yargı üyelerinin neredeyse tamamını kendisi ya cumhurbaşkanı sıfatıyla, ya TBMM'de çoğunluğu olan partinin lideri sıfatıyla atayacak. Kalan üyelerden bir kısmı zaten hükümetin unsurları...
Burada seçimi kazanan kişinin yanlış uygulamalarına karşı bir denge unsuru var da biz mi görmüyoruz? Bir kişinin bunca yetkiyi ele geçirdiği durumda, serbest, fırsat eşitliğine dayalı seçimlerin nasıl yapılacağına hiç girmeyelim isterseniz.
Bu meseleye bir de şöyle bakmak yararlı olabilir:
Şu andaki hükümet ve cumhurbaşkanını mutlaka sevenler var. Evet diyecekler. Haklarıdır. Gelgelelim bu yetkileri görevdeki Cumhurbaşkanı dışında birinin kullanmasını isterler mi acaba? İster misiniz?
Maddeleri bir okumak gerek. Okuduktan sonra bu maddelerin Türkiye için değil, başka bir ülke için getirildiğini düşünün. Bir doğu Afrika ülkesinde böyle bir değişiklik yapılıyor varsayın. Bu değişikliğin o ülkenin demokratik yapısına katkısı olur mu?
Bu iki soruya da evet diyebilenlere diyecek bir şey yok. Kendi kanaatleridir saygı duymak gerek. Fakat seçmenin çoğunun bu görüşte olacağı fena halde şüphe götürür.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com