BİLMEM SÖYLESEM Mİ, SÖYLEMESEM Mİ?
23 Subat 2017 08:53:19
Aşık Mahsuni Şerif, "Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana/Bilmem söylesem mi söylemesem mi" diyor. Nisan ayında oy kullanacağımız referanduma ilişkin anketleri incelerken, ozanın bu sözleri bir anketör önünde söylediğini düşündüm.
Kararsızlık ifade eden böyle bir cümle, çoğu zaman karşısındakini empati kurmaya zorlar. Kapınıza bir anketörün geldiğini hayal edin.
Büyük ihtimalle anket şirketinin sadece o anket için ücretli olarak gönderdiği bir üniversite öğrencisi, veya yeni mezun bir genç olan anketör, soruları sıralar:
-Geçen seçimde hangi partiye oy verdiniz?
İlk tepkiniz, tereddüt etmek olacaktır. Zira gelen anketörün soruları iktidar partisine yakın bir şirket tarafından mı sorulduğunu, yoksa muhalefet partilerinden birinin anketini mi cevaplamakta olduğunuzu bilmiyorsunuzdur. Diyelim muhalefet partisine oy verdiniz. Bunu uluorta söylemenin doğru olup olmadığı konusunda sıkıntı çekersiniz. Dahası iktidar partisine oy vermiş olsanız bile, gelen muhalefet partisinin sorularına cevap veriyorsanız, içinde bulunduğunuz sosyal ortamda bunu ifşa etmek istemiyorsanız yine tereddüt edersiniz. Duruma göre cevabınızı verdiniz diyelim.
-Yarın seçim olsa oyunuzu kime verirsiniz?
Ayol bilmem ki ne desem, siz ne dersiniz diyemezsiniz. En mantıklı çıkış kararsızım demek olabilir. Memlekette böyle bir tür varmış gibi. Sandığa gidip de kararsız olan kimse olmaz bu memlekette. Bu sadece anketçilere verilen bir cevaptır ama uygun bir cevap verirsiniz.
-Referandumda hangi partiye oy vereceksiniz?
Evet desen bir türlü, hayır desen bir türlü. Anketlerin seçmen üzerinde baskı kurmak için kasten tasarlanmış olabileceğini düşünürsünüz. Eğer gelen kişi bir miktar muhafazakar görünüşlüyse, nereye oy vereceğinizi açık etmek istemeyebilirsiniz.
Zaten bu noktadan sonra doğruyu mu, yoksa o an için uygun gözükeni mi söyleyeceğiniz tamamıyla strateji meselesidir. Anket şirketinin elde ettiği sonuçların doğruluğu nasıl olsa sizin işiniz değildir. Maazallah başınıza bir iş gelir diye uygun olan birtakım cevaplar verebilirsiniz.
***
Bir ihtimal, elinde oy pusulası, kapalı bir zarfla gelen birisi anket yapıyordur. Oyunuzu verip şu sandığa atın, biz bilmeyelim diyebilir. O zaman kafanıza göre takılma ihtimaliniz arka arkaya soru soran şüpheli bir tipe cevap verdiğinizden daha yüksektir.
Şimdiye dek çeşitli anketlerde cevaplar vermişimdir. Böyle anket yapıldığını işitmişliğim olsa da bana hiç denk gelmedi.
Bu yüzden sonuçlar hep şüphelidir benim gözümde.
***
Anketlerin sonuçlarından kuşku duymak bir vatandaşlık hakkı kabul edilse yeridir. Zira iktidar partisi tarafından yapılan anketlerle, muhalefet tarafından yapılan anketler, parti yetkililerinin açıklamalarından anlaşıldığına göre aynı sonuçları vermiyor. Yukarıda anlatılanlardan ötürü elbette.
Mesela, iktidara yakın olarak bilinen bir şirketin (ocak ayında) yaptığı ankette evet oyları yüzde 52,4, hayır oyları ise 47, 6 çıkıyor. Aynı dönemde, hükümete yakın sayılan başka bir şirket evet oylarını yüzde 62, hayır oylarını ise yüzde 38 gösteriyor. Bir diğeri ise yüzde 59,77 evet, 40,23 hayır gösteriyor.
Muhalefet partileri de kendi anketlerinin doğru olduğunu ve Hayır oylarının daha fazla olduğunu söylüyor. Biri yüzde 48,7 Evet oyuna karşılık, yüzde 51,3 hayır oyu gösteriyor. Başka biri aynı dönemde evet oylarının yüzde 42,4, Hayır oylarının ise yüzde 57,6 olduğunu savunuyor. Bir ay sonra yine bağımsızbu muhalefet partilerine yakın demek oluyorbir şirketin anketinde rakam 41,8 Evet, 58,2 Hayır rakamına kadar yükseliyor.
Aynı şirketin bir ay arayla yaptığı iki ankette rakamlar büyük oranda farklılık gösterse de, gönüllerinin tercihini karşı kampa bırakacak rakamlara asla düşürmüyor kendi oylarını.
***
Bu durum, anketlerin güvenilirliğini sarsıyor olmalı ki, verilerini açıklamadan önce, "Bir Kasım Seçimlerini doğru bilen şirketten" diyerek sıfatlar türetiliyor, güvenilirliğin bu şekilde daha da pekiştirildiği düşünülüyor.
Yukarıda anlatıldığı üzere, anketlere cevap verenlerin doğru cevap verdiği varsayımı üzerinden hareket etsek dahi, çeşitli siyasi partilerin anketleri istedikleri gibi eğip büktüğünü de bildiğimizden anketlere güven olmayacağını hepimiz biliyoruz.
Ama kapıya gelen üniversite öğrencisi anketörün üzülmesini de istemiyoruz. Sorular birbiri ardınca gelirken, aklımıza yine Mahsuni Şerif'in türküsü geliyor:
Bilmem söylesem mi söylemesem mi?
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com