İŞSİZLİK HİPOTEZİ...
16 Subat 2017 09:03:12
Türkiye İstatistik Kurumu, 2016 yılı kasım ayı işsizlik rakamlarını açıkladı. Yılın ilk onbir ayında tam 425 bin kişi işsizler ordusuna katılmış.
Yurdum insanı analitik düşünmekten pek hoşlanmadığından, bunun yerine algılarında iz bırakan günlük verilerle uğraştığından problemleri bir öncelik sırasına koyma konusunda bir miktar sıkıntılıyız galiba.
Memlekette gündem öyle hızlı değişiyor ki. Her gün yeni bir konu üzerinde boş polemikler yapıyoruz. Mesela bugün eğitim sistemini tartışıyoruz. Pat bir olay oluyor, adamın biri Osmanlı dönemiyle ilgili uçuk bir iddia ortaya atıyor, dün vatanın beka sorunuymuş gibi tartışılan mesele unutulup gidiyor.
Yine de ağaçları, yaprakları, yaprakların damarlarını, kökleri, filizleri konuşmayı bırakıp, ormanın geneline baktığımız zaman problemlerin belli öncelik ve önem dereceleri olduğu anlaşılıyor.
Yine de hangi tepenin üstünde durup baktığınıza göre bu öncelik dereceleri birbirinden farklı olabilir. Bugün biri en önemli konunun cumhurbaşkanlığı sistemi olduğunu söyler, öbürü terör diyebilir, diğeri eğitim diyebilir. Bu farklılıklar, ilk beşte ufak tefek yer değişiklikleri dışında bir şey değildir.
Türkiye'nin en önemli problemi, bu satırların yazarının durduğu yerden bakınca, işsizlik gibi görünüyor.
***
Hipotez şöyle:
İşsizlikki bu aynı zamanda yoksulluk da demektir sorunu diğer tüm konuların anasıdır. Önemli problemler olarak gördüğümüz değer şeylerin büyük bölümü işsizlik probleminin türevidir. Eğer işsizlik problemini yenmek mümkün olabilirse, türevlerinin büyük bölümü kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
Bu hipotezi örnekleyelim...
Mesela eğitim; insanca yaşayabilecek gelire sahip insanlar, eğitim için daha fazla harcama yapma imkânına kavuşmaları bir yana, yoksulluk ve muhtaçlığı kullanılarak manipüle edilmeye daha kapalı olacaklardır. Dahası beslenme ve barınma ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra, kişisel gelişimlerine de daha fazla zaman ayırma fırsatı elde edeceklerdir.
Mesela aile içi veya diğer türlerden şiddet; özgüveni yüksek insanlar çevreleriyle çok daha sağlıklı ilişkiler kurarlar. Kendi mahrumiyetlerinden dolayı diğer insanlardan, tüm dünyadan, evrenin ta kendisinden nefret etme ihtiyacı duymazlar. Dahası, toplumla uyumlu bir birey halinde olmak, elindekini yitirmemek için daha da büyük bir mecburiyete dönüşür.
Mesela terör; tok insan devletine daha fazla sahip çıkar. Şeyh Edebali'nin "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" demesinin altında bu neden yaşar. Cari düzeni koruyup kollamak, o düzende yaşayan insanların öncelikle beslenme ve barınma gibi ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri durumunda daha kolaydır. Türkiye'de asgari ücret pek iç açıcı durumda değil ama hiç değilse işsiz sayılan herkes bu asgari şemsiye altına alınabilmiş olsaydı, başka konulardan söz ediyor olurduk.
Diğer tüm konular da işsizlik ve yoksulluk problemlerinin türevidir. Herkesin sigortalı bir işte çalıştığı, sosyal güvenlik şemsiyesi altında olduğu bir ülkede sosyal güvenlik problemi yine de konuşulabilir ama sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının yaptığı yardımlar şeklinde değil, hak edilenlerin miktarı ile konuşulur. Sağlık sistemi ile ilgili problemlerin büyük bölümü, erken yaşta evlilikler, çocuk yaşta işçilik gibi problemleri işsizliğin olmadığı bir ülkede minimize etmek çok kolaydır.
Listeyi böylece uzatabilirsiniz.
***
Ne yazık ki bizde problemleri bir öncelik sırasına koyma anlayışı yok.
Öyle olsaydı işsizlik gibi can yakıcılaf değil, işsizliğin ne kadar can yaktığını işsiz kalanlar bilirve toplumun bu kadar geniş bir kitlesini etkileyen, kendiliğinden birçok problemin kaynağı haline gelen bir mesele dururken, siyasiler bugün olduğu gibi kendi ikbaline uygun gündemleri topluma kakalamaya çalışmazdı.
Diğer taraftan, zaten işsizlik olmasaydı "Umut ticareti" yapılamayacağından, bu "Kakalama" işlemini hayata geçirmek, o kadar kolay olmayabilirdi. Neredeyse istenenin işsizliğin devamı olduğu sonucu da çıkarılabilir bundan. Tabii bu aşırı bir yorum ve böyle olduğunu söylemek köt üniyetlilik olacaktır.
Ama akla gelmiyor da değil...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com